Adam sanki ABD Ankara Büyükelçisi değil, Cumhur İttifakının Patronu gibi saygısızca, terbiyesizce konuşuyor, beyanat veriyor, Türk Devletine ayar veriyor! Ayıbı Cumhur İttifakının Genel Başkanlarına yeter de artar bile.
Türk Tarihi bunların hiçbirini affetmeyecek!
Anadolu’da bir Halk Deyişi şöyle der;
“Sen eşek olmayı kabullenirsen, semer vuran çok olur!”
Dünya siyasetinde bir kural vardır;
“Sen dik duramazsan, sen eksikli isen, seni de ülkeni de kullanırlar, sesini bile çıkaramazsın!”
Yanlış kişileri seçen topluma hatırlatılan kural ise şudur;
“Sen aklını ve onurunu kiraya vermiş, dürüst olmayan kişileri YÖNETİCİ olarak seçersen, yoksulluktan kölelikten şikayet edemezsin…”
Barrack, Ankara ABD Büyükelçisi sıfatından başka, ABD Başkanı Trump’ın “Suriye Özel Temsilcisi” olarak da görev yapıyor!
Türkiye’yi yöneten Cumhur İttifakı yerine, Türk Devlet geleneğini ve Türk Tarihini bilen, diplomatik ilişkileri hazmetmiş bir Milli yönetim olsaydı, çift görevli bu kişiyi kabul etmezdi. Ne demek hem Türkiye Büyükelçisi hem Ortadoğu ve Suriye Özel Valisi? Böyle rezillik olmaz.
Yabancı Devletlerin Büyükelçileri personelleri, bulundukları ülkenin yasalarına uygun hareket etmek zorundadırlar.
Trump çok istiyorsa, inşaat kalfası adamını Türkiye’den alsın, doğrudan Suriye’ye Büyükelçi yapsın.
Barrack’ın yaptıkları, T.C Devletinin egemenlik haklarına saldırıdır.
Bu adam Suriye’de, Türkiye aleyhine işler yaparsa, ne olacak?
Yapmadı mı? PKK piçleriyle birlikte, Hatay İlimizin Suriye haritasında gösterilen haritası önünde poz vermedi mi?
Türk Devleti daha o gün bu kişiyi “İstenmeyen Adam” ilan edip, göndermeliydi!
Adam, Türk Devleti adına karar verip, beyanat verebiliyor!
Ne Cumhur İttifakı Genel Başkanlarından, ne sahte diplomalı Dışişleri Bakanından ses çıkmıyor!
Büyükelçi’nin son beyanatı çok ilginç!
“Türkiye ve İsrail savaşmayacak. Hazar Denizinden Akdeniz’e kadar bir işbirliği göreceksiniz. Terör Örgütü SDG ile de ‘ortak noktaya yaklaştık” dedi.
Size şunu sorarak, yazıyı bağlayalım;
“Türkiye’nin ABD Washington Büyükelçisi, ABD-Meksika ilişkilerine ait bir beyanat verirse ne olur?”
Ertesi gün kendisini THY İstanbul uçağında bulur…
Aziz Türk Milleti;
Herşeyi bir kenara bırakıp, Cumhur ittifakının “Tek Adam Faşizmi” yönetimini demokratik yolla alaşağı etmezsek, bundan sonra bizi sadece ABD Büyükelçisi yönetmez. Dönüşümlü olarak ABD’NİN ve İSRAİL’İN Başkonsolosları eşgüdüm içinde yönetirler.
Bizler mi? Cumhur İttifakı sayesinde “Kendi Vatanında parya olarak yaşayan köleler gibi yaşarız…
Sağlık ve başarı dileklerimle
04 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
YENİ KURTARICILARIMIZ BABACAN/DAVUTOĞLU
Babacan Bey;
Siz, 2002’den 2015’e kadar kesintisiz “Ekonomiden Sorumlu Bakan-Dışişleri Bakanı-Başbakan Yardımcısı” olarak Bakanlık yapacaksınız!
Sonra AKP’den ayrılıp, eliniz yıkayıp icraatlarınızın sorumluluğundan kurtulmuş olacaksınız, öyle mi?
Öyle değil Babacan! Siz Türk Milletini koyun, Türk Devletini yönetmeyi oyun mu sandınız!
11 yıl CIA Elemanı FETÖ ile birlikte çalıştınız. Hiçbir itirazınızı duymadık.
2002 Kasım- 2008 arasında, Türkiye’yi “Tefeci Faizi” ile borçlandırdınız.
TELEKOM benzeri özelleştirme peşkeşleriyle Türk Milletini borca soktunuz.
Size bağlı olan Halkbank’ın, Reza Zarraf ve rüşvetçi Bakan arkadaşlarınız tarafından soyulmasına göz yumdunuz. Yetmedi, Bakan arkadaşlarınızı Yüce Divan’a göndermeyip, adaletin tecellisini engellediniz!
Davutoğlu Bey;
Türk Tarihi boyunca devletine ve milletine sizin kadar kötülük eden bir siyasetçi gelmedi. Türk Dış Politikasını yanlış yönlendirdiniz. Suriye politikanız Türkiye’nin zararına, İsrail’in yararına idi.
Fırat’ın doğusunda bir “Terör Devleti” kurulmasına alan açmak için on üç Milyon sığınmacının Türkiye’ye süpürülmesine razı oldunuz.
Ülkemizin başına öyle bir dert açtınız ki, çocuklarımız bile sığınmacılar ve onların çocuklarının yaratacağı dertlerle uğraşacağız.
Babacan ve Davutoğlu Beyler;
Demokratik bir Avrupa ülkesinde siyaset yapıyor olsaydınız ve siyaset bagajınız böyle skandallarla dolu olsaydı, o ülkenin insanları sizleri sokağa çıkarmazdı.
CB Erdoğan, sizin ikinizi de “Hırsızlıkla” suçladı.
Türk Milletinde karşılığınız olmadığını bile bile partilerinizi kurdunuz.
Başarılı olamadınız. Kılıçdaroğlu’nu kandırıp CHP’nin sırtına bindiniz.
Hiç hak etmediğiniz sayıda milletvekili kazandınız. Onları da elinizde tutamadınız. CHP kapısı kapanınca, tekrar eski evinize yani AKP’ye dümen kırdınız.
Sizleri anlamak mümkün değil!
Muhalif geçinen ve size yer veren kanalları da anlamak mümkün değil!
Hangi yüzle, hangi cesaretle hala dolaşabiliyorsunuz?
Suratlarınız kösele, mideleriniz işkembe olmuş!
Varlığınız, demokrasiye-laik Cumhuriyete-Hukuk Devletine-Parlamenter sisteme zarar veriyor, farkında değil misiniz?
Sağlık ve başarı dileklerimle
03 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
















