Atatürk Türkiyesi’nin Cumhuriyet gençliği bu ideal doğrultusunda yetiştirildi ve sindirilmiş toplum yapısı modern bir millete dönüştü..
Lakin bu dönüşüm uzun sürmedi ve inkıtaya uğradı!
Büyük önderin hayata gözlerini yummasıyla birlikte emperyalizm mücadele şeklini değiştirdi ve bu kez de ülkenin iç işlerine müdahil olarak hakimiyet kurma yolunu seçti..
Maalesef ki bunda da büyük oranda başarılı oldu. Kısa sürede her şey bir anda altüst olmaya başladı. Milli düğümler bir bir çözüldü, milli duygular köreltildi, milli yatırımlar yok edildi, borç ve israf ekonomisi tesis edildi, milli eğitim sistemi zafiyete uğratıldı, kalkınmanın, gelişmenin ve medenileşmenin önü kesildi, savunma sistemi dışa bağımlı hale getirildi, sosyolojik yapı tahrip edilerek büyük bir kısmı zaman içinde dönüştürüldü.
Aradan tam 87 yıl geçti..
Sonunda meydan;
Osmanlı sosuna batırılmış siyasal dincilere,
Atatürk ceketi giymiş anti Kuvvacı, empati yoksunu solculara,
Dış güdümlü çakma milliyetçilere,
Yabancı fonlarla finanse edilmiş ikinci Cumhuriyetçilere,
Emperyalist senaryonun kuklası olmuş sözde sivil toplum kuruluşlarına,
Parayı verenin düdüğünü çalan kiralık medyaya..
Ve tüm bunlar yüzünden yeşermiş olan tarikat ve cemaat yapılanmalarına kaldı..
Bizlerin mücadelesi tüm bu olanlar karşısında; her şeye rağmen 87 yıl önceki kurucu ayarlara ve Kuvvacı ruha sadık kalmış, tam bağımsızlık idealinden asla taviz vermemiş olanların verdiği milli birlik beraberlik ve yeniden tam bağımsızlık mücadelesidir..
Bu mücadelenin siyasi adı, 25 partiden müteşekkil “Ulusal Kurtuluş İttifakı”dır..
Yolumuz, “Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur..
11 Mayıs Pazar günü Ankara’da toplanıyoruz..
Üzülme Türkiye’m!
Meydan aslına rücu edecek, siyasete ölçü ve seviye gelecek, ülke fabrika ayarlarına dönecek..
Dr. Vecdet Öz