Yıl 2002..
Erdoğan iktidarı topa tutuyor ve diyor ki:
“Benim vatandaşım çöpten rızık topluyorsa, pazarlardan atık topluyorsa, meydanlar ‘açız’ diye bağırıyorsa, ev kirasını elektriği suyu ödeyemiyorsa, %25’i açlık sınırının %50’si yoksulluk sınırının altındaysa ülkeyi bu hale mevcut hükümet getirmiştir..”
Yıl 2023..
Düzen aynı düzen, değişen tek şey var, o da açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan nüfus oranındaki anormal artış.!
Temmuz ayı itibarıyla 51 milyon 600 bin kişi yani nüfusun %60.5’i açlık sınırının altında, 32 milyon 150 bin kişi yani nüfusun yüzde %37.6’sı yoksulluk sınırının altında; toplamda 83 milyon 750 bin kişi yani nüfusun %98.1’i açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedir..
Gelenin gideni arattığı bir ülkede suçun müsebbibi sadece gelen değil aynı zamanda getirmekte ısrar eden aymaz nüfus kitlesi, sandığa gitmeyen bir milyonun üzerindeki sorumsuz muhalif seçmen ve tüm ısrarımıza rağmen muhalefet ittifakını genişletmeyip 6 partiyle sınırlı tutan siyasi anlayıştır..
Umarım bu gidişat herkese ders olur da yerel seçimlerde gereken cevap verilir! Aksi halde hiçbir endişeniz olmasın ki tarih daha ağır şartlarda tekerrür eder..
Dr. Vecdet Öz