1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. KAZANMAK KOSKOCA BİR ÖMÜR İSTER, KAYBETMEYE İSE BİR ANLIK GAFLET YETER.!

KAZANMAK KOSKOCA BİR ÖMÜR İSTER, KAYBETMEYE İSE BİR ANLIK GAFLET YETER.!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Bunu şunun için söylüyorum..

Özelden mesaj atan gazeteci bir dostum, “Hocam her konuda yazı yazıyorsunuz, Abdullah Öcalan’ın yaptığı açıklama ile başlayan süreç hakkında herhangi bir yazını göremedim” demiş…

Değerli dostum, uzun bir yazı yazmadım ve sadece; “Terörle ve teröristle müzakere değil hiçbir gerekçeye itibar edilmeksizin sonuna kadar mücadele edilir..” diye tek cümlelik kısa bir ifade kullandım, sanırım bu yüzden gözünden kaçmış zira daha fazlası hain bebek katilini adam yerine koymak olurdu.!

İktidarın şunu asla gözardı etmemesi gerekir!

Devletlerin muhatabı devletlerdir ve savaş da, diplomasi de, müzakere de, barış da ancak devletler arasında olur!

Zalim terör örgütünün muhatabı devlet değil ancak ve ancak amansız mücadele, silah ve ölümdür. Zalime merhamet, mazluma ihanettir. Hele bu zalim; 40 bin cana, dinmek bilmeyen binlerce gözyaşına, binlerce ailenin dramına, 2 trilyon dolar zarara ve bir ülkenin geleceğine mal olmuşsa değil müzakere etmek, bir saniye nefes aldırmak dahi gaflettir..

Binlerce şehidimizin kemiklerini sızlatan son gelişme; bir çoğu uzvunu kaybetmiş kahraman gazilerimizin, gözyaşı dinmek bilmeyen binlerce ailenin yüreklerini dağlamış, toplum olarak milli onurumuzu incitmiştir..

Teröristin sözüne güvenmek suya yazı yazmaktır..

Bu yanlıştan derhal dönülmeli ve dökülen kanın hesabı sonuna kadar sorulmalıdır..

Aksi halde; şehit olmadan bir gün önce oynasın diye oğluna verdiği balona feryat ve gözyaşları içinde sarılarak, “Sakın dokunmayın patlar, babam şişirdi içinde nefesi var” diyen yetime olanların hesabı verilemez..

İKTİDARA GÖRE KALKINMA YOLUNDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATMIŞ BİR ÜLKEYİZ..

Pekala durum gerçekten böyle mi dersiniz?

Ne demiş Ziya Paşa, “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde..”

23 yıllık eser ortadadır..

Şimdi mugalatayı bırakıp asıl gerçekle yüzleşelim..

Değerli dostlarım,

Bir ülkenin kalkınmışlık seviyesi sözle değil ancak ve ancak kalkınmanın amentüsü olan merdiven basamak sistemindeki yeri ile ölçülür!

  1. Basamak: Tarım ve Hayvancılığın varlığıdır..
  2. Basamak: Esnaf ve Atölyeciliğin varlığıdır..
  3. Basamak: Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ’lerin) varlığıdır..
  4. Basamak: Özel sektöre ait büyük ölçekli sanayi tesislerinin varlığıdır..
  5. Basamak: Devlete ait dev stratejik tesisler ve milli işletmelerin varlığıdır..

Özellikle ilk iki basamak kalkınmanın temeli olması açısından son derece hayati önem taşımaktadır ve ülkenin mücbir durumlar karşısında ayakta kalabilmesi için olmazsa olmazıdır..

Yatırımda üçüncü basamağa erişmiş bir ülkenin derhal üniversitelerle entegre olması, ARGE faaliyetlerini öne çıkarması ve yüksek teknolojiye yatırım yapması kaçınılmaz nihai hedefi olmalıdır.

Nanoteknoloji, Bilişim teknolojisi, Biyoteknoloji, Uzay teknolojisi, Savunma teknolojisi gibi yüksek teknoloji üreten ve pazarlayan bir ülke artık dördüncü ve beşinci basamağın hakkını vermeye başlamış ve kalkınmış ülkeler arasındaki yerini almış demektir.

