1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Vecdet ÖZ yazdı: HALEP ORADAYSA ARŞIN BURADADIR.. / UYAN ARTIK TÜRKİYE’M !

Vecdet ÖZ yazdı: HALEP ORADAYSA ARŞIN BURADADIR.. / UYAN ARTIK TÜRKİYE’M !

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Eğer Türkiye’de 23 yıldır dışarıdan bağımsız, güçlü ve basiretli bir iktidar olsaydı ne Irak, ne Libya, ne Afganistan, ne Filistin, ne Lübnan, ne de Suriye bu halde olurdu.

Ne İsrail, ne ABD, ne AB ülkeleri, ne de terör örgütleri çizmeyi bu kadar aşardı.

Görünen odur ki, AKP İktidarı sayesinde güneyde her an her türlü tehlikeye havi 1250 kilometrelik birleşik bir terör/garnizon devletine komşu olmak üzereyiz.!

Bu da yetmezmiş gibi neredeyse bir devlet nüfusuna sahip Ortadoğu kaçkını böğrümüze bir hançer gibi saplanmıştır ve yıllarca da çıkması mümkün değildir..!

İşin en acı tarafı ise tüm bu olup bitenlerin toplumun belli bir kesimi tarafından hala bir başarı olarak algılanıyor olmasıdır.!

Bunun nedeni ise Osmanlı sosuna batırılmış, din ceketi giydirilmiş olan yalan ve yanlışların mehter, ezan, sela ve sözde tarihi diziler eşliğinde dayatılmasıyla yapılan güçlü ve sürekli algı yönetimidir..

Son günlerde cereyan eden Suriye olayları karşısında iktidarın tüm yanlışlarına rağmen bu minvalde yaptığı algı yönetimi (Emevi camiinde namaz vb.) çalışmalarına gösterilen akıl dışı seçmen coşkusu bunun son örneğidir..

Zalim Esed’i hiçbirimiz sevmeyiz ve gitmesine elbette ki ülke olarak hepimiz sevindik lakin Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve yıkılan totaliter rejimin yerine demokratik ve laik bir yönetimin gelmesi şartıyla.!

Ancak durum hiç de böyle olmadı; ülke tarumar edildi, şeriat söylemleri şimdiden uç gösterdi, her bir köşesi bombalandı, üniter yapısı ortadan kalktı ve Suriye adı sadece kağıt üstünde bir bölgesel ifade olarak kaldı..

Pekala buna kimler sevindi dersiniz?

En çok sevinen ABD ve İsrail oldu..

Birlikte iş tutan bazı AB ülkeleri sevindi..

İsrail ve ABD ile birlikte sevinenler ise onların himayesinde birer garnizon devlet kurma hazırlığı içinde olan PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütleri oldu..

Ne gariptir ki İsrail karşıtıyız diyen AKP’liler de küçük Afganistan kurma hazırlıkları içinde olan HTŞ ile birlikte sevindi; sevinmekle de kalmadılar, İsrail Suriye topraklarında son derece stratejik olan 600 noktayı bombalarken kıyameti koparmayı bırakın gıkları dahi çıkmadı..!

Ardından ABD Dışişleri Bakanı Blinken sürpriz bir şekilde apar topar Türkiye’ye geldi ve Cumhurbaşkanı ile her nedense basına kapalı kısa bir görüşme yaptı! Gelişmeleri merakla izleyen kamuoyu ise Cumhurbaşkanı’nın yaptığı ‘dileklerimizi ilettik’ şeklindeki içeriği dar ve yuvarlak bir açıklamayla yetinmek zorunda kaldı, asıl mesele yine anlaşılamadı..

Dedim ya Halep oradaysa arşın buradadır. Görünen köyün ardı yakındır.

Şahsi görüşüm şudur!

Artık Suriye diye üniter bir devlet kalmamıştır. Suriye topraklarından Irak modeli parçalı bir federasyon yapılanması çıkacaktır. Burada ülkemizi ilgilendiren tek şey, yeni komşumuz olarak Irak örneğinde olduğu gibi yine dayatılmış bir terör garnizon devletinin kuruluyor olmasıdır..

Anlayacağınız BOP tıkır tıkır işliyor ve ucu ülkemize doğru hızla ilerliyor.!

Yakında şu teklife hazırlıklı olmak gerekir!

Ey Türkiye gel her iki Kürt bölgesini de sana bağlayalım, anayasanı değiştir ve federasyon yapılanmasına geç; güney doğuyu da katarak bir Kürt eyaleti kur. İran konusunda bizimle işbirliği yap ki oradan kopacak Kürt bölgesini de Kürt eyaletine kat.. Yeni misakı millini ilan et ve topraklarını genişlet. Al sana yeni Osmanlı. Daha ne istiyorsun..

Sonrası ise malum.. Kürt eyaleti uluslararası haklara göre önce bağımsızlığını ilan edecek sonra da İsraile ilhak ederek BOP son şeklini almış olacaktır..

Özetle Dimyat’a pirince giden Türkiye evdeki bulgurdan da olacak lakin kimin umurunda.. zira o vakte kadar kim öle kim kala..

Dr. Vecdet Öz (13 Aralık 2024)

❗UYAN ARTIK TÜRKİYE’M❗

BOP’UN GERÇEKLEŞMESİ, TÜRKİYE’NİN BÖLÜNMESİ DEMEKTİR.!

TEHLİKEYE RAMAK KALMIŞTIR.!

YAKIN BİR GELECEKTE OLACAKLARI GÖRMENİN VE ÖNLEM ALMANIN YOLU, BOP GERÇEĞİNİ KAVRAMAKTAN GEÇER.!

Bu nedenledir ki aklı başında her Türk vatandaşının aşağıda ifade etmeye çalıştığım tarihi süreci özümsemesi gerekir.!

İşte BOP gerçeği..

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da, “Eş başkanlarından bir tanesiyiz. Diyarbakır bunun merkezi olabilir” diye ifade ettiği lakin oluşan tepkiler karşısında yanlış anlaşıldım dediği Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ABD’nin 11 Eylül 2001’den itibaren uygulamaya koyduğu ülkemizi de içine alan geniş kapsamlı bir coğrafi dizayn ve dolayısıyla adı konulmamış bir işgal projesidir..

8-10 Temmuz 2004 tarihinde ABD Başkanı George W.Bush’un başkanlığında Sea Island, Georgia’da düzenlenen G8 zirvesi sonrasında yayınlanan bir bildiri ile resmi olarak benimsenmiştir..

Öyle gizli saklı bir proje olmayan BOP’un öncelikli uygulanma alanı ve merkezi Orta Doğu olmakla birlikte Hindistan’dan Cebelitarık’a kadar uzanan, içinde Kuzey Afrika ülkeleri, Arap Ülkeleri, İsrail, Pakistan, Bangladeş, Afganistan, İran, Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin de dahil edildiği bölgeleri kapsamaktadır..

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice BOP’un amacını yıllar önce kulağa hoş gelen şu sözlerle açıklanmıştı:

– BOP kapsamındaki ülkelerde istikrarı sağlamak..

– Filistin, İsrail anlaşmazlığını çözmek..

– Teröre destek veren ülkelerle savaşmak..

– Ortadoğu ülkelerinde demokratikleşmeye ve ekonomik gelişmeye katkı sağlamak..

Projenin perde arkasına vakıf olmayanlar için iltifata mazhar olacak bu sözler o günlerde asıl amacı gizlemeye yetmişti lakin yaşanan insanlık dramı gerçeğin hiçte öyle olmadığını ortaya çıkardı..

BOP’un miladı her ne kadar 11 Eylül 2001 kabul edilse de gerçek doğum tarihi 1 Kasım 1973’tür..

Bunu kavrayabilmek için 28 yıl geriye gitmek gerekir..!

6 Ekim 1973 tarihinde Mısır ve Suriye’nin İsrail’e karşı başlatmış olduğu ve tarihe dördüncü Arap-İsrail mücadelesi olarak geçen Yom Kippur Savaşı’nın ilk dört gününde Arap orduları İsrail’in kara ve hava kuvvetleri adeta silip süpürmüştü!

Dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir bu hezimet karşısında İsrail’in tamamen yok edilmesini önlemek üzere büyük bir panik içinde ABD’ye, çok önceden İsrail’de konuşlandırılmış olan atom bombalarını kullanma başvurusunda bulunmuştu.!

II. Dünya savaşında Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerinde kullanılan atom bombasının bölgedeki tüm canlıları yok etmiş olması, o tarihte aradan geçen 28 yıla rağmen halen dramatik genetik tabloların ortaya çıkıyor ve buna bağlı feci ölümlerin meydana geliyor olması bir insanlık suçuna dönüşmüş ve ABD’ye karşı büyük bir öfke ve kin birikmişti. Bunun tekrar hatırlanması ve bir öfke patlamasına dönüşmemesi için İsrail’e izin verilmemişti.!

ABD, bunun yerine Kıbrıs adasının güneyinde yer alan İngiliz üssü olan Akrotiri askeri Havaalanı’ndan Tel Aviv’deki Dov Hoz Havaalanı’na bir hava köprüsü kurmuş, buradan asker, cephane ve savaş araçlarını taşıyarak savaşın sonucunu değiştirmeyi başarmış ve müttefik Arap orduları 26 Ekim günü büyük bir hezimete uğramıştı..

ABD’nin bu zaferi belayı defetmişti ancak aynı zamanda, ‘ne yapalım ki Araplar bir daha birlik olup İsrail’e saldırmasın’ sorusunun cevabının şekillenmesini de sağlamıştı.!

Çünkü İsrailli’ler Selahaddin Eyyubi’nin, 4 Temmuz 1187 tarihinde Kudüs Haçlı ordusunu Hittin’de yenmesi ve 2 Ekim 1187 tarihinde de Kudüs’ü fethederek bölgedeki tüm Hristiyanları denize dökmüş olmasını hiç unutmamışlardı.

İsrailli psikologlara göre bu olay gelecek nesilde Hittin Sendromu’na yani bir gün Arapların yine birleşerek İsrail’i deniz dökecekleri korkusuna yol açmıştı!

Yom Kippur Savaşı, bu sendromun daha da alevlenmesini sağlamış ve BOP, radikal önlem olarak ortaya çıkmıştır..

BOP’un İsrail toplumu ve dünya Yahudi camiası nezdinde kutsi bir dava haline getirilmesi ve her bireyin bunu ölümü pahasına savunması amacıyla da Tevrat’ta geçtiği ifade edilen Arzı Mevud yani Tanrı tarafından Hz. İbrahim ve soyuna ‘söz verilen’ diğer bir tabirle ‘vadedilmiş’ topraklar kavramı ile özdeş ve bütüncül hale getirilmiştir..

BOP’un asıl kuruluş amacı, resmi ağızlardan açıklandığı gibi belirlenen sınırların içindeki ülkelere demokrasi getirmek değil, öncelikle 1948 yılında kurulmuş olan İsrail’i tanımayan, bununla da kalmayıp 1948, 1956, 1967 ve 1973 yıllarında birleşerek İsrail’e dört kez saldıran Mısır, Suriye, Ürdün, Irak ve Libya’da iç karışıklıklar çıkararak bu ülkeleri parçalamak, ayrıca bunlara mali destek veren ve ipleri ABD’nin elinde olan Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Kuveyt gibi ülkeleri İsrail’in yanına çekmektir..

Bunu yaparken de bölgesel güç olan ve tasarlanmış projenin önünde dişli birer engel olarak duran Türkiye, İran, Afganistan ve Pakistan gibi İslam ülkelerinde benzer şekilde iç karışıklıklar çıkarmak, ambargolar koymak, milli gelirlerini kasıtlı olarak üretilmiş terörle mücadeleye akıtmalarını sağlayarak zayıflatmak, milli ordularına sızarak zarar vermek, toplumsal ahlakı, sosyo-kültürel ve eğitim alt yapılarını çökertmek, iç güvenlik ve adalet sistemini zafiyete uğratmak, demografik yapılarını tahrip ederek güçlü bir ulus devlet olma özelliklerini ortadan kaldırmak, derinleşmiş bir sefalet, iç güvenlik sorunu, anarşi ve kaos yaratmak, barış ve kardeşlik yapısına nifak sokmak, etnik ve mezhepsel ayrımcılığı körüklemek, her türlü bölünmenin önünü açmak, anayasal değişiklikler yaptırarak federatif yapılar tesis etmek ve bölünmeyi sağlamak, bu şekilde bölgede tekrar güçlenmelerini önlemek ve ele geçirmek nihai amaçtır..

Bugün gelinen son duruma baktığımızda BOP’un bazı engellere takılmış olsa da çok önemli bir mesafe aldığını görmek mümkündür..

Libya, Irak, Afganistan ve Suriye arzu edildiği gibi tamamen parçalanmış ve ele geçirilmiş durumdadır..

İran, ABD’nin ağır ambargosu altında nefes alamaz hale gelmiştir ve olası benzer bir mücadeleyi beklemektedir..

Pakistan ve Cezayir’de iç karışıklıklar dinmek bilmez bir hale getirilmiştir ve dolaylı bir kontrol sağlamaktadır..

Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri ABD’nin, Fas ve Tunus Fransa’nın, Ürdün ve Katar’da İngiltere’nin kontrolündedir..

Türkiye ise hepimizin malumu olduğu üzere içeriden dönüştürülmüş, dışarıdan kuşatılmış ve ABD tarafından ipsiz urgansız bağlanarak sistemsel çürümeye ve arzulanan akibete mahkum edilmiştir..

Özetle BOP, hedef ülkeleri işbirlikçi siyaset ve siyasilere biat etmiş kendi insan gücüyle yoketme projesidir..

Ülkemiz için özel bir tabir kullanmak gerekirse, Mustafa Kemal Atatürk’ün adeta milli bir vasiyet niteliğinde ifade etmiş olduğu Gençliğe Hitabe’nin ete kemiğe bürünmüş halidir..

ABD’nin müstakbel başkanı tarafından bir başarı hikayesi olarak sunulan yeni Suriye’nin geçmişteki hikayesi ve akibeti ibret alınmalı ve dün vermiş olduğu subliminal mesaj ülkemiz açısından çok iyi irdelenmelidir..

Yakın geleceğimizi tehdit eden bu illetten kurtulmanın tek yolu biran evvel erken seçim yapılması ve verilecek güçlü bir demokratik mücadeleyle bu iktidardan kurtulmaktır. Bunun için ise vakit geçirmeden yeniden bir Müdafaa-i Hukuk Mücadelesi anlayışını düstur edinmiş, tüm halkın ve sivil toplum kuruluşlarının desteğini arkasına almış, topyekün hareket edecek milli bir siyasi ittifak çatısı oluşturulmalıdır.!

Bu çatının oluşturulmasında muhalefet kanadında yer alan milli çizgideki parti genel başkanlarına düşen sorumluluk çok büyüktür. Bundan böyle hiçbir parti genel başkanının münferit hareket ederek ülkenin geleceğini riske etme lüksü yoktur. Parti yönetimlerine bu minvalde yapılacak toplum baskısı bu nedenle son derece hayati önem taşımaktadır..

Yoksa hepimize geçmiş olsun..

Dr. Vecdet Öz (17 Aralık 2024)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
1
_a_rm_
Şaşırmış
Vecdet ÖZ yazdı: HALEP ORADAYSA ARŞIN BURADADIR.. / UYAN ARTIK TÜRKİYE’M !
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin