Tarih 26 Eylül 1919!
Ali Kemal’in İkdam Gazetesinde, Teali-i İslam Cemiyetinin bir beyannamesi yayınlanmıştı. Aslına sadık kalarak aynen yazıyorum;
“Ey Anadolu’nun masum ve mazlum ahâlisi!
Nitekim bu defa da Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvâ-yı Milliye maskaraları, Yunan Askerlerinin önünden nâmerdâne bir surette kaçarken, zavallı saf ve gafil ahâli ve askerden cem ettikleri kuvvetleri harbe tutuşturarak ve “siz mevkiinizde sebat edin, biz şu taraftan onların arkasını çevireceğiz” tarzında yalanlar ve hilelerle savuşup kaçarak zavallı neferlerimizi ve ahâlimizi boşu boşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar. Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor. Bunların vücudlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur. Padişahımız Halifemiz Efendimiz Hazretlerinin merhamet ve şefkat kucağı size açılmıştır.
Hepiniz koşunuz, geliniz, dünya ve ahiret saadetini ihraz ediniz.
İşte size ihtar eyliyoruz. Allahını, Peygamberini ve Padişahını seven bu tarafa gelsin!
Mustafa Sabri Efendi (Reis)
İskilipli Mehmed Atıf Efendi (Reis Vekili)- Ermenekli Mustafa Safvet Efendi (Katib-i Umumi) Said-i Kürdi- Fatih Dersiamlarından Abdülfettah- Geyveli İbrahim Hakkı- Eşref Efendizâde Şevketî-Düzceli Zahid- Konya Seydişehirli Hasan Fehmi- Manisalı Mustafa-Âsitaneli Hafız Abdullah…
Daha önceki yazılarda, defalarca başımıza gelen belaların tamamında İran tipi “Ümmet Devleti” taraftarları ve Kürtçü-Bölücülerin beraber hareket ettiklerini söylemiştim. Bu, Cumhuriyet öncesi de böyleydi, 2024 yılında da böyledir. Hiçbir şey değişmedi!
Önemli olan, Türk Milleti’nin Cumhuriyet, Atatürk, Demokrasi ve özgürlük düşmanı bu din bezirganlarının, bu seccade şeytanlarının gerçek yüzlerini görmesi ve ona göre davranabilmesidir…
Örnek olarak yukarıdaki beyannameyi yayınlayan Teali-i İslam Cemiyeti’nin iki yöneticisinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletine bakış açılarını ve AKP üst yönetimi ile nasıl benzeştiklerini anlatmak isterim;
Said-i Kürdi yani Said-i Nursi;
Halidi Nakşibendi Tarikatının müridi, Nurculuğun kurucusu. Fethullah Gülen’in Hocası! Zamanının en önemli Kürtçülerinden, İngiliz Mandası taraftarı ve İngiliz Ajanı asi Şeyh Said’in “Biraderi Azzam’ı”! (Büyük Biraderi)
Nurcu ve Kürtçülerin yayın organı olan “Özgür Ülke” Gazetesinde yayınlanan şu sözünü, Türkiye’yi vatan bilen herkes tarafından hiç unutulmaması gerekir;
“Ben Said-i Kürdi, Özgür bir Kürdistan’ın tohumunu atıyorum. Onu geliştirip büyütün.”
AKP Hükümeti, Nurcu-Kürtçü FETÖ’nü Türk Devletinin en hassas birimlerine, taa devletin kozmik odasına kadar soktu. Örgüte güç verdi. Örgütü darbe yapacak kadar güçlendirdi. Örgüt Türk Ordusunun komuta heyetine CIA ile beraber kumpas kurdu. Türk Ordusunu zayıflatmak için elinden geleni yaptı.
AKP Hükümeti, en sonunda yukarıdaki ihanet belgesini yayınlayan
Said-i Kürdi’nin büyük biraderinin adını ve heykelini Diyarbakır’ın en büyük meydanına verilmesine-dikilmesine izin verdi. Vermekle de kalmadı, Atatürk’ün heykellerini ve deyişlerini, milli andımızı kaldırttı.
AKP ve Said-i Kürdi’nin fikir akrabalıklarının derecesini anlayabildiniz mi?
İskilipli Mehmed Atıf;
İran benzeri İslam Devleti isteyen Türkiye düşmanlarının önemli liderlerindendir. Dincilerin şapka takmayı reddettiği için asıldığı yalanını söyledikleri, Rahip Robert Frew Başkanlığındaki İngiliz Muhipleri (Dostları) Derneği üyesi! Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan uçaklarından atılan bildirileri yazan kişi!
Türk Devletine ve Atatürk’e düşman ama İngiliz’e muhip, Yunan’a dost olan hain…
AKP Hükümeti bu vatan haininin adını, Çorum-İskilip İlçesinin Devlet Hastanesine verdi! Utanmadan, yüzleri kızarmadan ve Türk Milletinin gözüne sokarak…
Büyük Atatürk;
Bugün senin bu fani dünyadan ayrılışının 86’inci yılı!
10 Kasım 2024’te de senin 1919 da ki durumundan pek farklı olduğumuzu maalesef söyleyemiyoruz.
Siyasi iktidar, menzilleri aynı olan Ümmetçi-Kürtçü Bölücü örgütlerle iş birliği yaparak senin en büyük eserin olan Cumhuriyeti yıkmak için planlı bir çalışma içinde.
Türk Milletinin ordusunun komutanları, Türk Devletinin idari-adli-yargı mensubu bürokratları, on binlerce öğretim üyesi, yüzlerce sivil toplum kuruluşları ve muhalefet partileri hala bu tehlikenin farkında değiller.
Bizler, uyarmaya-aydınlatmaya devam ediyoruz, edeceğiz. İşimiz öylesine zor, öylesine azıttılar ki Türk Milletinin oylarıyla iktidar olanlar Türk Milletini satıyor!
Senin, adlarının başına “Cumhuriyet” konulmasını istediğin Cumhuriyet Savcılarından bir tanesi bile, bu olay için soruşturma açamıyor! Tabii ki korktuklarından! Fakat bu yazı için bize soruşturma açacaklarını biliyoruz!
Büyük Atatürk, bu can bu tende durduğu sürece senin yolunda Cumhuriyet-Aydınlanma-Özgürlük ve Demokrasi için mücadeleye devam edeceğiz.
Yolunu yolu kabul edenlerle birleşeceğiz. Birleşerek büyüyeceğiz.
Karanlığı ve cehaleti mutlaka yeneceğiz. Rahat uyu…
Sağlık ve başarı dileklerimle
10 Kasım 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
GEREĞİNİ YAPACAKSINIZ
Yıllarca sizin Fethullah Gülen Terör Örgütüne yardım ettiğinizi ve yaklaşık 12 yıl boyunca ne istedilerse verdiğinizi, devletin en hassas kadrolarını FETÖ emrine sunduğunuzu ısrarla yazdım. Hem FETÖ Savcıları, hem de AKP Hükümeti yöneticileri bana onlarca dava açtınız. Kaça-kaça, inkâr ede-ede duvara dayandınız ve tüm dünyanın gözü önünde itiraf ettiniz.
Siz ve 23 senedir Türkiye’yi beraberce yönettiğiniz siyasi ekibiniz, güvenlik bürokratlarınız, Fethullah Terör Örgütüne yardım ve yataklık suçunu işlediğinizi itiraf ettiniz…
İster Demokrasi, ister dikta ile yönetilsin, dünyanın hiçbir ülkesinde “Ben bu suçları işledim ama aldanmışım, kandırılmışım, çok safmışım” deyip kurtulan yoktur. Hukukun evrensel kurallarından biri de “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” kuralıdır.
Mademki doğru adamsınız, mademki reissiniz, mademki delikanlı adamsınız, mademki Cumhur’un başısınız gereğini yapacaksınız ve Cumhur’a örnek olacaksınız!
Gereği nedir bilmiyorsanız, söyleyeyim;
Görevinizden ayrılıp, kendinizi Türk Yargısının şefkatli ellerine bırakacaksınız. Efendi-efendi yargılanacaksınız…
Fethullah Terör Örgütüne yardım ettiğinizi ikrar edip tüm dünyaya açıkladıktan sonra, bir suçlu olarak o koltukta oturamazsınız.
Bu dakikadan sonra “suçunu kabul etmiş” bir şüpheli olarak yapacağınız her eylem, atacağınız her imza “Yok Hükmündedir” ve suçunuzu arttırır…
Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıları;
Tatilden döndünüz mü, yoksa ömür boyu “Adli Tatil” mi yapacaksınız?
Sizler de öncelikle ve ivedilikle gereğini yapacaksınız!
Alın Cumhurbaşkanının itiraf konuşmasını önünüze, bir tarafına TC Anayasasını, diğer tarafa Türk Ceza Yasasını koyun ve bir karar verin.
Ne karar verirseniz verin, Türk Milleti kabul edecektir. Fakat Cumhurbaşkanının bu itirafını görmezden gelir ve araziye uyarsanız, iki cihanda da yanarsınız…
FETÖ’ne yardım etti diye insanların fabrikalarına-mallarına el koyacaksınız,
hiç suçu olmadığı halde Askeri Lise son sınıfındaki çocuğun tüm geleceğini karartacaksınız, insanları sorgusuz-sualsiz hapislere atacaksınız, hayatlarını söndüreceksiniz, sonra da Cumhurbaşkanının itirafını ve suç ikrarını görmezden geleceksiniz!
Bunu hiçbir vicdan kabul etmez, hatta sizinkiler bile…
FETÖ, hedefi-menzili için ne diyor; İçinde İsrail ve Amerika’nın istediği “Büyük Kürdistan Devleti de” olan, Federe İslam Devletini kurmak. Bu ifadeler mahkeme zabıtlarına geçti mi? Geçti.
FETÖ’nün hedefinin-menzilinin Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak olduğu, bizzat AKP Genel Başkanı tarafından defalarca söylendi mi? Söylendi.
Bakın Cumhur’un Başı bu konuşmasında ne diyor;
“Aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu örgüte, şahsen ben de yardımcı oldum!”
Menzili bir, hedefi bir bu iki yol arkadaşını beraberce yargılamazsanız, bu ülkede Adalet çöker, bir daha kimseyi yargılayamazsınız. Çıkacak kargaşa ve iç savaşın sebebi de sizler olursunuz ve en büyük zararı sizler görürsünüz.
Sağlık ve başarı dileklerimle
09 Kasım 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
ÇİRKİN BİR BAŞKAN/ VE GARİP BİR VALİ
“Çürüme” bir ülkenin başına gelebilecek en önemli felaketlerdendir.
Ülkeyi yönetenlerin “Karakter Zayıflaması” hastalığı ile başlayan bu illet, yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet-kul hakkı yeme ile had safhaya çıkar ve “İhanet” ile son hedefine yani çürümeye-yıkılmaya varır…
Yani çürüme baştan başladı mı taa tırnağa kadar gider. Bu hastalığa yakalanan organı kesip kireç kuyusuna atmazsanız, tüm vücudu sarar ve acılar içinde kıvrandırarak öldürür. Toplum, yapılan bu ihanetler karşısında sessiz kalıyor ve dolaylı olarak kabullenmiş gibi görünüyorsa, bir çürük gider diğeri gelir!
Türkiye 23 yıldır, şaibeli-cahil-lâik cumhuriyet ve demokrasi karşıtı-tarikat cemaat artığı şeriat-hilafet özentisi-ahlaki durumları çok aşağıda bir grup tarafından yönetiliyor. Bu çirkin tutuma en başta işadamlarını temsil ettiklerini söyleyen Sivil Toplum Örgütleri menfaatleri uğruna yapıştılar.
Bunlar için esas olan, hükümetle iyi geçinip kendilerini sağlama almak ve bu kötü siyasetçileri pohpohlamak, alkışlamaktır.
Sanki bu vatanın sahibi AKP, onlar ise Türkiye’ye gelmiş yabancı yatırımcı!
Bunlar da aynen AKP gibi iş-makam-kooperatif üyeliği-para veya benzeri avantaları altlarındaki adamlara dağıtarak, iktidarlarını sürdürürler.
Örnek mi istediniz, önden buyrun lütfen!
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu bu ekibin şimdiki başıdır.
Daha önceleri “Saatçi Zafer” Başkan, Kara Kaşlı Sinan Aygün yardımcısı idiler.
Zafer ile Sinan enselenince başkanlığa Rifat getirildi.
Tabii ki hile ile! Rahmetli Fuat Miras 9 Ocak 1996-16 Haziran 2001 arasında başarılı bir şekilde TOBB Başkanlığı yaptı. Onun döneminde TOBB, partilerin yemliği olmadı, gereksiz yere üyelerin paraları harcanmadı.
R. Hisarcıklıoğlu ve İzmirli Atıl Akkan, Fuat Miras’ın olmadığı bir günde, acil bir ihtiyaç olur diye imzalayarak bıraktığı, boş bir kağıda İSTİFA ettiğini yazarak onu düşürdüler. Yönetim Kurulu derhal toplandı ve Hisarcıklıoğlu TOBB Başkanı oldu…
Daha sonra TOBB özellikle AKP’nin kasası gibi oldu!
Şu bina bize lazım dedi AKP patronu, tak o bina alınıp, verildi.
VIP Helikopter lazım dedi Reis, şak helikopter alındı.
Yassıada’ya otel-kumarhane yapılsın dedi Patron, tak 500 milyon dolar para harcandı, yapıldı. Şimdi baykuş yuvası oldu.
Peki TOBB Yönetimi ve 1 Milyon 300 bin üyenin durumu ne oldu?
Sadece, TOBB Başkanına “ÜSTÜN HİZMET MADALYASI” olarak Türk Milletinin kaynaklarıyla yapılan tesislerin bulunduğu, VARLIK FONU üyeliği verildi…
TOBB Üyeleri mi? Onlar, TOBB Başkanının her ay açıkladığı “Kapanan Şirketler”
listesini dinliyor! Kapanma sırası kendilerine geldiğinde uyanacaklar!
Bu kişi ve ekibi ile (Saatçi Zafer-Kara Kaşlı Sinan-İ. Melih Gökçek vs) ilgili tüm yolsuzluk, Nüfuz Kullanma, Şirin İhracatlar ve benzerleri gibi dosyalar hazır ve mahkemeye sunulmaya nazır olarak beklemektedir. Bunlara mutlaka hukuk önünde hesap sorulacaktır. Bu konuda sıkıntı şudur; Sedat Peker ve Muhammed Yakut, bu dosyalara MÜDAHİL olmak istiyorlar! Bakacağız…
İzmir Valisi Süleyman Elban;
Siz T.C Devletinin Valisisiniz, Kaçak Kursların-Tarikat ve Cemaatlerin elemanı değilsiniz! İzmir-Karabağlar’da hakkında YIKIM KARARI bulunan KAÇAK BİNANIN yıkımının gerçekleşmesi için, neden Polis gücünü göndermiyorsunuz?
Kaçak Binayı KORUYORSUNUZ ama 50 yıldır Türk Devletine, sizin asla gelemeyeceğiniz makamlarda hizmet eden ve her gün onlarca tehdit alan bir eski Bakan olarak, hakkımda verilen KORUMA Kararının seviyesini düşürüyorsunuz! Aklınızı başınıza alın, Anayasa ve Yasalara uygun olarak görevinizi yapın. Eğer, devir hep böyle devam edecek diye düşünüyorsanız, Laik Cumhuriyet düşmanı tarikat-cemaatlerin sizi sürekli olarak koruyacağını zannediyorsanız, sizin devleti henüz tanımadığınızı anlarım. Öyle bir devir gelir ki, devlet sizi bir tane BEKÇİ ile gözaltına alır! Siz bunu yaşayacaksınız!
DOĞRU Parti olarak sizden Anayasal çerçevede ve hukuk önünde hesap soracağımızı bilmenizi isterim…
Sağlık ve başarı dileklerimle
08 Kasım 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı