İktidarın en büyük avantajı da budur..!
Bizler Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatı olan Atatürkçüleriz, ülkemizi bu gidişattan en kısa sürede kurtaracağız diyen muhalif partiler eğer ki niyetlerinde samimi iseler ülkenin âli menfaatleri adına hassasiyet göstermeleri gereken önemli hususlar vardır…
Kesinlikle birbirlerine karşı husumet içinde olmamalıdırlar ve ilişkilerde nezaket diline riayet etmelidirler. Kişisel hırslar ve egoları uğruna ayrı baş çekerek muhalefet bloğuna zarar vermemelidirler. Sık bir araya gelmeli ve mevcut siyasi süreç üzerine ortak söylemler geliştirmelidirler. Yeniden bir müdafaa-i hukuk anlayışı içinde senkronize hareket etmelidirler. Mevzubahis vatansa, gerisi teferruattır anlayışını düstur edinmelidirler. Hep birlikte, bölünmeden Atatürkçü, Milliyetçi ve Muhafazakar kitleyi kucaklayan geniş tabanlı milli bir ittifak kurmalıdırlar…
Hal böyleyken maalesef ki bazı muhalefet parti liderleri kendilerine yakışmayacak şekilde bu hassasiyetleri gözardı edecek hal ve tutum içindedirler…
Bu millet sadece doğruları söyleyen değil aynı zamanda da nefret dilinden uzak duran, birlik beraberliği önemseyen, liyakat ve tevazu sahibi, nazik, vakur ve seviyeli siyasetçileri özlemiştir; gelen gideni aratmamalıdır…
BİNDİK BİR ALAMETE GİDİYORUZ KIYAMETE..!
İçine PKK kaçmış siyasilerin eli kanlı terör elebaşısını önder kabul ettiği, hakkında övgüler düzdüğü, yaptığı eylemlere meşruiyet kazandırmak için ikna komisyonu kurduğu, kanlı örgütün siyasi uzantısı olan DEM’i onursuz bir şekilde el pençe divan kapılarda beklediği ve hürmetle sarılarak karşıladığı, kahraman ecdadımızın ve şehitlerimizin kemiklerini sızlattığı, şehit ailelerinin ve gazilerimizin yüreklerini dağladığı, el yükseltiyorum diyerek emperyalist emellere alet olma ve dış mihraklara yaranma yarışının hız kazandığı, bu yarıştan yüz bulan hainlerin meclis çatısı altında bölücü sloganlar attığı, at izinin it izine karıştığı, milli ve manevi değerleri hiçe sayan çakma Atatürkçüler’in, çakma milliyetçilerin ve sözde Müslümanlar’ın meydanlarda cirit attığı, gözleri kör eden partizanlık yüzünden her türlü istismarın pirim yaptığı, olanlara rağmen taraftarın bir bildikleri vardır diyerek parti yönetimlerine toz kondurmadığı, gaflet, dalalet ve hıyanetin aleniyet kazandığı, SEVR öncesini hatırlatan garabet bir süreçten geçiyoruz…
(Not: ‘Genel başkanımızın bir bildiği vardır, meydanı onlara bırakmamalıyız, komisyonda mutlaka olmalıyız’ diyenlere bir çift sözüm olacak: Atatürk yaşasaydı eğer değil mecliste böyle bir komisyonun kurulması, orada görev alanların tümü böyle bir niyeti beyan ettikleri an soluğu Yunanistan’da alırdı… Ne demişti büyük önder, “İhanetin nedeni olmaz bedeli olur…”)
Bir daha söylüyorum; Bu garabetten kurtulmanın tek yolu, herkesin ayrı telden çalması değil Atatürk çizgisinde siyaset yaptıklarını beyan eden tüm siyasi partilerin ve bu düşünce yapısına sahip olan tüm sivil toplum kuruluşlarının her türlü şahsi ikbal ve egoları bir kenara bırakarak hep birlikte kuracakları milli bir ittifakın biran evvel iktidara gelmesidir.
Yoksa geçmiş olsun…
Dr. Vecdet Öz
