- Cumhur İttifakı bileşenleri tarafından içeriğine sürekli önem atfedilen lakin somut hiçbir koşulun açıklanmadığı müphem ve toplumu tedirgin eden anlaşılmaz bir faaliyet olduğu..
- Anayasamızdan ‘Türk Milleti’ sözcüklerinin çıkarılacağı, eğitim dilinden ‘Türkçe’ zorunluğunun kaldırılacağı, esasını 1924 anayasasından alan mevcut anayasanın yerine çok toplumlu yeni bir anayasanın kabul edileceği, Lozan Antlaşması’nın rafa kaldırılacağı, üniter yapının yerini Türk-Kürt-Arap sentezli yeni bir toplumsal yapının alacağı, Türk milli kimliği yerine üç toplumlu yeni bir kimliğin tanınacağı, eyalet sistemine geçileceği, teröristlere af çıkarılacağı gibi sırada PKK’nın siyasi hedefleri ile örtüşen daha bir çok tasarrufun olduğu..
- Açılım adı altında dayatılan bu gerçeklerin bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızın temel sorunlarının çözümü olmadığı, aslında tüm ülke vatandaşlarının yıllar öncesine dayanan yönetim zafiyeti nedeniyle bir şekilde etkilendiği insan hakları sorununun sadece Kürt sorunu olarak gösterilmeye çalışılarak bir etnik yapının payanda olarak kullanıldığı, milli bir ayrışma peşinde koşan emperyalist terör örgütünün bunu fırsata çevirerek siyasal amaçlarına yönelik bir şer faaliyetine dönüştürdüğü..
- Açılım adı altında dayatılan bu sürecin ve TBMM’de bu amaçla kurulmakta olan komisyonun daha şimdiden terör örgütünün itibarını artırmış olduğu, bölgedeki meşruiyetini ve etkinliğini giderek yükselttiği, bölgede otorite haline geldiği, bu durumun güvenlik güçlerinin terörle mücadele azmini kırdığı, milli onurun yara aldığı, şehit ailelerinin ve gazilerimizin incindiği..
- Çoğu Kürt kökenli vatandaşın; PKK ile aynı kefeye konmaktan, etnik ayrımcılığın teşvik ve etnik sorgulamanın tahrik edilmiş olmasından, yaftalanarak hedef haline gelmekten dolayı son derece tedirgin ve rahatsız olduğu, PKK’nın kendilerini asla temsil etmediği..
- Böyle bir sürecin siyasi ikbal uğruna verilen boş bir çaba, heva ve heves olduğu, milleti temsil etmediği, kuruluş kodları kanla yazılmış olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını ortadan kaldırmaya kimsenin gücünün yetmeyeceği ve her zaman olduğu gibi tüm bu gayretlerin yine hüsranla sonuçlanacağı yönündedir..
Tıpkı her sözü gerçekleşen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Ne mutlu Türküm diyene..
Dr. Vecdet Öz
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
