Radyo Televizyon Üst Kurulu, yine ve yeniden TV’lere para cezası yağdırdı!
Bildiğiniz gibi RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin “Para ile ilgili işlerde uzman” olduğu için HALKBANK Yönetim Kurulu üyesidir.
Yönetim Kurulunda da ulusal ve uluslararası finans konularında “Hiç Deneyimi olmayan” uzman arkadaşları var. Kimler mi?
Maksut Serim; Sahte diploma ve sahte evrak düzenlemekten yargılanan ve uzun yıllar Erdoğan’ın emrindeki T.C Devletinin “Örtülü Ödeneğini” kullanan kişi!
Osman Arslan; Halkbank Eski Genel Müdürü. Bankasına güvenmeyip, avanta paraları evindeki ayakkabı kutularında istifleyen uyanık!
Mevlüt Arslan; Bankacılık konusunda sıfır bilgiye sahip, AKP Eski Belediye Başkanı!
Bu bankanın sahibi kim? Tabii ki bizler, yani Türk Milleti!
Halkbank’ın (Zafer Çağlayan-Egemen Bağış-Muammer Güler-Erdoğan Bayraktar) adlı elemanlarla, Reza Zarrab denen Pers Piçi komutasında, Halkbank’ı soyan çetenin suçlarını örten Bankanın Yönetim Kurulu üyesi Ebubekir Şahin, Tele1 TV’ye “para cezası yağdırdı!
Neymiş suçumuz? Bazı siyasetçiler için “SARAYIN KAPIKULLARI” demişiz!
Peki kimler için bu sözleri söylemişim? Belli değil!
Bu sözlerim nedeniyle, benim hakkımda şikayetçi olan biri var mı? YOK!
Eyy RTÜK! Sen, kimsin ki, benim sözlerim nedeniyle dava açmayan kişiler için Tele1’i ve beni suçluyorsun?
Siz, “Saray Kapıkullarının Avukatı mısınız?”
Siz, kendinizi ne zannediyorsunuz?
T.C Devleti sizlerin babanızın çiftliği mi?
Sizlere hesap sorulmayacağını mı zannediyorsunuz?
Eyy RTÜK, dinle;
Siz kimsiniz ki, DOĞRU Parti Genel Başkanının sözlerini yargılıyorsunuz?
Bu kararınızla, DOĞRU Partinin görüşlerini yansıtacak yayın organlarına göz dağı vererek, DOĞRU Partiye ve Genel Başkanı olarak bana sansür uygulamaya kalkışıyorsunuz?
Sizi, “Görevi Suistimal” ve “Yetki Aşımı” nedeniyle Yargıya vereceğiz.
Bu ilk yargılanmanız olacak! Esas yargılanmanız, sizi yasalara aykırı olarak koruyan “”Siyasi Güç” iktidardan indirildiğinde olacak.
Bu yargılanmanız “TRT Adalet” kanalından canlı olarak yayınlanacaktır.
O zaman sizleri kullanan çakalların gerçek yüzünü göreceksiniz…
Sağlık ve başarı dileklerimle
04 Mayıs 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
TAŞ GİBİYİZ MAŞALLAH!
Nasıl taş gibi olmayalım ki?
Her şeyi bilen, her derde deva bir dünya liderimiz var!
Milli Futbol takımında kim oynayacak kim oynamayacak, bu sene kim şampiyon olacak, o karar veriyor. Hangi maça hangi hakem atanacak o biliyor.
Delikanlı mı delikanlı! Kabadayı mı, kabadayı! Bir kükredi mi dünya titriyor!
“Musul’a da gireceğiz, zaten Rakka’dayız. Sahada da olacağız, masada da!” dedi. Suriye ve Irak’taki ABD-Rusya ve diğerleri “Tamam Reis, sen ne dersen o” biz senin emrindeyiz diye teslim oluyorlar!
Ehh, Yiğit mi yiğit, sözünün eri Ana Muhalefet Liderimiz de var!
“1 Mayıs’ta Taksim’deyim” dedi, “Sendikalara ben kefilim” dedi, sonra yolun yarısından U dönüşü yapıp, işçileri yalnız bırakıverdi!
Özgür Bey, o kadar hoşgörülü bir siyasetçi ki, dün kendisinin “Anayasal hakkım” dediği, yürüyüş hakkını Polis Gücü ile engelleyip Taksim’e girmesini yasaklayan Erdoğan’a, kız istemeye gider gibi elinde hediye ile gitti ve AKP’YE girdi!
