Zorlu bir ekonomik süreçten geçiyoruz. Bugün itibariyle 1 ABD doları Türk Lirası karşısında 15 lira sınırına dayandı. Dar gelirli vatandaşlar için durum hiç de iç açıcı değil. Ne yapacağız? Bu da soru mu şimdi! Normal olarak kredi kartlarına ve de veresiye defterlerine dayanacağız. Veresiye defterini bir kenara koyarsak; durum kredi kartları açısından çok verimli zira son birkaç aydır yüklendikçe yükleniyoruz. Elbette bu ekonomik durgunluktan çıkmak için firmalar ve de bankalar “ellerinden gelen gayreti” gösteriyorlar.
Bankalar gün içinde sık sık “Size özel krediniz hazır. Hemen şubenize uğrayın… Şu tarihler arasında yapacağınız şu kadar alışverişe bilmem kaç ay faizsiz taksit. Hemen müracaat edin… SMS mesajını cevaplayın… Filan alışverişinizi şu kadar ay faizsiz ertelemek için hemen tıklayın!” gibi cazip borçlanma mesajları ile tüketiciyi yüreklendirmeye çalışıyorlar.
Satıcı firmalar ise yaptıkları “çılgın”, “efsane”, “kaçmaz” kampanyalar ile sanki bankalarla kol kola girmişler, vatandaşı alışveriş etmesi yönünde ikna birliğinde ortalığı toza dumana katıyorlar. Efsane Cumalar, efsane Kasımlar, bir alana ikincisi 1 TL. ya da şimdi al, üç ay sonra ödemeye başla kampanyaları ile âdeta yangına körükle gidiyorlar.
Ne yapsın biçare vatandaş. İhtiyaçlar durmuyor ki! Hele bir de çocukları varsa ve de okula gidiyorlarsa yandı gülüm keten helva…
Alıyor, alıyor, alıyor…
Alıyor, taksitlendiriyor. Alıyor, üç ay sonra ödemeye başlıyor.
Hadi bunu da alayım, nasılsa öderiz, hadi şunu da alayım, Allah büyük öderiz.
İpin ucu kaçıyor.
Sonra ne mi oluyor?
Kredi kartı ekstresi geliyor veeee…
Vadadaaaaa!
Ödenecek rakam kol gibi…
Lan, ben bu kadar şeyi ne zaman almıştım?
Hanım gel bak bakalım, biz böyle bir alışveriş yapmış mıydık?
Bizim maaş bu borcun asgari ödemesini bile karşılamaz. Ne yapacağız şimdi?
İhtiyaç kredisi mi kullansak acaba?
Hem kredi kartı borçlarını kapatırız hem de vadeyi şöyle 24 aya yayarsak, rahatlamış oluruz.
E borç yiğidin kamçısıymış…
Ye vatandaş ye!
Kredi alınır…
Ama o da ne? İhtiyaçlar yerinde durmuyor ki! Kredi kartlarına yüklenmeye devam. Çünkü delik büyük yama küçük.
Gelir küçük, masraf büyük.
Bu defa borçlar iki kat olur yani katmerlenir…
Veeeee artık borçlar ödenemez duruma gelmiştir. İcra kapıdadır.
Vadadaaaaa!
Geçmiş olsun!
Siz, siz olun, reklamlara gözünüzü ve kulağınızı kapatın. Ne diyor büyüklerimiz; “Porsiyonlarınızı küçültün. İki değil bir domates alın. Pazara akşam çıkın. Allah sizi açlıkla, yoklukla sınar, sabredin.”
Haksızlar mı?
Sonra da başlıyorsunuz feryat etmeye… Vadadaaaaa!
Tülay Hergünlü