Eğer T.C Devletinde özellikle (Maaşlarını Türk Milletinden alan) Yüksek Yargı mensupları Anayasa’yı korusalar, görevlerini eksiksiz yapsalar,
“Laiklik karşıt eylemlerin odağı” haline gelmiş parti müsveddelerini, fesat ve ihanet ocaklarını kapatsalar, ülke olarak bugünkü rezil durumda olmazdık!
“Devr-i Sabık” yaratıp hukuk önünde hesap sormanın ikinci sırasına, Anayasanın çiğnenmesine göz yuman Yüksek Yargı mensuplarını koyun!
Birinci sırada kim mi var? İktidarı ve muhalefetiyle ihanet içinde olan tüm Siyasi Parti yöneticileri…
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anlamadığı ve asla anlayamayacağı olay şudur;
Demokratik Rejimin dünyaca kabul edilmiş ilkeleri ve kuralları vardır.
Milli Egemenlik- Seçme seçilme hakkı- Dürüst, şeffaf, gizli oy açık tasnif seçim-Katılım-Özgürlük ve İnsan Hakları-Eşitlik-Çoğulculuk-Hukuk Devleti-Hesap verebilmek-Kuvvetler ayrılığı gibi!
Bu ilke ve kurallar, kişiye göre değişmez, değiştirilemez. Makamı mevkii ne olursa olsun hiç kimse;
“Ben demokratik rejimin ilkelerine prensip olarak katılıyorum ama şimdilik sıkıntım var, bu yüzden anayasayı ve hukuk devletini askıya aldım, işimi göreyim sonra yine yerine koyarım” diyemez!
Çünkü demokratik devlet ne bakkal dükkanıdır ne raftaki mal!
Bizdeki gibi bu ilkeleri uygulamalarınızla yok etmeye kalkarsanız, sizi demokratik rejim liginden atarlar, küme düşersiniz! “git sen kabile devletleriyle, dikta yönetimleriyle kumda oyna derler!”
Seçilmiş bir kişi, Demokratik bir rejimde hiç kimse için, hele haklarında henüz kesinleşmiş yargı kararı olmayan kişiler hakkında, “Onları çukura gömeceğim” veya “Kafalarını kopartacağım” diyemez!
Demeye kalkan kişi demokratik rejim dışına çıkar ve diktatör olarak kabul ve ilan edilir…
Değerli Okurlar; “Kafa kopartmak” deyiminin anlamı nedir? Bileniniz var mı? Ben çok uğraştım ancak şunları bulabildim;
-Birinin işini bitirmek! Mafya raconunda onu öldürtmek!
-Pavyonda, müşterinin zom edilip tüm parasının alınması!
-Kumarda üç kişinin anlaşarak ve hile ile dördüncü bir kişiyi soyması!
Demokratik bir rejimde bir Cumhurbaşkanı hangi duyguyla, hangi ruh haliyle, hangi yasal yetkiyle hangi edep ile bu deyimi kullanır, bilemiyorum!
Gerçi demokratik rejimde kalıp kalmamak onun tercihidir ama hem “ben demokratım” deyip, hem de “kafalarını kopartırım” şeklinde konuşmanın gerekçesini bilmek de Türk Milletinin hakkıdır…
Afganistan’daki birliğe yeni atanan Amerikalı Yüzbaşı önce kampı kolaçan eder ve kendisine bilgi veren teğmene; “Kamp gayet düzgün, teşekkür ederim. Yalnız şu çadırın yanındaki bağlı olan deve ne iş” diye sorar? Teğmen; “Komutanım biz 200 kişiyiz ve hepimiz de erkek! Birtakım ihtiyaçlarımız oluyor, anlarsınız işte deve de onun için” der, ezile büzüle!
Aradan zaman geçer, komutanın da birtakım ihtiyaçları ortaya çıkar. Yardımcısına deveyi getirmesini söyler. Yardımcısı getirir, komutan deveye şöyle bir bakar, deve çok yüksek!
Yardımcısına; “Bana bir merdiven getir! Herhalde siz de merdiven kullanarak yapıyorsunuz, değil mi” der?
Yardımcısı şöyle der; “Komutanım biz aslında deveye yerel kıyafetlerle binip yakın kasabadaki randevuevine gideriz. Ama tercih sizin!”
Cumhurbaşkanının insanları “Kafanızı kopartırım” diye korkutması, Türk Milletinin çuvalla parasını alan pavyon fedaisi kılıklı milletvekilinin dükkân basması, çete reisinin “cezaevini basacağız, insanları ağaçlara ve direklere asacağız” demeleri “KİŞİSEL TERCİHLERİ” olabilir.
Ama eğer bizdeki yönetim şekli gerçek “Demokratik Rejim” olsaydı;
-Cumhurbaşkanı makamında oturan kafa koparıcı istifa etmişti!
-Kabadayı kılıklı milletvekili hapiste idi.
– Reisin ortağının yanında gezen çete reisi ise, Cumhuriyetin Savcıları tarafından yeni çıktığı deliğe tekrar sokulmuştu!
Ah usta ah! Keşke demokratik rejimin köküne FETÖ-IŞİD denen zehirleri sen dökmeseydin! Gün gelecek “Demokratik Rejim-Hukuk Devleti” sana da lazım olacak. Demedi deme, çok arayacaksın çok…
Sağlık ve başarı dileklerimle
18 Temmuz 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.