Faizle para vererek, iflas edenin fabrikasına, arsasına, evine, eşyasına çökerek büyük paralar kazanan tefeci bankalar, personelinden kurtulma arayışına yöneldiler.
1980’lerde başlayan “internet bankacılığı”, “mobil bankacılık”, “dijital bankacılık”, müşteri için cazibeler yaratırken, adım adım personelden kurtulmanın zemini de hazırlıyordu.
2017 yılı idi yanılmıyorsam. Yedi yıl öncesi.
Adını yazmak istemediğim bir bankanın şubesinde, sıra numarası aldım, her zamanki iş için gişeye doğru ilerledim. “Artık gişe elemanına ihtiyacınız yok. Şimdilik size gösterelim, sonraki zamanlarda kendiniz yapın” dediler. Dijital panolara parmakla dokunacak, labirentlerde gezinecektim ben de. Anlattı görevli epeyce, anladım desen Arap olayım.
Gişeler kaldırılmış, dijital arenaya dönüştürülmüş şube. Uzay gemisi sanki… Dört bir yana yerleştirilmiş ekranlar, personel oradan oraya koşturarak müşterilere tarifler yapıyor.
“Nedir bu durum, n’oluyor” diye sordum.
“Artık şubelerde bir ya da iki eleman olacak. Müşteri her işi kendisi yapacak. Bankamız pilot uygulamayı bu şubede deniyor” dedi. Personelden kurtulmayı, hızlıca gerçekleştirmek istiyordu banka. Bir süre sonra vazgeçtiğini, bu pilot uygulamayı iptal ettiğini duydum.
Bu uygulama durdurulmuştu ama personel eritme niyeti, bütün bankaları saran sesiz bir niyete dönüşmüştü.
RAPORLARDA DİJİTAL BANKACILIK
Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve finans sektörünü izleyen araştırma şirketlerinin raporları, gözlemimi somut rakamlara kavuşturuyor.
2015’e kadar toplam personel sayısı esas olarak artmış. Örneğin 2012 yılında 186.000 iken, 2015 yılında 200.950’ye ulaşıyor. Ancak, personel sayısındaki bu artışa rağmen şube başına personel sayısı azalıyor. 2005’de şube başına 21,2 olan personel sayısı, 2015’de 18’e iniyor.
Hollanda merkezli 147 ülkede faaliyet yürüten finans, vergi ve danışmanlık şirketi KPMG, AB’de 10 bin kişiye 57 personel düşerken, personel artışına rağmen 2015’de Türkiye’de 26 olduğunu saptıyor.
2021’de çalışan sayısı 185 bin 248’e çıkıyor. Ancak KPMG, “bu artışın geçici olduğunu, dijital bankacılığın artışı ile personel sayısında hızlı bir erime yaşanacağını” belirtiyor.
Nitekim son yıllarda bankalar dijitalleşmeye daha da hızlandırıyorlar. 2022’de aktif dijital bankacılık müşteri sayısı, 2021’e göre 16 milyon 549 bin kişi artıyor.
40 BİN ÇALIŞAN İŞTEN ATILACAK
Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, dijitalleşmenin çalışan sayısını 5 yılda 150 bine kadar geriletebileceğini, 1000 şubenin daha kapatılabileceğini öngörüyor. (Ekonomim / 20 Kasım 2023)
Bunun anlamı, beş yıl içinde 40 binden fazla banka çalışanının işten atılacağıdır.
Yabancı bankalarda ise, personel eritme daha hızlı uygulanıyor. Bu bankaların toplam çalışan sayısı 2015’te 62 bin 647 iken, 2020 yılı Eylül ayında 52 bin 871’e düşmüş. 5 yılda 10 bin işçiyi işten atmışlar.
Şube sayısındaki azalma da sert gerçekleşmiş. 2015’’de yabancı bankaların toplam şube sayısı 3 bin 170 iken, 2020’de 2 bin 301’e geriliyor. Yüzde 30’dan fazla azalma.
Vahşi kapitalizm, bütün sektörlerde olduğu gibi finans sektöründe de yapay zekânın ve teknolojik ilerlemenin sağladığı büyük kazancı çalışanla paylaşmak, onların çalışma koşullarını ferahlatmak yerine, onlardan kurtulmaya, yaratılan büyük artı değere tek başına çökmeye yelteniyor.
Öteden beri personel, safraydı onlar için. İlk fırsatta gemiden atılacak safra.
Ama sindirerek safralardan kurtulmak niyetindeler. Bu yüzden o banka pilot uygulamadan vazgeçti. Bu yüzden hep beraber müşteriyi cezbeden cilalı yöntemlere yöneldiler.
BANKA SENDİKALARI FARKINDA MI?
Sendikal hareketin en tuzu kuru olanları bankacılık sektöründe olanlardır. Etkiye sütlüye pek karışmaz, garanti sandıkları işçi aidatları ve sandık gelirleri ile huzurlu sularda yüzerler.
Oysa rakamlar, sessizce gelen büyük kırılmalardan söz ediyor. 40-50 bin işçinin sokağa atılacağından söz ediyor.
Bu tehlikeyi önlemek için bir hazırlıkları var mıdır?
Öte yandan banka verileri her yıl öncekine göre dudak uçuklatan kazançlar sağladıklarını gösteriyor. Artan kazanç çalışana yansıyor mu peki? Örneğin maaşlar, sağlanan kazanç oranında artmakta mıdır?
Yapay zeka ve teknolojinin yarattığı kolaylık, işçinin çalışma süresine de yansıyor mu? Yoksa, “sana artık ihtiyaç yok” diye sokağa mı atılıyor işçi.
Bilgiyi ve üretim artışını yaratan işçi, bütün sektörlerde işin sırrını patrona verince tekmeyi yemektedir.
Vahşi kapitalizmin merkezindeki tefeci sektörün, diğer sektörlere rahmet okutacak ölçüde personel eritmesine hazırlandığını, “internet bankacılığı”, “mobil bankacılık”, “dijital bankacılık” gibi uygulamalarla bu niyetin taşlarını döşediğini, hem uzmanlar, hem veriler söylemektedir.
Bakalım banka çalışanları bu tehlikenin farkında mı? Bakalım onların örgütleri olan sendikalar, konfederasyonlar farkında mı?
Mehmet Akkaya
Yorumlar kapalı.