1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. YARGI TARAFLI DAVRANAMAZ

YARGI TARAFLI DAVRANAMAZ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Kararları çok tartışılmakta olan, tutum ve davranışlarla kamuoyunun vicdanını yaralayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve görevlileri, eğer Türk Milletinde oluşan “Devletin bu kurumunda farklı hukuk var, bazı kişilere adeta “Düşman Hukuku” uygulanıyor algısını düzeltmezlerse, Türk Milleti için çok ağır ve yıkıcı sonuçlara sebep olabilirler.
Bu durum hukukun temel prensiplerinden sapma anlamına gelir ve domino etkisiyle birçok alanda ciddi sorunlara yol açar.

Yargının taraflı hareket etmesi vatandaşların adalete olan inancını temelden sarsar. Hak aramanın sonuçsuz kalması veya haksızlığa uğrama korkusu devlete ve onun kurumlarına karşı derin bir güvensizlik yaratır.

“Düşman Hukuku” belirli kişi ve grupların düşmanlaştırılmasına dayanır.
Bu durum, toplumda kutuplaşmayı arttırır, nefreti körükler ve sosyal barışı tehdit eder. Toplumu bölmeyi ve devlet kurumlarını çürütmeyi amaçlayan bu davranışa, hiçbir Yargı mensubunun evet diyeceğini sanmıyorum.
Yargıda kimsenin, YÜCE YARGIYI bir iktidar veya rejim kavgasının tarafı imiş gibi göstermek ne hakkıdır, ne haddidir…

Bu genel değerlendirmeden sonra, toplumu çok rahatsız eden ve yargının toplumdaki güvenini yerlerde süründürecek, birkaç olumsuz örnek verelim.

T. C. Devleti bir HUKUK DEVLETİDİR. Makamı, mevkii ne olursa olsun kimse kaynağını Anayasadan almadığı bir yetki KULLANAMAZ. Bu tamam!
Fakat kimse de suç işlemek, makamını Anayasa ve Yasaların üzerinde zannedip, suçluyu korumak hakkına sahip değildir…

-Adam CB Erdoğan’ın şoförlüğünü yapmış, Erdoğan tarafından da Milletvekili yapılmış bir çatlak. Şöyle diyor;
“Kadim bir geçmişe sahip Aziz Millet ve Büyük Devlet, KANLI 1923 DARBESİYLE hesaplaşmadan ve helalleşmeden, yeni, Terörsüz ve Büyük Devlet yolunda ilerleyemez! Bir düdük çalıp, yeni onurlu bir beyaz sayfa açmalıdır…”

-Bir başka olay;
Üç MHP’li Milletvekili, İstanbul Havalimanında 60 kgr. Kaçak Külçe Altınla yakalandılar. İki Bakandan gelen telefon üzerine Kaçakçı Milletvekilleri serbest bırakılıyor. Kaçak Altınların nerede olduğu açıklanmıyor. Kaçakçılar için herhangi bir soruşturma, dava açılmıyor…

Bu iki olay da, Devleti, Cumhuriyeti, ülke bütünlüğünü, vatandaşın devlete ve hukuka inancını paramparça edebilecek yasa dışı davranışlardır.
Göz yumanların mutlaka yargılanmaları gerekir.

Bugün bir mahkeme celbi daha aldım.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu”
Cumhuriyet Savcısı O.Ş E-İmzalı bir dava!

Sayın C. Savcısının SUÇ olarak gördüğü ve cezalandırmamı istediği yazının özü şu;
“İstanbul Büyük Şehir Belediye Seçimleri sonrası, Gazeteciler, AKP Adayı 1000 Ali’ye sordular; Nasıl oldu da İmamoğlu kazandı?
1000 Ali yanıtladı; Gayet basit, ÇALMIŞLARDIR…”

Gazeteci arkadaşlarım, ertesi gün bana bunu anlattılar ve biri sordu;
Sayın Genel Başkan; Adaşınız Rifat Hisarcıklıoğlu 70 yaşında. Saçında ve bıyığında tek beyaz yok. Sizin saçlarınız bembeyaz olmuş! Nasıl oluyor bu?
Gayet basit, BOYAMIŞTIR!
İktidar değişince Varlık Fonu Başkan Yardımcılığından İmar oyunlarına ve Hayali İhracat iddialarına kadar hepsi araştırılacak. Büyük ihtimalle ikametgahı Silivri olacak. Orada saç-sakal-bıyık boyamak yasak! Neyse o!
O zaman görün siz, Pensilvanya’lı adaşımı…”

Yukarıdaki İKİ AĞIR SUÇA soruşturma- dava açmak yok. Neden?
Biri CB Erdoğan’ın ŞOFÖRÜ, diye Erdoğan’ın “Yassıada Projesinin Finansörü!”
Eee, Serdaroğlu’na neden soruşturma ve dava var, hem de haftada iki tane?
Adam, Atatürkçü ve Vatansever! Bunlardan büyük suç var mı?

Size sözüm olsun, bazılarına DÜŞMAN HUKUKU uygulayan bu sözde Kanun Adamları yargılanırken, en ön koltukta bir okuyucumu yanıma alacağım…

Sağlık ve başarı dileklerimle

09 Temmuz 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

KAYBOLAN DEĞERLERİMİZ

Son senelerde hayat tarzımızdan, inandığımız değerlerimize kadar çok konuda değişiklikler olmakta.
Çağdaşlığa, yeniliğe, güzelliğe, bilimsel gelişmeye, varlıklarımız korumaya ve arttırmaya doğru bir gidiş olsa, yaşam kalitemiz yükselse elbette ki bundan gurur duyardık.
Maalesef gidiş geriye, karanlığa, ilkelliğe, kötülüğe ve parçalanmaya doğru!
Bu işin en feci tarafı ise, gidişin bizzat AKP ve ortakları tarafından yönlendirilmesidir.

AKP İktidarına kadar, kimse komşusunun veya arkadaşının etnik kökenini, inanışını, mezhebini bilmezdi! Merak etmediğinden bilmezdi. Bunları sormak aklımıza bile gelmezdi. Komşu, arkadaş veya her kimse, iyi insan mıdır, dürüst müdür, sözüne güvenilir mi, çalışkan onurlu bir birey midir diye bakılır ve dostluklar öyle kurulurdu. Kız alıp vermeler, ticari ortaklıklar, işe alımlar hep bu güzel anlayış üzerine kurulurdu.
23 üncü senesini yaşadığımız AKP İktidarı bu güzel hasletlerimizi paramparça etti. Bunları bilerek, hedefi olan “Ümmet Devletine” geçmek için yaptı.

Giyim-Kılık-Kıyafetlerimiz güzelliğe-temizliğe değil, çirkinliğe-pisliğe göre değişmeye başladı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarının resimlerine bakın, Kars-Erzurum-Diyarbakır-Ankara- Samsun’da verilen davet ve kutlamalara bakın, çağdaşlığı-modernliği-kadın erkek eşitliğini ve zarafeti göreceksiniz.
Şimdi şehirlerimizin ana caddelerinde yeni tipler türedi!
Sözüm ona muhafazakâr giyim sahiplerine bakıyorum; Kiminde kara çarşaf, kiminde yerleri süpüren ve sokağın tüm pisliğini eve taşıyan uzun pardösüler, kiminde başında türban yüzde ful makyaj, ayakta bir pantolon ama vücudun tüm hatları meydanda!
Elbette herkes kendine yakışanı giymekte özgür, ama kimsenin görüntü kirliliği yaratmaya, çocukların sağlıklı ortamlarını kirletmeye hakkı yoktur.
Nerede analarımızın, ninelerimizin o zarif tesettürleri, nerede şimdiki ihale aracı tesettürcüler!
Trabzon’da Hatice Teyze, durakta otobüs beklerken yanına başı türbanlı ama mini etekli ve makyajlı bir kız gelmiş. Hatice Teyze, kızı tepeden tırnağa kadar süzdükten sonra seslenmiş;
“A benum çüzel kızım, kafadan değel aşağıdan yapıylar, sen yanlış yerini bağlamışsın!”

Kadınlar böyle de, erkekler nasıl?
Neredeyse kravat takan kalmadı, traşlı bir erkek görmez olduk. Çoğu bakımsız sakallı, yağlı saçlı ve ütüsüz boru gibi pantolonlar! Sözüm ona namaz kıldıkları belli olsun diye!
Bu mu 2025 yılının Türk erkeği ve Türk kadını?

Helal-Haram ayrımı unutuldu! Eskiden yaşlılar, evin gençlerine “Nasıl kazandın oğlum” diye sorarlardı, şimdi “ne kadar kazandın” denmeye başladı.
Ne yap et yalnızca kazan! Hırsızlık yap, insanları gasp et, devleti dolandır yeter ki kazan! Dünün baldırı çıplak adamı bir anda dolar milyoneri olmuş!
İlk başta, benim şu gördüğünüz alyansımdan başka servetim yok, diyen adam şimdi dünya zenginleri arasına girmiş, utanmadan yüzü kızarmadan hem yalan söylüyor, hem de dinimiz kullanıyor!
Milletin bir kısmı ise, “çalıyor ama çalışıyor” gibi aşağılık bir düşüncenin esiri olmuş.

Böyle bir toplumdan ne kendisine ne de insanlığa fayda gelir.
Silkinip kendine gelmeyen milletin de başı beladan kurtulmaz.
Ülkeyi yöneten insan “Hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer” dedi. Ne acıdır ki, şimdi haram servetlerini saklamakla meşguller.

Aziz Türk Milleti;
İyi insan olmanın, güzel insan olmanın, çağdaş insan olmanın, Allah’ın verdiği nimetleri hakça paylaşan insan olmanın ve bu dünyadan zevk alan, cenneti bu dünyada da yaşamak isteyen doğru insan olmanın gerekleri, tüm dinlerde ve tüm adab-ı muaşeret kurallarında aynıdır. Uyarsanız herkes rahat eder.
Tüm ilahi ve insani kuralları çiğneyip de mutlu olan tek insan yoktur dünyada…
Bunların en önemlisi, aldatmayacaksın ve yalan söylemeyeceksin öğüdüdür.
Yöneticilerimiz ne aldatıyor, ne de yalan söylüyor, değil mi?…

Sağlık ve başarı dileklerimle

10 Temmuz 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
YARGI TARAFLI DAVRANAMAZ
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin