Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde BEŞ Üyeye veto hakkı verilmiştir.
Daha doğrusu bu BEŞ üye bu hakkı kendileri aldılar! (ABD-RUSYA-ÇİN-
FRANSA-İNGİLTERE)
Bu Beş Ülke, dünyanın en çok silah üreten ve pazarlayan emperyalist ülkeleridir. Menfaatlerine aykırı olan yönetimleri darbe yaparak, suikastlar düzenleyerek, ekonomik tetikçiler kullanarak yok etmekten çekinmezler. Ekonomik gücün ve korkunç silah gücünün yanında, kendilerini aklamak (!) için bazı kurumları yarattılar!
Bunlar;
Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemeleri gibi kurumlardır. Elbette ki tüm bu kurumların öncelikli görevi, bunların çıkarlarını korumak ve kendilerini rahatlatacak, yasalara uygun(!) kararlar almaktır!
Bu kurumlardan biri, yanlışlıkla da olsa, istemedikleri bir tutum gösterirse, tehdit-hakaret-görevden alma gibi silahlarını kullanırlar.
Örneğin;
Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Kerim Khan, İsrail Başbakanı Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant yanı sıra Hamas Lideri Yahya Sinvar, İsmail Haniye, Muhammed Deyf hakkında TUTUKLAMA EMRİ çıkartılmasını istedi!
Batılı Liderler bu isteğe çok sert şekilde karşı çıktılar. ABD’li bazı parlamenterler işi, Savcıyı ölümle tehdide kadar götürdüler…
Dünyada hiçbir ülkenin yalnız yaşaması mümkün olmadığına göre, bazı devletler yeni ittifaklar kurdular ve bu üstün silah ve ekonomik güçten kendilerini böyle korumak yolunu seçtiler.
Bu sistem de değişecek! Milletler uyanacak ve yönetimlerini, bu güce köle olacaklardan değil, akılla ve bilimle bu güce karşı çıkacak kişileri de seçecektir.
İnsan Hakları Savunucusu olduğunu iddia eden Fransa, “Eski Sömürgesi” olan 14 Afrika ülkesinden her sene 500 Milyar Dolar HARAÇ almaktaydı.
Ama itirazlar başlamış ve Fransa’yı buralardan kovma işlemi başlamıştır.
Prangalar yakında teker-teker kırılacak ve yeni sistemler kurulacaktır.
Bu emperyal sömürüye karşı, en dirençli “Devlet Sistemi” ULUS DEVLET
modelidir. Ulus Devlet (Laik, Sosyal ve Hukuk Devleti-Üniter Yapı) Cumhuriyet ve Demokrasidir.
Yani, Büyük Önder Atatürk’ün kurduğu TÜRK DEVLETİ modelidir.
Türkiye, AKP ile bu sistemden vazgeçmiş, çeşitli hileler ile Emperyalist Devletlerin kölesi olmaya soyunmuştur. AKP Lideri, defalarca “Emperyalist BOP Projesinin EŞBAŞKANI” olduğunu gururla söylemiştir!
Bu projeye destek veren, yönetiminde sorumluluk aldığını söyleyen biri
ya zeka özürlüdür ya da haindir…
BOP Eşbaşkanlığı görevini üstlenen AKP’ye 10 Milyondan fazla Sığınmacıyı
Türkiye’ye kabul etme görevi emperyal devletler tarafından kabul ettirilmiştir. Ya parayla ya yurtdışındaki mal varlıkları ya da UCM korkusuyla!
Halbuki AKP denen Tarikat-Cemaat Zırcahil takımı bilseydi, bilenlere danışsaydı, nasıl bir felakete sebep olduğunu görecekti!
Sayın Cihat Yaycı, ABD doktrinlerinin “Naval Postgraduate School” da oluşturulduğunu söyler. Burada oluşturulan doktrine göre, GÖÇLER,
ULUS DEVLETLERİ yıkmak için en büyük silah olarak kullanılır ve
7 basamakta o devlet yıkılır;
-O devletin politikasını istediğiniz yönde değiştirebilirsiniz!
-Gerekirse toprak elde edebilirsiniz!
-Kendi ülkenizde istemediğiniz unsurları o ülkeye göçmen akınıyla gönderebilirsiniz!
-Göçmenleri casus olarak kullanabilirsiniz!
-Tecrübeli teröristleri sızdırarak bu ülkeleri karıştırabilirsiniz!
-İstediğiniz gibi propaganda yaparak, algıyı değiştirebilirsiniz!
-Birleştirici çimento haline gelmiş, bütün köklü gelenek örf ve adetlerini
bir milleti MİLLET yapan tüm unsurları ortadan kaldırabilirsiniz!
Bu göç politikasını bilerek uygulayan ve “Köleliği kabullenen AKP”,
Cumhuriyetin ve Türk Milletinin düşmanıdır…
AKP bu yüzden Yüce Divanda yargılanacaktır. Hala anlayamadınız mı?
Sağlık ve başarı dileklerimle
02 Haziran 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
YALANCI SEN MİSİN?
Yüksek Mahkemenin Başkanı önündeki dosyayı okuduktan sonra “Ya Sabır” çekerek sorularına başladı;
Yargıç; Sayın Sanık, değişik tarihlerde birbiriyle çelişen beyanatlar vermişsiniz! Örneğin bunlar sizin beyanlarınız mı?
-Bir insan hem lâik hem Müslüman olmaz!
-Lâiklik dinsizlik veya din karşıtlığı değildir. Müslüman lâik olabiliiir!
Sanık; Evet Efendim, iki beyanatta benimdir, ben söyledim!
Peki, ya bunlar?
-Hakimiyet kayıtsız şartsız Milletindir, diyorlar! Yalan, vallahi yalan billahi yalan!
-Hakimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır.
-Genişletilmiş BOP ’un Eşbaşkanıyız. Afrika’dan Suriye’ye dek görevlerimiz var!
-NATO’nun Libya’da ne işi var yahu? Biz buna izin vermeyiz!
-Biz YERLİ ve MİLLİYİZ!
-Ziraat Bankasından T.C silinsin!
-İki Ayyaşın yaptığı yasalara mı itibar edeceğiz?
-Devlet nişanındaki Atatürk siluetini çıkartın!
-Yeni basılan 1 TL’den Atatürk fotoğrafını çıkartın!
-Atatürk, Türkiye’mizin ve Cumhuriyetimizin banisidir!
-Atatürk sizin tekelinizde mi? O, bizim de önderimiz!
-Esad benim kardeşimdir. Aramızda “Aile Hukuku var!”
-Esed bir diktatördür, katildir. Kendi vatandaşlarını katletti!
-Muhterem F. Gülen Hocaefendi Hazretleri, hepimizin kıymetli hocasıdır!
-FETÖ, katildir. Vatan hainidir, haşhaşindir, CIA uşağıdır!
-Ben, Öcalan’ın “Çözüm Sürecini” diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Olayları okuma kabiliyeti var. Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor!
-Bunlar vatan hainidir. Bunlarla görüştüğümüzü söyleyenler şerefsizdir!
Tecrübeli Yargıç, gözlüğünü düzeltip tekrar sordu;
-Bu sözlerin hepsini siz mi söylediniz, Sayın Sanık?
-Sanık; Evet efendim benim sözlerimdir ama farklı zamanlarda söyledim yani!
Yargıç;
– Nasıl farklı zamanlarda yani? Beyanlarınızın tarihleri burada yazıyor!
Örneğin, Esad ile kardeş olduğunuzu 58 yaşında iken söylemişsiniz. Esad’a Esed ve katil demeye ise 60 yaşında başlamışsınız!
İki sene içinde ne değişti de Esad, Esed oldu? Esad ailesi 43 yıldır Suriye’yi yönetiyor. Siz yeni mi tanıdınız?
Ayrıca, Fethullah Gülen’i göğe çıkaracak kadar övdüğünüzde 57 yaşında, yerin dibine batırdığınızda ise 59 yaşında imişsiniz! Bu nasıl iş?
Sizin aklınız iki senede mi başınıza geldi? Daha önce aklınız ermiyor muydu?
-Sanık;
Kandırdılar Hâkim Bey, beni aldattılar, çok safmışız çok!
Yargıç; Yaz kızım!
Sayın Sanığın, beyanları arasında açık tutarsızlıklar görülmüştür. Ayrıca kendisinde ilahi güçler vehmettiği, ikide bir tavanı gösterip “yukardan haber alıyorum” demesi, mahkememizin bu konudaki şüphesini güçlendirmektedir. Sanığın çift kişilikli olabileceği kanaati mahkeme üyelerince kuvvetli ihtimal olarak görülmektedir.
Sayın sanığın üzerine atılı suçlardan yargılanmasından önce “Akıl ve Ruh” sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ülkemiz üniversitelerindeki “Psikiyatri” kürsü başkanlarından oluşacak bir en az 15 yıldır uzmanlardan oluşacak heyetin, kendisini İstanbul Bakırköy Külliyesinde incelemesini ve teşhisin acilen mahkememize iletilmesi istenmektedir.
Yargılamaya, rapor gelinceye kadar ara verilmesine ve Sayın Sanığı Silivri Kampüsünde tutukluluk halinin devamına oybirliği ile karar verilmiştir…
Sanık; Ulan başlarım böyle mahkemeye! Siz benim kim olduğumu bilmiyor musunuz? Ben gençken Hâkim dövmüş adamım, anladın mı Hâkim Efendi, çizdim seni, çizdim…
Not;
Yine Anadolu, yine yollar, yine kongreler! Perşembe günü görüşmek üzere!
Sağlık ve başarı dileklerimle
03 Haziran 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.