Üçüncü basamağı aşamamış bir ülke zaman içinde yüksek teknolojiler konusunda dışa bağımlı hale gelir, her geçen gün büyüyen dış borç nedeniyle ekonomik kriz bataklığına saplanır, bir anda işler tersine dönmeye başlar ve sonunda üçüncü basamağa kadar olan tüm kazanımlarını yitirir; iş bununla da kalmaz siyasi bağımsızlığı elden gider.

İçinde bulunduğumuz duruma bu gözle bakacak olursak, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında o günün dünya koşullarında beşinci basamağa adım atmış olan ülkemiz maalesef ki bugün hükümetin övündüğü birkaç özel sektörün ferdi başarılı girişiminin haricinde ikinci basamak yatırımlarda dahi dışa muhtaç hale gelmiştir.

Halbuki kalkınmak için sebep çok, kalkınmamak için hiçbir sebep yoktur..

Dünyanın en güzel dağlarına, en bereketli yaylalarına sahibiz lakin hayvancılık yok olmak üzeredir!

Her biri birer avrupa ülkesi büyüklüğünde onlarca verimli ovaya sahibiz lakin tarımsal üretim yok olma noktasındadır!

Dünyanın en gür ve en büyük ormanlarına sahibiz lakin orman ürünleri en alt seviyededir!

Üç tarafımız denizlerle çevrili muazzam bir deniz ülkesiyiz lakin deniz mahsülleri üretimi ve geliştirilmesi konusunda hala ilkel yollara başvurmaktayız, soframızda balık yok olmak üzeredir ve dünyanın en pahallı balık ve balık ürününü tüketmekteyiz!

Çiftçilik, hayvancılık, balıkçılık, esnaflık ve atölyecilik tarihinin en büyük çöküşünü yaşamaktadır, kalifiye ara insan gücümüz ve zanaatkarlarlık yok olmak üzeredir!

Kültür ve Turizm varlıkları konusunda dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almamıza rağmen bu imkanları yeterince kullanamamaktayız!

Çünkü iktisadi ve üretime yönelik planlama yok edilmiş ve ülkemiz plansız ve günübirlik politikalarla yönetilir hale gelmiştir!

Bir ülkenin ekonomik bağımsızlığını elde etmeksizin siyasi bağımsızlığını sürdürmesi asla mümkün değildir ve bunu görmezden gelmekteyiz!

Yakın tarihten ders çıkarmak ve el ele vermek yerine enerjimizi boş işlerle tüketmekteyiz..

Bu konuda örnek almamız gereken tek lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür..

Kurtuluş harbiyle elde etmiş olduğu siyasi bağımsızlıkla yetinmemiş, vakit kaybetmeden ekonomik bağımsızlık peşinde koşturmuştur. Bu amaçla derhal İzmir İktisat Kongresi’nin toplanma talimatını vermiştir. 17 Şubat 1923 günü başlayan seri toplantılar sonucunda alınmış olan önemli kararlarla büyük bir ekonomi hamlesi yapılmış ve ardından buradan satmakla bitiremeyeceğim dev yatırımlara imza atılmıştır..

Hala ayakta kalabilmişsek ata mirası sayesindedir ve bugün tüm satılanlar o gün yapılmış olanlardır. Lakin miras tükenmek üzeredir..

Bu garabetten kurtulmanın yolu; israf ve ranta dayalı tüketim ekonomisine dur demekten, İzmir İktisat Kongresi muadili milli bir iktisat kongresinin ivedi olarak toplanmasından ve ülkenin iktisadi ve üretime yönelik planlı kalkınma yolunun yeniden açılmasından geçer..

Büyük bir gayret içinde tesis etmeye çalıştığımız Kurtuluş İttifakı olarak tüm arzumuz ekonomik bağımsızlığı yeniden gerçekleştirmek, dolayısıyla siyasi bağımsızlığımız üzerindeki dış vesayete son vermek ve ülkeyi fabrika ayarlarına geri döndürmektir..

Dr. Vecdet Öz

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
KAZANMAK KOSKOCA BİR ÖMÜR İSTER, KAYBETMEYE İSE BİR ANLIK GAFLET YETER.!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin