Gerçek Gazetecilerden bir ricam var!
Özellikle “Uçan Saray” denilen ve ABD Başkanınınkinden daha büyük olan
CB Erdoğan’ın uçağına binme ayrıcalığına sahip olanlardan!
CB Erdoğan’a şu basit soruyu sorsunlar. Ama soruyu soracak olan önce, paraşütünü mutlaka taksın. Biz onu aşağıda karşılarız!
Soru şu;
-Cumhuriyet nedir?
-Cumhuriyet Değerleri nedir?
-Demokrasi nedir?
Çünkü, Erdoğan bu değerlerin DOĞRU anlamlarını bilmiyor!
Bilebilse, kendisinin sonunu getirmekte olan “Tek Adam Faşizmi” denen çılgınlığı uygulamaya kalkar mıydı? Türk Milletine saygı duysa, ABD projesi olan BOP EŞBAŞKANLIĞINI kabul eder miydi?
Çok kısaca CB Erdoğan’a, okuması temennisiyle Cumhuriyet Değerlerini anlatalım ve sonra Özel ve İmamoğlu’nun beraber olmalıyız, çağrılarına yanıt verelim;
Cumhuriyet, devletler için bir teşkilatlanma biçimidir ve Yönetimin halka dayandığı bir sistemin adıdır.
Cumhuriyetin Değerleri vardır. Bunları kabul edip uygulamazsanız asla Cumhuriyetçi olamazsınız. Bunları yazalım;
-İktidarın meşruiyet (Yasallık- Yasaya ve Töreye uygunluk) kaynağı HALKTIR.
-Egemenlik yetkisi sadece HALKTADIR.
-Seçme ve Seçilme hakkı Milletindir.
-Kanun önünde herkes eşittir. Herkes eşit haklara sahiptir.
-Hukukun üstünlüğü şarttır ve önceliklidir.
-Bütün vatandaşların düşünce, ifade ve inanç hürriyetleri dokunulmazdır.
-Hiç kimse ve hiçbir grup, kaynağını Anayasadan almayan “Devlet Yetkisi” kullanamaz.
CB Erdoğan-Devlet Bahçeli-Hizbullahçı Hüda-Par;
Cumhuriyet size diyor ki;
Her şeyin sahibi Millettir. Belli bir süre için seçildiniz diye, kuralların dışına çıkamazsınız. Eğer Anayasada size tanınan yetkinizi aşarsanız, Milleti tanımamış olursunuz ki, bu durumda Millete “Direnme Hakkı” doğar ve Millet sizi öyle bir çarpar ki, bir anda Çavuşesku’ya, Kaddafi’ye, Saddam’a
dönersiniz.
“Emir ve Komuta Merkezleri” aynı olan İhvancı-Çakma Milliyetçi-Hizbullahçı biraderler, ayağınızı denk alın. Çünkü Türk Milletinin gönlünde, sizler için zerre merhamet hissi kalmadı…
Gelelim CHP Genel Başkanı ve İBB Başkanı İmamoğlu’nun BİRLİK çağrısına!
-Birlik İsteyen, önce kendi içinde birlik olmalıdır. CHP, Cumhurbaşkanlığı seçimini şimdilik bir odaya kilitlemelidir.
Bugün için Türk Milletinin en öncelikli ve önemli meselesi, Anayasa dışına çıkmış CB Erdoğan’dan ve ortaklarından demokratik yolla kurtulunmasıdır. Diğerleri sonra. Hepimiz buna yoğunlaşmalıyız.
-Hepimizi bir araya getirecek tek güç ATATÜRKÇÜLÜK ve onun İlke ve Devrimleridir. Bunda birleşilirse BİRLİK olunur!
-Atatürk’ün yargılatıp astırdığı İngiliz Casuslarının adlarını meydanlara-bulvarlara veren ve Şeyh Said-Seyit Rıza-İskilipli Atıf-Mustafa Sabri gibi hainlere “Ben bunlara saygı duyuyorum” diyenlerle BİRLİK olmaz.
54 Bin insanımızın hayatını çalan, 400 Milyar Dolarımızı yok eden, Bebek Katiline af isteyenlerle BİRLİK olmaz. En azından DOĞRU Parti olmaz.
-Karşımızda, Küresel Çetenin desteklediği, Bölücü Kürtçüler ve Siyasal Ümmetçiler var. ABD-İsrail-İngiltere destekli, yerli hainlere karşı, planlı ve cesur olmamız gerekir. Bu mücadelenin sonu maalesef bir iç çatışmaya gidebilir. Çünkü ülkemizde, bunlara DUR diyecek Cumhuriyetin ayakta kalan hemen-hemen tek kurumu bile kalmamıştır.
Cumhuriyetin temel değerlerine ve Atatürk İlke ve Devrimlerine şartsız inanan herkesi davet edin. Görüşelim, çalışalım, hazırlanıp Türk Milletinin
karşısına öyle çıkalım. Ölümden öte köy olmadığını da hepimiz bilelim…
Sağlık ve başarı dileklerimle
31 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA!
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”
Ne zaman bu güzel sloganı duysam elim telefona gider ve Manisalı komşumu arayıp, arkadaşlarımla birlikte deneyimlerimizi aktarmak için randevu alayım diye düşünürüm!
Tam asistanıma “Özgür Beyi ara ve bizi buluştur” diyeceğim, CHP Yönetim kademesinden, Mandanın suya şeyini bıraktığı gibi şaapp diye bir eylem veya söylem gelir ki, şevkim kırılır, telefonu bırakırım…
Bakın Aziz Türk Milleti;
“Siyaset, mümkün olanı, en kısa zamanda doğru-düzgün olarak yapıp
Türk Milletinin emrine vermektir. Yani siyasette mucize yoktur. Mucize kişi ise hiç yoktur, olamaz. Öyle biri olduğunu iddia eden, şaklabandır.
Özgür Bey’i de, Mansur Bey’i de, Ekrem Bey’i de sever sayarım! Ama inanın ki, bu arkadaşlarımın tümünden daha fazla CHP’yi önemserim.
Biz DOĞRU Partililer biliriz ki, CHP Tabanı, Cumhuriyeti yıkmaya çalışanlara karşı en güçlü kalelerimizden biridir.
Fakat, ömrü boyunca Rahmetli DEMİREL ile çalışmış biri olarak, ne kadar çırpınsam da, CHP’ye ömür boyu hizmet etmiş bir CHP’li kadar, CHP tabanında etkin olamam.
Özgür Bey ve arkadaşları da, Ümit Özdağ’da, diğerleri de ülkemizin çimentosu olan Merkez Sağ seçmende bizler kadar etkili olamazlar.
Çünkü yıllarca süren yaşanmışlıklar, dostlukları, sohbetleri, kardeşlikleri kimse bir anda alamaz, döndüremez!
Örnek verelim mi?
Günlerdir muhalif TV Kanallarında iki siyasetçiyi görüyoruz.
Sayın Cemal Enginyurt ve Sayın Turhan Çömez!
İkisi de kendi çaplarında hizmet eden Milletvekilleridir.
Fakat ikisi de, DOĞRU Parti görüşünde olamaycak kişiler arasındadır.
Sayın Enginyurt’u her gördüğümde, şu görüntü aklıma gelir;
Rahmetli Sadi Somuncuoğlu, MHP Genel Başkanının karşı çıkmasına rağmen Cumhurbaşkanı Adayı olmuştu. Sadi Bey çok muhterem bir Beyefendi, Bilim adamı, Gazeteci idi!
Sadi Beyefendi, adaylığı sırasında bir gün TBMM’ye geldi. Ben de TBMM Başkanının yanından çıkıyordum. Birden arabadan inen Sadi Bey’in üzerine Cemal Bey’in saldırdığını ve ona vurmaya başladığını gördüm. Sadi Bey yere düştü. Yardım edip, tedaviye gönderdik. Bu kafa Sinan Ateş’i katleden “Odunlaşmış Ülkücü” kafasıdır. Bu kafa CHP’yi nasıl temsil eder, bilemiyorum!
T. Çömez ise dün gece, Londra Cezaevlerinde kaldığını söyledi. Şu an, en hızlı AKP muhalifidir. Tamam da, Sayın Çömez, Tayyip Bey’in hem Özel Doktoru hem de Özel Kalem Müdürü olarak, Belediyede Tayyip Bey’in yanında yıllarca çalıştı. Sonra Milletvekili olarak, yine Özel Doktoru ve Özel Kalem Müdürü olarak yıllarca AKP’de çalışmaya devam etti.
Sonra ayrıldı ve İngiltere’de yaşadı.
Sizce yıllarca Tayyip Beyle, Emine Hanımefendiden daha fazla zaman geçiren biri onun maddi ilişkilerine tanık olmuş olamaz mı?
Rahmi Koç’un “Tayyip Bey’in 1 MİLYAR DOLARI VAR” dediği ve Hürriyet’te manşet olan haberinden sonra, neden ilişkisini kesmemiş, aksine yıllarca daha devam etmiş? Hep merak ederim.!
Kendisini, İngiltere’ye kaçmadan evvel, “Parti Kurma çalışmalarında” fikir alışverişi için Dr. Aytun Çıray bana getirmişti!
Önümüzdeki dönemde, ölmez de sağ kalırsam, ülkemizin bu durumuna düşmesinde etkisi olup da, bugün kendilerini “Demokrasi Savunucusu” olarak gösteren siyasetçileri Türk Milletine tanıtacağız…
Gelelim Özgür Bey’in son devirdiği Çam’a!
Grup toplantısında Özgür Bey, Cumhurbaşkanı Adaylarını, CHP’lilerin seçeceğini söyledi!
Bu karar çok yanlış bir karardır. Bu karar, Cumhurbaşkanlığı seçimini daha önce Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi AKP’ye hediye etmektir. Kılıçdaroğlu’nun adaylıkta ısrar etmesi, Laiklik karşıtı AKP Larvalarıyla ilişkileri, Akşener ile ilgili bizim söylediklerini dinlememesi, sandıklara sahip çıkılmaması sebeptir.
Siz, Cumhurbaşkanınızı, sadece CHP’ye kilitler ve hapsedersiniz, adayınızı baştan kaybettirirsiniz. Şu an CHP, parçalı bir durumdadır.
İşiniz derhal bütünlüğün sağlanması ve AKP Larvaları ile değil, Atatürkçülerle, Vatanseverlerle, gerçek milliyetçilerle yani tüm Türk Milleti ile kavuşturmak olmalıdır.
Genel Başkan ve Üst Yönetimler, mutlaka risk almalıdır. Alamıyorlarsa çekilmelidir. Siz Mansur Yavaş’ı yok sayarsanız, CB seçimini nasıl kazanacaksınız? CHP olarak şu an CB Adaylığı konusunu kapatmalı ve
mevcut Cumhurbaşkanının, demokratik yolla nasıl indirileceğinin yolunu bulmalıdır. Böyle bir BİRLİK görürsek, severek-karşılıksız yardım ederiz…
Sağlık ve başarı dileklerimle
30 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
ŞAP’TAN ŞEKER OLMAZ
Binlerce yıllık toplum deneyimlerimizden süzülen öyle güzel, öyle doğru deyişlerimiz var ki, bir cümlenin verdiği dersi, 12 ciltlik ansiklopediden alamazsınız!
Örneğin; Katranı kaynatmakla olmaz şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker!
Benzeri; Bir kabın içinde ne varsa, dışarı o sızar! Bal ise bal, katransa katran!
Bu iki deyiş yıllar öncesinden söylenmiş ama sanki bu dönem için yazılmış!
Soru şu; Erdoğan-Bahçeli- Hizbullahçı Yapıcıoğlu DEMOKRAT olabilir mi?
Kesin yanıt veriyorum; Olamazlar! Demokrasiyi hap yapsanız ve yuttursanız olmaz. Pomat yapıp beyinlerine sürseniz olmaz! İğne haline getirip enjektörle vursanız dahi olmaz…
Çünkü, bunların hayatı karanlıklar, yanlışlıklar, ihanetlerle doludur.
Aydınlığı, eşitliği, çağdaşlığı ve MEDENİ olmayı istemezler…
Gerçek bir olayla Cumhur İttifakının, MEDENİ vvcolup olmadığını anlatalım;
“Çölde yaşayan Bedevi Kabilesinin Reisi Mahmoud, herkesi toplar ve der ki;
Beni dinleyin. Bu dünyaya hayvan gibi geldik, hayvan gibi yaşıyoruz, hayvan gibi öleceğiz. Kabiledeki avantadan geçinen büyücüler var ya, bizi kendi yaptığımız putlara itaatle kandırıyorlar. Yetti artık!
Halbuki gelişmiş ülkelerde MEDENİ OLMAK gibi yaşam tarzı varmış!
Bunu öğrensin diye Veliahdımız oğlum olan Hassan’ı Fransa’ya göndereceğim. Medeni olmak nasıl olurmuş, öğrensin ve gelip bize anlatsın.
Hassan’ı Fransa’ya göndermişler. 5 yıl sonra Hassan geri dönünce tüm kabile şölen düzenleyip, eğlenmeye başlamış.
Reis, kabileyi susturup oğluna; Hadi bize medeniyeti anlat, diye emretmiş!
Hassan, demokrasi-insan hakları-kadın erkek eşitliği-kişi hak ve özgürlükleri- bilgi teknoloji diye anlatmaya başlamış!
Hassan anlatıyor ama, kabile öküzün trene baktığı gibi bakıyor ve uykuya dalmaya başlamış.
Reis, Hassan’ı yanına çağırıp; “Bana bak ya anlayacağımız gibi anlat, ya da seni cezalandırırım” demiş!
Hassan, bakmış pabuç pahalı, herkesi susturup, meydana çıkmış ve entarisini yukarı doğru sıyırmış. Ömürlerinde don giymemiş kabile, Hassan’ın ayağında donu görünce ve Hassan, İşte bu medeniyettir. Avrupa’da tüm medeni insanlar don giyer. İşte medeniyet budur” demiş!
Tüm köy halkı, eğlenmeye başlamış! Reis memnun, herkes memnun!
Hassan babasıyla otururken kardeşi yanına gelip “Abi donunu versene, ben de medeni olayım” demiş.
Abisi donunu vermiş. Kardeşi donu giyip oynamaya başlamış!
Hassan kardeşine bakıp, babasına demiş ki; Baba kabileye medeniyeti öğretmekte çok zorlanacağız. Baksana, kardeşim bile anlamamış, ters giymiş, deyip kardeşine bağırmış;
Len Apo, ters giymişsin be, kahverengi kısmı arkaya, sarı kısmı öne gelecek yahu…
İşte Cumhur İttifakının demokrasi ve medeniyet anlayışı buna benziyor. Yalnız, bunlar donlarını kafalarına geçirmişler…
Sağlık ve başarı dileklerimle
29 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı