Vatikan tarihi ile ilgili araştırma yapan uzmanlara göre Fethullah Gülen, Papa’nın “Gizli Kardinallerinden” biri idi. Katolik Hıristiyanlığa gizli olarak hizmet edeceklere “Gizli Kardinaller” denir ve sadece Papa ve Genel Sekreter tarafından bilinirler ve tüm dünyada her zaman büyük destek görürler…
İslam düşmanlığının stratejik planlama merkezi, Vatikan’dır.
“Dinlerarası Diyalog” denen İslam’ı bitirme planının sahibi, Vatikan’dır.
“Dinlerarası Diyalog” saçmalığının çığırtkanlığını ise Erdoğan ve Gülen yapmışlardır.
Türkleri Anadolu’dan sürmenin gerçekleşmesi amacıyla tarihteki “Haçlı Seferlerini” başlatan sürdüren destekleyen de Vatikan’dır.
Vatikan’ın bu konuda 100 adet projesi mevcuttur.
Bu projelerden biri “Kürtleri Ayrıştırmak” projesidir.
Bu amaçla “Kayıp dilleri canlandırmak” görüntüsü altında yüzlerce Papazı bölgeye gönderen Vatikan’dır. Bunlardan Maurizio Garzoni adlı Papaz, bölgede 18 yıl yaşamış ve 1787 yılında Vatikan’a dönerek “Grammatica e Vocabolario Della Lingua Kurda” adlı Kürtçenin ilk gramer kitabını yazmıştır. Kürdolojinin Babası olarak bu kişi bilinir!
Bu Papa gider, başkası gelir ama Vatikan’ın Türkiye ve Ortadoğu politikası değişmez.
Papa bir gün FETÖ’yu kabul eder, bir gün Diyarbakır-Sur Eski Belediye Başkanı ile Kırklar Meclisi Üyesi Abdullah Demirtaş’ı (Sevr savunucusu) ağırlar, bir gün de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konuk eder. Bir gün Said-i Kürdi’nin mektubunu okur, okutur! Fakat Vatikan’ın politikası değişmez.
Vatikan, Ortadoğu da İsrail menfaatlarını esas alır.
Ortadoğu’da İsrail ne ister? İsrail bunu “Siyonist plan” olarak 1982 yılında açıklamıştır ve bugüne kadar da yalanlamamıştır!
İsrail, bölgede yaşayabilmek için komşularının birbirleriyle savaşması gereğine inanır. Çevredeki Arap devletlerini daha küçük ve daha zayıf devletlere bölerek, kendi jeopolitik ortamını yeniden şekillendirmeyi şart koşmaktadır.
Bu projeye en büyük engel olarak da Irak ve Suriye’yi görmektedir.
Irak, Erdoğan’ın eşbaşkanlığı sırasında, onun desteğiyle halledilmiş sıra Suriye’ye gelmiştir. AKP’nin Suriye politikası ihanetin daniskasıdır.
Türkiye ise AKP önderliğinin çarpık ve yanlış Suriye politikaları sayesinde hala savrulup durmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ne laf ne de uzmanları dinliyor.
İşi gücü, kendisi gibi düşünmeyenlere hakaret etmek!
Sizlere şunu sormak isterim;
Türk Ordusu, Suriye’de başarılı bir terör operasyonu gerçekleştiriyor.
Ordumuz elbette ki bu harekâtın sonunu da hesaplamıştır. Peki siyasetin Zeytin Dalı operasyonu sonrası için bir planı var mı? Hiç sanmıyorum!
Erdoğan’ın dediği şudur;
“Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Terör unsurlarını temizledikten sonra yurda döneceğiz. PYD’nin elinde olan toprakları da gerçek sahibi olan Arap Kardeşlerimize bırakacağız!”
Sorum şu;
Hangi Araplara?
Osmanlı 1. Dünya Savaşını kaybetmek üzereydi. Osmanlı Ordusu Komutanı “Yerli ve Milli” Alman Mareşal Liman Von Sanders idi. Komutan Şam’dan Halep’e çekilme emri verdi. Şam’da yaşayan binlerce kadın-çocuk Türk yollara düştü. Tren Şam-Rayak demiryolunun geçtiği Rabova boğazında Araplar tarafından saldırıya uğradı. Araplar, bir tek bile sağ çocuk bırakmadılar.
Bu soykırım, AKP İktidarına kadar her 30 Eylül günü “Masum Şehitler Günü” olarak anıldı. Şimdi Araplar üzülmesin diye bu anma törenleri yapılmıyor!
Mehmetçiklerimiz, Türk düşmanı Araplara toprak bırakmak için mi Suriye’de şehit oluyor? Üstelik Suriyeli gençler Türkiye’de zamparalık yaparlarken!
Eşbaşkanlık görevinden sonra yeni bir Gizli Kardinalimiz oluyor galiba…
Sağlık ve başarı dileklerimle
22 Kasım 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı