1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. ZALİM DURDURULMALI

ZALİM DURDURULMALI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Adamın alnında “zalim” diye damga olmadığına göre, zalim olup olmadığını nasıl anlayacağız? Tabii ki davranışlarına bakarak!

Kişi acımasız, kıyıcı, can almaktan, insanlara maddi-manevi işkence yapmaktan, dini kullanarak hırsızlık yapmaktan, suçsuz-günahsız insanları zindanlara attırmaktan, insanların mallarına-mülklerine haksız olarak el koymaktan utanmıyor, aksine zevk alıyorsa o kişi zalimdir…

Zalim mutlaka durdurulmalıdır. Durdurulmadığı takdirde her geçen gün daha da zalimleşecek, hem topluma, hem kendi çevresine daha fazla zarar verecektir.
Zalim hangi yolla gelip egemen olduysa, aynı şekilde bertaraf edilmelidir.

İşte bu sebepten demokrasi, cesur ve dürüst insanların rejimidir.
Demokratik rejime sahip olduktan sonra da üzerine titremeli ve korunmalıdır.
Demokrasinin evrensel şartları vardır.
Kimse size “alın işte bunun adı demokrasidir” diyemez, diyememelidir.
Eğer biri böyle derse ve siz de buna inanırsanız, zalimlerin Tunus-Libya-Mısır-Irak- Suriye’ye getirdikleri gibi bir demokrasiniz olur.
Avrupa yollarında bir yudum özgürlük için, Akdeniz ve Ege Denizinde ölümü bile göze alan zavallıların durumuna düşersiniz.

Israrla vurguluyoruz, “Türkiye’de Hukuk-Bağımsız Yargı, AKP-MHP-HÜDA PAR” tarafından öldürülmüştür. Bunlar Hukuk KATİLİDİR” diye.
Özellikle, Ergenekon-Balyoz Davalarında ve Türk Ordusunun Komuta Heyetinin çökertilmesinde, Kozmik Odanın Terör örgütlerine açılmasında, 17/25 Hırsızlık- Soygun ve Rüşvet olaylarında, yargının nasıl ahlaksızca silah gibi kullanıldığını gördük. İnsanların kumpaslarla suçsuz yere zindanlara atıldılar…

Tamam, Zalimi demokratik yolla göndereceğiz ama, sizlerin devlete saygınızdan dolayı suskun kalmanızı, bu ilkel insanlar “Korktuğunuz” diye algılayacaklar ve zulümlerini arttırıp, can yakacaklar.

Bu yüzden, Türk Aydınları Anayasamızın bizlere verdiği “Demokratik Direnme” haklarını kullanmalıdır.
Muhalif Siyasi Partiler, Duayen Hukukçular, İş Dünyası, Esnaf Çiftçi İşçi kuruluşları, özellikle EMEKLİLER ayağa kalkmalıdır, konuşmalıdır.

Ülke sizin, nasıl bir rejimde yaşamak isteme tercihi de sizin. Çocuklarınıza ister İran benzeri karanlık bir din devleti bırakırsınız, ister Çağdaş Zengin Atatürk Cumhuriyetini! Daha ne diyeyim ki…

Sağlık ve başarı dileklerimle

28 Ocak 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

AKP/MHP/HÜDA-PAR İTTİFAKI!

İnternet demiş ki; “Ben olmasam hiçbiriniz bir işe yaramazsınız!”
Elektrik oturduğu yerde yanıtlamış; “Hadi len!”
Türk Milleti elektrik gibidir ve henüz son sözünü söylememiştir…

Yerli-Milli kelimelerini en son ağza alacak kişiler, Yeni ÖCALAN İttifakının Lider Partileri AKP, MHP-HÜDA-PAR-DEM önderlikleridir. Buna biraz sonra değineceğiz. Önce ittifakı konuşalım.
“İttifak” yapmak için gerekli olan bazı şartlar vardır. Bu şartlar eksik olursa o ittifak, hayırlı ve ilkeli bir ittifak olmaz. Kişisel menfaatler veya suç işlemek için yapılmış birliktelikler olur.

İttifak yapacaklar öncelikle birbirlerine ve topluma saygılı olmak zorundadır.
Taraflar haysiyete, şerefe, namusa, saygıya, insan olmanın gereklerine uygun davranmıyor ve birbirlerine en ağır hakaretleri televizyon ve gazeteler aracılığıyla üst üste ve defalarca yapıyorlarsa, yapışkan olarak ne kullanırsanız kullanın o ittifak çatlar, yürümez.
İster iktidar gücünü, ister koltuğu, ister parayı, yapışkan olarak kullanın, hakaret etme virüsünün kölesi olanlar, o ittifakı paramparça ederler…

Gelelim yerli ve milli olmaya; Kim yerli ve milli?
-Gençliğini, İran’ın Türkiye ajanı Mehdipur’un yanında geçirenler mi?
-El-Kaide liderlerinden Gülbettin Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturanlar mı?
-Konya mitinginde İstiklal Marşı okunurken, oturanlar mı?
-BOP’a Eşbaşkan olanlar mı?
-FETÖ’nü 11 yıl koruyan kollayan ve devletin kozmik odasına sokanlar mı?
-Terör örgütü İhvan’ın işaretini partisinin amblemi yapanlar mı?
-IŞİD’i önce Türkiye’ye, sonra Suriye’ye, şimdi de Libya’ya sokanlar mı?
-İmralı canisini, renkli TV’li villasından çıkartıp serbest bırakmak isteyenler mi?
-Barzani eşkıyası ile sazlı sözlü sıra gecesi yapanlar mı?
-Türk Devletinin düşmanı Şivan Perver’i Diyarbakır’da alkışlayanlar mı?
-İmralı canisinin mektubunu televizyon canlı yayınında okutanlar mı?
-Kıbrıs’taki “Garantörlük” hakkımızı satanlar mı?
-Ege adalarımızı Yunan’a peşkeş çekenler mi?
-Tarımı-hayvancılığı bitirenler mi?
-Binlerce yıllık tohumlarımızı yasaklayıp, yabancılara muhtaç bırakanlar mı?
-Reza Zarrab gibi dolandırıcılara “Hayırsever” deyip ülkeyi rezil edenler mi?
-Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldık, diyenler mi?
-Türklük bölücülüktür, diyenin kucağına oturanlar mı?
Allah rızası için söyleyin, bunlar mı Yerli ve Milli?
Hadi len, hadi…

Değerli Okurlar;
23 yıldır ülkemiz maddi manevi her alanda çöküntüye uğradı. İnsanlarımız kaos ve sorunlar yumağı içinde adeta beyin felcine uğradı. Toplumun üçte ikisi borç yükü altında. Önümüzü göremiyoruz, sağlıklı düşünemiyoruz.
Havuz medyası ve satılmış merkez medya, hükümetin propaganda aracı gibi çalışıyor. Dışı İmam içi Haham olan sapıklar, her gün İslam’ı ve Türk Milletini saçma fetvalarıyla karalıyorlar.

Her mahallede, her partiden demokrasiye-özgürlüğe-çağdaşlığa-lâik Cumhuriyete-hukuk devletine inananlar biraraya gelmeliyiz. Çevremizdeki ve ülke genelindeki sorunları konuşmalı ve provokasyona gelmeden, demokratik tepkimizi göstermeliyiz.
Çocuklarımızın okullarındaki her olayı takip etmeliyiz.
Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı dillendirmeliyiz.
Türk Milleti olarak “BURADAYIZ, ÖLMEDİK” demeli ve bu sahte korku duvarını beraberce yıkmalıyız.
Türk yurduna, Türk egemenliğine göz koyanlara “O KADAR KOLAY DEĞİL” demeliyiz. Bizler biraraya geldikçe yeni ve etkili fikirlerin, yöntemlerin ortaya çıkacağını göreceğiz.

Önümüzdeki dönemde yapılacak bu mücadele;
Vatansızlar ile Vatanseverler arasında olacak!
Bu savaş kötülerle iyiler arasında olacak!

Sağlık ve başarı dileklerimle

27 Ocak 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

BENİM OĞLUM BİNÂ OKUR

CB Erdoğan’ın çokça kullandığı bir deyiştir. Tamamı;
“Benim oğlum binâ okur, döner döner yine okur” şeklindedir.

Gençler için açıklayalım;
Binâ, Arapça dilbilgisinde fiillerin çatılarını, Emsile ise fiil çekimlerini ve örneklerini içerir. Medreseye yeni başlayanlar için çok zor bir derstir.
Ancak, Binâ dersinde başarılı olanlar bir üst aşamaya geçerlerdi. Başarılı olamayanlar, dönüp tekrar Binâ dersinden geçinceye kadar okumak zorundaydılar.
CB Erdoğan’ın kullandığı bu deyiş halk dilinde daha da basitleştirilerek
“Delinin şeyine tutunduğu gibi” şeklinde günlük hayatımızdadır…

CB Erdoğan’ın da tutunduğu “Binâ’sı” 28 Mayıs 2013’te başlayan “GEZİ OLAYLARIDIR!” Elinde iş kalmayınca döner döner Gezi Olaylarına tutunur!

Herhangi bir Dava’nın içinden, yeni davalar çıkarmakta usta olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı (Kendisi, AKP’nin Habur’da yarattığı SEYYAR MAHKEME gibi “Seyyar Giyotinci” olarak başarıyla görev yapar! O kadar ustadır ki, kafanızı keser ama siz başınızın yerinde durduğunu sanırsınız. Biraz hareket ettiğinizde, kafanız önünüze düşer Hatta Adliye koridorlarında
“Ustura Savcı” olarak tanınır. Dönemin Zekeriya Öz’ü gibi bu da altında zırhlı ve alttan ısıtmalı araca biner. Sonu benzemesin!

“CB Erdoğan” en son Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kendisine seçim kazandıran Sinan Oğan’ın patronu Ümit Beyi de içeri attırınca, önünde şimdilik başka işi kalmayan Ustura Savcı, CB Erdoğan’a “Efendim Gezi Olayları adeta maden gibi. Eşeledikçe, Müslüman Halkımızı Ramazan Pidesi gibi bölmek ve parçalamak isteyen hainler çıkıyor. Ben bunlara dalmak istiyorum” der ve toplumun sevdiği sanatçıları ifadeye çağırmaya başlar. Eski Komünist, eski az Devrimci, yeni Siyasal İslamcı Başdanışman
Mehmet Uçurum, Ustura Savcının uygulamaları için Erdoğan’a itirazda bulunmuş!
“Efendim aradan 12 yıl geçmiş. Zaten içerdekiler çıkamıyor. Bakın tüm Hizbullahçı KATİLLER bile serbest kaldılar, ama geziciler hapishane gediklisi gibi oldular. Aynısını bize yapsalar, o zaman ne deriz” diye sordu?
Kendisine “Biz sadece Allah’a hesap veririz” yanıtı verildi!

Bu lanet 2013 yılını düşününce, tam bir “Tepe Sersemi” gibi olurum, dünyam alt üst olur. Neden mi? Anlatmaya çalışayım!
28 Mayıs 2013 Gezi Olaylarının başlaması!
İktidarın orantısız güç kullanması sonucu 8 GENÇ öldürüldü, 7 kişi kör oldu.
9026 kişi yaralandı.
En fecisi ise Geziciler Camiye ayakkabıları ile girdiler ve bira içtiler. Başı örtülü Bacımıza saldırıldı, bebeği tekmelendi, üzerine işediler. Bunların olduğunu, canlı TV yayınlarında AKP Genel Başkanı Erdoğan söyledi.
Hatta hepsinin görüntüleri var, Hayırsız Perşembe bir geçsin, Hayırlı Cuma günü görüntüleri yayınlayacağız dedi ve sözünü her zamanki gibi tuttu!

Erdoğan 11 Haziran 2013’te, FETÖ’nün 11’nci Türkçe Olimpiyatlarında öyle içten, öyle derin bir konuşma yaptı ki, FETÖ taa Pensilvanya’dan ağlayarak dua etti; “Taş tut, tuttuğun taş altın olsun yiğidim” dedi.
Salondaki bir Başı Örtülü Bacı, aşka geldi ve “G.tünün kılı olayım” diye bağırdı. Först Leydi, bu kadına çok kızdı…

17/25 Aralık 2013’te lağımlar patladı. Erdoğan’ın Bakanları-Bakanların veletleri-İranlı bir PİÇ-Banka Genel Müdürü, tarihimizin en büyük Hırsızlık olayı sonucu tutuklandılar. Erdoğan’ın ve Halkbank’ın bağlı olduğu Babacan’ın bu olaylardan elbette haberleri olamazdı, değil mi?
Daha sonra Erdoğan; “Bu olay hırsızlık değil, bize karşı yapılmış bir darbe girişimidir” dedi ve el konulan paraları, faizleriyle beraber geri aldılar.
İşte ben bu yüzden 2013 yılına LANET bir yıl dedim.

Aziz Türk Milleti’nin Değerli Hukukçuları, lütfen bana yardım edin!

28 Mayıs 2013’te yaşanmış GEZİ OLAYLARI, 12 yıl sonra tekrar açılıyor ve soruşturma devam ediyorsa, aynı yıl içinde 11 Haziran 2013’te Erdoğan’ın FETÖ Silahlı Terör Örgütünü överek göklere çıkarmasını nereye koyacağız?

Ayrıca, Erdoğan’ın “Rabbimden af, milletimizden özür dilerim” dediği
SUÇ İTİRAFINI ne yapacağız?

Sakın bana “Serdaroğlu, sen de delinin şeyine tutunduğu gibi tutturdun 2013 de, 2013 “ diye kızmayın.
Benim ısrarcı olmamın sebebi Erdoğan’dır. Kendisi, FETÖ ile paylaşım kavgasından sonra şunu demişti;
Rabbimiz der ki; Siz akletmez misiniz? Siz sonunuzu düşünmez misiniz?

Valla ben düşündüm ama, işin içinden çıkamadım. Ondan, Hukukçulardan yardım istiyorum. Onlardan da bir fayda çıkmazsa Ulema’dan Jet Skici Cüppeliye giderim bilmiş olun…

Sağlık ve başarı dileklerimle

26 Ocak 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
ZALİM DURDURULMALI
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin