1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. 22 yıllık plan mı hortluyor?

22 yıllık plan mı hortluyor?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Üniter devletimizin parçalanması için öteden beri baskı yapan ABD ve AB emperyalizmi ile bunların örgütleri, 29.12.2003 tarihinde AKP iktidarına “Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı” hazırlatmışlardı;

  • İçişleri, Dışişleri, Savunma ve Adalet dışındaki bütün bakanlıkların yetki ve olanakları, eğitim ve sağlık da dahil olmak üzere, mahalli idarelere devredilecekti.
  • Merkezi devletin bütün yetki ve olanakları, mahalli idarelere devredilecekti.
  • Ulusal düzeyde örgütlü genel müdürlük ve idareler kapatılacak, bu kurumların yerel birimleri ve olanakları mahalli idarelere devredilecekti.
  • Merkezi devlet, yatırımcı ve üretimci olarak ekonomiden tamamen çekilecekti. Sadece denetleyen rolü olacaktı.
  • Mahalli idareler kendi bütçelerini yapabilecek, gelir kaynakları yaratmada üstünlük sahibi olacak, vergi koyabileceklerdi.
  • Mahalli idarelerin, maden, doğalgaz gibi yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin gelirleri üzerinde, hakları ve yetkileri olacaktı.
  • Tarikatlar, Cumhuriyetle birlikte yitirdikleri yasal, parasal ve dinsel olanaklarına kavuşacaktı.
  • Eyaletler, etnik grupların ve mezheplerin-tarikatların egemen olduğu yerel güç merkezleri olacaktı.
  • Böylece yerel güç merkezleri yaratılmış, adem-i merkeziyetçiliğin egemenliği kurulmuş, merkezi üniter devlet tasfiye edilmiş olacaktı.

Tasarı özetle bunları içeriyordu.

Türkiye eyaletlere parçalanacaktı. Eyalet sayısı bile planlanmış, 21 bölge öngörülmüştü.

PKK iştahla tasarının yasalaşmasını bekliyor, yasal uzantıları ile tasarı lehinde propaganda yapıyordu.

Tarikatlar iştahla yasalaşmasını bekliyordu.

Ancak, tasarının ilk adımlarından biri olarak, kapatılmak istenen Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde örgütlü bulunan Yol-İş Sendikasının gayretleri ile Türk-İş Konfederasyonu ve MHP’li yöneticilerin ağırlıkta bulunduğu Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu, tehlikenin farkına vardılar.

Bölgelerde büyük işçi toplantıları yapıldı.

Uzmanlar çağrılarak tasarının içeriği işçiye anlatıldı.

Afişler, bildiriler, broşürler yayıldı.

Ve 6 Mart 2004’de, Türk-İş’in önderliğinde Ankara Sıhhiye Meydanı’nda 120 bin kişinin katıldığı güçlü miting, tasarının geri çekilmesini sağladı.

Türkiye, o gün uçurumun kıyısından dönmüştü.

6 Mart 2004 tarihi, 90 bin ABD askerinin topraklarımıza yerleşmesini engelleyen 1 Mart 2003 tarihli tezkere kadar önemliydi.

Her sendika vatansever olmak zorundadır, doğru. Ancak Türkiye, Salih Kılıç başkanlığındaki Türk-İş Konfederasyonuna, Türkiye Kamu-Sen Yönetimine ve Fikret Barın’ın başkanlığındaki Türkiye Yol-İş Sendikasına, bu konudaki önder tavırları, işçi sınıfından başlayarak toplumu harekete geçiren sorumlu tutumları ve kararlılıkları için, teşekkür borçludur.

Sonuçta, Cumhuriyet devletini ve üniter yapısını baştan aşağı değiştirmeyi amaçlayan kapsamlı tasarı rafa kaldırılmıştı.

Böyleydi evet, ama ne yazık ki, tasarının bir kısmı, parçalı halleriyle zaman içinde yasalaştırıldı.

  • 2005 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kapatılması bu amaçladır.
  • 2014 yılında çıkarılan Bütünşehir Yasası bu amaçladır.
  • Türkiye Elektrik Kurumu’nun (TEK) parçalanması ve özelleştirilmesinin ürünü olarak ulusal elektrik dağıtım şebekesinin, öngörülen 21 eyalet gereği 21 dağıtım bölgesi şeklinde özelleştirilmesi bu amaçladır. 
  • 2005 sonrası değiştirilen maden ve petrol yasaları içine, madenin bulunduğu mahalli idarenin bu zenginliği paylaşmasını amaçlayan niyetlerin çeşitli defalar yasaya sokuşturulma çabaları bu amaçladır.
  • Ve üniter devleti dağıtma niyetinin alt başlıkları olarak daha sayısız niyetler…

Apo’ya yaptırılan çağrının şaşkınlığı daha toplumun üzerindeyken, AKP’nin ikinci adamı denebilecek olan Binali Yıldırım’ın sahneye fırlayarak söyledikleri, ayrıca önemlidir.

Binali Yıldırım 26 Şubat 2025 tarihinde İzmir’de Hukuki Araştırmalar Derneği’nin “Yeni Anayasa Buluşmaları” konulu toplantısına katılıyor. Buradaki konuşmasında üniter devleti sorguluyor, adem-i merkeziyetin ihtiyaç olduğunu söylüyor, mahalli idarelerin daha fazla yetki ve para olanaklarına kavuşturulması gerektiğini, vatandaşlık tanımının da değiştirilmesi gerektiğini söylüyor.

“Hoppalaaa” denilen durum…

Anlaşılan AKP, aradan 22 yıl geçmiş olmasına rağmen sevdasından vazgeçmemiş. Hemen her “açılım” döneminde aynı niyetleri çeşitli tonlarda dillendirmeyi sürdürüyor.

Üniter devleti hazmetmeyen düşünce, bölücülüğün Irak ve Suriye’de mesafe almasının ardından Türkiye’de de aradığı iklimi bulduğunu düşünmüş olmalı.

Raflara kaldırılan üniter devleti dağıtma planları, raflardan indiriliyor.

APO’ya “akil adam” rütbesi veriliyor.

ABD de,  PKK/YPG de, emperyalizmin piyonu gerici örgütler de zil çalıp oynuyor olmalılar.

O halde, kibrin, ipe un sermenin, günleri savsaklamanın zamanı değil.

Vatansever her parti ve kişiliğin, ülkemiz için, cumhuriyetimiz ve üniter devletimiz için bir araya gelmesinin mecburiyet olduğu günlerdeyiz.

Mehmet Akkaya

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
22 yıllık plan mı hortluyor?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin