Bilinen fıkradır;
İtalya’da şirin bir İlçede çok lüks ve işlek bir Randevu Evi varmış. Yıllardır, burasını bir kadın çalıştırmakta imiş. Kadın, inancı gereği her hafta Kiliseye gidip hem günah çıkartır, hem de Kiliseye yüklü miktarda bağış yaparmış.
Yıllar böylece akıp gitmiş. Kadın yaşlanınca işini bırakma kararı almış ve Kiliseye gidip Papaza sormuş;
“Papaz Efendi, yıllarca bu günah yuvasını işlettim, çok günahım var. Fakat yıllar boyunca da Kiliseye her hafta bağış yaptım. Benim durumum nedir, cennete gidebilecek miyim” diye sormuş.
Papaz, epeyce düşünmüş ve kanaatini açıklamış;
“Kızım, evet çok günah işledin ama kiliseye bağış yapmakla da çok sevap kazandın. Yani, yaptığın bağışlar, işlediğin günahları götürdü. Yıllar boyu öpüldüğün yanına kâr kaldı…”
TBMM’deki “PKK KARUN KOMİSYONU” Üyesi Milletvekilleri fıkradaki kadın gibi çok zor durumda kaldılar.
Genel Başkanları onları bu komisyona atamakla, bir daha bunları seçmeyeceklerini açıklamış oldular.
Bu yetmedi, şimdi de İmralı’ya Teröristbaşının ayağına gitmek çıktı!
Gitseler, temelli rezil olup “Hain” damgasını alınlarına yapışacak, gitmeseler
o zaman komisyonda ne işiniz vardı diye dışlanacaklar!
Hem Türk Kamuoyunu hem de Genel Başkanlarını ve partilerini memnun etme olasılığı, Papa’nın gönüllü olarak sünnet olma olasılığından daha zor olduğu gerçeği de önlerinde duruyor!
Komisyon Üyesi iki Milletvekili aralarında konuşuyor;
“Öcalan’ın bildiği ama bizim bilmediğimiz ne kaldı ki! Bize ne anlatacak?
DEM Partili 3 MV’İ her hafta yanında. Onlara söylemediği neyi bize anlatacak? MİT Başkanı, evinden fazla İmralı’da yatıyor!
Dışişleri Bakanı zaten hem aynı aşiretten, hem hısım!
Devlet Bahçeli, fıkradaki Papaz gibi sürekli Öcalan’ın günahlarını temizleyip
caniyi AZİZ mertebesine çıkarmakla meşgul! Ne yapacağız abi?”
Yapacağınızı ben size söyleyeyim, durgun zekalılar!
İmralı’ya gittiğinizde, Öcalan’ın sağ elini avuçlayın ve henüz bir yaşına gelmemiş bebeye yedi kurşun sıkan o piçin sahibinin eli olan o pis eli öpün!
Yetmez, sol elini de avuçlayın, Öcalan’ın kendi parmaklarıyla GAZİMİZİN gözlerini çıkardığı o eli öpün ve başınıza koyun!
Nasılsa içinizde şunu söyleyecek bir kişi bile yok!
“Parti ve Genel Başkan ne talimat verirse versin, ben Türk Milletinin şerefli bir Milletvekili olarak, Teröristbaşının ayağına gitmiyorum. Alın Milletvekilliğinizi, nerenize koyarsanız koyun…
Türk Milleti sizleri, Genel Başkanlarınızı, ihanetinizi asla unutmayacak.
Sağlık ve başarı dileklerimle
21 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
ÇOCUK SUÇLULAR, GERÇEK SUÇLULAR MI?
Geçen akşam İstanbul’un dört tarafından “AĞIR SİLAHLAR” taşıyan Daltonlar çetesinin “Hukuken Çocuk Suçlular” sayılan elemanlarının dakikalarla havaya binlerce mermi attıklarını gördük, duyduk.
Demokratik bir rejimde böyle bir rezalet yaşanırsa, ülkenin İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Güvenlik Bürokrasinin üst yöneticilerinin tamamı görevden alınır ve yargılanır. Öncelikli görevi “Vatandaşlarının Can ve Mal Güvenliğini Sağlamak” olan yöneticileri o makamlarda oturma hakları yoktur.
Bir kişi, hangi yaşta olursa olsun, bir çeteye katılır ve suç teşkil eden eylemlerde bulunursa, yasal olarak o eylemlerden sorumludur.
Bunu anladık ama, sadece çocuk yaşta suça bulaşanlar mı suçlu?
Siyasetçiler, uyguladıkları GÖÇ ve SINIR GÜVENLİK politikalarından Siyasi ve İdari olarak sorumlu değil midir?
Siz, ülke yönetiminin başındaki şahıs olarak, sınırlarınızı elek haline getireceksiniz, ülkenize süpürülen milyonlarca sığınmacıyı para karşılığı kabul edeceğinize söz vereceksiniz ve gelen milyonları hiçbir güvenlik denetimine tabi tutmayacaksınız, ayrıca hijyen ve sağlık açısından da denetlemeyeceksiniz, sizlerin hiç suçunuz yok mu?
Yanlış ekonomik programlarla insanlarınızı fakirleştireceksiniz, gençlerin iş bulma, çalışma ortamını kapatacaksınız, kendi eğitimli gençlerinizin yurtdışına gitmelerine “Giderlerse gitsinler” diyeceksiniz, sonra da kontrolsüz olarak aldığınız sığınmacı gençlerin çetelere girmesine, 10 Bin TL için insan öldürmeye razı olmalarına şaşıracaksınız?
Ortağınız Bahçeli, MHP Genel Merkezinde, karısını öldürten organize suç çetelerinin Başkanlarını konuk eder, gazetelere poz-poz resimler verirse, gençlerin özenmelerine sebep olmaz mısınız?
Yıllardır, ısrarla bir şeyin altını çize-çize söylüyoruz!
Egemenlik hakkınızın kullanılması için, seçimle ve belli bir süre vekalet verdiğiniz siyasetçileri iyi araştırın, öyle oy verin!
Diploması bile sahte olan, ahlaken çok düşük, serveti şaibeli, köken itibarıyla Türk Milletine düşman olan birini seçerseniz, hele-hele “Tek Adam” sistemiyle kişinin eline ülkenin dümenini verirseniz, çocuklarınızın geleceğini kendi ellerinizle perişan edersiniz!
İki yaşlı ve hasta yöneticinin “Evet bunların akılları başındadır, sağlıklıdırlar” diyebilecek bir Tıp Uzmanı bulamazsınız. Gerçekten hasta bunlar!
Bunların ikisinden de Türk Milletine hayır gelmeyecek.
Başka kim, “Öcalan’a gidip ona şirin görünme işinde?”
Hizbullah denen YOBAZ’LARIN kurduğu HÜDA-PAR adlı Cumhuriyet düşmanı partinin Türk Milleti lehine bir karar alması doğal olarak mümkün değil.
DEM Partililer ise, işleri güçleri Öcalan denen teröristbaşının yıldızını parlatmak!
CHP ne yapıyor?
Valla, ne yaptıklarını kendileri bile bilmiyor! Komisyona giriyorlar ama Öcalan’a el öpmeye gitmiyorlar!
Geride, tecavüzcü birini Cumhurbaşkanı Adayı yapıp, AKP’den cukkaları paylaşan Sinan Oğan ve Patronu kalıyor.
Bir de, Erol Evcil ile, Aliağa’da insanların fabrikalarına çöken eski MHP’liler var. BBP ile DSP zaten yok hükmündeler.
Türk Tarihinin en zor günlerinde, böylesine korkunç bir ihanetin basamağı olan Siyasi Partileri sizlere tanıtmaya çalıştım. Bunları gözünüzde büyütmeyin. Hepsini üst üste koyun. Aralarına birer kopya kağıdı koyun.
Çağırın İstiklal Harbimizin Yiğit Efelerinden birini!
Bir defa vursun, alayını çöp sepetine göndersin…
Sağlık ve başarı dileklerimle
22 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
