1. Haberler
  2. Dünya
  3. Suriye’deki iç çatışmalar yeniden şiddetleniyor! HTŞ kuzeyden ilerliyor…

Suriye’deki iç çatışmalar yeniden şiddetleniyor! HTŞ kuzeyden ilerliyor…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Suriye’de iç savaşın sona ermesi neden bu kadar zor?

Beşar Esad'ın resmini indiren iki adam
Halep’i ele geçiren muhalif gruplar 30 Kasım’da Beşar Esad’ın resmini indiriyor.

(Haber bilgisi: Luis Barrucho/ BBC Dünya Servisi)

Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalifler, Suriye hükümetine karşı son yılların en büyük saldırısını başlattı ve ülkede iç savaşın sona erdiği algısını da bitirdi.

Halep’in kontrolünü ele geçiren silahlı güçler, Suriye ordusunu da geri çekilmeye zorladı.

Yeniden alevlenen çatışmalar sırasında Rusya da 2016’dan bu yana Halep’e yönelik ilk hava saldırısını düzenledi.

İç savaşın başlamasından 14 yıl sonra yeniden alevlenen çatışmalar, bölgeyle ilgili kaygıları da canlandırdı.

Suriye iç savaş sonrası, Beşar Esad yönetimi, Kürtler ve İslamcı isyancılar arasında fiilen 3 parçaya bölünmüş durumda.

Ülkede silahların bırakılmasının neden zor olduğunu beş başlıkta inceledik.

Yabancı ülkelerin çıkarları

Suriye, müttefiklerine yardım görüntüsü altında, kendi stratejik hedeflerine ulaşmaya çalışan rakip ülkelerinin bir satranç tahtası haline geldi.

Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD’nin desteklediği farklı silahlı örgütler, Esad’a meydan okurken, Şam yönetimi, İran ve Rusya’nın verdiği kritik destekle ayakta kaldı.

Çatışma derinleşirken, IŞİD ve El Kaide gibi aşırılıkçı cihatçı örgütler tabloya girdi ve küresel kaygıları daha da büyüttü.

ABD’nin desteğiyle kendi yönetimlerini kurmak isteyen Suriyeli Kürtler, denklemi daha da karmaşıklaştırdı.

Rusya ve İran, Esad’ın iktidarını elinde tutmasında önemli bir rol oynarken, Türkiye Suriye’nin kuzeyinde kendi sınırlarını korumak için buradaki isyancı gruplara destek verdi.

Dört erkek tankın üzerinde poz veriyor
Halep yolunda tanka çıkan dört kişi

2020’de Rusya ve Türkiye’nin arabuluculuğuyla İdlib’de ateşkes sağlandı ve ortak devriyelerle bir güvenlik koridoru kuruldu. Ancak çatışmalar bir ölçüde de olsa sürdü. Ateşkes geniş çaplı çatışmaları önlerken, Suriye hükümeti buralarda tam kontrol sağlayamadı.

Şimdi isyancılar, Şam yönetiminin zayıflamasından ve önemli müttefiklerinin bölgedeki diğer savaşlarla dikkatinin dağılmasından faydalanıyor.

Melbourne Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı Dr. Simon Frankel Pratt, Esad yönetiminin uzun yıllardır başarılı bir şekilde yürürttüğü dış destek politikasının değiştiğini söylüyor:

“Hizbullah’ın İsrail’in saldırılarıyla büyük bir darbe alması ve Rus kaynaklarının Ukrayna’daki savaş nedeniyle azalması, Esad yönetimi gerçekten tek başına bıraktı. Böylece HTŞ’nin sürpriz bir saldırı düzenleyip, yeniden toprak ele geçirmeye başlaması için gereken anı yarattı.”

Pratt “Savaşın yeniden başlaması, hiç tam olarak çözülemeyen Kuzey Suriye’deki iç istikrarsızlıklar ve Esad’ın bağımlı olduğu yabancı desteğin erimesi ya da çökmesi kombinasyonunun bir sonucu” diye de ekliyor.

Ekonomik çöküş ve insani kriz

Yıllar süren savaş Suriye’de büyük bir yıkım yarattı, ekonomisini çökertti, altyapısını tahrip etti ve milyonlarca kişiyi vahim koşullar altında bıraktı.

Bu durum da çözümü kolay olmayan bir insani kriz yarattı.

BM’ye göre Suriye’nin savaştan önceki 22 milyonluk nüfusunun yarısından fazlası evlerini terk etmek zorunda kaldı

Yaklaşık 6.8 milyon kişi ülke içinde yer değiştirdi, iki milyon kişi kamplara yerleşti, altı milyon kişi de Suriye’den kaçıp Lübnan, Ürdün ve Türkiye olmak üzere çevre ülkelere gitti.

2 Aralık itibariyle sahadaki durumu gösteren harita

World Visior Syria’dan Emmanuel Ish “Durum çok değişken ve belirsiz. Farklı bölgelerde, ülke içinde yerlerinden olan insan sayısını artıran çatışmalar devam ediyor” diyor.

Ish, hali hazırda aşırı kalabalık olan kampların üzerine son çatışmalarla daha fazla baskı bineceğini söylüyor.

Geçen yıl yapılan hesaplar, 15.3 milyon Suriyeli’nin insani yardıma ihtiyaç duyduğunu söylüyor.

Benzer şekilde 12 milyon kişi de gıdaya ulaşım güvensizliğiyle karşı karşıya.

Türkiye merkezli 6 Şubat depremleri de Suriye’deki koşulları kötüleştirdi.

Deprem Suriye’de yaklaşık 6 bin kişiyi öldürürken, 8.8 milyon kişiyi de etkiledi.

Petrol sahalarının ve önemli ticaret yollarının kontrolü gibi ekonomik çıkarlar da gerilimi besliyor ve insani krizle birleştiğinde, ülkede memnuniyetsizliğe ve iç çatışmalara neden oluyor.

Beşar Esad oturuyor
Beşar Esad

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programı Direktörü Julien Barnes-Dacey, otoriter yönetimin karışıklıkları körüklediğini söylüyor ve “Bu savaşın altında otoriterlik yatıyor. Esad yönetimi sürekli olarak ödün vermeyi ve iktidarı paylaşmayı reddetti” diyor.

BM, 2022 itibarıyla 306 bin 887 sivilin çatışmalarda öldüğünü, binlere kişinin de açlık, hastalık ve sağlık hizmetlerine ulaşamamaktan hayatını kaybettiğini tahmin ediyor.

İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nden Burcu Özçelik “Rejim iyi yönetimden çok hayatta kalma dürtüsüyle hareket ediyor” diyor.

Orta Doğu uzmanı Barnes-Dacey, siyasi bölünmelere ek olarak, Suriye’nin “güçlü bir mezhepsel çatışma yaşamasına” da işaret ediyor.

Doğuda, Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu bölgeler savaşın ilk yıllarından beri büyük ölçüde Suriye devletinin kontrolü dışında kaldı.

IŞİD’ın ülkedeki kalıntıları geniş Suriye çöllerinde hala mevcut ve güvenlik tehdidi oluşturuyor.

Halep'te dumanlar yükseliyor
HTŞ Halep’in büyük bölümünü ele geçirdi.

Ülkenin kuzey batısında İdlib, savaşın en şiddetli döneminde buraya sürülen militan grupların kalesi oldu. Özellikle de Heyet Tahrir eş-Şam örgütü bölgenin fiili yöneticisi konumunda bulunuyor.

Durum, isyancı gruplar arasındaki çatışmalarla daha da karmaşıklaştı.

Türkiye’nin desteklediği bazı gruplar, çoğunlukla YPG’lilerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile çatıştı. Türkiye YPG’yi “terör örgütü” olarak kabul ediyor.

HTŞ’nin son saldırısına başlamasından kısa süre sonra, Halep’i ele geçiren isyancı koalisyonunun bir parçası olan Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu, kentin etrafındaki köyleri ve kırsal alanları ele geçirdiğini iddia etti.

Bu bölgeler, Esad yönetimi tarafından değil SDG tarafından kontrol ediliyordu.

BM öncülüğündeki görüşmeler de dahil, müzakereler yoluyla barış getirme çabaları, önemli paydaşların birbirinden farklı gündemleri nedeniyle büyük ölçüde başarısız oldu.

Uzmanlar, tarafların uzlaşmak yerine kendi stratejik amaçlarını gütmeleri nedeniyle sürdürülebilir çözümlere alan kalmadığını söylüyor.

Barnes-Dacey “Altta yatan dinamikler değişmedi. Esad yönetimi iktidarı terk etmeyi ya da ödün vermeyi istemiyor. İsyancı örgütler ise Esad’ı devirmek ve ülkedeki yerlerini sağlama almak için savaşıyor” diyor.

Yanan bir aracın yanında insanlar
İdlib’deki hava saldırılarına “Beyaz Baretliler” isimli sivil örgütlenme yanıt veriyor

Frankel-Pratt de “Bunun nasıl çözüleceği belirsiz olduğundan bölgedeki diğer ülkeler çok gergin” diye de ekliyor.

“Gergin ülkeler, muhafazakâr davranmaya eğilimlidir. Örneğin İran ve Körfez ülkeleri arasında istikrarı korumak için geçici anlaşmalar ve büyük bir tırmanışın önlenmesi için ABD ve Avrupa’dan muhafazakâr dış politika hamleleri görebiliriz.”

Bazı uzmanlar ise Trump yönetimi sırasında değişen ABD politikalarının öngörülemezliğine dikkat çekiyor.

Örneğin Türkiye’nin, Trump göreve başlamadan önce pozisyonunu güçlendirmek ve ABD ile Rusya ile avantajlı bir şekilde müzakere masasına oturabilmek için son saldırıyı desteklediği belirtiliyor.

Suriye’deki iç savaşta Halep, Hama, Tel Rıfat ve Deyrizor’da son durum ne?

Helikopterin önünde selfie çeken iki asker
Fotoğraf altı yazısı,Muhaliflerin Nayrab Askeri Üssü’ndeki binlerce askeri malzemeye el koyduğu bildiriliyor.

28 Kasım 2024

Güncelleme 4 Aralık 2024

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA, ülkenin doğusundaki Deyrizor bölgesinde saldırı başlatan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ordu tarafından püskürtüldüğünü bildirdi.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yakınlığıyla bilinen Rudaw internet sitesi ise bölgede yedi köyün kontrolünün daha SDG’nin eline geçtiğini iddia etti.

Rudaw, ABD’nin de SDG güçlerine havadan destek verdiğini öne sürdü.

Haseke gibi zengin petrol yataklarının bulunduğu Deyrizor’da, Kürt güçlere destek veren ABD’nin askeri üsleri var.

Kürt güçler, 27 Kasıma kadar Rakka’nın büyük kısmını, Deyrizor’un yarısını ve Halep’teki bazı bölgeleri kontrol altında tutuyordu.

Halep kent merkezine yakın Şeyh Maksut ve Eşrefiye mahallelerinin yanı sıra, Menbiç ile El Bab’ın bazı kasabaları da Kürt güçlerin kontrolündeydi

SDG’nin siyasi kanadı olan Demokratik Suriye Meclisi (DSM) ise bir haftadır Suriye’nin kuzeybatısında yoğunlaşan çatışmalardan Türkiye’yi sorumlu tuttu. DSM bununla birlikte, “Ankara’yla diyaloğa hazır olduğunu” duyurdu.

SDG’nin omurgasını, Suriye’deki Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Koruma Birlikleri (YPG) oluşturuyor. Ankara, YPG’yi, “PKK’nın Suriye kolu” ve “terör örgütü” olarak görüyor.

Harita

Halep’te HTŞ büyük oranda kontrolü sağladı

Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki gruplar 27 Kasım’da başlattıkları saldırılar sonrası ülkenin ikinci büyük kenti Halep’te kontrolü büyük oranda ele geçirdi.

HTŞ, Türkiye’nin “terör örgütleri listesinde” yer alıyor.

Birleşmiş Milletler (BM), son çatışmalarda çoğu savaşçı yüzlerce kişinin öldürüldüğünü, yaklaşık 50 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını açıkladı.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, “terör eylemi” olarak nitelendirdiği saldırılardan ABD ve Batı ülkelerini sorumlu tuttu.

HTŞ'nin başını çektiği güçler "Saldırı Püskürtme Operasyonu" adı verilen harekatla yalnızca üç günde Halep'e ulaştı.
Fotoğraf altı yazısı,HTŞ’nin başını çektiği güçler “Saldırı Püskürtme Operasyonu” adı verilen harekatla yalnızca üç günde Halep’e ulaştı.

Hama’da ‘terk edilmiş tanklar var’

Muhaliflerin Halep sonrası güneydeki Hama kentine yöneldiği duyuruldu.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, HTŞ liderliğindeki silahlı muhaliflerin, Hama kırsalında, Esad güçleriyle “sert çatışmalara” girdiğini duyurdu.

Gözlemevi, Salı akşamı itibarıyla isyancı güçlerin “Hama kentinin kapılarında olduğunu” söylerken, kentin bazı mahallelerine top ateşi açıldığını bildirdi. Kuruluş çatışmalar nedeniyle çok sayıda ailenin şiddetlenen çatışmalar nedeniyle kaçtığını bildirdi.

Gözlemevi, bilgilerini Suriye’deki yerel yetkililer ve sivillerden alıyor. BBC, bu iddiaları bağımsız kaynaklardan doğrulayabilmiş değil.

Fransız AFP haber ajansına bilgi veren bir muhabir ise Hama kırsalında onlarca terk edilmiş tank ve askeri araç gördüğünü söyledi.

Resmi SANA Haber Ajansı ise askeri bir kaynağa dayandırdığı haberinde “Hama’ya büyük bir askeri takviye gönderildiğini” belirtti.

Hama, başkent Şam ve Halep arasında kritik bir konumda yer alıyor.

İdlib

Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş nedeniyle devam eden çatışmalar 2020’de varılan ateşkesten bu yana büyük ölçüde durmuştu.

Muhalif güçler kuzeybatıdaki İdlib kenti ve çevresindeki vilayetin büyük bölümünü kontrol altında tutuyordu.

HTŞ liderliğindeki grupların Halep’e operasyon başlatmasının ardından, Rusya ve Suriye orduları İdlib’e yönelik hava saldırıları başlattı.

Muhaliflerin elindeki “Beyaz Baretliler” olarak bilinen sivil savunma hizmeti, hava saldırılarında en az 25 kişinin öldüğünü açıkladı.

Suriye’nin 14 eyaletinden biri olan İdlib, ülkenin kuzeybatısında, Türkiye sınırında yer alıyor.

İdlib; Harem, Cisr eş-Şuğur, eyaletle aynı adı taşıyan İdlib, Ariha ve Maarat El Numan şehirlerinden oluşuyor.

İdlib merkezi ise Halep’e 55 kilometre uzaklıkta.

Suriye Milli Ordusu, Tel Rıfat’ta harekat başlattı

HTŞ’nin operasyonu devam ederken Suriye Milli Ordusu (SMO) da Tel Rıfat kentine yönelik harekat başlattı.

Tel Rıfat, SDG tarafından kontrol ediliyordu.

2 Aralık itibariyle sahadaki durum
Fotoğraf altı yazısı,2 Aralık itibariyle sahadaki durum

Anadolu Ajansı, SMO’nun Tel Rıfat’a yönelik “Özgürlük Şafağı” adı verilen operasyonun ardından ilçe merkezinin “tamamına hakim olduğunu” ve dış kesimlerde ilerlemeye devam ettiğini bildirdi.

AFP’nin Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne dayandırdığı habere göre de SMO güçleri kent merkezi ve civardaki köyleri ele geçirdi.

Gözlemevi, SMO operasyonu sonucunda Halep’in kuzeyinde 200 bin Suriyeli Kürdün “Türkiye destekli fraksiyonlar tarafından kuşatıldığını” ve bölge ile iletişimin tamamen koptuğunu duyurdu.

Ankara’nın pozisyonu

Türkiye, Astana Süreci ortakları Rusya ve İran ile diplomatik temaslarını sürdürüyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmelerin “Şam’ın muhaliflerle ve kendi halkıyla bir anlaşma yapması ihtiyacını bir kez daha gösterdiğini” söyledi.

Fidan, “Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek hiçbir aksiyona girişmeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 2 Aralık Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, istikrarsızlığın Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda mutabakatla son bulması en büyük temennimizdir” diye konuştu.

Halep Havalimanı'nda bir silahlı muhalif
Fotoğraf altı yazısı,Halep Havalimanı’nda bir silahlı muhalif

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmelerin “Şam’ın muhaliflerle ve kendi halkıyla bir anlaşma yapması ihtiyacını bir kez daha gösterdiğini” savundu.

Fidan, “Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek hiçbir aksiyona girişmeyiz” mesajı da verdi.

Ankara kaynakları, 29 Kasım’da Suriye ordusunun bölgeye saldırılarının son dönemde arttığını, “Suriyeli muhalif grupların” buna yanıt olarak Halep istikametinde sınırlı bir operasyon başlattığını söylemişti.

İstihbarat kaynakları, sınırlı planlanan bu operasyonun, “rejim unsurlarının bulundukları bölgelerden kaçmaya başlamaları ile genişlediğini” ifade etmişti.

Suriye, İran ve Rusya’dan hangi açıklamalar yapıldı?

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 1 Aralık Pazar günü en yakın müttefiklerinden İran’ın Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile yaptığı görüşme sonrası “Yabancı destekli teröristlerle mücadele için müttefiklerin ve dostların öneminden” bahsetti.

Arakçi ise 2 Aralık Pazartesi günü Türkiye’de Hakan Fidan ile yaptığı görüşmenin ardından muhaliflerin ABD ve İsrail destekli olarak hareket ettiklerini savundu.

Arakçi, Türkiye ile görüşmelerin “dost, samimi ve yapıcı” bir atmosferde yapıldığını söyledi.

Moskova da “İdlib, Hama ve Halep’teki terörist saldırıyı püskürtmek için Suriye hükümeti güçlerine yardımcı olduklarını” teyit etti.

Moskova’dan ayrıca Suriye konusunda Türkiye ile işbirliği içinde olunması çağrısı yapıldı.

3 Aralık’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Kremlin’den yapılan açıklamada Putin’in “radikal grupların Suriye devletine yönelik terör saldırılarına bir an önce son verilmesi gerektiğini vurguladığı” belirtildi.

HTŞ ve müttefiklerinin Halep’e girdiği haberleri gelirken, şehirden dumanlar yükseliyor (30 Kasım 2024)
Fotoğraf altı yazısı,HTŞ ve müttefiklerinin Halep’e girdiği haberleri gelirken, şehirden dumanlar yükseliyor (30 Kasım 2024)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise 2 Aralık Pazartesi günü yaptığı açıklamada Suriye ordusunun isyancılarla baş edebilecek güçte olduğunu, ama İran ve “direniş güçlerinin gereken her desteği sağlayacağını” söyledi.

Reuters haber ajansına konuşan Hizbullah kaynakları ise kendilerine böyle bir talep gelmediğini ve Suriye’ye destek göndermeye hazır olmadıklarını belirtti.

ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere ise ortak bir açıklama yayımlayarak çatışmanın tüm taraflarına gerilimi azaltma çağrısında bulundu.

Suriye’de HTŞ’nin saldırısı: ‘Esad’ın üzerini çizmek için çok erken’

Beşar ve Esma Esad yan yana
Fotoğraf altı yazısı,Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve eşi Esma Esad, 2023 yılında Çin’de

(Jeremy Bowen/Uluslararası Haberler Editör/2 Aralık 2024)

Suriye’de yeniden başlayan çatışmalar, Hamas’ın geçen yıl 7 Ekim’de düzenlediği saldırıdan sonra Orta Doğu’yu pençesine alan kaosun son aşaması.