Yazının tam da bu bölümünde Halkın Filozofu Bergamus geldi ve ne yazıyorsun, diye sordu! Yazdıklarımı okudu, “şimdi de benim dediklerimi yaz” dedi;
“Ne taş gibisi be, deniz kumu gibi oldunuz, biri püf dese, yanlışlıkla yanınızda hapşırsa uçup gideceksiniz. Her şeyi bildiğini zanneden kişi, hiçbir şeyden anlamaz. O kişi başınızı öyle bir derde sokar ki, ben bile sizi kurtaramam.
Hiç palavra sıkmayın. Ne Suriye’de varsınız ne de Irak’ta! Ne sahada varsınız ne de masada. Olsanız -olsanız bu kafayla ancak yatakta olursunuz! Anladın mı”?
Aziz Türk Milleti;
Bazılarının gözleri vardır görmezler, kulakları vardır duymazlar!
Halkın Filozofu Bergamus da öyle. Hem kör, hem sağır ve kıskanç!
Abiler ablalar, Merkez Bankamız ağzına kadar dövizle dolu, Cari açık azalmakta, IMF’ye borcu kim ödedi? Kim olacak, biz ödedik biz! Şimdi IMF bizden borç isterse veririz! Cumhuriyet Tarihince yapılan duble yolun 3 katını yaptık!
Suriyelilere şimdiye kadar 250 Milyar Dolar harcadık, yine harcarız. Suriyeli gençlere sınavsız üniversiteye giriş hakkı verdik, her ay ceplerine de para koyuyoruz, daha ne yapalım yahu?
Ensemde öyle bir tokat patladı ki, gözümde şimşekler çaktı! Ne oluyor demeye kalmadan, Filozof Bergamus’u tepemde dikilirken gördüm. Meğer gitmemiş! “Yine palavra sallıyorsun! Şimdi benim dediklerimi yaz bakalım;
“2002 de doları 1,44 TL’den aldınız, bugün 32,38 TL’yi geçti. Doları 23 kat artırdınız. Türk Lirasını 1981 yılından bu yana en değersiz hale getirdiniz!
IMF’ye ödediğiniz para yaklaşık 20 Milyar Dolar. Ama 14 senede Türkiye’nin toplam borcunu tam tamına 4 kat arttırdınız 500 Milyar dolara çıkarttınız!
Özel sektör, borç yüzünden kontak kapatmak üzere!
İstimlak bedelleri önceki hükümetler tarafından ödenmiş yolları genişletip ortasına bir çizgi çektiniz, oldu size duble yol! Yollar bir senede berbat oldu!
Türkiye’de gençler arasında işsizlik %25’i geçti. Türk Gençleri üniversite kapılarından dönerken, Suriyelilere sınavsız üniversite vermek, ancak Türk Milletini sevmeyenlere yakışır…”
Filozof Bergamus daha sonra şunları söyledi;
“Bana bak bana! İnsan öldükten beş dakika sonra beyin ölümü başlar.
Yani vücut tüm organlarıyla ölür ama beyin beş dakika daha fazla yaşar.
O beş dakikada, beyin vücudun yaşadığını zanneder.
Sizin durumunuz aynen öldüğünün farkında olmayan beyin gibi!
Öyle taş gibi filan değil!”
Bergamus’a “BOŞ KOLTUK” ne demek diye sordum, dedi ki;
“Erdoğan ve Bahçeli, işaret vererek, sembollerle oynayarak anlaşılmamayı çok severler. Bu bazen Ferdi Tayfur’un arabesk şarkısı ile yürüyor gibi yapılır, bazen gelen konuğun iskemlesinin bir bacağı kırılarak olur, bazen de boş bir koltukla olur! Bu tip davranışlar genellikle ilkel toplumlardaki, primitif kafalar tarafından kullanılır. Eğer boş koltukla ne demek istendiğini merak ediyorsanız, sizler de aynı yöntemle sorarsanız, toplantıya katılan ikinci adamlar mutlaka yanıt verirler. İkinci Adamları karşınıza alıp şu hareketi yapacaksınız;
Önce sağ kolunuzu düz olarak uzatın. Sol elinizle, sağ kolunuzun dirseğinden tutun. Sağ elinizin beş parmağını da açın. Orta parmağınız ile işaret parmağınızın arasına baş parmağınızı koyun ve elinizi yumruk yapıp, aşağı yukarı sallayın. Mutlaka karşılık vereceklerdir. Onlar vermezse Polis mutlaka verir!”
Sağlık ve başarı dileklerimle
03 Mayıs 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
SİZE DE HENÜZ GELMEMİŞ!
Lise’de Beden Eğitimi Öğretmenimiz, Türk Sporuna çok hizmet etmiş Rahmetli Mahir Aras idi. Tüm öğrenciler onu çok severdik.
Voleybol Takımını çalıştırırken, bir arkadaşımızın smaçını beğenmedi ve pasöre kendisine top atmasını söyledi. Fakat istediği gibi vuramayınca, öğrenciler gülüştüler.
Ben de “Hocam sizden geçmiş artık” diye densizlik ettim. Hiçbir şey söylemedi. Antrenmana devam ettik. Ben de aynı hatayı yapınca Mahir Hoca şöyle dedi; “Tamam benden geçmiş olabilir ama size de henüz gelmemiş!”
Türkiye neden bu durumda diye merak ediyorsanız, İktidarıyla-Muhalefetiyle- Yüksek Yargısıyla-Valileriyle, bizleri yönetenlere bakın!
Bunlarda “Devlet Adamlığı Kalitesini” göremezsiniz!
AKP İktidarı için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Partinin adındaki ADALET katledilmiş, KALKINMA çökmüş gerilemeye dönüşmüş! Akıl kalmış mı? Zaten hiç yoktu ki kalsın?
Türk Milletine ve Anayasaya saygısı olan hangi iktidar, TAKSİM Meydanını
Suriyeli Sığınmacılara açar da TÜRK İŞÇİLERİNE kapatır?
Hangi İktidar, Galata Köprüsünü- Taksim Meydanı civarını, Bilal Erdoğan’a ve dini vakıflara açar da, TÜRK İŞÇİLERİNE KAPATIR?
Hangi İktidar, İşçiler Taksim Meydanına ulaşmasınlar diye tüm İstanbul’u kapatır da, hastaların hastanelere ulaşmalarını imkansız kılar?
Hangi ülkede, ülkenin birinci partisinin Genel Başkanı, eline Anayasa Mahkemesi kararını alıp, “1 Mayıs’ta TAKSİMDEYİZ” deyip, yarı yoldan geri döner?
Arkadaş sizin göreviniz, devleti yönetenlerle konuşup, onları yanlıştan hukuksuzluktan döndürmektir. İkna olmuyorlarsa, İktidarın bu Anayasaya aykırı davranışını kamuoyuna anlatmak, varsa Yargı yoluna başvurmak ve bu hukuksuzluğu TBMM’ye taşımaktır. Tüm bunlara rağmen, iktidar yasa tanımazlığa devam ediyorsa, Polis barikatını yıkıp Taksim’e çıkmaktır!
Yoksa “Haydi Taksim’e” deyip, insanları Polisle karşı bırakıp kaçmak değildir…
Hangi ülkede, SENDİKA YÖNETİCİLERİ, İktidarın elemanıdır?
Hangi ülkede, sendika ve STK Başkanları, çocuklarını İktidar Partisinden Milletvekili yapar?
Hangi ülkede, 22 yıldır işçiler sömürülür, özgürlükler tırpanlanır, hukuk devleti saldırıya uğrar da, Sendikalar sessiz kalır?
Aziz Türk Milleti;
12 Eylül 1980 Darbesi olduğu gün DİSK’in 600 Bin üyesi vardı. Bir tek sendika üyesi bile darbeye karşı çıkmadı! Şimdi DİSK’in 112 Bin üyesi kaldı!
AKP İktidarı, “Organize Terör Örgütü” gibi çalışan bir partidir. Bunu 2007 yılından beri söylüyoruz, bedelini mahkemelerde, cezaevlerinde ödüyoruz.
Yıllardır meşru platformlarda mücadele ediyoruz ve edeceğiz…
AKP’den Laik Cumhuriyet-Sosyal Hukuk Devleti-Katılımcı Demokrasi-Çağdaşlık, çoktan GEÇMİŞ, onu anladık!
Fakat ne Ana Muhalefete ne TBMM’de Grubu bulunan partilere, ne de Sendikalara HENÜZ GELMEMİŞ!
Çare mi? Söyleyelim; Hepsini, deliğe süpüreceksiniz!
Demokrasi, Hamilelik gibidir. Ya hamilesinizdir, ya değilsinizdir.
Yarım hamilelik olmayacağı gibi HİBRİT DEMOKRASİ de olmaz.
Türk Milletinin her ferdi, uluslararası standartlarda Demokrasi için mücadele etmeli ve “Devlet Adamı” kalitesindeki kişileri seçmelidir.
Her toplum, müstahak olduğu rejimle yönetilir.
Ya direneceksiniz, ya da direnecek ve başaracak kalitedeki kişilere görev vereceksiniz!
Aman bana bir şey olmasın, birileri benim yerime yapıversin, derseniz
çok beklersiniz, çok…
Sağlık ve başarı dileklerimle
02 Mayıs 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı