22 yılda görmediğimiz ne kaldı ki derken, şiddet listesinde kadınlar ve çocuklardan sonra masum bebeklerin de olduğunu gördük.
Şiddetin, rant kültürünün ve cezasızlığın beslediği toplumsal çürüme korkunç gündemini hastanelerin yenidoğan yoğun bakımına taşıdı.
Özel hastanelerde yeni doğmuş bebeklerin anne kucağından alınıp öldürüldüğü bir güne uyandık.
Konu, SGK’dan daha fazla ödeme almak için bebekleri gereksiz yere yoğun bakım ünitesinde tutan, ölüme terk eden ve ölüm rantından beslenen bebek katili bir tıp çetesinin bebek kırımı.
Çete’nin geçmişi sanıldığı gibi yeni değil. Uğur Dündar’ın haberine göre çetenin kanlı icraatına yönelik ilk ihbar söylenenin aksine 2023’te değil, 27 Temmuz 2015’te yapılıyor.
Açılan soruşturma sonucunda adı geçen personel hakkında işlem yapılmasına gerek olmadığı şeklinde rapor düzenleniyor.
15.02.2016 yılında Sağlık Baş Denetçisi Nihat Sabuncu’nun hazırladığı rapor, bebek ticaretini bütün ayrıntılarıyla ortaya koymasına rağmen bebek katili çetenin ticaretini bugüne kadar sürdürmesine göz yumuluyor.
Bebek katliamı herkesin bildiği bir sır olarak Recep Akdağ’ın ve Mehmet Müezzinoğlu’nun bakanlıkları döneminden bugüne kadar devam ediyor.
Yenidoğan çetesinin reisi Fırat Sarı 12 yıl hapse mahkûm edilmiş PKK’lı bir doktor. AKP’nin PKK’lıları serbest bırakmak için 2003 yılında çıkardığı ‘Topluma Kazandırma Yasası’ ile hapisten çıkartılmış.
29.07.2003 tarihli, ‘Topluma Kazandırma Kanunu’nun 1. maddesi, ‘Bu kanunun amacı siyasi ve ideolojik amaçla suç işlemek için kurulmuş terör örgütleri mensuplarının topluma yeniden kazandırılması, toplumsal huzur ve dayanışmanın güçlendirilerek devam etmesidir.’ diyor.
MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır konuyla ilgili bir soru önergesi vererek yasadan yararlanan PKK’lı sayısını, serbest bırakılan PKK’lıların kaçının suça bulaştığını, takibinin yapılıp yapılmadığını soruyor.
Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yasanın yürürlüğe girdiği 2003 yılından 2007 yılı sonuna kadar yasadan yararlanmak için 300 PKK’lının başvurduğu ancak serbest kalan teröristlerden suça karışmış olanlara ve sayılarına ilişkin olarak ‘bakanlığımız kayıtlarında herhangi bir istatistik bilgiye ulaşılamamıştır’ karşılığını veriyor.
PKK’lı Fırat Sarı’nın Tıp fakültesine devam edip mezun olmasına, özel hastane kurmasına ve hatta mahkemede bilirkişi olmasına izin verilen süreçte herhangi bir takip ve denetim yapılmıyor.
Serbest bırakılan diğer PKK hükümlülerinin ‘topluma nasıl kazandırıldığı’ ve neden oldukları felaketler ise henüz bilinmiyor.
Bu acı hadiseyle bir kez daha liyakatsizliğin, denetimsizliğin, umursamazlığın ve acımasızlığın bu iktidarı en iyi anlatan kavramlar olduğunu görüyoruz.
Bedelinin kadınların, çocukların ve bebeklerin sakatlanarak ve canını vererek ödediği, ülkenin ancak savaş halinde yaşayabileceği utanç verici, insanlık dışı, karanlık günleri yaşıyoruz.
Hastanesi bebek öldüren çeteyle ortak çalıştığı için kapatılan, bakanlığı döneminde Yenidoğan çetesinin bebek katliamına korkusuzca devam ettiği eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu vicdanının rahatsız olmadığını söylüyor. Rahatsızlık duymadığı konusunda kendisine inanıyoruz.
2003 yılından itibaren AKP tarafından yürütülen sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması programı bebeklerin göz göre göre ölüme terkedilmesinin ve sakatlanmasının, ailelerin tarifsiz acılarının tek sorumlusudur.
Bu programla halkın ücretsiz ve nitelikli sağlık hakkı bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılmış, sağlık piyasanın vahşi koşullarına terk edilmiş, kamusal sağlık sistemi yok edilmiş, hastaneler ticarethaneye dönüşmüş, halk sağlığı özel hastanelere pazarlanmıştır.
AKP iktidarı döneminde para ve rant uğruna insanlık değerleri ayaklar altına alınmış, sağlık sektöründe çetelere ve bebek ölümlerine göz yumulmuştur.
Yenidoğan Çetesi de diğer suç örgütleri gibi varlığını AKP’ye borçludur. Çetenin gerçek lideri AKP iktidarıdır.
Mehtap Kaynak