Hamas’ın saldırısı ve İsrail’in verdiği yanıt statükoyu alt üst etti. Son günlerde Suriye’de yaşanan olaylar da, Orta Doğu’yu saran savaşın sakinleşmek yerine tırmandığını gösteren kanıtlara eklendi.

2011’den sonra 10 yıl süren savaşta Beşar Esad yönetimi devrilmedi, çünkü babasından miras kalan rejimi kurtarmak için ülkesini parçalamaya hazırdı.

Bunun için Rusya, İran ve Lübnan Hizbullahı gibi güçlü müttefiklere bağımlıydı. IŞİD gibi aşırılık yanlısı cihatçı örgütlerden, ABD ve zengin Körfez monarşilerinin desteklediği milislere dek değişen farklı gruplara karşı, Esad’ın yanında yer aldılar.

Şimdiyse İran Orta Doğu’daki güvenliğine ABD’nin de desteğiyle İsrail’den yediği ciddi darbelerle sersemledi. En iyi adamlarını Suriye’deki Esad rejimi tarafında savaşmaları için gönderen müttefiki Hizbullah da, İsrail’in saldırılarıyla darbe yedi.

Rusya, son birkaç gündür Suriye’de isyancıların ilerleyişine karşı hava saldırıları düzenliyor ama askeri gücü neredeyse tamamen Ukrayna’daki savaşa yönlendirilmiş halde.

Suriye’deki savaş aslında bitmedi. Kısmen Orta Doğu ve ötesindeki kaos ve kısmen de gazetecilerin ülkeye girişi neredeyse imkansız olduğundan manşetlerdeki yerini kaybetti.

Bazı yerlerde çatışmalar askıya alındı ya da donduruldu ama Suriye hala kapanmamış hesaplarla dolu.

suriye
Fotoğraf altı yazısı,Suriye 2011’deki rejim karşıtı gösterilerin ardınan iç savaş başlamıştı.

Esad rejimi, Arap ayaklanmaları yılı 2011’den önceki gücüne hiç ulaşamadı ama hapishanelerinde hala Suriyeli mahkumları tuttu.

Durum böyle bile olsa, son birkaç güne kadar Cumhurbaşkanı Beşar Esad iki büyük kenti, etraflarındaki kırsal bölgeleri ve bu iki kenti birbirine bağlayan otoyolu elinde tutuyordu.

Şimdiyse, Hayat Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki isyancı örgütler, Türkiye sınırı boyunca elinde tuttuğu İdlib bölgesinden saldırıya geçti. Üst düzey bir diplomatın söylediğine göre ve 27 Kasım’dan bu yana yaşanan bir dizi “hayret verici” olayda Suriye birliklerini “silip süpürdü”.

Saldırıdan iki gün sonra, Halep Kalesi’ni ele geçiren isyancılar buradan fotoğraflar paylaşıyordu. Halep Kalesi, kentin isyancılar ve rejim güçleri arasında bölündüğü 2012-2015 arasında hükümet birliklerinin ele geçirilemez karargâhıydı.

halep
Fotoğraf altı yazısı,İsyancı güçler şu anda Halep’in büyük kısmını kontrolleri altında tutuyor.

Hükümet birliklerinin çıkmasından sonra Halep’teki atmosfer sakin gözüküyor. Sosyal medyadaki bir fotoğrafta, üniformalı isyancılar, bir fast-food restoranının önünde kızarmış tavuk satın almak için sıraya girerken görülüyor.

2016’da örgütten ayrılsa da ve o dönem örgüte sadık güçlerle savaşsa da HTŞ’nin kökleri El Kaide’ye dayanıyor. Ancak HTŞ, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, ABD, AB, Türkiye ve İngiltere tarafından “terör örgütü” olarak kabul ediliyor. Suriye rejimi ise tüm karşıtlarına “terörist” diyor.

HTŞ’nin lideri Ebu Muhammed El Cavlani, Irak ve Suriye’de uzun süre cihatçı liderlik yapmış bir isim. Ancak son yıllarda, örgütünün çekiciliğini artırmak için, sıkı cihatçı ideolojiden saptı.

İsim ve ideoloji değişikliği ayrıca HTŞ’nin Saldırıyı Püskürtme Operasyonu adını verdiği saldırıya destek çekmek için de kullanıldı. Bu isim ve örgütün resmi duyuruları cihatçı dilden ve İslami referanslardan kaçınıyor.

idlib
Son günlerde HTŞ’nin kontrolündeki İdlib’e düzenlenen hava saldırılarında yaralanan siviller oldu.

BBC İzleme Servisi’nin cihatçı medya uzmanı Mina el Lami, bu nötr dilin yaşananlarla HTŞ’nin cihatçı geçmişi arasına mesafe koymayı ve saldırıyı rejime karşı ortak bir girişim olarak sunmayı amaçladığını söylüyor.

Suriyeliler genelde aşırı dinci söylemden pek hoşlanmıyor. 2011’deki demokrasi yanlısı eylemlerin güçle bastırılmasından sonraki bir yıllık savaş döneminde cihatçı gruplar isyana hakim olmaya başlarken çok sayıda Suriyeli ya tarafsız kaldı ya da İŞİD’in cani cihatçı ideolojisinden korktukları için isteksiz de olsalar rejime destek verdiler.

HTŞ’nin öncülüğündeki saldırı, Suriye’nin kuzeyindeki parçalı siyasi manzaradan geliyor. Kuzeydoğu Suriye’nin büyük kısmı, bölgede 900 dolayında asker bulunduran ABD’nin desteklediği, Kürtlerin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolünde.

Türkiye büyük bir oyuncu. Hem kendi düzenli askerlerini hem de destek olduğu milis gruplarını konuşlandırdığı sınır bölgelerini kontrol ediyor.

Suriye’den gelen haberlere göre, isyancı güçler aralarında helikopterlerin de bulunduğu büyük miktarda askeri malzeme gele geçirdi ve Hama’ya, Şam yolundaki ikinci büyük kente doğru bastırıyorlar.

suriye otoyol

Hiç şüphesiz rejim ve müttefikleri, kendilerine çeki düzen verip özellikle havadan karşılık vermek için çalışacak. İsyancıların hava güçleri yok ama insansız hava araçları savaşlarda bir devrim yaptı. İsyancıların üst düzey bir rejim istihbarat yetkilisini insansız hava aracıyla öldürdüğüne dair haberler var.

Suriye’de artan çatışmalar uluslararası alanda da endişe yarattı. BM’nin Suriye Temsilcisi Geir Pedersen, yaptığı yazılı açıklamada “son gelişmelerin sivillere yönelik büyük risk oluşturduğu ve bölgesel ve uluslararası güvenliğe ciddi etkileri olacağı” uyarısında bulundu.

Pedersen “Suriye’deki hiçbir taraf ya da mevcut aktörler Suriye Savaşı’nı askeri yöntemlerle çözemez” dedi.

BM yetkilisi 2015’te geçen BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararının uygulanması için “hakiki bir siyasi süreç oluşturmakta kolektif bir yetersizlik olduğunu” vurguladı. Kararda barış için bir yol haritası belirlenmiş ve “Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar verecek” denilmişti.

Amaç, serbest seçimler ve yeni bir anayasayla şekillenecek bir gelecekti. Ancak bu da ülkeyi yıllardır şahsi krallıkları gibi yönetin Esad ve ailesinin vazgeçmesi anlamına geliyordu. Bir milyondan fazla ölü, buna izin vermemekte ne kadar kararlı olduklarını gösteriyor.

Esad rejiminin üzerini çizmek için çok erken. Hakiki bir çekirdek destekleri var. Bazı Suriyeliler rejimi, isyanı hakimiyeti altına alan cihatçılara kıyasla daha iyi bir seçenek olarak görüyor. Ancak diğer Esad karşıtı gruplar, ki bunlardan çok sayıda var, ayaklanırsa rejimi bir kez daha ölümcül bir tehlikeye girebilir.

(BBC)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Suriye’deki iç çatışmalar yeniden şiddetleniyor! HTŞ kuzeyden ilerliyor…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin