Değerli okurlar, geçmiş geleceğin aynasıdır demiş atalarımız. Siyasetçilerin ve özellikle ülkeyi yönetenlerin tarihi olaylardan ders alması gerekir. Ama geçmiş yerine günümüzü tarih olarak okuyan siyasiler ne yazık ki hep hüsrana uğramışlardır. Bizler hep tarihi kaynaklardan geçmiş olayları okuyan ve ders almaya çalışanlardan olduk. Gerçekten ülkemiz geleceğini olumlu ya da olumsuz olaylara maruz bırakan yönetimler ve yöneticileri de bırakacakları miraslar, gelecek kuşaklara iyi veya kötü anılacak şekilde bir tarih hediye edeceklerdir. Siz ülkeyi yönetenler, Kendi halkının omuzlarına basarak yükselmek isteyen bir diktatör mü yoksa tüm enerjisini halkının refah ve özgürlüğüne adayan demokrat bir yönetici mi, olarak anılmak istersiniz?
Geçenlerde kütüphanemde bulunan ve Burhan Bozgeyik tarafından kaleme alınan “Meşhurların son anları” kitabını tekrar okuduğumda, Ülkemiz ve dünyada son 50 yılda yaşanan olaylar ve olaylara muhatap yönetimlerin yaşadıkları bir film şeridi gibi akıp gitti. Gerçekten de ülkeleri yönetenlerin geleceklerini yine kendilerinin belirlediğini ancak bunu zamanında görememeleri hususu tarihi bilgi eksikliğine bağlanabilir.
Mesela, Söz konusu kitapta yer alan Roma imparatoru Sezar’ı ele alalım. M.Ö. 101 yılında Roma’da dünyaya gelen Sezar, Kazandığı çok küçük zaferleri propaganda ile büyütmüş ve Kısa zamanda demagoji ile bütün rakiplerini yıpratarak iktidara halkın rızasıyla geldikten sonra imparatorluğunu ilan etmiştir.
Roma imparatoru olduğunda İlk iş olarak, kendisini hedefine götürecek kanunları peş peşe çıkartmış ve kendisine pek çok yetki verdirmişti. Sonuçta, Artık kanunu kendisi koyuyor, müesseselerde değişiklikleri kendisi yapıyor, senatörlerin listesini kendisi düzenliyordu. İmparator sıfatıyla ordunun mutlak hakimi de kendisiydi. Yine senatoya tasdik ettirdiği bir kanunla sınırsız yetkilere sahip olmuştur. Savaş ilan etme ve barış yapma, asalet unvanı verme, yüksek vazifelileri tayin etme ve kanun gücünde kararnameler çıkarma yetkilerine haizdi.
Gerçek bir halk idaresini kurmak vaadiyle iş başına gelen Sezar tarihin kaydettiği en büyük diktatörlerden biri olup çıkmıştı. İsterse kukla haline gelen senatoyu da kaldırabilirdi. Fakat senatoyu bir kukla olarak kullanmayı tercih etti. Büyük sıkıntı içerisindeki Ülke insanlarının durumu umurunda bile değildi. Ekonomik durum gittikçe kötüye gidiyordu. Sezar Her zaman yaptığı gibi, şikayetçi olanları ve kendisine karşı koyabilecekleri insanlık dışı metotlarla yok ediyordu. Her türlü zulmün sahibi imparator Sezar’ın sonu ve yöntemleri “SENDE Mİ BRÜTÜS” sözü ile bitmiştir.
Değerli okurlar, günümüz dünyasında da birçok Sezar…!, varlıklarını sürdürememiş kimi kendi halkı , kimi emperyal güçler tarafından yok edilmiş ve/veya ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. Halen, varlığını sürdürmek isteyen Sezar benzeri yöneticiler nedeniyle, Orta Doğu başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde insanlar rahat ve huzura hasret yaşamlarını sürdürmeye, uygulanan baskı ve zulüm altında ezilmeye devam ediyorlar.
Her toplumun yöneticilerinin geçmişte yaşadığı olaylar, günümüzde ve gelecekte de ülke yönetiminde bulunanlar tarafından yaşanmaması için, yöneticilerin düne dönüp bakması; yanlışlarını ve doğrularını tespit etmesi, Nelerin çözüme yaklaştırdığını, nelerin sorunları büyüttüğünü görüp ders alması gerekirken, ne yazık ki, güç sarhoşu yönetimler arzu edilen sonucun kazanılacağı beklentisiyle, geçmişte herhangi bir derde deva olmadığı görülen yol ve yöntemlere başvurması sonucu, tarihsel gerçeklik gereği tarih tekerrürden ibarettir denmesi kaçınılmaz olur.
Değerli okurlar, demokratik ülkelerde Sezar figürleri olmaz. Bu nedenle değişen zamanın değişen teknolojik gelişmeleri insanların rahat ve huzurunu temin için adapte edildiğinden geçmişe değil geleceğe yönelik adımlar atılır. Aksi durumda, ülkemizin de içinde yer aldığı ülkelerde olduğu gibi değişen zamanın koşullarından uzaklaşan ülkeler orta çağ karanlığında boğuşa boğuşa tarihin çöplüğünde yok olurlar.
DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak milletimizin rahat ve huzurunu orta çağ zihniyetine sahip yönetimlerde değil, kurucu önder Atatürk’ün ilke ve devrimlerini ilke kabul eden bizler ve bizim gibi düşünenlerin içerisinde yer alacağı yönetimlerce gerçekleşeceğine inanıyor ve milletimizin engin sağduyusuna güveniyoruz. 22.Nisan.2025
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)
NOT: Tüm çocuklarımızın “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” kutlu olsun.