Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi 3ncü ayın ortasını geçti. Ukrayna Ordusu’nun ve halkının Rus işgaline karşı büyük direnişi ve her fırsatta Rus ordusunu yıpratma, imha etme ve geri çekilmeye zorlamaya yönelik savaşı artık bir sonraki boyuta geçmek üzere. Başlangıçta tüm dünyaya süper güç havasında hedeflerini deklere eden Rusya’nın sesi-soluğu kesildi. Kendini, Ukrayna’da çaresizce oraya buraya koşan birliklerini, lojistik tesislerini, en önemlisi de dünyada kaybolan prestijini ve işgal nedeniyle süratle batağa doğru giden ekonomisini nasıl kurtaracağını kara kara düşünmeye başladı. Artık tek hedefi şu ana kadar işgal ettiği toprakları bir süre daha elinde bulundurmaya devam ederek halkın tepkisini kontrol etmeye çalışmak ve bu arada bir çözüm bulabilmek. Rusya taarruzi gücünü neredeyse kaybetti. Taarruz silahları yerine kendisini ve işgal ettiği toprakları savunabilmek için tanksavar ve hava savunma silahlarına ağırlık vermeye başladı.
Farklı kaynaklardan alınan istihbarat bilgilerine göre Ukrayna’ya işgal için gönderdiği en seçkin birliklerden 200.000 civarındaki askerinin önemli bir bölümü etkisiz hale getirildi, kalanlar da gerek lojistik destek eksikliği, gerekse artık hedefsiz ve sonuçsuz bir harekât nedeniyle fiziksel ve psikolojik olarak etkisiz hale gelmeye başladı.
Yine farklı istihbarat kaynaklarından alınan bilgilere göre hava gücünün yaklaşık 3’te 1’ini kaybetti. Ukrayna’nın gittikçe etkili hale gelen hava savunma sistemi ve Rus birliklerinin S-300 hava savunma sistemlerinin büyük ölçüde imhası gerçekleştiğinden, SU-57 gibi en son teknoloji uçaklarını halen Ukrayna hava sahasına sokamadı. Bunların da imhası durumunda hava gücü olarak dünyada çok gerilere düşebileceğinin farkına varmaya başladı. Kaybettiği hava hâkimiyeti nedeniyle, hava bombardımanı yerine gittikçe azalan oranda uzun menzilli füze sistemleriyle harekâta devam etmeye başladı. Bu husus füze sistemlerinde de zafiyetin başladığı, bütünlemenin yapılamadığını göstermektedir.
Rus ordusunun Ukrayna’yı bütünüyle işgal ve her açıdan kontrol girişimi artık kendi aleyhine dönmeye ve Rusya’nın bekasını tehdit etmeye başlamıştır. Dünya politiğini iyi okuyamayan ve kendisini neredeyse dünya lideri görerek siyasi yapıyı kendine göre şekillendirmeye çalışan Putin’in ülkesini ne hale getirdiğini ibretle görüyoruz. Devlet kademesinde ve özellikle dış politikada ortak aklın, uzmanlığın, stratejik öngörünün ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Hesaptan, plandan yoksun, ben yaptım oldu zihniyetiyle karar veren Putin hayatının dersini almaya devam etmektedir. Putin artık savaş suçlusu olarak yargılanacak ve ülkesinin soykırımcı olarak damgalanmasını engelleyemeyecektir.
Rusya bütün gücüyle Donbas bölgesini ve bu bölge ile Kırım arasında karadan bağlantıyı sağlayabilecek şekilde Mariupol’u ele geçirip, tutmaya çalışmaktadır. Çünkü harekâtın gelişimi, Ukrayna’nın nihai hedefinin Kırım olduğunu ve 2014 yılında işgal edilen bu toprağını yeniden ele geçirme konusunda ciddi hazırlık içinde olduğunu göstermektedir.
Ukrayna, başlangıçta büyük bir hava gücü ve zırhlı birliklerle saldıran Rusya karşısında süratli bir geri çekilme yaparak Rus ordusunun büyük çapta ihtiyaç duyduğu lojistik desteği sekteye uğratmış, araziyi ve mevsim avantajını akılcı şekilde kullanarak taarruzu durdurmuştur. Rus ordusunun artık sağlıklı bir emir-komuta sistemi kalmamış, işgal için gelen Rus ordusu 10’a yakın üst düzey generalini kaybetmiştir. Rus birliklerinin zırhlı birliklerini büyük ölçüde imha etmenin yanında, hava savunma sistemleri ve hava gücünün büyük bölümünü imha ederek kara harekâtında dengeyi sağlamış, deniz gücü olmamasına rağmen Rus donanmasına önemli ölçüde zayiat verdirerek Rus birliklerini büyük ölçüde donanma desteksiz bırakmıştır. Rusya için çok önemli olan ve Donbas bölgesini kuzeyden kontrol eden Harkov (Harkiv) şehrini karşı taarruzla ele geçirmiş, Rus birliklerini bu bölgeden çıkmak zorunda bırakmıştır.
Rus ordusu Donbas ile bu bölgeyle Kırım arasında karadan bağlantı için çok önemli olan Mariupol bölgesinde harekâtını yoğunlaştırmış, buradaki Ukrayna birliklerini ve milis gücünü belirli bir alanda sıkıştırmış, ancak büyük direniş karşısında halen ne Donbas’ı ne de Mariupol bölgesini tam olarak kontrol edememiştir.
Ukrayna artık birçok bölgede Rus birliklerini imha etmenin de verdiği moralle harekâtta inisiyatifi ve durum üstünlüğünü ele geçirmeye başlamıştır. Bu arada, özellikle doğu Avrupa ülkelerinden, başta Rus yapımı ileri teknolojiye sahip T-72 tankları, Avrupa ülkeleri ve ABD’den hava savunma sistemleri, savaş uçağı, tanksavar ve uçaksavar silahları, mühimmat ve diğer askeri teçhizat ile acil ihtiyaçlarda kullanmak üzere önemli ölçüde para yardımı almaya devam etmektedir. Ukrayna büyük bir güçle taarruz için yoğun şekilde hazırlığa devam etmektedir. Ukrayna, Rus ordusunun Kırım’dan sağladığı lojistik destek için hayati öneme sahip demiryolunu ve demiryolu güzergâhındaki köprüleri de imha etmiştir.
Ukrayna’nın yeterli hazırlık sonrasında önce Mariupol ve sonrasında sırasıyla Kırım ve Donbas bölgelerine yönelik olarak muhtemelen Haziran ayında başlatacağı taarruz, Rusya’yı önemli güçlüklerle karşı karşıya bırakacaktır. Rus ordusu artık Kırım’dan ikmal yapamamaktadır. Ukrayna taarruz için hazırlıklara devam ederken, Rus ordusunun lojistik desteğini sağlayan ve Rus topraklarında yer alan petrol rafinerileri de dâhil lojistik üslerini muhtelif vasıtalarla vurmaya devam etmektedir. Hatta Rus ordusunun tek ikmal bölgesi olarak kalan Donbas doğusunda Rus sınırları içindeki lojistik üslerin de artık Ukrayna tarafından imha edilmeye başlandığı, bazı Rus yerleşim yerlerine saldırılar yapıldığı şeklinde bilgiler gelmektedir. Rus bölgesindeki bu operasyonlar, Rus ordusunun lojistik desteğine darbe vurmanın yanında, özellikle bu bölgede yaşayan Rus halkı üzerindeki psikolojik harekât açısından da önemlidir. Süper güç olan ordularının kendilerine göre küçük olan bir ülkeyi işgal etmek isterken, askeri unsurlarının sürekli darbeye maruz kalması, yol ve köprülerin imhası yanında artık Ukrayna’nın Rus toprakları içinde operasyon yapmaya başlaması halkı endişeye sevk etmenin yanında Putin’e olan güveni önemli ölçüde etkileyebilecektir. Ukrayna’nın artık Rusya içlerinde, hatta sınırdan 150-160 kilometre içeride bulunan kritik hedeflere yönelik son derece isabetli operasyonlar yaptığı görülmektedir. Yani Ukrayna taarruzi harekât için ordusunu hazırlarken, Rus birlikleri ve ikmal üsleri ile sınırlarına yakın bölgesindeki yerleşim yerlerinde küçük çaplı çevik birlikler ve uzun menzilli silahlar ve kısmen de hava unsurlarıyla operasyon yaparak Rusya’ya nefes aldırmamakta, Rus birliklerinin kendilerini toparlamasına imkân vermemektedir. Rusya için Ukrayna artık ikinci bir Afganistan olmaya başlamıştır. Rusya Afganistan işgalinin son aşamasında en son teknoloji teçhizata sahip 120.000 askeri varken, ellerinde piyade tüfeği ve hafif silahlardan başka bir şeyi olmayan 10.000 civarı Afgan mücahide yenilerek çekilmek zorunda kalmış ve bu aşamadan sonra Sovyetler Birliği yıkılmıştır. Ukrayna işgali sonrasında da büyük ihtimalle Rusya Federasyonu yıkılacak, çok sayıda ülke bağımsızlığını ilan edecektir. Burada Türkiye’yi yönetenlere düşen görev, Rusya Federasyonu dağıldıktan sonra başta Kafkasya bölgesindeki Türk devletleri olmak üzere bağımsız küçük devletlerle işbirliğini geliştirmek, bir güvenlik çemberi ve ekonomik alan oluşturmaktır.
