Cumhur İttifakı tarafından öyle bir noktaya doğru sürükleniyoruz ki, ürpermemek mümkün değil!
Ne iktidarda, ne Ana muhalefet partisinde, gelişmeleri analiz edip, önlem alacak siyaset aklı, devlet adamlığı kalitesi olmadığından, süratle freni patlamış kamyon gibi rampa aşağı gidiyoruz.
Tarih bilgisi ve Devlet işleyişini iyi bilen üst düzey bürokrasi kalmadı! Dünyaya sadece çarpık din anlayışı penceresinden bakan liyakatsizlerle kadrolar doldurulduğu için, düşünen, fikir öneren, uyaran devlet görevlisi de yok!
Koskoca Türk Devleti, siyaset acemisi bir Genel Başkan ile sağlıkları son derece bozuk, akıl ve ruhsal durumları yerinde olmayan iki parti lideri ve asla Türk Milletinin menfaatlerini düşünmeyen biri eski, diğeri yeni, iki çakma istihbaratçının eline kaldı.
CHP Lideri, 36’sı çocuk çoğu genç toplam 78 kişinin çok acı bir şekilde öldüğü bir felaket için “Bunu siyaset meselesi yapmak istemedim” diyor?
Arkadaş, böylesine can yakan bir felaketi siyaset meselesi yapmayacaksınız da, neyi mesele edeceksiniz! Bu tavrınız AKP’ye yarar, size zarar görmüyor musunuz?
Sizin işiniz, cenaze namazlarını takip edip şov yapmak mıdır?
Ortalığı ayağa kaldırıp, gerçekleri kamuoyu ile paylaşıp, Turizm Bakanının ve diğer suçluların yargılanmalarını sağlamaktır.
AKP ve MHP Genel Başkanlarına gelince;
Bilerek işlenen cinayetler örtülmüş, 6 Şubat Depreminde, askeri kışladan çıkarmamak, interneti kesmekle, depremzedeleri bilerek ölüme yollamak,
gençlerimizin uyuşturucu tuzağına düşmesini engellememek gibi davranış sergileyen bu ikiliden ne bekleyebilirsiniz?
T.C Devleti şu an maalesef Fırtınalı havada, dümeni kırık bir gemi gibi.
Yazının bu bölümüne kadar, ülkenin şu anki feci durumunu tespit ettik!
Bundan sonra, her hangi bir belgeye dayanmadan, tamamen çok genç yaşlardan bu yana edindiğim tecrübe ve Siyasal İslam’ı iyi izleyen biri olarak, yaklaşmakta olan bir felaketi paylaşmak isterim!
Dikkat ettiyseniz CB Erdoğan, son günlerde bir tutuklama histerisine girmiş gibi! Hukuktan biraz anlayan, Anayasa okumuş birinin, bu tutuklamaları normal karşılaması mümkün değil. En azından “Tutuksuz Yargılamanın” yapılması gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Önce Esenyurt, sonra Mersin-Akdeniz, Beşiktaş Belediye Başkanları tutuklandı. En son Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ aynı Savcı tarafından gözaltına alınıp tutuklandılar. 12 yıl önceki Gezi Olayları ile irtibatlandırılan toplum liderlerini ve genişletmeleri, büyüyerek devam edecek! Sırada biz de varız. Bu yüzden diş tedavimi Salı günü tamamlayacağım. Hapishane ’de bir de dişle uğraşmayalım.
CB Erdoğan’ı iyi tanıyan ve yıllardır izleyen bir siyasetçi olarak, biliyorum ki
bu dakikadan sonra Erdoğan’ı Anayasa çerçevesine sokmak mümkün değildir. Erdoğan, görevden ayrıldığında başına neler geleceğini iyi biliyor!
Ayrıca önünde, Eşbaşkanı olduğu ABD’nin ve ezeli dostu İsrail’in taleplerine EVET demek zorunda. Bu talepler, Bebek Katili Öcalan’ın serbest bırakılması, Suriye’deki PYD tarafından kurulan Kürtçü Terör Devletçiğinin ve İslami Cihat Devletçiğinin tanınması, federatif yapıya geçilmesi ve Erdoğan’ın bir daha CB seçilmesini sağlayacak YENİ ANAYASANIN, TBMM’den en az 402 Milletvekili ile TBMM’den geçirilmesi için DEM’cilerin oyuna ihtiyacı var.
Yapılan tüm yasadışı tutuklamaların tek amacı var;
Türk Milletini baskı altına almak, korkutmak, biat etmeye zorlamak.
Bundan bir adım sonrası ise (Eğer akıllarını kaybeder ve uygularlarsa)
Bu işi zor kullanarak yapmak. Ülkede şu an 2 Milyon Afgan kökenli ABD Askeri var. Eğitimli, insan öldürmeyi bilen askerler! Ayrıca Sığınmacılar ve SADAT, Osmanlı Ocakları, Ülkü Ocakları vs, gruplar da var!
Yazıyı, CB Erdoğan’a bir çağrı ile bağlayalım.
Sayın Erdoğan, size kim bu yolu öneriyorsa bilin ki onlar sizin başınızı yakmak isteyenlerdir. Böyle bir işe kalkışmayacağınızı, sonu felaket olacak yola sapmayacağınızı biliyorum.
Sizin gıyabınızda bu yola sapacak olanlar Türk Milleti tarafından mutlaka etkisiz hale getirilir. Aman dikkat…
Sağlık ve başarı dileklerimle
25 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
SEN DE TÜRKSÜN OGLİİİM
Artiz Süreyya ile sülalesi uyuşturucu kaçakçısı bacı, yine İmralı’ya gittiler.
Yıllarca kullandığı kokain nedeniyle beyni pelte gibi olmuş Bebek Katili Öcalan’dan talimat aldılar. Ne yaparız da, hazır BOP Eşbaşkanının ve titrek topaç’ın kafalarını eğdirmiş iken, Türk Vatanını nasıl böleriz, diye kumpas kurarken, bir baktılar ki, kendilerinin kökü de Türk çıkmış!
Apışıp kalakaldılar…
Bak Keko;
Irkçılıktan- ve Etnik Kökene göre Milliyetçilik yapılmasından nefret ederim.
“Popülasyon Genetiği” adlı bilim dalı, ırkçılığın ve etnik milliyetçiliğin bilimsel anlamda hiçbir dayanağının bulunmadığını ispat ediyor.
Hele hele türümüz olan Homo Sapiens’in, 200 Bin yıllık uzun yürüyüşünün belki de en önemli geçiş yolunu teşkil eden ve dünyanın en melez coğrafyası olan Anadolu ve Ortadoğu da etnik milliyetçiliğe kalkışmak, içinde yaşadığınız vatana ve “TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRK HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” gibi herkesi kucaklayan bir anlayışı bizlere armağan eden Atatürk’e ve akla ihanettir.
Sana bu gerçekleri anlatmanın bir yararı olacak mı bilmiyorum ama ben yine de yazayım ki, ileride “Bilmiyordum abi, bilsem yapar mıydım” demeyesin!
Delinin şeyine tutunduğu gibi sen de “Kürt Halkı-Kürdistan” diye tutturmuş gidiyorsun. Kendine de Beşir Atalay- Davutoğlu-Erdoğan ve yeni Bahçeli gibi kafa dengi arkadaşlar bulmuşsun.
Aklın sıra, vatanımızı bölüp, bölgede ikinci İsrail olarak konumlanacak “Kürdistan Devletini” kuracaksın!
Sırtını da PKK denen uyuşturucu kaçakçısı örgüte ve Peşmergelerin başı olan Barzani’ye dayamışsın. PKK ve Barzani’nin arkasına geçip, onlara arkadan destek veren İsrail ve Amerika’yı görmezden gelirsin.
Sırtını dayadığın Barzani ve Peşmergeleri ile PKK militanlarının tüm güçleri ile savaşmalarına rağmen, IŞİD militanları karşısında nasıl perişan olduklarını görmedin mi?
Amerika havadan bombaladı, İngilizler para-silah yardımı yaptı, yine de IŞİD militanları Barzani’nin çok güvendiği Peşmergeleri tekme-tokat kovaladı.
Bak Keko;
Seni dolduruşa getirenlere kanıp, Amerikalının-İngiliz’in piyonu olmaktan vazgeç. Sana Türkiye’den ve Türklerden başkası yar olmaz. Aklını başına topla.
Sana bazı tarihi gerçekleri anlatayım!
Aslan Bulut’un köşesinde yazdığına göre,
Antropolog ve Sosyolog Dr. Mustafa Aksoy, Kürtçe yayın yapan Nur Cemaatine yakın Kürtçü-İslamcı “Nûbihar Dergisi” (İlkbahar Dergisi) kapağında çok güzel ve otantik bir halı-kilim damgası görür. Derginin yazı işleri müdürünü arar ve kendisine o damganın, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Kürtler arasında en çok kullanılan bir damga olduğu söylenir.
Daha sonra, bir davet üzerine Taşkent üzerinden Kazakistan’a gider. Daha Taşkent Havaalanından çıktığında sokaktaki bir elektrik direğinde Nûbihar Dergisi kapağındaki damgayı görür. Aynı damga ve benzerlerini Taşkent’ten Çimkent’e (Kazakistan’a) giden yol boyunca çok yerde görür.
Öyle ki, insan elinin değdiği her yerde o damga vardır. Çok geçmeden Nûbihar Dergisinin Yazı İşleri Müdürünün “Kürtlere ait dediği damganın”
Kazak Türklerinin Milli Damgası olduğunu öğrenir…
Değerli araştırmacı Rahmetli Servet Somuncuoğlu da, Hakkâri’nin Gevaruk Yaylasına çıkıp kaya resimlerini fotoğraflamış, görüntülemiş oradaki damgalarla, Kazakistan’ daki damgaların birliğini ortaya çıkarmıştı.
Dr. Mustafa Aksoy ise halı ve kilimlerden hayatın her alanındaki sanat eserlerine kadar bugün de yaşayan o damgaları fotoğrafladı ve bilimsel olarak yorumladı. Böylelikle farklı bir yoldan giderek sadece Türklerin şifrelerini değil, Kürtlerin şifrelerini de çözmüş oldu.
Dr. Aksoy şöyle diyor;
Bilindiği gibi Kürt Tarihi konusunda çalışan Kürtçü araştırmacılar, dilden hareketle Kürtleri Farsların bir boyu olarak kabul ederler. O zaman şu sorulara cevap vermeliler;
-Kürtler, halı ve kilimlerde neden Farsların kullandığı damgaları ve düğümü değil de, hep Türklerin damgaları ve düğümleri kullanmışlardır?
-Kürtlerde Koçbaşlı mezar taşları ve balballar (Orta Asya Türklerinde mezarların üzerine, ölen kişinin hayatta iken öldürdüğü düşman sayısı kadar konan taştan heykeller) varken, Farslarda neden yoktur?
-Tunceli ve Hakkâri’ deki halı ve kilimlerde kullanılan damgaların, Sibirya’ ya kadar olan Türk Kültür Coğrafyasında birebir aynılarının kullanılması çok önemlidir.
Türk Düğümü denen “Çift Düğümün” ayrılmaz bir kardeşliği ifade ettiği ise, birlikte yaşamanın en güzel kanıtıdır.
Anladın mı Keko;
Nesiller boyu birlikte yaşadığın kardeşlerini, sadece Amerika-İngiltere gibi emperyalist devletlerin petrol çıkarı için satma be kardeşim. Beyni, yıllarca kullandığı eroin yüzünden erimiş olan Öcalan denen caniyi de, dedesinden-babasından bu yana Kürtleri köle gibi kullanan Barzani adlı çete reisini de kopart ensenden be kardeşim.
Bugün “Kürtçü Hareketin” önderliğini yapan çoğu Toprak Ağası-Aşiret Reisi-Şeyh olan DEM Milletvekillerini iyi tanı. Bunların birinin ağzından
“Toprak Reformu” , “Kadın-Erkek Eşitliği” , “Kalkınma-İmar”, “İş-istihdam” gibi sözleri duydun mu?
Bunlar yıllardır TBMM’ de bulunurlar. Bunlardan bölgeye, Allah rızası için bir çeşme yaptıranı gördün mü? Göremezsin, çünkü seni esas sömürenler bunlardır. Bunlar kendi ceplerinden başka bir şey düşünmezler!
Uyan be Keko;
Gerçek düşmanını gör. Sana binlerce yıldır gönlünü açan kardeşlerini daha fazla kırma yahu!
Bak binlerce yılın öncesinden bakan tarih sana ne diyor;
SEN DE TÜRKSÜN OGLİİİM…
Sağlık ve başarı dileklerimle
24 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkan
