İktidar ve ana muhalefet aldatmacası içinde, bir tarafta Osmanlı sosuna batırılmış, Din ceketi giydirilmiş, diğer tarafta ise Atatürkçülük süsü verilmiş; ne Ecdatla, ne Müslümanlıkla, ne de Atatürk ile alakası olan iki kutuplu bir siyaset tiyatrosunun sırf taraftarları uyutmak için Mehter, Ezan, Sela, İstiklal Marşı ve sözde Atatürkçü söylemler eşliğinde dayatılması ve önce FETÖ, şimdi de APO ile yol yürüyen emperyalizm taşeronlarının ABD, İngiltere ve AB huzurunda, yabancı büyükelçiler himayesinde hizmeti ben senden daha iyi yaparım kavgası içinde bir devrin sona erdirilme ve Lozan öncesine dönüş çabasıdır tüm yaşananlar.
Kurulmuş olan şer komisyonu ile bu doğrultuda “Yeni Osmanlıcılık” aldatmasıyla yapılan TÜRK/KÜRT/ARAP sentezi ve yeni milli kimlik söylemleri, dış dayatmanın aleni bir tezahürüdür. Ülkenin ve milletin içinde bulunduğu ağır sorunlar ve milli meseleler bunların umurunda bile değildir. Amiyane tabirle, ‘Al birini vur ötekine!’ Artık takke düşmüş kel görünmüş ve ülke siyaseti milli ve gayrı milli olarak ikiye bölünmüştür. Millet olarak her türlü siyasi nostaljiyi ve partizanlığı bir kenara bırakıp bundan sonraki siyasi tercihlerimizi bu gerçekler ışığında yapmak zorundayız.
Bu nedenledir ki milli siyaset unsurlarının tek bir ittifak çatısı altında birleşmesi ve oyların bölünmemesi vatani bir zaruret haline getirmiştir. Adalet Partisi olarak yıllardır bu gerçeği haykırıyor ve çağrı yapıyoruz lakin maalesef ki gözler kör, kulaklar sağır, milli hassasiyetler zafiyet içindedir!…
Yerliyiz, milliyiz demekle ve sadece meclis kürsüsünde ve TV programlarında münferiden boy göstermek ve doğru söz etmekle yetinen tüm siyasi partilerle, bir köşeye sinmiş Atatürkçü/Cumhuriyetçi sivil toplum kuruluşlarına ve toplumun kanaat önderi aydınlarımıza soruyorum: Çağrımıza ve bu konuları görüşmek üzere talep ettiğimiz randevulara neden sessiz ve duyarsız kalıyorsunuz? Atatürk çizgisinde milli bir ittifak için daha neyi bekliyorsunuz? Her geçen günün altın değerinde olduğunu görmüyor musunuz?..
Dr. Vecdet Öz
