AKP iktidarı adına T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2026-2028 yıllarını kapsayan üç yıllık dönem için niyetlerini içeren “Orta Vadeli Program (2026-2028)”, Resmi Gazete’nin 7 Eylül 2025 tarihli 33010 Mükerrer Sayısında yayınlandı.
Orta Vadeli Programlar, niyet programları olsa, geçmişteki programların çoğu yolda değiştirilmiş, bazı bölümleri çöpe atılmış da olsa, bu programlarda yazılanlar emekçiler hakkındaki niyetleri, tarım için, sanayi için, ülke için niyetleri içerdiğinden, küçümsenmeyecek, görmezden gelinemeyecek metinlerdir.
2026-2028 Programındaki maliye uzmanlarının incelemesi gereken bölümleri bir yana bırakarak, bazı noktaları dikkatinize sunacağım.
İŞSİZLİK İTİRAFI
Türkiye’nin işsizlik gerçeği Program’dan gizlenememiş. Şöyle deniyor Program’da;
“2025 yılının ilk yarısında mevsimsel etkilerinden arındırılmış istihdam 261 bin kişi azalırken işgücüne katılım oranı 0,6 puan azalarak yüzde 53,5 olmuştur. İşsizlik oranı 2024 yılı dördüncü çeyreğine göre değişmeyerek yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşmiştir.”
Bu saptamayla kalmayan Program, “2025 yılı toplamında da hem istihdamda (çalışan sayısında), hem de işgücüne katılım oranında düşüş beklendiğini” itiraf ediyor.
Ama bu itirafa rağmen, “işsizlik oranı yüzde 8,5 seviyesine gerileyecek” diyor.
Aynı cümlede çelişmeler.
Bilindiği gibi TÜİK işsizlik oranını, “son bir yıl içinde fiilen iş arayanlara” bakarak hesaplıyor. İş aramaktan umudunu kesenleri işsiz saymıyor.
KAMU YATIRIMI HAKGETİRE
İktidara geldiğinden beri kamu kurumlarını tasfiye etmeyi en önemli iktidar görevi sayan AKP’nin üç yıllık niyet planında da, bilişim, savunma sanayi gibi alanlarda yatırımlardan söz edilmekle birlikte, kamunun yapacağı önemli bir yatırımdan söz edilmiyor. Hatta kamu adına yapılacak “altyapı yatırımlarının” dahi, “özel sektör yatırımlarının önünü açacak şekilde uygulanmasına” özen gösterileceğinden söz ediyor.
306 MİLYAR TL ÖZELLEŞTİRME
AKP’nin Cumhurbaşkanlığı rejimi, “Özelleştirme Gelirleri” başlıklı bölümde önümüzdeki üç yılda 285 milyar TL tutarında özelleştirme geliri hedefliyor.
Geçtiğimiz 2024 yılında sattığı devlet varlıkları ile 18,1 milyar TL gelir sağladığını açıklayan Program, bu yıl devletin daha çok veya daha değerli varlıklarını satmayı, 21 milyar TL gelir sağlamayı amaçlıyor.
Önümüzdeki 2026 yılında ise, son beş yılın rekor seviyesinde satış yapmayı, 185 milyar TL gelir sağlamayı planlıyor. Blomberg’in iktidar çevresinden aldığı bilgilere dayanarak yaptığı habere göre, köprüleri ve otoyolları satmaya kalkacağını, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsünü ve on ayrı otoyolu satmak istediğini” yazdı.
2026 yılında planladığı 185 milyar TL tutarındaki niyetin yüksekliğine, Blomberg’in haberinin ve ona dayanarak haber yapan çok sayıda televizyon ve gazetenin henüz yalanlanmamış olmasına bakılırsa, önümüzdeki yıl vatanseverler için köprüleri ve otoyolları savunma yılı olacak.
Ancak AKP köprülerle ve otoyollarla kalmayacak gibi görünüyor.
2027 yılında 70 milyar TL, 2028 yılında da 30 milyar TL değerinde özelleştirme geliri planlıyor.
Bu durumda AKP, 2025 yılı ile birlikte 306 milyar TL tutarında satış planlıyor.
Ülke ekonomisini uçuruma götüren AKP, özelleştirmelerle çökerttiği ülkenin kalan varlıklarını da haraç mezat satmak istiyor.
KÖYLÜNÜN TARLASINA EL KOYMAK!
İktidardaki ömrünün sonlarında AKP’nin giderek gözünü döndürdüğünü, giderek mafyalaşan yöntemlere yöneldiğini görüyoruz.
Orta Vadeli Program, neredeyse bunun örneklerinden geçilmiyor.
İntihar boyutundaki özelleştirme niyetinde bunu görüyoruz.
Bu bölümde ele alacağımız, köylünün tarlasına el koyma niyetinde görüyoruz.
Birazdan ele alacağımız çok sayıda başlıkta da göreceğiz.
Ülkeyi batırdı, sadece hukukta değil, ekonomide, çalışma hayatında, tarımda, gençlikte, her alanda görüyoruz bunu.
Tarımda kendimize yeten dünyanın sayılı ülkelerinden biri iken, 12 Eylül sonrasında tarımsal KİT’leri yok etmeye, ulusal tarımı çökertmeye çalışanların aralıksız devam saldırılarına, kendi döneminde daha da iştahla sarılarak, köylüyü köyünden kaçırtan, tarım arazilerini yerleşimlere açan, yaylaları, dereleri bile köylünün elinden alan, eti, sebzeyi, meyveyi, hatta samanı bile ithal eden iktidar, 2026-2028 programında “tarımda üretim ve verim artışı sağlamayı” amaçlıyormuş.
Tarım için niyetini Programda, “Tarımda verimlilik artışı ve katma değer odaklı dönüşümün sağlanması“ başlığında şöyle itiraf ediyor AKP;
“Üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazilerinin… çiftçilere kiralanması sağlanacaktır.”
Nasıl olacak?
Önce çiftçiyi tohum alamaz, gübre alamaz, tarlasını süremez, ekemez, biçemez hale getireceksin, sonra da “tarlan iki yıldır ekilmemiş” diye elinden alıp toprak ağasına, çiftlik ağasına kiralayacaksın.
AKP’nin yeni dönemdeki, “köylüyü ve tarımı kalkındırma için bulduğu şahane plan” bu.
“Sözleşmeli üretim” başlatacakmış AKP!
İŞSİZLİK SİGORTASI FONU’NA YENİ YAĞMA
İşini yitirenin, işsiz kalanın Fonu olan İşsizlik Sigortası Fonu, işsizden çok amacı dışındaki işler için, daha çok da işveren için yağmalanmaktadır.
Bataktaki işvereni kurtarmak için, işçinin sigorta primini ödeyemeyen işverene “sigorta prim desteği” diye, işsizliği azaltmak amacıyla yeni işçi alması istenen işverene “yeni işçinin maaşı” diye, engelli işçi için “engelli teşviki” diye, yeni iş kuran işverene “sanayi teşvik primi” diye, İŞKUR’un çalıştırdığı “Toplum Yararına Çalıştırılan işçilerin maaşı” diye ve daha birçok konuda, amacı dışında yağmalanıyor, yağmalanıyor işsizin Fon parası.
“İşgücü piyasasında güvenceli esnekliği ve erişimi artırmak amacıyla, İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklı pasif işgücü programlarının yararlanma koşullarının kolaylaştırılması sağlanacaktır”.
AKP’nin Programı, 2026 yılının ilk çeyreğinde bunu uygulamak istiyor.
ESNEK ÇALIŞMAYA DEVAM
2002 yılında iktidara gelen AKP, daha ilk yılında, 2003 yılında, işçinin kanununu kökten değiştirdi.
22 Mayıs 2003 tarihinde TBMM’de kabul edilen, 10 Haziran 2003 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 4857 Sayılı yeni İş Kanunu, kendisinden önceki DSP-MHP-ANAP iktidarınca hazırlansa da büyük ölçüde, taşeron işçiliğini yasalaştırması, esnek çalışma köleliğinin çok sayıda türünü yasalaştırması, telafi çalışmayı getirmesi, kıdem tazminatını yok eden “belirli süreli çalışma” ile işçi sınıfının başında giyotin oldu 22 yıldır.
Geçen 22 yıl boyunca da AKP, bulduğu her fırsatta “esnek çalışmayı yaymayı amaçladı”.
Ancak AKP, ne esnek çalışmaya doyuyor, ne işçinin köleleştirilmesine, ne de ücretlerin bastırılmasına.
2026-2028 dönemi Orta Vadeli Programda şöyle diyor AKP’nin Cumhurbaşkanlığı rejimi;
“Yeni nesil çalışma biçimlerine yönelik düzenlemeler hayata geçirilerek, güvenceli esneklik geliştirilecek.”
Hem esnek çalışmayı daha da yaymak istiyor AKP, hem de “yeni nesi çalışma biçimlerini” hayata geçirmek…
Esnek çalışma malum da, “yeni nesil çalışma biçimlerinin” neler olduğu Plan’dan anlaşılmıyor.
Göreceğiz yakında.
Ancak “ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz” derler. İşçiyi 23 yıldır nasıl sevdiğine bakılırsa, “yeni nesi çalışma biçimlerinden” nasıl bir sevginin doğacağını tahmin etmek zor olmayacaktır.
SİGORTADA YENİ OPERASYON
12 Eylül sonrasındaki “Batı’nın isteklerini emir sayan iktidarların” aralıksız uygulamalarından biri de, Sosyal Güvenlik Sistemine karşı bitmeyen operasyonlardı. Birinin bıraktığı yerden diğerinin aldığı, bitmek tükenmek bilmeyen operasyon…
Yeni Orta Vadeli Programın belki de en önemli başlıklarından biri de bu konuda.
İşçi sınıfı için, emekçiler için, ülke için en önemli.
Belki de en tehlikeli olanı…
Bunu sonraki yazımızda ele alacağız.
Mehmet Akkaya / 12 Eylül 2025


















