1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. BİR ERDOĞAN DAHA OLMAMALI

BİR ERDOĞAN DAHA OLMAMALI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Türkiye’nin, geri dönülmez bir felakete sürüklendiğini gördüğü halde,
körü körüne “Parti Taassubu” nedeniyle gerçekleri Türk Milletine anlatmayan ve kendisini “Aydın” olarak sınıflayan kişiler düpedüz topluma
ihanet etmektedir!

Hele kendi geleceklerini kurtarmak için, oluşması olası yeni düzende yer kapmak için, Emperyalist projeye (BİP-Büyük İsrail Projesi) ve onların bölgedeki temsilcilerine “Erdoğan-Bahçeli-Öcalan-Hüda Par” doğrudan veya dolaylı destek olanlar da, ihanet içindedir!

Aziz Türk Milleti
Türkiye, siyasal tarihi boyunca, “Emperyallerin Projelerine” hiç bu kadar açık olmadı. Bu durumun sorumluları 23 yıldır ama genel ama yerel siyasetteki figürlerin tamamının ÇAPSIZ OLMALARIDIR!

Bu çapsızlar, ya oynanan büyük oyunu göremediler, ya da açıkları sebebiyle şantaja boyun eğdiler. Öyle veya böyle sonuç ortada! İhanet kesin…

İlk sınav geldi çattı! TBMM’de kurulacak ihanet KOMİSYONU!
Takım elbise giydirilmiş COLANİ’YE benzeyen, Türk Siyasetinde “Karakter Erimesi Hastalığına” tutulmuş (Refah-Fazilet-HAS Parti- AKP’Yİ hırsız ilan etmiş) TBMM Başkanı, baş rolde! Komisyon kurulması için mücadele ediyor!

Taraflar belli!
Türkiye’yi, eyaletlere ayırıp Federe Ümmet Devletine götürmek isteyen Küresel Çetenin içteki ve dıştaki elemanları bir tarafta,
Türkiye’yi, Ulus Devlet-Üniter Yapı-Laik Cumhuriyet-Demokrasi ve Hukuk Devleti yani çağdaşlık çizgisinde muhafaza etmek isteyenler bir tarafta!
Başka bir deyişle, Ümmetçiler bir tarafta, Milli Devlet-Atatürk İlke ve Devrimleri savunucuları bir tarafta…

Burada en tehlikeli olan; Dilinden Atatürk’ü-Ulus Devleti-Laikliği-Hukuku düşürmeyen YUMUŞAKÇILARIN-NORMALLEŞMECİLERİN, bir türlü açıkça ve mertçe taraflarını belli etmemeleridir.

Türk Milletinin çok büyük çoğunluğunu oluşturan, Vatanseverler ve Atatürkçüler olarak CHP’nin hangi tarafta duracağını BİLMEK İSTİYORUZ.

CHP’de Genel Başkan Özgür Özel’dir, CHP Lideri ise İmamoğlu’dur.
Özgür Bey, bir türlü partisinin tarafını netleştirmiyor. Dediği şu;
“Komisyon fikrinin sahibi partiyiz. Komisyona sıcak bakışımız var. Önerimiz iki türlü vs.”
İmamoğlu’da aynı çizgide. 1. Açılım Sürecinde de tarafı Bölücülerden yana idi. Muhalefetin umudu diye sunulan İmamoğlu, aslında Abdullah Gül ve Batılı odakların projesi gibi davranmakta! Güven vermiyor.

Şu gerçeği kimse, özellikle CHP Tabanının Atatürkçüleri, Vatanseverleri,
Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı olanlar asla unutmasınlar;

Bu Komisyon İhanetine destek verenlerin hiçbiri, Türk Milletinin bütünlüğünü, bağımsızlığını, Demokratik Laik Cumhuriyetini istemeyen Emperyalist kuklalardır!

İmamoğlu ve Özel, Komisyona üye verirlerse, bilin ki Türk Milletinden yana değillerdir. O zaman partinize sahip çıkacaksınız.

Bu konu ne kadar önemlidir, bilir misiniz?
Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesinin önemini o kadar iyi biliyordu ki,
eğer Sakarya Meydan Muharebesini kaybetseydik, vatanımızı kaybedeceğimizi çok net olarak görmüştü.

İşte başımıza geçirilmek istenen “Yeni SEVR çuvalı” ile mücadele edip, galip gelmemizin önemi, Sakarya Meydan Muharebesi ile aynı değerdedir…

Önümüzdeki günler, çok ilginç ihanetler göreceğiz.
Ama öncelikle ÖZEL ve İMAMOĞLU ne yapacak, onu göreceğiz.

Görelim bakalım. Mevla’m ne eyler, neylerse güzel eyler…

Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

AH BE DEDE !

90 yaşını geçmiş Recep Dede, hastanede doğumhanenin kapısı önünde bekliyordu. Doğumhaneden çıkan doktor sağa sola baktı, Recep Dededen başka kimse yok! Doktor, Recep Dedeye sordu;
-İçerde doğum yapan bayan yakınınız mı?
*Evet, eşim.
-Ama bayan 20 yaşlarında!
*Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, ben baba olamaz mıyım yani?
-Yoo, aklıma benim dedem geldi de!
*Nesi varmış dedenizin?
-Kendisi av meraklısı idi. Yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkmak istedi, yapma dedik, dinlemedi. Zorunlu olarak ben de onunla gittim.
Fakat yaşlılıktan tüfek yerine eline bastonunu aldı. Ormana daldık. Bir geyik görünce, bastonunu omuzuna koyup ateş etti ve geyik öldü!
*Bırak doktor, olur mu yahu, başkası vurmuştur onu!
-Hah, ben de onu demeye çalışıyorum ya…

Erdoğan, anne tarafından büyük dedesinin Sarıkamış şehitlerinden olduğunu söylemişti. Hatta büyüklerinin anlattığına göre, rahmetli büyük dedesi tüfeğine sarılmış bir vaziyette donarak ölmüş!
Elbette doğru söylüyordur. Erdoğan’ın nam yapmak için büyük dedesinin şehitliğine ihtiyacı yok ki! Dünyada onu tanımayan kalmadı.

Bence Cumhurbaşkanına, dedesinin şehit madalyasını, Yahudi Cesaret Madalyası ve BOP Eşbaşkanı Madalyasının yanına büyük bir törenle takmak lazım, hakkıdır. Fakat Millî Savunma Bakanlığı 1990’lı yıllarda “ŞEHİTLERİMİZ” adlı 5 ciltlik bir kitap yayınladı.
Sarıkamış Şehitlerinin yer aldığı 1. Dünya Savaşı Şehitleri listesinde, Erdoğan’ın büyük dedesi Kemal Mutlu adı maalesef yok!

Aziz Türk Milleti;
Nedir bu Erdoğan’ın şanssızlığı yahu?
Üniversite bitirir, diploması yok, derler.
Kantin Subaylığı yapar, asker kaçağı derler.
Makam arabasında kilitli kalır, hasta o, Sara hastası derler.
Çocukları aslanlar gibi askerlik yapar, çürük raporu aldı yapmadı, derler.
17/25 darbedir der, hayır bal gibi hırsızlık yapıldı, derler.
Reza Zarraf “Hayırseverdir” der, yo, o tam bir dolandırıcıdır, casustur, derler.
Dolaptaki dolarlar “İmam Hatip için” der, geç onu hırsızlık parası onlar, derler.
İnsanlar arabalarına binip masraf etmesinler diye ÖTV-KDV’ye kallavi bir zam yapar, onlar böyle insafsızca zam mı olur, derler!

Ben, darbeci Millî Savunma Bakanlığının, Erdoğan’ın büyük dedesinin şehitliğini tanımayan tavrını kınıyorum ve kayıtlarını düzeltmeye davet ediyorum.
Gitsinler Rize’ye, büyüklere sorsunlar!
Bu arada bazı tarihi gerçekleri de açıklamak isterim;
-Benim baba tarafından büyük, büyük, büyük, büyük dedem, Fatih ile beraber İstanbul’u fethetmişti. Hatta Sultan Fatih, kahramanlığından dolayı Serdar Dedeme “Çamlıca Tepesini” bağışlamıştı. Şimdi oraya birileri cami yapmış! Dedemin malını kimseye yedirtmem! Böyle biline…
-Anne tarafından büyük, büyük, büyük, büyük dedem Küba’ya ilk camii yaptıran adamdır. Devletimden buradaki haklarımın da korunmasını talep ediyorum.

Şimdi sizler, “söylediklerinin doğru olduğunu nasıl bileceğiz” diye soracaksınız.
Benim kanıtım aynen Sayın Cumhurbaşkanınki ile aynıdır ve doğrudur.
Kanıtımızın kaynağı “büyüklerimizin söyledikleridir.”

Bu arada bundan böyle “Devletin başına asla gelemeyecek Abdullah Dewlet Bey’in de” dedelerini açıklamasını hasretle bekliyoruz! Soyunu-sopunu merak ediyoruz! Ah dede, vah dede sen neymişsin sen…

Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

GAZİ MECLİSTE BİR MEMUR

TBMM CHP Grubunun koridoru!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, büyük bir ciddiyet içinde konuğunu bekliyor! Az sonra MİT Başkanı İbrahim Kalın ve korumaları geliyor.
Özgür Bey konuğunun elini sıkarak kapı önünde karşılıyor, basına pozlar veriliyor ve ikili odaya giriyor, kapılar kapanıyor!

Bu görüşmenin sizi inciten bir yanı yok mu?
Eğer Türk Devletinin işleyişini biliyorsanız, taşıdığınız Devlet Adamlığı ve Genel Başkanlık titr ’ini layığıyla taşıyorsanız, çok rahatsız olursunuz.

Halk diliyle anlatalım!
Siz kimsiniz Özgür Bey?
Siz, son seçimlerde “İl Genel Meclisi” bazında 15 Milyon oy almış Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanısınız. Seçilmiş birisiniz, Türk Milletinin emanetini taşıyorsunuz. Yarın ülkeyi siz yönetebilirsiniz.

Konuğunuz kim?
Cumhurbaşkanlığına bağlı, 2937 sayılı yasaya göre atanmış bir memur!

Özgür Bey, siz bu konumunuzla o memuru kapı önünde, ayakta karşılayamazsınız. Karşılarsanız;
-Konumunuzu, aldığınız oyu, kişiliğinizi ve temsil ettiğiniz kitleyi, devletimizin geleneklerini o memurun sahip olduğu statünün altına indirmiş olursunuz. Bu konuda sizin muhatabınız, CB ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’dır. Onun atadığı bir memur muhatabınız olamaz…

CHP, TBMM Grup İdare Amirlerinden biri karşılamalı ve konuğunuzu makamınıza kadar getirmeliydi!

Bu dedikleriniz çok mu önemli Serdaroğlu, diye düşünürseniz!
Evet çok önemlidir. Türk Devletimizin yazılı ve yazılı olmayan kuralları, yıllar içinde edinilen kazanımların, deneyimlerin damıtılmasıyla elde edilmiştir.
Kimse değiştiremez. Her gelen kafasına göre değiştirmeye kalkarsa, bu kuralsızlık adet haline gelir, sonu kötü olur… (İncili Kaftanı hatırlayın)

Özgür Özel, genç biri! Onun gibi bir siyasetçinin başarılı olmasını kim istemez ki? İmamoğlu’nun da başarılı olmasını isteriz, diğerlerinin de!
Fakat siyaseti, hele bu coğrafyada, hele dünyanın böyle bir ortamında, düşünmeden, danışmadan ve hele yanlış kişilere danışarak yaparsanız, duvara toslarsınız!

Bakın Özgür Bey, 5 Kasım 2023’ten beri, yaklaşık 2 yıldır Genel Başkansınız.
Siyasette, çalışan hata da yapabilir. Yeter ki, hatasından ders çıkarsın ve kendisini yanlışa itenleri çevresinden uzaklaştırsın.
İlk yanlışınız;
-31 Mart’ta Türk Milletinin sizi 1. Parti yapmasının gücünü algılayamadınız.
Türk Milletinin size verdiği gücü, götürüp Erdoğan’ın ayaklarının altına attınız. Gücünüzü kendiniz kırdınız.
-Erken seçim istemediniz. Eğer erken seçimi ciddi olarak Türkiye gündemine getirseydiniz, Belediye Başkanlarınız bugün görevlerinin başında idiler.
-Siyasette, başarının yerini hiçbir şey tutmaz. Erdoğan ve AKP Kumpasla, yargıyla arkadaşlarınızı zindana attırdı, siz BİR arkadaşınızı bile çıkaramadınız.
-Şimdi size en büyük yanlışı yaptıracaklar. Sizi, Erdoğan-Bahçeli-Öcalan-Hizbullah ile aynı masaya oturtacaklar! Sizi ABD ve İsrail’in hazırladığı yıkıma ortak edecekler. İşte burada, Atatürk’te var olan milli duruşu sergilemeniz gerek. Ne komisyona ne yeni Anayasa tuzağına düşmemeniz gerek. Seçim, seçim, illa ki hemen seçim! Yapmanız gereken bu…

Sen ne yapardın Serdaroğlu derseniz, söyleyeyim;
Ben ne şimdiki MİT Başkanını, ne de bundan önceki MİT Başkanını asla kabul etmezdim. İkisi de defoludur ve Türk Devleti içinde olmamalıdırlar.
Şikayetçi olsunlar, mahkemede kanıtlayayım..

Türk Devletinin MİT Başkanı olacak kişinin bağlı olduğu yer sadece ve sadece Türk Milleti olmalıdır.
Başkan, ne Öcalan denen Bebek Katilinin hısmı olacak, ne de çocuklarının okul paralarını AKP’li işadamlarına ödeten olacak.
Arap Milliyetçisi olmayacak. Türk Milliyetçisi olacak…

DOĞRU Parti siyasi sorumluluk alırsa, bu ve bunlar gibi yetiştirilmiş elemanlar, derhal görevden alınırlar ve yargılanırlar…

Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

KİLİT TAŞI

Kilit Taşı, çok eski tarihlerden beri köprü-kubbe yapımında kullanılan, yapıların ortasındaki ağırlığı ve dengeyi sağlayan taşa verilen isimdir.
Kilit Taşı kullanmanın en güzel örneklerini Mimar Sinan vermiştir.
Kilit Taşı, üzerine binen ağırlık kadar aşağıda ve yanda bulunan taşlara baskı yapar. Komşu taşlar da, bu basıncı toprağa veya yere kadar iletirler.
Üzerine ne kadar ağırlık binerse binsin, Kilit Taşı iyi yerleştirilmiş ve sağlamsa bu kubbeli yapı ayakta kalır. Bu sistem bilinen taşıyıcı sistemlerinin en güçlüsüdür.

Bu çağda Türk Milletini bir arada tutan kilit taşı, Cumhuriyet- Demokrasi-Atatürk İlke ve Devrimleridir!
Dinimiz-Dilimiz-Tarihimiz-Milliyetimiz-Vatanımız-Bayrağımız bu yapının harcıdır.
Tüm bu harcı, ayakta tutan kilit taşı, evrensel değerlere saygılı, kişi hak ve özgürlüklerine, bilime ve akla dayalı, Laik, Sosyal Hukuk Devleti Cumhuriyet, Demokratik Rejim ve Atatürk İlke ve Devrimleridir.
Fakat Kilit Taşı olarak “Cumhuriyet ve Demokrasi” değil de, harcı oluşturan değerlerimizden sadece biri veya başka bir yol seçilirse, yapı çöker ve birliğimiz bozulur, ülkemiz emperyalist devletlere yem olur!

2002 yılından beri vatanımızda yaşadığımız sıkıntıların, başımıza gelen belaların tümünün sebebi, bizi bir arada tutan kilit taşı “Cumhuriyet ve Demokrasi” yerine, başka bir şey koyma çabalarının sonucudur.
Cumhuriyet ve Demokrasi düşmanlarının mesafe almalarının önemli sebeplerinden biri de, Ana Muhalefet Partisi yönetiminin, kuruluş değerleriyle
ilişkilerini koparmalarıdır.

Ülke yönetimini teslim ettiğiniz kişi veya kişilerden oluşan partinin, kendileri Demokrat değilse, onlardan Demokrat olmasını nasıl bekleyeceksiniz ki?
İşte bizim sıkıntılarımızın püf noktası buradadır…

Satın alınmış veya esir edilmiş basın mensubu tetikçiler yıllardır Türk Milletini uyutmak, kafaları karıştırmak uğruna bu gerçeğin üzerini hep örterler.
TV ve radyolarda saçma sapan programlarla, nereden çıktığı bilinmeyen fikir fahişelerinin oyunlarıyla ve çeşitli algı operasyonlarıyla Türk Milletine
pembe bir dünyada yaşadığı havası yaratıldı. Ta ki 31 Mart’a kadar!
31 Mart’ta Türk Milleti kararını açıkça belirtti ve AKP’yi ikinci parti konumuna oturttu.
Erdoğan, AKP’nin sahibi-kurucusu-tek yöneticisi-lideridir!
Soru şu; Tek adam ERDOĞAN DEMOKRAT MIDIR?

Bu soruya “Evet Demokrattır” diyen biri çıkarsa ona ilave sorular sorulmalıdır.
-Erdoğan kendisine, şartsız itaat yani biat edilmesini ister mi?
-Erdoğan’da ve partisinde, tartışma- araştırıp inceleyerek sorgulama- lideri veya adamlarını eleştirme- parti içi demokrasi ve önseçim var mıdır?

Erdoğan’ı eleştirmeye kalkanın sonu, İsmailağa Cemaatinde, kafası mermerlere vurularak linç edilen adamınki gibi olur!
Cemaat ve Tarikatları koruyup-kollayan kişi Demokrat olabilir mi?

Demokrasiye-hukukun üstünlüğüne-kuvvetler ayrılığına-kadın erkek eşitliğine-kişi hak ve özgürlüklerine-insanların savunma haklarına saygı göstermeyen birine asla demokrat denemez.
Yani Erdoğan asla ve asla Demokrat değildir. Ya da onun, adına Demokrasi dediği ucubenin, Evrensel Demokratik Rejimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Türkiye’de 2002 yılından beri, adı “Göstermelik Demokrasi” denen bir oyun oynanmaktadır. Tuhaf ve anlaşılmaz olan durum ise, demokrasiyi, menzil olarak Federe Ümmet Devletine götürecek bir araç gibi gören AKP-MHP-HÜDA PAR-DEM ittifakının bu oyununa CHP yönetim kadrolarının, “Gönüllü figüran” olmalarıdır!

CHP’NİN, Teslim Olmak-Yumuşamak-Normalleşme gibi isimlerle “ERDOĞAN’IN YOLUNU AÇMAK” ihanetinde devam eder ve TBMM’DE kurulacak Komisyona katılırsa, hem kendini hem de Cumhuriyeti bitirir.

Not;1; T.C. DEVLETİNİN TAPUSU olan LOZAN ANTLAŞMASININ yıldönümünde,
Lozan’ı reddeden ve Türk Devletini SOYKIRUMCI ilan eden, PKK’NIN Siyasi Temsilcisi DEM Partisinin olduğu masaya oturan CHP, kuruluş değerlerinden sapmış demektir…
Not 2; MİT Başkanı olan Barzani’nin sazcısı, Colani adlı kafa kesicinin çaycısı Partileri ziyaret ediyor! PKK temsilcisi DEM’E gittiğinde, LOZAN’A neden karşı olduklarını, nerede soykırım uygulandığını sormalı! Çıkışta, DEM/PKK ile aynı fikirde olup olmadığını açıklamalı…

Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
BİR ERDOĞAN DAHA OLMAMALI
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin