İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, rahatsızlandı ve hastaneye kaldırıldı.
Kendisine, ailesine ve sevenlerine geçmiş olsun dileklerimizi sunar, acil şifalar dileriz.
Siyaset çok zor bir uğraştır. “Siyaseti insana hizmet” olarak görenler için hayat hiçbir zaman tekdüze geçmez. Hele, gelişmiş demokrasiye sahip bir ülkenin bir yılda göreceği büyük çapta olay sayısını bir günde yaşadığımız Türkiye’de her anınız stres içinde geçer. Bizde olaylar o kadar hızlı gelişir ki, ya çok üzülürsünüz, ya sevinirsiniz! Normali çok azdır.
Bu yüzden siyasetçi kendine ve sağlığına dikkat etmek zorundadır.
Bu hareketli hayata, bu kadar zorluğa dayanabilmenin ve akıl-ruh sağlığını koruyabilmenin, doğru karar alabilmenin olmazsa olmazı “Hırsınızı, aklınızın altında tutabilmeyi” ve mümkünse haftada bir-iki gün normal yaşama dönebilmeyi başarabilmektir.
Bakanlık yaptığım dönemlerde, Bakanlık bürokratlarına; “Zorunlu haller dışında Cumartesi-Pazar günleri bana program yapan kişiyi, Pazartesi günü görevden alırım!”
Sorumluluk taşıyan bir insan olarak, okumam, bilgilenmem, ailemle ve dostlarımla vakit geçirmem, normal hayatımı yaşamam şarttır.
Kimse vazgeçilmez değildir! Mezarlıklar “kendisini vazgeçilmez sananlarla doludur!” Ne Sultanlar, ne Cumhurbaşkanları geldi ve geçti?
Siyasetçi, başını yastığına koyduğu an eğer günün hesabını huzur içinde yapabiliyorsa, kul hakkı yemediğini, kimseye kötülük etmediğini, aksine insanlara hizmet ettiğini kendi vicdanına anlatabiliyorsa, o kolay kolay yıkılmaz!
Siyaset arkadaşlarıma her zaman şunu söylerim; “Ben her gece ölürüm, her sabah yeniden yaşama dönerim!” Eğer siz, siyaset yapıyor, kendi aklınız ve vicdanınızla insanınızı ayırt etmeden, gücünüz yettiğince hizmet ettiğinize inanıyorsanız, sizden huzurlu insan yoktur.
Mademki, bugün öğüt verme günü, haddimiz değil ama bazı köşe taşlarını paylaşmak isterim.
İlk kural;
Siyasette mucize yoktur. Mucize insan da yoktur! Siyaset “Mümkün olanı en doğru, en çabuk, en yararlı şekilde yapabilme sanatıdır. Bu sanat gerçek “sanatkarlarla yapılır, ham kişilere görev verirseniz, başınız dertten kurtulmaz!” Kim ki “Ben her şeyi bilirim, ben yaparım, ben olmazsam işler durur” diyorsa, bilin ki o kişi çok tehlikelidir, onlardan uzak duracaksınız.
İkinci kural;
Doğru ve konusunun uzmanı kişilere mutlaka danışacaksınız, bilime ve bilene saygı duyacaksınız.
Bilginizi her fırsatta paylaşacaksınız. Bilgi paylaştıkça çoğalır. Deneyimlerinizi ve bilgilerinizi paylaşmazsanız, o kıymetler siz ölünce çöp olur.
Üçüncü kural;
Siyaset bir iş, zenginleşme yolu değildir. Hizmet etmek ve hiçbir karşılık beklemeden, süreniz bitince kovulmayı beklemeden, çekilmeyi bileceksiniz.
Bunu yapabilen siyasetçiler, gerçek makam olan “Türk Milletinin Gönlünde”
yer alırlar ve unutulmazlar.
Dördüncü kural;
Türkiye’de siyaset yapıyorsanız, size bu vatanı ve özgür bireyler olma şerefini armağan eden kurucu önderimiz Atatürk’e saygılı olacaksınız.
Dinimizi kazanç kapısı yapan, seccade şeytanlarından asla olmayacaksınız. İnsanlara doğruları söyleyeceksiniz.
Beşinci Kural;
Aklınızı ve onurunuzu, emperyalist devletlere kiraya vermeyeceksiniz.
Bilin ki “Kiralık kafanın bedeli köleliktir!”
Altıncı kural;
Her zaman, Türk Milletinize hesap verebilecek kadar dürüst ve namuslu olacaksınız.
Bugünlük bu kadar öğüt yeter, yazıyı bağlayalım!
Akşener’e tekrar geçmiş olsun diyelim, bu altı kuralı da Kemal Beye armağan edelim ve ona da bir selam vermiş olalım;
Kemal Bey, siz Büyük Önder Atatürk’ten daha akıllı ve deneyimli misiniz ki, “Anayasadan Türk adını çıkaracağız” diyen İngiliz beslemesini ve “Tarikat- Cemaatlerin önündeki örgütlenme engellerini kaldıracağız” diyen Amerikan Pilli Tavşanı İhvancıyı, sırtınızda taşıyorsunuz?
Sağlık ve başarı dileklerimle
13 Ocak 2023
Rifat Serdaroğlu
Yorumlar kapalı.