Sudan’da bayram nedeniyle yapılan 72 saatlik ateşkesin ihlal edilmesinin ardından çatışmalar yeniden başladı.
15 Nisan’da başlayan çatışmalar General Abdülfettah Burhan‘ın emrindeki Sudan ordusu ile Hamdan Dagalo’nun başında olduğu paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yaşanıyor. Sudan ordusu cuma günü bayram dolayısıyla üç günlük ateşkesi kabul ettiklerini açıklamıştı.
Başkent Hartum en şiddetli çatışmalara sahne oluyor. Beş milyon nüfuslu başkentte savaş uçakları hava saldırıları düzenliyor, tanklar kent sokaklarında dolaşıyor ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerden silah sesleri yükseliyor.
Korku içinde evlerine kapanan insanlar altyapı tesislerinin çatışmalarda zarar görmesi nedeniyle elektrik ve sudan mahrum şekilde kavurucu sıcaklarda hayatta kalmaya çalışıyor. Birçok kent sakini su ve diğer acil ihtiyaçları karşılamak için vurulma tehlikesini göze alarak kentte dolaşıyor ya da kentten kaçma arayışında.
Amerika Birleşik Devletleri, Güney Kore ve Japonya’nın yakın ülkelere kuvvet göndermesi ve Avrupa Birliği’nin de benzer bir hamleyi değerlendirmesiyle yabancı uyrukluların tahliyesi için planlar yapıldığı bildirilmiş, Suudi Arabistan ve Ürdün ülkedeki vatandaşlarını tahliye etmeye başladıklarını açıklamıştı.
Çatışmalar ülke geneline yayılmaya başladı
Öte yandan şiddet ülke geneline yayılmaya başladı. Cuma günü geç saatlerde ordu, HDK’yı Omdurman’da bir hapishaneden çok sayıda mahkumu serbest bırakan saldırılar düzenlemekle suçladı, grup ise bu suçlamaları reddetti.
El Faşer kentindeki Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Darfur’da da çatışmaların şiddetlendiğini belirtti. Sağlık görevlileri, çoğu çocuk çok sayıda kişinin silahlarla yaralandığını aktardı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sudan’daki çatışmalarda şimdiye kadar 413 kişinin öldüğünü ve 3 bin 551 kişinin yaralandığını açıkladı. Ancak birçok yaralının hastanelere ulaşamaması nedeniyle ölü sayısının daha yüksek olduğu düşünülüyor.
Doktorlar sendikası, Hartum ve komşu eyaletlerdeki hastanelerin üçte ikisinden fazlasının şu anda “hizmet dışı” olduğunu bildirdi. Diğer hastanelerin yağmalandığı ve Kuzey Kordofan eyaletindeki en az dört hastanenin bombalandığı haberleri geliyor.
Dünya Gıda Programı, nüfusun üçte biri olan 15 milyon kişinin yardıma ihtiyaç duyduğu ülkede giderek yayılan şiddet milyonlarca kişiyi daha açlığa sürüklemesinden endişe ediyor.
Uzmanlar bölgedeki ülkelerin çatışmaya sürüklenme riskinden korkarken, Uluslararası Kriz Grubu (IGC) “tam anlamıyla bir iç savaşa” sürüklenmeyi durdurmak için acil adımlar atılması gerektiği uyarısında bulunuyor.
ABD, Fransa ve Türkiye Sudan’daki vatandaşlarını tahliye etmeye başladı
Sudan‘da düzenli ordu ile paramiliter güçler arasında bir haftayı aşkın süredir devam eden ölümcül çatışmalar sonrası ABD, Fransa ve Türkiye bu ülkelerdeki vatandaşlarını tahliye etmeye başladı.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 15 Nisan‘da Hartum‘da ve Darfur’un batı bölgesinde patlak veren şiddet olayları yüzlerce kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden oldu. Çatışmalar sonrası binlerce kişi ülkeyi terk ederken yabancı ülke vatandaşları da tahliye çağrısında bulunuyor.
ABD’nin ardından Fransa da pazar günü yaptığı açıklamada Sudan’daki vatandaşlarını ve diplomatik personeli için ‘hızlı bir tahliye operasyonu’ başlattığını duyurdu. Operasyonda AB ve ‘müttefik ülke vatandaşları’ ile de tahliye edilebilecek.
Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da çatışma bölgelerinde bulunan Türk vatandaşlarının üçüncü ülkeler üzerinden Türkiye‘ye dönüşlerine yardımcı olmak için harekete geçildiği bildirildi.
Yardım talep eden üçüncü ülke vatandaşlarının da tahliye operasyonuna dahil edildiği belirtilen açıklamada “Yurda dönüş talep eden vatandaşlarımız için gerekli yönlendirmeler, Büyükelçiliğimiz ile Bakanlığımız sosyal medya hesapları ve bugüne kadar kayıt yaptıran vatandaşlarımızın irtibat bilgileri kanalıyla yapılmaktadır,” denildi.
Dünya çapında web erişimini izleyen Londra merkezli NetBlocks kuruluşuna göre Sudan’da geniş çaplı bir internet kesintisi yaşanıyor.
Euronews
Sudan’daki çatışmalar neden küresel önem taşıyor?
Andrew Harding | BBC Afrika Muhabiri
Sudan’ın diğer pek çok ülke açısından neden önemli olduğunu anlamak için haritaya bakmak yeter. Geçtiğimiz hafta patlak veren çatışmaların uluslararası arenada bu kadar çok yankı bulmasının nedeni, Sudan’ın sadece Afrika’nın üçüncü büyük ülkesi olarak devasa genişlikte olmasından değil, aynı zamanda istikrarsız ve jeopolitik açıdan önemli bir bölgede yer almasından kaynaklanıyor.
Başkent Hartum’da yaşanan askeri veya siyasi olaylar, kıtanın en hassas bölgelerinden bazılarına yayılıyor.
Sudan’ın Nil Nehri kıyısında yer alması ülkenin kaderine neredeyse varoluşsal bir önem yüklüyor; nehrin aşağısında suya aç Mısır, yukarısında ise nehrin akışını etkileyen iddialı hidro-elektrik planlarıyla karaya kilitlenmiş Etiyopya var.
Sudan, her biri Hartum siyasetiyle iç içe geçmiş güvenlik sorunları olan yedi ülkeyle sınır komşusu.
Sudan’ın Batı Darfur bölgesindeki sorunlar kaçınılmaz olarak komşu Çad’a sıçrıyor ve bunun tersi de geçerli. Darbeye eğilimli Çad’dan ve savaşın parçaladığı Orta Afrika Cumhuriyeti’nden gelen silahlar ve savaşçılar, sınırlardan sık sık serbestçe geçiyor. Aynı şeyin kuzeybatıdaki Libya için de geçerli olduğu kanıtlandı.
Sudan, Etiyopya’nın kuzeyindeki Tigray bölgesiyle sınır komşusu; burası da başka bir öngörülemeyen komşuyu, izole ve son derece militarize Eritre otokrasisini içeren yorucu bir çatışmadan yeni çıktı.
Etiyopya ve Sudan’ın ortak – ve yer yer tartışmalı – sınırının diğer kısımlarında da gerginlikler var.
Güneyde, Afrika’nın en uzun ve en kanlı iç savaşlarından birinin ardından 2011’de kuzey komşusundan resmen ayrılan nispeten yeni bir devlet olan Güney Sudan ile komşu.
Bu sınırda da istikrarsızlık sürüyor.
Ekonomik kaynaklar için rekabet
Güney Sudan bağımsız olmasıyla bölgenin en değerli petrol yataklarını da almış oldu; böylece Sudan çok daha fakir bir ülkeye dönüştü.
Sudan’da farklı grupların çatışmasının bir nedeni de altın ve tarım gibi kısıtlı ekonomik kaynaklara erişimde yaşanan rekabet.
Sudan’ın yolsuzluğa bulaştığı düşünülen generalleri bu yüzden hep dışarıdan yardım aramaya yöneldi.
Tarım için Körfez ülkeleri yatırıma çağrılırken altın için Rusya’nın Wagner grubundan yardım istendi.
Rusya’nın bölgedeki çıkarları çok daha büyük.
Rusya çok uzun zamandır Sudan Limanı’nda bir askeri üs kurmak için girişimlerini sürdürüyor. Rusya 2021’de darbeyle göreve gelen askeri cuntayla bu konuda anlaşmaya çok yaklaşmıştı.
Çok sayıda ülkenin Sudan’daki olaylar üzerinde etkili olmaya çalışması şaşırtıcı değil.
Sudan’da paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile ordu arasındaki çatışmaların geniş kapsamlı bir iç savaşa dönüşmesinden endişeleniliyor.
Bazı hükümetler ülkenin demokrasiye geçişinde yardımcı olmak istersen bazı ülkeler ise başka bir güçlü lider altında ülkenin yönetilmesini istiyor.
BBC