Ukrayna taarruz için hazırlıklarına devam ederken, bu ay içerisinde NATO üyeliği için başvuru hazırlığı içinde oldukları bilgisi alınan Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın bu bölgeden Ukrayna cephesine güç kaydırmasını engellemektedir. Rusya başlattığı haksız ve beceriksiz harekâtla kendisini çok kötü bir konuma düşürmüştür. Artık her yönden kuşatılan bir ülke haline gelmiştir ve bu tümüyle kendi hatasıdır.
Kendini dev aynasında gören Putin, ABD’nin kendisi için kazdığı kuyuya düşmüş, çıkmak için çırpındıkça batmaktadır. Bu savaş, özellikle ABD başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri tarafından bilerek uzatılacak, Rusya’nın ve Rus ordusunun iyice yıpranmasına devam edilecektir. Sürenin uzaması Rusya’nın aleyhine olacaktır. Ukrayna yalnız Kırım’ı geri almakla yetinmeyecek, Ülkesine yakın Rus topraklarında farklı savaş vasıtalarıyla ve batılı ülkelerden aldığı destekle uzun süreli bir yıpratma harekâtına girişecektir. Zaten siyasi ve ekonomik yaptırımlar nedeniyle güç kaybetmeye devam eden Rusya, Putin’in inadı ve tek adam olarak her şeye ben karar veririm anlayışı ile istemese de ülkenin yok edilmesine seyirci kalacaktır. Artık Rusya bir süper güç olmaktan uzaklaşmaya başlamıştır. Halkın yaşayacağı ekonomik sorunlar nedeniyle bir iç savaşa da sürüklenebilir. Uzun soluklu bir yıpratma savaşı Ukrayna lehine, Rusya’nın da aleyhine olacaktır. Putin’in tek kurtuluşu, Ukrayna’yı ikna ederek hemen barış masasına oturmak, Kırım dâhil işgal ettiği bütün topraklardan çekilmektir. Artık tümüyle batıya kaptırdığı eski müttefikleri olan doğu Avrupa ülkelerini öyle bir ürkütmüştür ki, bu ülkeler NATO’ya daha sıkı bağlanmanın yanında ellerindeki Rus yapımı silahları da başta ABD olmak üzere batılı ülkelerin silah şirketlerinin ürünleriyle değiştirmeye başlamış, Rusya artık askeri silah, teçhizat, mühimmat pazarlarını da kaybetmeye başlamıştır. Putin’in büyük gafleti, ABD ve batılı ülkelerin bankalarında bulunan 1.4 trilyon dolara yakın mali kaynağı da kaybetmesine neden olmuş, halen el konulmuş olan ve savaş tazminatı olarak Ukrayna için kullanılacak bu kaynağın gideceği yerde başta ABD şirketleri olmak üzere emperyalist batı ülkeleridir. Bu para yalnız Ukrayna’nın imarı için değil, güçlü bir Ukrayna silahlı kuvvetlerinin kurulması için de kullanılabilecek önemli bir kaynaktır. Putin aklını başına almazsa, zaten büyük tuzağına düştüğü ABD’nin yeni planlarının kurbanı olmaktan da kurtulamayacaktır.
16.05.2022
Haydar ATEŞ