‘Cehennem ehlinin çoğunluğu kadınlardır’
(Hadis)
Bir kadın devrimiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti 100. yılına Cumhuriyetin kendisi kadar kadınların da varoluşuna ve özgürlüklerine büyük bir tehdit ve düşmanlık iklimiyle giriyor.
Tayyip Erdoğan, ’Türkiye bu seçimlerde sadece gelecek 5 yılının değil 100 yılının nasıl olacağına karar verecektir.’ derken (Takvim 30.12.2022) doğru bir tespit yapıyor. Devleti tüm kurum ve kurallarıyla dincileştiren AKP seçim sonrasında, inşa ettiği cehennemin son taşlarını koymayı hedefliyor.
İttifakların kadın bedeni ve özgürlükleri üzerinden yapılan pazarlıklarla şekillendiği bu seçimde, İslamcı partiler, tarikatlar, cemaatler ve vakıflar İstanbul sözleşmesinden sonra gözlerini 6284 sayılı yasaya ve daha da önemlisi laik cumhuriyete ve kadının insan olma hakkına çevirmiştir.
AKP, Hizbullah’ın uzantısı HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi arasındaki vahşi ve gerici kadın düşmanı ittifak, 6284 sayılı kadına şiddeti cezalandıran yasayı çöpe atma, kadını ezme, sömürme ve en altta tutma konusunda anlaşmıştır.
Kadına yönelik şiddetle ilgili kapsamlı bir iç hukuk metni olan 6284 sayılı yasa kadına yönelik ekonomik, fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete karşı kadını koruyan maddelerden oluşuyor ve kadının beyanını esas alıyor.
Kadın cinayetlerinin % 1400 arttığı, kadın dövmenin, vahşice öldürmenin, taciz ve tecavüz etmenin her şeyden kolay olduğu ve cezasız kaldığı AKP iktidarı döneminde bu yasa tam da bu nedenden ötürü gereklidir.
Fatih Erbakan, ’Bu yasa yüzünden muzdarip olan erkekler, babalar yasa olmasaydı belki öldürmeyecekti eşlerini’ diyerek kadın cinayetlerinde erkeğe hak veriyor. Erkeğin mutlak hakim olduğu aile içi kölelik düzenini ve çok karanlık bir geleceği davet ediyor.
Cehennem ehlinin çoğunluğu kadınlar mı yoksa onları oraya layık görerek kadınların yeryüzündeki cehennemini yaratanlar mı bilmiyoruz ama temel özellikleri kadın düşmanlığı olan Milli Görüş Hareketi’, Milli Nizam, Selamet, Refah, Fazilet, AKP, Yeniden refah ve Hüdapar’lı koalisyon derken gelinen yerin kadınlar için bir tür cehennem olduğunu söyleyebiliriz.
Kadınların cehenneminin yaratıldığı ve yaşatıldığı suç örgütleri olan tarikat ve cemaatlar halen yürürlükte olan devrim yasalarıyla kapatılmışken, ülkemizi bir ağ gibi kaplamış güçlerine güç katmakta cüretkarlıklarını arttırmaktadır.
Kanun dışı, kadın düşmanı, Medeni kanunu kabul etmeyen, sapkın hayat tarzlarıyla tiksinti yaratan bu suç örgütlerinin faaliyetlerinin hiç vakit kaybetmeden sonlandırılması gerekiyor.
Ortaçağ kalıntısı bu suç örgütlerine karşı çıkan bir Cumhuriyet Savcısı,siyasi parti lideri veya bir siyasetçi göremiyor oluşumuz utanç vericidir.
Çocuklarımızın hayatını çalan kanun dışı bu suç örgütlerinin faaliyetlerine göz yuman, sessiz kalan herkes suça ortak olmaktadır.
20 yıldır laik cumhuriyeti sağından solundan yıkıp yerine faşist bir din devleti kurma uğraşısı veren AKP hükümeti bunu tarikatlarla el ele 1400 yıl öncesinin hayat tarzını inşa ederek yapmaktadır.
İktidarın ’kamu yararına çalışan dernek’ statüsü vererek vergiden muaf tuttuğu, devasa kamu kaynakları akıtarak paraya ve servete boğduğu, holdingleşmiş bu kanun dışı örgütlenmeler, örfleri ve ahlak anlayışlarıyla paralel bir evren, kapalı, asalak, ortaçağa ait bir dünya yaratmıştır.
İktidar hedeflediği toplumsal dönüşümü tarikat ve cemaatler vasıtasıyla ileri taşımaktadır. Kız çocuklarının eğitim sürecinden koparılması, kadınların iş hayatından ve sosyal hayattan dışlanması, devletin sorumluluğunda olması gereken kamusal hizmetlerin mutlak itaatin olduğu bu cemaatlere terk edilerek hizmetin sadakaya, halkın tebaaya dönüştürülmesi bu amaca yönelik adımlardır.
1400 yıl öncesi Arap yarımadasının değerlerinin hüküm sürdüğü bu paralel evren de binlerce çocuğumuz pedofil hastası asalakların kirli emellerine alet edilmektedir.
Binlerce çocuğumuzun hayatı çalınmış, eğitim ve insan olma hakları ellerinden alınmıştır. Gözlerimizin önünde Cumhuriyet ideolojisine taban tabana zıt, Cumhuriyet değerlerine ve kadın haklarına, kadının bizzat kendisine düşman bir anlayış kök salmıştır.
Hiranur cemaatinde 6 yaşında bir kız çocuğunun annesi ve babasının onayıyla yetişkin bir erkeğin evlilik adı altında yıllarca tecavüzüne uğraması infiale kapılmamıza ve ürpermemize neden olurken, bu tür olaylar tarikatların günlük hayatının olağan akışının bir parçası olarak sürüp gitmekte ve gücünü hadislerden almaktadır.
Toplumsal hayatı dini ideolojiye göre biçimlendirmeye çalışan, eğitimin kreşler dahil her kademesini ele geçirmiş, kadınları ikinci sınıf varlıklar olarak gören, evde oturup çocuk doğurmalarını ve erkeklerine itaat etmelerini bekleyen, kızların 6 yaşında evlenmesini, erkeğin tartışmasız hakim olduğu aile düzenini savunan bu anlayış AKP’nin maskesini çıkarmış halidir.
AKP iktidarından İstedikleri ve alamadıkları özgürlük kalmayan tarikatlar işi 6284 sayılı yasayı hedef almaya ve kadına yönelik şiddeti özgürlük alanları olarak görme aşamasına getirmişlerdir.
Ayet ve hadisleri referans alan, kendi ideolojileri bağlamında tutarlı, geriliğin ve gericiliğin kaynağı emperyal bir proje olan bu çağdışı kurumlar ulusal varlığımıza ölümcül bir tehdit oluşturmaktadır.
Seçimimizin Türkiye’yi hukuk ve Anayasa dinlemeden yöneten, hiçbir ahlaki ve insani kaygısı olmayan, çürümüş bir rant ve yağma düzenini temsil eden AKP iktidarının yarattığı cehennemi geride bırakmak doğrultusunda olacağı umudunu taşıyoruz.
Mehtap Kaynak
Yorumlar kapalı.