1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. SURİYE’DE KAZANANLAR VE KAYBEDENLER

SURİYE’DE KAZANANLAR VE KAYBEDENLER

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Hem Gazze’de İsrail’in yaptıkları nedeniyle üzüleceksiniz, ağlayacaksınız ve Filistinliler için ağıt yakacaksınız hem de Suriye’deki gelişmeler için zafer diyeceksiniz ve kutlamalar yapacaksınız! Sanırım; bundan daha büyük bir çelişki olamaz. Bu zafer veya sevinç İsrail adına ise çelişki olmaktan çıkar. Bu çelişkiye düşülmesinin nedeni ise -siyasi çıkarları için emperyalizmle iş birliği yapanları saymazsak- büyük resmin görülememesi ve gelişmelerin bu büyük resim açısından okunamamasıdır. Suriye’de 27 Kasım’da başlayan ve 8 Aralık’ta Şam’ın hiçbir dirençle karşılaşmadan ele geçirilmesi ve Esad’ın kaçışı ile şimdilik sonuçlanan bu operasyon; İsrail ve ABD’nin liderliği, İngiltere ve Fransa’nın başat katkısı ile gerçekleşti. Cevabı merak edilen soru ise şu; bu gelişmeler Suriye’de barış, huzur ve istikrarı getirir mi ve Türkiye’deki sığınmacıların geriye dönüşünü sağlar mı?

Irak, 21 yıl önce parçalandı ve Saddam idam edildi. Libya, 13 yıl önce parçalandı ve Kaddafi öldürüldü. Hala bu iki ülkeye barış, huzur ve istikrar gelmedi. Aynı sonucu Suriye’de de kotardılar ve Esad, Rusya’ya kaçtı. Şimdi Suriye’ye barışın ve demokrasinin geleceğini beklemek için gerçekten saf olmak lazım. Her üç ülke de Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında rejim değişikliği olması, fay hatları üzerinden bölünmesi ve parçalanması istenilen ülkelerdi. Türkiye’yi yöneten iktidar ise her üçünde de ABD tarafından verilen görevi icra etti.

ABD’nin Taşeronu Colani

Suriye’de bu işin taşeronluğunu HTŞ yaptı. Bu yapı; El-Kaide, IŞİD ve El-Nusra damarından geliyor. Askerlerimizi diri diri yakanlar da bu damardan. ABD; bu yapıyı terörist olarak kabul etti, lideri olan Colani’yi (Ahmed Hüseyin Eş-Şara) 2013’de “Küresel Terörist” olarak listeledi ve dört yıl sonra da yakalanmasını sağlayacak bilgi için 10 milyon dolar ödül verileceğini duyurdu. Ama 2017’den beri onunla iş birliği yaptı, destekledi, uluslararası kamuoyu için makyajladı, kullandı ve kullanmaya devam etmek istiyor. Haddini aşar, söz dinlemez, kısa sürede makyajını dökerse; zaten terörist sınıflandırmasında olduğu için kolayca işi bitirilir ve başka bir taşeronla yola devam edilir.

Colani’nin Suriye’ye yönelik ambargoların kaldırılmasına, paraya, terörist listesinden çıkarılmaya ve meşruiyete ihtiyacı var. Bu nedenle Colani; şimdilik pragmatik davranıyor, cihatçı ve selefi gömleğini çıkarmış gibi gözüküyor. Suriye’deki farklı etnik yapılara, dinlere, mezheplere ve olabildiği kadar da kadınlara hoşgörülü davranmaya çalışıyor. İsrail’in Golan’ı tamamen ele geçirmesine, stratejik öneme sahip Hermon Dağı’na İsrail bayrağını dikmesine, Kuneytra’ya girmesine, Gazze’nin yedi kat büyüklüğünde toprak parçasını işgal etmesine, Şam kırsalına kadar gelmesine ve Suriye’nin tüm askeri kapasitesini imha etmesine rağmen Colani sesini çıkarmıyor. Suriye’nin düşmesi ile İsrail’e direnç gösteren son Arap Ordusu da yıkıldı ve Türkiye hariç İsrail, bölgenin baskın askeri gücü haline geldi.

ABD, Suriye’nin de dahil olduğu bölgede;

  1. Siyasi haritayı yeniden çizmek ve bu kapsamda stratejik müttefiki olan İsrail’e yönelebilecek potansiyel tehditleri yok etmek,
  2. Uzun vadede, bölgede bir Kürt Devleti” kurmak, kısa vadede ise federatif bir yapı içinde Kürtleri Bağdat’ta olduğu gibi Şam’da da etkin bir hale getirmek,
  3. Irak’taki 2005 anayasası gibi Suriye’de de toplumu etnik ve mezhepsel kompartımanlara ayıracak bir anayasa yapmak,
  4. Bu süreçte Türkiye’yi kullanmak, HTŞ’yi Türkiye üzerinden kontrol etmek, sorun çıktığında ve HTŞ’nin makyajı döküldüğünde ipini çekmek ve uluslararası kamuoyu önünde sorumluluğu Türkiye’ye yıkmak,
  5. İsrail’in, Golan da dahil, güvenliği için girdiği yerlerde kalıcı olmasını sağlamak,
  6. Suriye’nin ordusunu da Lübnan ordusu gibi ağır silahları olmayan bir ordu haline getirmek,
  7. Bölgenin enerji, su kaynaklarını, boru hatlarını ve uluslararası ticaret yollarını kontrol altında tutmak istemektedir.

İsrail’in isteği ise; bu elverişli ortamda ABD ile hareket ederek, Büyük İsrail hedefine ulaşmak ve çevresinde kendisine tehdit olabilecek yapılardan sonsuza kadar kurtulmaktır.

Üç Aşamalı Planın Uygulanması Niçin Çok Zor?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarına göre; Suriye’de HTŞ liderliğindeki yeni düzende PYD/YPG’ye yer yok. Ana hatları ile inceleyecek olursak; Hakan Fidan’ın açıkladığı Üç Aşamalı Plan’ın Birinci Aşamasında, YPG içinde yer alan Suriyeli olmayanlar ülkeyi terk edecek. İkinci Aşamasında; YPG’nin tüm komuta kademesi –Suriyeli olanlar dahil- ülkeyi terk edecek. Üçüncü Aşamasında ise PKK’lı olmayan Kürtler de silahları bıraktırılarak normal yaşama entegre edilecek. Plana bakılırsa Hakan Fidan, HTŞ’ye çok güveniyor ve bu üç aşamalı stratejinin HTŞ ile kotarılabileceğini düşünüyor. Ama İsrail ve ABD’nin planları çok farklı!

Böyle bir strateji; ancak ABD ve İsrail’i dengeleyebilecek olan Rusya’nın yardımıyla belki gerçekleştirilebilir. Ama Rusya, Türkiye’yi ihanetle suçluyor. Bölge ülkesi olan İran da! İktidar; bugüne kadar ABD ve Rusya’yı karşıtlıklarından istifade ederek, denge siyasetinde kullandı. Ama Suriye’deki gelişmelerle birlikte, bu siyasetteki manevra alanını çok daralttı, hatta belki de tüketti.

Sonuç olarak; Suriye’deki gelişmeler nedeniyle İsrail ve ABD kazandı. Suriye Coğrafyası, Filistinliler, Hizbullah ve İran kaybetti. Rusya; buradaki kaybedişine Trump ile Ukrayna’da kazanacağı beklentisi nedeni ile rıza gösterdi. Ne yazık ki TürkiyeSuriye politikasında radikal bir değişiklik yapmaz ise, uzun vadede kaybedenler arasında yerini alacaktır.

Türker Ertürk

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
SURİYE’DE KAZANANLAR VE KAYBEDENLER
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin