1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. MENZİLLERİ GİBİ KADERLERİ DE AYNI OLACAK / TURKEN RAUS

MENZİLLERİ GİBİ KADERLERİ DE AYNI OLACAK / TURKEN RAUS

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Cumhurbaşkanı, aynen bir “Suç İtirafı” niteliğinde olan konuşmalarından birinde şunları söylemişti; “Biz de bunlara yardım ettik! (FETÖ için söylüyor) Niçin? Menzilimiz (varacağımız hedef) aynı olduğu için yardım ettik. Rabbim ve milletim beni af etsin!

CIA elemanı FETÖ’nün menzili nedir?
Cumhuriyet rejimini yıkıp, Ümmet Devleti kurmak!

FETÖ ile “Menzilimiz aynı” diyen Erdoğan’ın hedefi nedir?
“İslam’da birleşelim” mantığını savunduğu ve 23 senelik belgeli Cumhuriyet düşmanlığı sebebiyle, bir kısmı “Kürdistan Devleti” olmak üzere Federe Ümmet Devletini kurmak!

Şimdi “Menzilimiz aynı olduğu için FETÖ’ye yardım ettik” sözünün arkasındaki gerçek niyeti görebildiniz mi?
11 sene boyunca dolu-dolu bu menzile varmak için kol-kola, gönül gönüle her gün Cumhuriyetin damarlarını koparma mücadelesini beraberce verdiler.
Kavga nerede çıktı?
Biri Kâinat İmamı olmak istedi, diğeri İslam Halifesi!
Hırsızlıklar-yolsuzluklar-rüşvetler-sıfırlamalar-kupon arazi dümenleri- Himmet paraları rezillikleri ortaya dökülünce kavga “Kan Davasına” döndü…

Yakın tarih boyunca Türk Milletinin başı ne zaman derde girse, altından Dinci ve Bölücü terör örgütleri çıkar.
Bunların müşterek hedefi Türkler ve Türk Cumhuriyetidir. Örnek mi;
-Fethullah Gülen, Ermeni asıllı bir Kürt’tür. Erdoğan, Türk Devletinin birliğini temsil eden bir makamda oturmasına rağmen sürekli olarak kendisinin Gürcü, eşinin Arap olduğunu söylemektedir.
Bunların ikisinin de “Ermeni Meselesine” bakışları aynıdır. İkisinin de çok sayıda beyanı mevcuttur.

-PKK Narko-Terör Bölücü terör örgütüne bakışları da aynıdır.
Barzani denen eşkıya ikisinin de en kıymetli dostudur.
Erdoğan yıllarca Oslo ve Kandil’de PKK uyuşturucu Baronları ile Türk Devlet yetkililerini görüştürmüş, Türk Milletine Habur rezaletini yaşatmıştır.
Fethullah Gülen, Barzani bölgesinde çok sayıda ortaokul-lise- Üniversite açmış ve halen bu okullar çalışmaktadır.

-İkisinin de Atatürk’e bakışı aynıdır.
Erdoğan, Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’in İsrail’deki kabrini ziyaret etmiş ve eşi ile birlikte yapılan ayine katılmıştır. Aynı Erdoğan Anıt Kabir ziyareti için “Oraya gidip sap gibi durmak” demiştir.
Fethullah Gülen, Papayı ziyaret etmiş ve elini öpmüştür. Ama bir kez bile Atatürk’ü ziyaret etmemiştir.
İkisi de “Dinlerarası Diyalog” tuzağıyla İslam’a çok kötülük etmişlerdir…

Fethullah Gülen 21 Ocak 2016 da yani 9 yıl önce evvel, Erdoğan’a Necip Fazıl’ın
şiirinde şu sözlerle seslenmişti;
“Sur ’da bir delik açtık, mukaddes mi mukaddes,
Ey kahpe rüzgâr, ne yönden esersen es…”

Bir zaman sonra Erdoğan FETÖ’ye aynı sözleri söylüyordu!
Ne kadar iç içe geçmişler ki, aynı sözlerle birbirlerine yükleniyorlar…

Eee menzilleri bu kadar aynı olan kişilerin kaderlerinin de aynı olması, sizleri
çok mu şaşırtır?

İlahi adaletin varlığından hiç kimse şüphe edemez, etmemelidir.
Kim ki, CIA uşaklığı uğruna vatanını satıyorsa, kim ki ülkesini bir Ortadoğu ülkesi haline getirecek politikalar uyguluyorsa, onların sonları aynı olacaktır.
Kim olursa olsunlar…

Sağlık ve başarı dileklerimle

24 Şubat 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

TURKEN RAUS

Almanya’daki ırkçıların sık sık kullandıkları, “Türkler Dışarı” demek olan,
Almanca bir sözdür bu başlık!
Türkler, Almanya’ya 30 Ekim 1961’de Türkiye-Almanya arasında imzalanan
“İşgücü Anlaşması” ile DAVET üzerine çalışmaya, hem kendilerine hem de
Alman Ekonomisine katkıda bulunmak için gittiler ve başarılı oldular.

Ama sığınmacılar ülkemize böyle mi geldiler?
Ülkeleri işgal altında iken vatanlarından kaçıp, ABD-İngiltere ve İsrail’in “Ortadoğu’daki ortaklığını” kabul eden AKP-MHP-HÜDA PAR tarafından Türkiye’ye ellerini kollarını sallayarak geldiler ve 14 yıldır, MİLYARLACA DOLAR kaynağımızı, evlatlarımızın geleceği olan paramızı tüketmekteler!

Erdoğan-Bahçeli ve Hizbullah, bir taraftan ülkemizi, Suriyeli-Afganlı-Afrikalı ile doldururlarken, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşı olan Türkleri, gruplar halinde ülkeden gönderiyorlar!

Uzman olmuş ve dünyadaki meslektaşları tarafından saygı duyulan Doktorlarımızı “Giderlerse gitsinler” diye göndermediler mi?
Ülkemizin geleceği olan eğitimli gençlerimiz gitmek zorunda kalmadılar mı?
İş İnsanlarımızın çoğunluğu hem sermayelerini, hem de yönetim merkezlerini yurtdışına taşımadılar mı?
İslami İşadamlarının temsilcisi olan MÜSİAD üyeleri, paralarını yurtdışına götürmediler mi?
Bademler ve AKP Müteahhitleri, Londra’da sokak-sokak mülk almıyorlar mı?

Hepsini bir kenara bırakalım;
ABD Temsilciler Meclisi, kendilerine CIA tarafından verilen rapor üzerine,
435 Üyesinin 413’ünün KABU OYU ile “Erdoğan’ın ve bazı yakınlarının Türkiye dışındaki PARA-MAL-Ticari Ortaklıklarının” araştırılması için bir
Komisyon kurulma kararı aldı!
Erdoğan’ın “İftiradır, yalandır. Benim Türkiye dışında tek dolarlık malım varsa açıklamayan namerttir”, dediğini veya bir açıklama yapıp, suçlamaları yargı yoluyla çözeceğim, hesap soracağım” dediğini duydunuz mu?
ERDOĞAN bu konuda tek laf etmedi, hep sustu! Neydi o atasözümüz?
Hani; “Sukut, ikrardan (Kabulden)i gelir.”

Size basit bir soru soracağım;
Bir ülkede, Başbakan-Cumhurbaşkanı olarak görev yapmış bir siyasetçi için böylesine alçakça suçlamalar yapılacak, ne kendisi ne de Devletin istihbarat ve güvenlik kurumları hiçbir şey yapmayacak? Böyle bir davranış olamaz ve kabul edilemez.
Suçlanan kişi hem BAŞKOMUTANIMIZ hem de CUMHURBAŞKANIMIZDIR!
Devletin Başı olan bir kişiye böylesine en ağır suçlamalarda bulunmak bu kadar kolay olabilir mi? Hesabı sorulmayacak, görmezden gelecek kadar
Basit mi bu suçlama?
Devletimizin güvenliği ve selameti için bu konu mutlaka aydınlatılmalıdır.

Ben, Erdoğan’ın böyle bir yanlışlık yapacağına inanmıyorum. Ama yıllardır
ortaklık yaptığı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin YAZILI açıklamasını sizlerle paylaşmak isterim;

MHP Gnl Bşk’ı Devlet Bahçeli’nin Türk Milletine Tarihi Çağrısı 19.07. 2014
“Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması, SEVR Taraftarlarının 105 yıl sonra Çankaya’ya çıkması demektir.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması, İzmir’de denize dökülenlerin hesap sormak üzere tekrar ayağa kalkması, Çanakkale’de püskürtülenlerin bir kez daha şanslarını denemeleri demektir.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması PKK’nın, HDP’nin, Türkmen Katillerinin, Müslüman canına kastedenlerin, Türk Hasımlarının, Barzani’nin, IŞİD’in, BOP’un, Haçlı emellerinin, El Kaide’nin, BÖKÖ Haram’ın, Taliban’ın, Yolsuzluk Çetelerinin Çankaya’yı mesken tutması anlamına gelecektir…”

CB Erdoğan, TÜSİAD’a “Türkiye sizin mülkünüz değildir” dedi. Doğru söyledi.
Türkiye CB Erdoğan’ın mülkü müdür? Tabii ki değildir.
CB Erdoğan, mal sahibi olan Türk Milletinin vekili olarak bunları korumakla yükümlüdür. Bu bir Anayasa emridir.
Peki Ege Denizindeki 20 Ada ile 2 Kayalık ne oldu? Neden Yunan’a verildi?
Görevdeki Cumhurbaşkanını, kendisini savunamayacak hale getiren olay nedir, sizce…

Sağlık ve başarı dileklerimle

22 Şubat 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
MENZİLLERİ GİBİ KADERLERİ DE AYNI OLACAK / TURKEN RAUS
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin