TBMM İŞLEVSİZ (Mİ)

-6172eb6b296f07e5617d

CHP Milletvekili Ömer FETHİ Gürer: “Cumhurbaşkanına milletvekilinin soru sorması yeni sistemle olası değil, Bakana soruyoruz yetki bizde değil diyor, Cumhurbaşkanı yardımcısına soruyoruz yetki Bakanda diyor. Kim etkili, kim yetkili belli değil.” Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devlet kurumlarını getirdiği son noktanın kaygı verici boyutlara ulaştığını söyledi.” (Yeni Adana, 19 Temmuz 2020)

Anayasaya göre, oy eşitliği, demokratik seçimlerin temel kuralları arasındadır. Oysa artık Türkiye’de oy eşitliği diye bir şey kalmamıştır.
Dünyada iktidarın bu kadar ucuzladığı hiçbir demokratik ülke yoktur.
Türkiye’de parlamento, yalnız seçim sisteminin ulusal iradeyi çarpıtması nedeniyle değil, başka nedenlerle de işlevlerini yerine getiremez olmuştur.
Parlamentoların başlıca işlevleri arasında, yasama yetkisinin kullanılması ve devlet yönetiminin ve harcamalarının denetlenmesi yer alır.
Oysa Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları, yasa gücünde kararnamalerle başlayıp, Anayasayı da kendine göre değiştirerek Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisini, yasa yapma yetkisini, gasbetmiştir.

TBMM’nin devlet yönetimini denetleme işlevi ise tümüyle işlemez duruma gelmiştir.
Denetim yollarının hepsi önce iktidarca ve tek adam yönetimiyle tıkanmış durumdadır. Kamuoyunun en çok önem verdiği konulardaki, gensoru, genel görüşme, araştırma önergeleri iktidar çoğunluğunca reddedilmektedir.
Kamu gelirlerinin giderek artan bir bölümünün “fon”lara aktarılması ve fonlardaki paraları, Bakanlar kurulunun, daha doğrusu Cumhurbaşkanı yönetimindeki yakın çevresinin, TBMM denetiminden ve Sayıştay denetiminden geçirmeksizin harcamalarıyla ilgili denetim işlevini büyük ölçüde yetirmiştir.
Fonların sayısını da fonlarla biriken devlet gelirlerinin tutarını da kesin olarak bilen, bilse de söyleyen, tek kişi yoktur. Hiçbir hukuk devletinde trilyonlarca liralık kamu gelirinin böylesine sorumsuzca harcanması görülmemiştir.
Oysa geçmiş yüzyıllarda, demokrasi öncesi parlamenter rejimlerde bile, parlamentonun başta gelen işlevi, hatta kuruluş nedeni, kamu gelirlerinin harcanışını hükümdarın keyfine bırakmamaktı; kamu adına denetlemekti.
Fonlar sisteminin son yıllardaki uygulanışı ile, Türkiye, demokrasi öncesi parlamenter rejimlerin bile gerisine düşmüştür.
Bu açık ve somut gerecekler karşısında, Türkiye’de, seçimlerin ulusal iradeyi yansıttığından, ulusal egemenliğin geçerliliğinden, parlamenter rejimin işlerliğinden veya demokrasiden söz edebilmek için insanın, kendi kendini ya aldatması ya da çok zorlaması gerekiyor.

 

Cezmi Doğaner

Exit mobile version