Reis, ışığın sabit mi, hareketli mi olduğunu sorar. “Sabit” cevabını alır.
Hareket halinde ışık, kaynağın sağa veya sola yönelmiş bir rotada olduğunu gösterir. Sabit ışık, kaynağın üstünüze geldiği anlamındadır!
Reis, işaretle emir verilmesini ister.
Işık kaynağı ile Reis’in gemisi arasında şu işaret haberleşmesi geçer;
Reis; On beş derece sağa kırın!
Işık; Siz on beş derece sağa kırın!
Reis; Derhal on beş derece sağa kırın!
Işık; Siz derhal on beş derece sağa kırın!
Reis sabrının sınırındadır. Bu saygısız adama haddini bildirmeye karar verir;
Reis; Ben Reis’im. Sana emrediyorum. Derhal on beş derece sağa kır!
Işık; Ben de kayalıkların üstündeki deniz feneriyim. Artık çok geç!
Çatır, çutur, pat, küt diye sesler duyulur. Reis kayalıklara oturmuştur…
Ah be Reis!
Yıllardır sana nasihat ediyoruz. Burası bir Cihan Devleti. Binlerce yıllık deneyimi, gelenekleri, kuralları, kadroları var. Devletin kadrolarını dağıtma!
Tek hedefleri SOYGUN olan çapulcuları yanına sokma. Burası Kasımpaşa’daki okey oynadığın bitirimhane değil. Sağ cep kasa, sol cep muhasebe, olmaz böyle! Hem kendin rezil olursun, hem de milleti çok fakirleştirirsin! Dinlemedin ki!
Bundan böyle senin kumaş dikiş tutmaz, iyice pörsüdün artık.
Gittiğin yeri güldür…
İktidar ve ortağı MHP’de durum böyle! İkisinde de diller tutulmuş. Saklanmışlar! Ülke yangın yerine dönmüş, canımız yanıyor, servetler eriyor, insanlar bir çözüm, bir çare arıyor, ortada bilgi verecek bir Hazine-Maliye Bakanı yok!
Dönüp, Millet İttifakına bakıyoruz, orası da tam komedi!
“Davacının şaşkını derdini mübaşire anlatırmış” deyişinde olduğu gibi CHP ve İYİ Parti Genel Başkanları derhal Babacan ve Davutoğlu’na koştular.
Kirlenmiş, günahkar iki eski AKP’li şapşik de, çok biliyormuş edasıyla, topluma akıl vermeye çalışıyor!
Babacan diyor ki; “Biz AKP’de iken eserler yaptık, biz ayrılınca sattılar, batırdılar!”
Bunlarda da utanma kalmamış! Babacan ve Davutoğlu! Sizler görevde iken;
Cumhuriyetin tüm eserlerini, iki-üç yıllık kârları için peşkeş çekmediniz mi?
Haysiyet sahibi iseniz, sadece Telekom’u nasıl sattığınızı Türk Milletine anlatın!
Döneminizde, dünyada nakit dolar bolluğu varken çok borçlandınız.
Bu büyük para ile niçin istihdam yaratacak, bir yatırım yapmadınız?
Neden borç aldığınız parayı taşa-betona-yandaş müteahhitlere gömdünüz?
FETÖ, devleti soyarken neden sustunuz, tek kelime etmediniz?
Gözünüzün önünde defalarca Anayasa ihlal edildi, neden görmediniz?
Türk Ordusunun Komuta Heyetine kumpas kurulurken, Abdullah Gül ile birlikte neden alkışladınız?
“Tek Adam” yönetimini başımıza bela edecek referandumda, sizler AKP’ye çalışmadınız mı? O zaman aklınız başınızda değil miydi?
Bu günkü ekonomik sıkıntının esas sebebi olan “Suriyeliler Meselesini” başımıza sizler sarmadınız mı?
Türk Milletinin 80 Milyar Doları, Suriyelilere dağıtılırken neden karşı çıkmadınız?
Hazine Garantili soygunları hangi elinizle imzaladınız?
Türk Tarımı bitirilirken, yüzlerce ülkeden tarım ürünleri ithal edilirken, biriniz Başbakan biriniz Ekonomiden Sorumlu Bakan idiniz? Neden ağzınızı açmadınız?
Tarikat ve cemaatler, 3-5 yaşındaki bebeleri birer Taliban militanı olarak yetiştirirken, Bakanlıklar tarikatlar arasında pay edilirken, devlet soyulurken
niçin müdahale etmediniz? Hala aynı kafada değil misiniz?
Dünün, hesabını henüz vermemiş kirlenmiş siyasetçileri, bugünkü sıkıntılarımızın suç ortakları, şimdi kurtarıcı mı oldu?
Eğer, CHP ve İyi P bunlara muhtaç ise, ölmüşler de ağlayanları yok!
Çözüm istiyorsanız, akıl almak istiyorsanız yardıma hazırız.
DOĞRU Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız
Sayın Meriç Köyatası ’na rica ederiz.
O da, “DOĞRU Parti Yol Haritasını” yanına alır ve sizlere anlatır.
Krizden nasıl çıkılır, nasıl bağımsız ekonomik politika uygulanır, nasıl üretir, nasıl hakça paylaşılır, nasıl zenginleşilir sizlerle ve Türk Milleti ile paylaşırız.
Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener;
Londra tefecilerinin adamlarından size de ülkeye de fayda gelmez!
Bunlar işe yarasaydı, Erdoğan bunları kovalar mıydı?
İttifak yapacaksanız, Türk Milleti ile yapacaksınız. Nasıl mı? Onu da söyleriz.
Şu an yapılacak tek iş var. Türk Milletini ayağa kaldırmak!
Yüreğiniz varsa, bunu yapın…
Not; 26-27 Kasım’da Mersin’deyiz. Bekleriz…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 25 Kasım 2021
Yorumlar kapalı.