HOCAM YİNE UZUN YAZI YAZMIŞSIN OKUYAMAYIZ DEMEYİN SAKIN
EĞER Kİ BU MİLLET UZUN DEMEYİP NUTUK’U OKUSAYDI BUGÜN BU DURUMDA OLMAZDIK…
HAYDİ OKUYUN..
“İŞTE HAZİN HİKAYEMİZ…”
BİR ASIR ÖNCE KURTULUŞ HARBİYLE BOZGUNA UĞRAYAN EMPERYALİZM, ASRIN DEHASI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN VEFATININ HEMEN ARDINDAN EZELİ BİR KİN VE İNTİKAM DUYGUSU İÇİNDE ANADOLU TOPRAKLARINA ÖYLE BİR DÜĞÜM ATTI Kİ ÇÖZEBİLENE AŞKOLSUN
1940’lı yıllardan itibaren dizayn ve finanse ettikleri cemaat yapılanmaları ile Anadolu’nun her köşesinde, ‘din ceketi giydirilmiş Osmanlı sosuna batırılmış, İslam ve ecdatla alakası olmayan’ öyle bir çakma düzen kurdular ki ikna edilmiş vatandaşlardan oluşan körü körüne biat etmiş sosyolojik bir kitle oluşturdular…
Kurulan bu çakma düzen, ardına aldığı böylesi büyük bir kitlenin desteği ile yıllar içinde önce siyaset ve ardından da devlet kadroları içine sızma imkanı buldu…
Sonunda FETÖ+MİLLİ GÖRÜŞ siyasi yapılanmasıyla 2002 yılında iktidarı ele geçirdi ve kalıcı hale gelebilmek için de daha kapsamlı bir faaliyet başlatıldı…
TSK’nın başı çektiği stratejik kurumlar ve bürokrasi içine sızılarak her kademede dönüşümsüz ve derin bir tahribata neden olundu…
İkna edilmiş toplumsal kitlenin tekrar geri dönüşmemesi ve biatın konsolide edilmesi için de sürekli olarak ezan, sela, mehter ve sözde tarihi diziler eşliğinde manevi bir algı dayatıldı…
Bu tehlikenin farkında olup itiraz eden her kim olursa da din ve ecdat düşmanı ilan edilerek direnç kırıldı…
Vefasızca yapılan Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı, zengin bir coğrafya olmamıza rağmen çekilen sefalet ve derin çöküş gibi hayretler içinde izlediğimiz ve anlam veremediğimiz birçok olay yıllar önce atılan bu kör düğümün hazin birer neticesidir…
Özetle, tüm bunlar bir ülkeyi kendi insanıyla yok etme projesinin ilk adımıydı ve sonunda vücut buldu…
Eklemlenen mülteci projesiyle de Atatürk ve Cumhuriyete sadık nüfus azınlığa düşürülerek üniter yapı dağılma kıvamına getirilmiş oldu…
Sıra Lübnan modeli çok milletli TÜRK+KÜRT+ARAP sentezi bir yönetim modelini ilan etmeye ve bu doğrultuda bir anayasa çıkarmaya gelmişti ki bu da telaffuz edildi…
Yeni atanan ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack küstahça, “Türkiye için en iyi sistem Osmanlı millet sistemidir“ diyerek bu telaffuzu taçlandırdı ve gerçek niyeti ortaya koydu…
“Terör sona erecek” bahanesiyle bu minvalde kurulan “Milli Dayanışma, kardeşlik ve demokrasi komisyonu,” bu hayali ete kemiğe büründürecek olan son çalışmadır ve neticesi ‘altın vuruş’ olacak yeni bir anayasa ile nihayetlenecektir…
Anayasal yaptırımla eyaletlere bölünmüş ve yumuşak bir lokma haline gelmiş Türkiye’nin, Yugoslavya modelinde olduğu gibi ayrıştırılması da kolay olacaktır.!
Türkiyeli, Türkiye devleti, Türkiye milleti, Türkiye vatandaşı, benim Kürt vatandaşım, benim Laz vatandaşım, benim Çerkez vatandaşım gibi mütemadiyen terennüm edilen kasıtlı ifadeler, bunun alt yapısını oluşturmak ve milleti buna alıştırmak içindi.!
Şimdi diyeceksiniz ki hocam biz bunları zaten biliyoruz pekala çözüm nedir?
Değerli dostlarım cevabı başka yerde aramayın, çözüm yine sizsiniz!
Olanları tribünden izleyerek, sürekli şikayetçi olarak, bir kurtarıcı bekleyerek, benim gibi kolları sıvamış lakin bir başına kalmış milli siyasetçileri suçlayarak bir yere varamazsınız!
Bu dertten kurtulmanın tek yolu, benim ya da benim gibi düşünen arkadaşlarımızın kurmuş olduğu partilere iştirak etmekten ve bu partileri toplum baskısıyla biran evvel milli bir ittifak çatısı altında toplamaktan geçer!
Unutmayın şikayet ederek iyileşen hiçbir hastalık yoktur, acilen duruma müdahil olun yoksa bu dert bu vatanı öldürür.!
Dr. Vecdet Öz