26 Şubat 1921’de Amerikalı gazeteci Clanence K. Streit, Kurtuluş Savaşı’nın önderini merak edip, tüm dostlarının ikâzlarına rağmen Amerika’dan Ankara’ya gelir.
Yüce Atatürk, İstiklâl mücadelemizdeki haklılığımızı tüm dünyaya duyurmak için Amerikalı gazetecinin bu ziyaretine çok önem verir. Amerikalı gazetecinin tüm merak ettiği soruları cevapladıktan sonra konu Ermeni tehcirine gelir.
Büyük Önder yıllar önce der ki:
“Düşmanca ithamda bulunanların sürdükleri büyük mübalağalar dışında Ermenilerin tehciri (yaşadığı yerden gönderme) meselesi aslında şuna inhisar etmektedir:
Rus Ordusu 1915’de bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti.
Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız bir şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.
Bu cinayetleri işleten saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini, bazı büyük devletlerin daha sulh zamanından itibaren kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ve bu maksada matuf olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinde yapıyorlardı.
İngilizlerin sulh zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye hemen hemen kayıtsız bir şekilde bakan dünya efkarı, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz.
Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan ekserisi şayet İtilaf Devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi evlerine dönmüş olurlardı.”
(Kaynak: Clarence K. Streit-Bilinmeyen Türkler, çeviri Heath W. Lowry, sayfa 213)
“Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyen bir liderin Osmanlı komutanı olduğu dönem dahil milletiyle birlikte her seferinde nefsi müdafaa ve barış getirme anlayışı içinde vermiş olduğu onurlu mücadele dışında aksi hiçbir gayret ve düşüncesinin olmadığının en açık delili Anzak askerlerinin yakınlarının yıllar sonra dahi ısrarla gösterdikleri saygı, sevgi ve minnet duygusudur..
Eğer ki bir soykırım olmuş olsa, ülkemizde yıllardır kardeşçe yaşam sürdüren Ermeni kökenli onca vatandaşımızın ve cemaatlerinin varlık sebebi nasıl izah edilebilir?
Dr. Vecdet Öz