12 günlük bir savaşın, Batı Asya’da başa güreşen iki devlet için, hatta dünyanın en güçlü askeri devleti için, bu kadar belirgin sonuçlara yol açtığı başka bir savaş var mıdır, doğrusu bilmiyorum. Bunun yanıtını savaş tarihi uzmanlarına bırakmak kaydı ile belirtmek gerekir ki bu kısa savaş, hem İran için, hem de İsrail için bazı sayfaları açtı, bazılarını kapattı.
Savaşın dumanları arasında görülen ilk belirtiler, şöyle sıralanabilir.
İSRAİL İÇİN SONUÇLAR
● Kendinden çok emin, ABD başta olmak üzere destekleyen emperyalistlerin gücünden çok emin, dolayısıyla sonuçlarından da çok emin şekilde, İran’ın devlet yöneticilerine ve komuta kademesine suikast yaparak İran’a savaş başlatan İsrail, 12 gün gibi bir sürede, ABD’ye savaşı bitirmesi için yalvaracak duruma gelmiş, kesin bir yenilgi yaşamıştır.
● 1973 yılındaki Arap-İsrail savaşının ve 2006 yılındaki Hizbullah-İsrail savaşının dışında bugüne kadar önemli bir yenilgi yaşamamış olan, ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa başta olmak üzere emperyalist dünyanın ekonomik, siyasi ve askeri desteğine sahip olan, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararlarına uymayan bütün saldırganlıkları, yayılmacı adımları ile İsrail, tarihi bir tokat yemiş, öncekilerle kıyaslanmayacak büyük bir yenilgi yaşamıştır.
● “Aşılamaz” dedikleri “Demir Kubbe”, ABD’nin de bütün gayretlerine rağmen kevgire dönmüş, İran füzelerinin karşısında çökmüştür.
● Arap dünyasının bağrına çöken İsrail, emperyalist dünyanın ekonomik, siyasi, askeri ve istihbarat desteği sürekli genişlettiği sınırlarını Yahudiler için güvenli topraklar, istikrarlı bir devlet diye sunmuştu. İran’ın bombardımanları özgüveni ve güvenlik duygusunu paramparça etti. Halk, önceki yenilgilerde bile yaşamadığı büyük bir panik ve korkuya kapıldı. Sığınaklardan çıkamaz, koro halinde korku ilahileri söyler hale geldi.
Gidecek yeri olan, deniz aracı bulabilen, çareyi İsrail’den kaçmakta buldu. İlk konakladıkları Kıbrıs Rum kesimine günde 30 bin İsraillinin kaçtığı, oradaki okullarda ve spor salonlarında balık istifi barındıkları anlatılmaktadır.
● Özetle Siyonist kibir paçavraya dönüştü.
İsrail’in başkenti Tel Aviv ve dünyaya açılan liman kenti Hayfa başta olmak üzere çok sayıdaki kenti harabeye döndü. İsrail’in tarihinde yaşamadığı düzeydeki yıkıntı, İsrail kibrine vurulan başka bir tokat idi.
● Sonuç olarak İsrail, tarihteki en büyük yenilgisini yaşamış, hava gücü ile herkesi mağlup edeceğini sanan kibri yerle bir olmuş, aşılmaz denilen kubbesi parçalanmış, şehirleri harabeye dönmüş, ateş diyarının efesi pozundaki Siyonist gurur çökmüş, dünyanın her yerinden “güvenli topraklara gelin” diye çağırdığı halk, sığınaklardan çıkamaz olmuş, can havliyle ülkeden kaçar olmuştur
İRAN İÇİN SONUÇLAR
● İsrail saldırısı başladığında İran, desteklediği Hizbullah ve Hamas liderlerini, hatta kendi komutanlarını İsrail saldırıları ile yitirmiş bir ülke idi. Gazze’de Hamas büyük yaralar almış, Lübnan’da Hizbullah’ın itibarı sarsılmıştı. İran halkı bile bunca saldırıya yeterince yanıt verilmediği için buruk haldeydi.
● Toplam olarak da bütün güçleri ile İran’ın, İsrail ve ABD karşısında göründüğü kadar dirençli olmadığı şeklindeki görüş, giderek yayılıyordu.
Bu eğilimi de değerlendiren İsrail, “İran’a saldırının zamanıdır” diye düşündü. Arap dünyasındaki en büyük düşmanını yok edecek, sonrasında Türkiye’yi mağlup edecek, hem kendisi için dikensiz geniş bir sahası yaratmış olacak, hem de ABD’nin 2. İsrail devletini kolaylıkla kuracaktı.
● İsrail’i harekete geçiren bu görüşler, ABD için de ikna edici oldu ve ABD desteği ile saldırıya başlandı.
● İran daha ilk günlerde aldığı tavır ve silah gücü ise, gücünün sanılandan daha büyük olduğunu gösterdi. Bu, sadece İsrail için değil, ABD başta olmak üzere bütün Batı için de şaşırtıcı idi.
İran 12 gün boyunca sadece savaş gücü bakımından değil, savaşma yeteneği bakımından da dikkat çekiciydi.
● İsrail, uyuyan devi uyandırmıştı adeta.
İsrail’in devlet şımarıklığı, Siyonistlere sağladığı gurur ve özgüven, birkaç günde yerle bir edildi.
İran için etnik haritalar, etnik nüfus sayıları yayınlayanların beklentileri boşa çıktı. Anlık, günlük başarıların gururu ile dolan halk, İsrail ve ABD bombardımanlarını da hiçe sayacak ölçüde sokaklara aktı, emperyalizme karşı kenetlendi.
● İsrail ve ABD’nin, BOP için bir kalenin daha devrilmesi umuduyla bekledikleri ayaklanmalar boşa çıktı, İran yeniden kenetlendi.
● ABD’nin, PKK PJAK gibi örgütleri bütün uğraşılarına rağmen etkili olamadılar. Millet Amerikancı bölücülüğü ve İsrail yandaşlığını değil, emperyalizme karşı kenetlenmeyi tercih etti.
● İran devleti ABD ve İsrail yandaşı örgütlerinin bu adımlarını elbette dikkatle izlemiştir, muhtemelen yakın zamanda gereken yanıtı bunlara da verecektir.
● İran, MOSSAD ajanlarına karşı yürüttüğü toplama kampanyası ile, İran’ı içeride ve dışarıda daha da güçlendirecek önemli bir daha attı. Devletin ve halkın ajan faaliyetlere karşı duyarlılığı daha da artacaktır.
● İsrail’e tarihi bir yenilgi yaşatan İran, şımarıklığının gerekçesi olan bütün balonları patlattı. Patlayan her balon, İran halkını ve müttefiklerini daha da güçlendirdi.
● Toplamda İran devletinin dünya devletleri ölçeğinde saygınlığı daha da güçlendi.
Mazlumlar dünyasında, Çin ve Rusya’nın yanında İran’ın da yenilmez kuvvetler arasında sayılması gerektiğini gösterdi.
● Sonuç olarak İran, savaştan daha da güçlenerek çıktı, Arap dünyasındaki emperyalizmin şımarık veledine tarihi bir tokat atmış oldu.
ABD İÇİN SONUÇLAR
● İsrail’i hesapsız şekilde destekleyen ABD, uyuyan devi uyandırdı, İran’ın hem Arap dünyasında, hem de evrensel ölçekte itibarının güçlenmesine yol açtı.
● Petrol bölgesinde İsrail gibi en önemli bekçisinin, adeta paspas edilmesini seyretmek zorunda kaldı.
● İsrail saldırılarının ilk günlerinde “İran derhal ve şartsız olarak teslim olmalı” diyen ABD, birkaç gün daha sürmesi halinde İsrail’in yok edileceğini gördü, can havliyle İran’ı ateşkese razı etmek için çırpındı.
● Bu güne kadar sadece “Tanrı İsrail’i korusun” diyen, İsrail saldırısı başladığında da “İran şartsız teslim olmalı” diyen Trump ateşkesi, “Tanrı İsrail’i ve İran’ı korusun” diyerek kutlamak zorunda kaldı.
● İsrail saldırısı ile İran’daki piyonlarını da devreye sürerek İran devletini yıkma niyetini gizlemeyen ABD’nin bu planı da boşa çıktı.
*
Sonuç olarak, İsrail-İran savaşı, İran için büyük bir zafer, İsrail ve ABD için ise büyük bir yenilgi olmuştur.
Savaşın ilk raundunun görünen sonuçları böyle.
Mehmet Akkaya
26 Haziran 2025