Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 yıl sonra geniş bir heyetle Irak’ı ziyaret ediyor. Erdoğan önce Bağdat’a ardından da Erbil’e gitti.
Irak’ın başkenti Bağdat’ta Kalkınma Yolu Projesi‘nde imzalar atıldı. Basra kentini Türkiye sınırına bağlayacak 1200 km’lik tren yolu ile tedarik zinciri ve ulaştırma anlamında geniş bir işbirliği amaçlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağdat’ta ilk olarak Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid ve sonrasında da Başbakan Muhammed al Sudani ile görüştü. Yapılan ortak basın toplantısında Erdoğan, Irak’tan PKK’yı terör örgütü olarak tanımasını beklediklerini söyledi.
Erdoğan, Bağdat’taki programının ardından gittiği Erbil’de törenle karşılandı.
Erdoğan, Erbil Uluslararası Havalimanı’nda Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani tarafından karşılandı. Tören kıtasını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Barzani ve Başbakan Barzani ile basın mensuplarına fotoğraf vererek, törende hazır bulunan IKBY heyeti ile selamlaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlık Sarayı’nda IKBY Başkanı Barzani ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sefer Turan, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar da Erbil’e geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani ile de görüştü. Görüşmede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da yer aldı.
Erdoğan’ın ziyareti önccesi X sosyal medya hesabından açıklama yapan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, Erdoğan’ın ziyaretini “tarihi” olarak nitelendirmişti. Barzani, açıklamasında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bağdat ve Erbil’e yaptığı tarihi ziyaret, bölgede hassas bir döneme denk geliyor” ifadelerini kullanmıştı.
Ziyaretin, Irak ve IKBY ile Türkiye arasındaki güçlü siyasi, ekonomik ve güvenlik bağlarına da dikkat çektiğini belirten Barzani, açıklamasında şu ifadelere yer vermişti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Erbil’de ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Barış, istikrar, ekonomik kalkınma gibi önemli konuları ele alacağız.”
Başbakan Sudani de Bağdat ve Ankara, Irak’ın hakkaniyetli bir pay alabilmesi başlığında iki ülke arasında su kaynaklarının yönetimi konusunda 10 yıllık bir anlaşma imzalandığını söyledi.
Sudani, “Irak topraklarından başka bir ülkeye saldırı düzenlenmesine izin veremeyiz” dedi.
İki ülke arasında güvenlik, ekonomi ve enerji alanlarındaki stratejik çerçeve anlaşmasını da kapsayan 26 başlıkta mutabakat imzalandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Bağdat ziyaretini başbakan sıfatıyla 2012’de gerçekleştirmişti.
PKK yasaklı örgüt ilan edildi
Türkiye ve Irak, Aralık 2023’ten bu yana arka arkaya yapılan görüşmeler sonucunda Irak topraklarında varlığını sürdüren PKK’ya karşı beraber hareket etme konusunda belli bir noktaya ulaştı.
Bağdat hükümeti, Mart ayında yapılan Türkiye-Irak 2. Güvenlik Zirvesi sonrasında yapılan ortak açıklamayla ilk defa PKK’yı yasaklı örgüt olarak ilan ettiğini dünyaya duyurdu.
Savunma Bakanı Yaşar Güler, geçen hafta Irak ziyaretine ilişkin yaptığı bir açıklamada, “Cumhurbaşkanımız pazartesi günü Irak’ta… Uzun yıllar sonra ilk defa böyle bir stratejik anlaşmayı imzalayacağız. Iraklı dostlarımız PKK ile ilgili ‘PKK terör örgütü’ demese de ona yakın bir ifadeyi ilk defa kabul ettiler,” dedi. Ancak Güler, Türkiye’nin asıl beklentisinin PKK’nın Irak hükümeti tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanması olduğunu aktardı.
Güvenlik işbirliği kapsamında ele alınacak diğer önemli bir unsur, Türkiye ve Irak silahlı kuvvetlerinin Ortak Harekat Merkezi kurmaları ve bu merkez sayesinde PKK’nın Irak topraklarındaki faaliyetlerinin sonlandırılması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen aylarda yaptığı bir açıklamada, 2024 yazında Kuzey Irak’taki PKK varlığına ilişkin kapsamlı askeri adımların atılacağını, 2019’da başlayan Pençe-Kilit Operasyonu’nun tamamlanacağını açıklamıştı.
Türk yetkililer, operasyonlar sonunda Türkiye-Irak sınırında 30 kilometrelik güvenli hat oluşturulmasının, etkisini Irak’ın daha güney kısımlarına taşımayı amaçlayan PKK’nın o bölgelerdeki etkisinin kırılmasının hedeflendiğini belirtiyor.
PKK’nın son yıllarda İran sınırına yakın Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) kontrolündeki Süleymaniye, Asos gibi bölgelere etkisini taşırken, Suriye sınırındaki Sinjar bölgesinde de varlığını artırma amacında olduğu biliniyor.
Irak’ın öncelikleri: Fırat ve Dicle suları
Türkiye’nin güvenlik konusundaki hassasiyetine karşı Irak’ın da Fırat ve Dicle nehirlerinden akıtılan su miktarı konusunda yoğun bir beklentisi var. Irak’ın kullandığı suyun yüzde 70’i, ülkeye sınırları dışında bulunan Fırat ve Dicle Nehri üzerinden geliyor.
Iraklı yetkililer, 2021’den bu yana özellikle Türkiye gelen su seviyesindeki azalmanın sonuçlarına dikkat çekiyor. İran’dan gelen suyu da içeren düşüş nedeniyle, tarım yapılan topraklar yüzde 50 azaltıldı. Su krizinin devamı halinde 2024’te ülke tarım yapılabilen toprakların yüzde 25’e gerileyebileceği kaydediliyor.
Yaşanan sıkıntının büyüklüğü Dünya Bankası verilerine de yansıyor. Ülkenin 1995 tarihli Gayri Safi Milli Hasılasında tarım gelirleri yüzde 20’lik bir bölüme karşılık gelirken, bu veri 2022’de yüzde 2’lere kadar geriledi.
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) yaptığı su sıkıntısı endeksine göre Irak, en yüksek seviye olan 5 üzerinden 3.7 seviyesinde bulunuyor ve 2040’a kadar bu verinin, tam kuraklık, aşırı sıcak ve yaşanmaz çevre anlamına gelen 4.6’ye çıkacağı görülüyor.
Su sıkıntısı nedeniyle “kuraklık göçüne” zorlanan çiftçi sayısı binlerle ifade ediyor. Kuraklığın sosyal, ekonomik ve güvenlik başlıklarında yarattığı kırılganlık ülkeyi iç karışıklıklara karşı daha hassas bir hale getirdi.
Bağdat, her iki nehir üzerinde barajlar ve termik santraller kurulmasından dolayı Türkiye’nin akıttığı su miktarının yeterli olmadığını iddia ediyor ve Dicle’den akan suyun saniyede 400 metrekübe Fırat’ta 500 metrekübe çıkarılmasını istiyor.
Türkiye, 1980’lerde Irak’a saniyede 500 metreküp su bırakacağı güvencesini vermişti ancak Iraklı makamlar bu miktarın gerçekleşmediğini kaydediyorlar. İki ülke arasında bağlayıcı bir su anlaşması bulunmuyor.
Erdoğan’ın ziyareti sırasında bu konuda da bir ilerleme olması bekleniyor. Türkiye ve Irak, geçen sene su konusunda iki ayrı komite kurmuşlar ve kapsamlı teknik çalışmalar yapmışlardı. Irak, Türkiye’den her iki nehirden bırakılacak su miktarı konusunda yeni bir taahhüt bekliyor. Türkiye ise iklim değişikliği ve kuraklık gibi nedenlerden dolayı suyun azaldığını, miktar konuşmak yerine suyun verimli kullanılmasına ilişkin çalışmalara ağırlık verilmesini öneriyor.
Kalkınma Yolu Projesi
Türkiye-Irak görüşmelerinde önemli gündem maddeleri arasında Irak’ın geliştirmek istediği Kalkınma Yolu Projesi de yer alıyor. 1200 kilometrelik proje, Basra Körfezi’ndeki Büyük Fav Limanı ile Türkiye’nin güney sınırı arasında bir tren yolu hattı kurulmasını içeriyor.
Kalkınma Yolu Projesi, Körfez üzerinden denizden Basra’ya, oradan da karayolu ve demiryollarıyla Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanan, Irak ve Türkiye’yi birbirine bağlarken, küresel anlamda da önemli bir ticari koridor oluşturmayı amaçlıyor.
17 milyar dolar maliyet hesabı yapılan proje ile hızlı tren hattı üzerinde 15 istasyon kurulması ve bu hat üzerinden Türkiye’ye yolcu ve malzeme taşınması amaçlanıyor.
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, 19 Nisan’da yaptığı açıklamada, iki ülke yetkilileri arasında aylar süren görüşmeler sonrası bir ortak mekanizma kurulması konusunda anlaşıldığını kaydetti. Türk yetkililer bu projenin hayata geçirilebilmesinin önünde de PKK’nın bir sorun yarattığını kaydediyor.
Kalkınma Yolu Projesi’nin yaşama geçirilmesi için güvenlik ortamının sağlanmış olması gerekliliği, Bağdat’ın Ankara ile PKK konusunda geçmişe oranla daha fazla işbirliği yapmak istemesinin nedenleri arasında sayılıyor. Başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Körfez sermayesinin baş yatırımcılar olarak ilgi gösterdiği projeye Türkiye de katkı vereceğini, özellikle ulaştırma, enerji gibi alanlarda devrede olacağını kaydetti.
Projenin 2030’a kadar tamamlanması amaçlanıyor.
Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı
Erdoğan’ın Bağdat’tan sonra geçeceği Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) başkenti Erbil’de yapacağı temaslarda; güvenlik, ekonomi ve ticaretin yanı sıra enerji işbirliğinin ele alınması ve bu kapsamda 2023 Mart ayından bu yana kapalı olan Kerkük-Yumurtalık boru hattının yeniden çalışmaya başlaması konusunun ele alınması bekleniyor.
Irak, IKBY’nin çıkardığı petrolü Kerkük-Ceyhan ham petrol boru hattı üzerinden ithal etmesinin iki ülke arasındaki anlaşmayı ihlal ettiğini savunarak 2014 yılında tahkim davası açmıştı.
Uluslararası Tahkim Mahkemesi, 25 Mart 2023’te Irak’ın davayı kazandığını kararlaştırmış, Türkiye’nin Irak yönetimine 1,4 milyar dolar ödemesini talep etmişti.
Kararın ardından IKBY’den Türkiye’ye gelen günlük 450 bin varillik petrol ihracatı durdurulmuştu.
Türkiye, Irak tarafına boru hattının çalıştırılmasına hazır olduğunu iletmiş ancak merkezi Bağdat yönetimi ile Bölgesel Yönetim arasındaki sorunların devam etmesi nedeniyle bu konuda bir adım atılamamıştı.
Bu ziyarette enerji konusundaki işbirliğinin geniş bir şekilde ele alınması ve somut adımların atılması öngörülüyor.
BBC Türkçe, Haber Kaynakları