Türkiye’de özel hastanelerde yeni doğan bebekleri para kazanmak uğruna öldürdükleri ya da sakat bıraktıkları iddiasıyla, doktor ve hemşirelerin dahil olduğu Yenidoğan Çetesi’nin yargılamasına 18 Kasım’da İstanbul’da başlandı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22’si tutuklu 47 sanık hakkında hazırladığı 1399 sayfalık bir iddianame, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 28 Ekim tarihinde kabul edildi.
İddianamede sanıkların İstanbul’da, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bazı bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettirdikleri, bazılarının ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülüyor.
İddianamede;
Hayatını kaybeden 10 bebek “maktul”, 5 kişi “müşteki”, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü “suçtan zarar gören”, Sağlık şirketleri ve hastaneler “malen sorumlu”, 47 kişi “sanık” olarak yer alıyor.
Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın pek çok özel hastaneyle olan sözleşmelerine bağlı olarak, doğum sonrası ölümleri azaltmak için yenidoğan bebeklerin kaldığı yoğun bakımlara günlük 8000 TL ödeme yapılıyor.
“Yenidoğan çetesinin” devletin gün bazlı hesaplanarak ödemesini yaptığı “yoğun bakım tedavisi” kapsamında, “sözde tedavi” uygulaması üzerinden kazanç edebilmek adına 19 özel hastane ve birçok “112 Acil” personelini organize ettiği iddia ediliyor.
- Yenidoğan bebeklerin sağlık durumları kötü gösterilerek uzun süre yoğun bakımda tutulduğu ve böylece SGK’dan yüksek meblağda ödeme alındığı,
- Entübe edilmediği halde entübe gösterilen bebeklerin kayıtları yapılarak durumlarının manipüle edildiği,
- Özellikle Acil Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Komisyonu (ASKOM) kurallarına aykırı olarak hasta nakillerinin yapıldığı ve böylece hastanelerin yatak doluluk oranlarının artırıldığı öne sürülüyor.
CİMER’e ilk ihbar 27 Mart 2023’te
“Yenidoğan çetesi” ilk kez Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) 27 Mart 2023’te yapılan isimsiz bir ihbar üzerine tespit edildi.
İstanbul’da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen soruşturmada, bazı özel hastanelerin yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin usulsüz şekilde işletildiği, rüşvet ve evrakta sahtecilik yöntemleriyle SGK’dan haksız kazanç sağlandığı ortaya çıktı.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezlekede ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde çete, “suç örgütü” olarak nitelendiriliyor ve örgüt üyeleri beş ayrı kategoride suçlanıyor:
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, örgüt adına faaliyet yürütmek,
- Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi (bebek ölümlerine atıf),
- Nitelikli dolandırıcılık (SGK üzerinden alınan haksız ödemeler),
- Resmi belgede sahtecilik,
- Rüşvet.
Doktor Fırat Sarı, Medisense Sağlık Hizmetleri adlı şirketin sahibi ve “örgütün lideri” olarak suçlanıyor.
Doktor İlker Gönen ve ambülans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, “örgütün yöneticileri” olmakla itham ediliyor.
On kişi “örgüt üyesi” olmakla suçlanıyor.
Polis fezlekesinde tüm bu isimlerle birlikte 10 hemşirenin yaptıkları iddia edilen usulsüzlükler de anlatılıyor.
Sanıklar hakkında istenen cezalar
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez uygulanmak üzere “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları isteniyor.
İddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
“Yenidoğan çetesi”nin işlediği iddia edilen 197 suç eylemi, 30 klasörlük denetim raporunda yer aldı.
Ruhsatları iptal edilen hastaneler
Soruşturma kapsamında, İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edildi.
Ruhsatları iptal edilen hastaneler şöyle:
- Özel Avcılar Hospital Hastanesi
- Özel TRG Hospitalist Hastanesi
- Özel Birinci Hastanesi
- Özel Güney Hastanesi,
- Özel Bağcılar Medilife Hastanesi
- Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi
- Özel Reyap İstanbul Hastanesi
- Özel Şafak Hastanesi Bağcılar
- Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi
- Çorlu Reyap Hastanesi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, soruşturmada adı geçen hastanelere yapılan ödemelerin durdurulduğunu, bu hastanelerin SGK sözleşmelerinin de iptal edildiğini açıkladı.
Soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü vurgulayan Bakan Işıkhan, “SGK olarak finansal boyutuyla ve adli boyutuyla bu işin takipçisi olduğumuzun ve sorumluların gerekli cezaları alması için gayret ettiğimizin bilinmesini isterim” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Ekim’de yaptığı açıklamada, “Masum bebeklerin hayatıyla oynayan bu canilerin bir daha gün yüzü görmemesi için Cumhurbaşkanı olarak ben de konunun bizzat takipçisi olmaya devam edeceğim” dedi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ise aynı gün Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, bebek ölümlerine neden olan “yenidoğan çetesi”nin titizlikle yürütülen bir soruşturmanın ardından 26 Nisan’da düzenlenen bir operasyonla çökertildiğini söyledi.
CHP’den suç duyurusu
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, skandalın ortaya çıkması sonrası Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na istifa çağrısı yaptı.
Yücel, 19 Ekim’de yaptığı konuşmada skandalla ilgili “Başka bir ülkede olsa hükümet istifa ederdi. Bizde ise sorumluluğu olan siyasiler büyük bir yüzsüzlük ve pişkinlikle koltuğa yapışıyorlar” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel aynı gün, iktidara hitaben, “Eğer varsanız bu işe bulaşan bütün hastaneleri, FETÖ’nün yaptığı hastanelere, okullara nasıl KHK ile el koyduysanız, bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım” dedi.
Özel, soruşturmada CHP Beylikdüzü Belediye Meclisi Üyesi Ahmet Atilla Yılmaz’ın adının geçmesine ilişkin olarak da “Bu işin içinde, içinde değil, 10 kilometre kenarında bir tane CHP’li varsa onu partide tutan namussuzdur, şerefsizdir” ifadelerini kullandı.
Ahmet Atilla Yılmaz aynı gün CHP’den istifa etti.
CHP, 22 Ekim’de, eski Sağlık Bakanları Recep Akdağ, Mehmet Müezzinoğlu ve Fahrettin Koca ile dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu hakkında “görevi kötüye kullanmak” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Ankara Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, “Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında sağlığı ticari metaya dönüştüren ve para hırsıyla canlarımıza kıyan bu çetelere zemin oluşturan, bu oluşumlara göz yuman AKP bu işin baş sorumlusudur” dedi.
Bakan Memişoğlu kendisine yöneltilen suçlamalara, 18 Ekim’de Gerçek Gündem’den Seyhan Avşar’a konuşarak yanıt verdi.
Avşar’ın soruları ve Memişoğlu’nun yanıtları şöyle:
-Sayın Bakan bu olay siz İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğunuz dönem yaşandı. CİMER’e yapılan şikayet anına kadar bunu fark etmediniz ya da fark edemediniz. Bu soruşturmanın iznini veren eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ekibi dahi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Birimi’nin bu süreci tespit etmesi gerektiğini ancak etmediğini söylüyor. Eksik ya da yetersiz mi kaldınız? Konu CİMER’e yazılana kadar nasıl fark etmediniz?
Sizlerden objektif olmanızı rica ediyorum. Üstümüze düşen neyse yaptık. Soruşturma 2023 yılında başladı. 22 kişi tutuklu. Sizler tutuklu sayılarını biliyorsunuz. Peki o isimlerin nasıl operasyon yapıldığını biliyor musunuz? Onun görüntülerini de sizlerle paylaşacağım. Denilenler doğru değil. Üzerimize düşenin fazlasını yaptık. Bunu diyenlere aldanmayın. Biz gereğini yapan tarafız. Bir basın açıklaması yaptık Seyhan Hanım. Onu ben size de atayım okuyun. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Biz gereğini yapmazsak söylersiniz.
-Sayın Bakan “gereğini yapan taraf” olduğunuzu söylüyorsunuz. SGK’yı dolandırmak için bebekler öldürülmüş. Bir soruşturma var. Bu hastaneler SGK’ya neden bildirilmedi?
Siz SGK’ya bildirim yapılmadığını nereden çıkarıyorsunuz. SGK’ya bildirim yaptık. Savcılığa bildirim yapıldı.
– SGK’ya bildirim yapılmasına rağmen bu hastaneler “hizmet” vermeye devam mı etti?
Artık konuşmak istemiyorum. İyi geceler…
Ruhsatı iptal edilen hastanelerden Özel Avcılar Hospital’ın sahibi eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise 18 Ekim’de Odatv’ye yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
“Bizim hastanemizin ismi geçiyor. Bizim insanı iyileştirmek, hayatta tutmak dışında bir anlayışımız olamaz. Böyle bir anlayışta olan kişiyi kabul etmemiz de mümkün değil. Ve bu anlayış dışında olan kişilerin de hukuk önünde ceza alması için de çalışırım.”
Daha sonra Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek’e konuşan Müezzinoğlu “Şu ana kadar incelenen dosyalara bakılırsa bizim hastanemizde dikkatli olmuşlar. Etik kurallara uymuşlar. Bizim buradaki dosyalarda yanlış görünmüyor” dedi.
Çetenin yaptığı usulsüzlükleri hiç fark etmediklerini, soruşturma başladıktan sonra kimsenin gelip kendilerini bu çeteye karşı uyarmadığını söyleyen Müezzinoğlu, “Bu hastaneyi 40 yıl önce açtık. Açılışa Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan da gelmişti” dedi ve ekledi:
“Orada da söyledim. Bizim için önemli olan para değil, mesleğin saygınlığı. Amacımız layıkıyla sağlık hizmeti vermek. Ekmeğimizi oradan kazandık ama şunu da hep bildik: Hekimlik para kazanma mesleği değil.”
Meclis’te genel görüşme önerisi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi
Saadet Partisi Meclis Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM Genel Kurulu’nda 22 Ekim’de yaptığı konuşmada skandala tepki gösterdi.
Bülent Kaya, yoğun bakım ünitelerinin alt şirketlere devredildiği dönemde denetim yapılmadığını savunarak Sağlık Bakanlığı’nı eleştirdi.
Kaya, “Siyasi sorumluluklar üstlenilmediği sürece her gün yeni skandallar yaşanacak” dedi.
Saadet Partisi, skandalın araştırılması ve sağlık sistemindeki denetimlerin güçlendirilmesi için TBMM’ye genel görüşme önerisi sundu.
Öneri, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, 12 Kasım’da “yenidoğan çetesi” mensuplarına ait olduğunu öne sürdüğü WhatsApp yazışmalarını yayımladı.
Bir yazışmada çete üyelerinden birinin, “Bağcılar’dan gelen bebek” diye paylaştığı fotoğrafan bir başka kişi “Bebek pisliğin teki çıktı İlker baba” şeklinde yanıt veriyor.
Bir diğer yazışmada ise bir çete üyesi ağlayan bebeğe ilaç verip, “Kestim nefesini, haberiniz olsun” diyor.
13 Kasım’da da SÖZCÜ TV’de yayımlanan Arena programında gazeteci Uğur Dündar’a konuşan Turhan Çömez, soruşturma kapsamında kapatılan bir hastanede bebekler üzerinde deneyler yapıldığını da iddia etti.
Sağlık Bakanlığı’ndan henüz bu iddiayla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
Yenidoğan çetesi davası duruşmasının 2. günü
Dün İstanbul’da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması, ikinci gününde devam etti.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu, 8’i kadın 22 tutuklu sanık, 20 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Duruşmayı, çok sayıda avukat ve basın mensubu izliyor.
Duruşma, tutuklu sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasının alınmasıyla başladı.
Öte yandan salonda ve salonun önünde polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
İddianameye göre;
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK’den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor.
Ceza istemleri
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.
Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E’yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı. Bu soruşturma ise devam ediyor.
Siyasi Parti ve Dernekler açıklama yaptı
Yenidoğan çetesi davası öncesinde Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yapan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM), İstanbul Kadın Meclisi ve Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), sağlık sistemi ve AK Parti’nin politikalarını eleştirdi
Yenidoğan çetesi davası öncesinde Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yapan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM), İstanbul Kadın Meclisi ve Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), sağlık sistemi ve AK Parti’nin politikalarını eleştirdi.
Vitamin ve takviye satın alınSGK’yı dolandırarak yenidoğan bebeklerin ölümüne neden olan “yenidoğan çetesi”nin yargılandığı Bakırköy Adliyesi önünde Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM), Halkın Kurtuluşu Partisi (HKP) ve İstanbul Kadın Meclisi açıklama yaptı. “Türkiye tarihinde bebeklerimize göz dikildiğini hiç görmemiştik”Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM), tarafından yapılan açıklamada şu ifadeleri kullandı:”Türkiye tarihinde bebeklerimize göz dikildiğini hiç görmemiştik. Küçücük çocukların ciğerlerini yok ettiler, onların kanını aldılar ve yaşayacak çocuklarımızın hayatına göz dikip onları öldürdüler. Bugün UCİM 16 avukatıyla davada müdahillik talep edecek. Mahkeme heyetine sesleniyoruz: Müdahale taleplerimizi lütfen kabul edin. Biz davaya bir gün değil, her celsede o bebeklerin yanında olacağız.”Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) açıklamasında ise yenidoğan çetesinin AKP iktidarının özelleştirme politikaları sonucu oluştuğunu savunularak, “Bu vahim olay yalnızca İstanbul’la ya da sadece yenidoğan üniteleriyle sınırlı kalmamıştır. Tek bir olay değildir. Oysa sağlık ve eğitim temel insan haklarıdır. Onu, gözünü kar hırsı bürümüş kişilerin eline vermek, hele de din kisvesi altında dünya menfaati sağlamak için her yolu mübah gören AKP gillerin insafına bırakmak bu akıl almaz trajedilerin yaşanılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir” denildi.
“Sorun siyasi iktidarda”
İstanbul Kadın Meclisi açıklamasında da şu ifadeler yer aldı:”Bu davada, bu bebeklerin ölümünden her kim sorumluysa biz onların gereken cezayı alması için mücadele edeceğiz. Ama tek sorumlunun onlar olduğunu düşünmek büyük bir hata olur. Sorumlu sağlığın bir kamu hizmeti olması gerekirken, onu bir sektöre dönüştürenlerde. Sağlık en temel insan hakkıyken, sağlığı bize parayla satanlarda. Sorun, bu iktisadi düzenin kendisi. Sorun, her yeri özel hastanelerle dolduran, özel hastaneleri teşvik eden ve bir de bu özel hastanelerin yükünü emekçi halkın sırtına yükleyenlerde. Sorun bu siyasi iktidarda.”
Sözcü, Gerçek Gündem, OdaTV, BBC Türkçe, AA, Haber ajansları