PUTİN VE HACI

rıfat serdaroğlu

Hacı, Putin’e hayrandır. Hayranlığı kıskançlıktan kaynaklanır.
Bir Putin’e bakın, bir de Hacı’ya!
Vücut sırım gibi, bir gram yağ yok! Kışın buz gibi suya dalar, elleriyle balık yakalar. Gerekirse ayı ile dövüşür, koşarak at ile yarışır, bir şişe votkayı içer bana mısın demez!

Bir de Hacı’ya bakalım. Boy desen maşallah, duruş desen tam Kasımpaşa Bitirim duruşu! Bir omuz, yürürken hafif aşağıda! Bu duruşa alemde, “Kodum mu oturturum” duruşu denir. Bacaklar futbolcu günlerinden, eski Skoda kamyoneti arka tekerleri gibi çarpık. İçki içmez ama bir kilo üzüm yese, kafayı bulur!
Gerçi bunlar eskidendi. Şimdi yürürken ortopedik aparatların desteğini alıyor. Çabuk yoruluyor, toplantılarını sürekli olarak Sarayda yapıyor, iki gün çalışır görünüp, üç gün dinlenme ve tedavi ile geçiriyor…

Putin, 2012 yılında kendisinin 6 yıllığına Başkan seçilmesini istedi ve seçildi.
2018 yılında “Beni 6 yıllığına bir daha seçin” dedi ve seçildi. Görev süresi 2024 yılında bitiyordu! Putin, Anayasayı sıfırladı ve 6’şar yıldan 2 dönem daha seçilme yetkisini aldı. Yani 2036 yılına kadar Başkanlığı garantiye aldı.

Garantiye aldı diyorum, çünkü kim ki Putin’in karşısına aday olarak çıkıyor, mutlaka ölüyor! Ya muz kabuğuna basıp düşüyor, ya zehirli yemekler yiyor ve ölüyor… Yani, Putin’in işi iş, kaşığı gümüş!

Hacı da aynı yoldan gitmek istiyor!
Bunun için ortağı Abdullah Bahçeli ile yalana takla attırıyorlar.
Neymiş? Mevcut Anayasaya uymayan Hacı, ülkemize “Yeni ANAYASA” armağan edecekmiş!

Bunun için Türk Tarihinin en azılı katili Artin Agopyan’ı serbest bırakmayı
göze aldı. Türk Vatanını parçalayacak maddeleri yeni Anayasaya koyabilmek için, DEM Partililer ile anlaştı.

Bir ayağı çukurda olan Hacı “Allah geçinden versin, öldükten sonra bile başkan kalmak istiyor. Bu yüzden yerine, İtalya’da Doktora veren Bilal Oğlanı hazırlıyor.

“Terörsüz Türkiye” palavrası, Yeni Anayasa’da hiçbir Türk’ün kabul etmeyeceği, Türk Devletini parçalanmaya götürecek zehirli maddeleri saklamak için kullanılmaktadır.

Lafı eğip bükmeden, CB Erdoğan’ın hedefini açıklayalım. Bir cümle ile söylemek gerekirse, ERDOĞAN, yeni dönem için PUTİN olmak istiyor!
İstenen; “Biz Anayasayı sıfırladık. Yeni Anayasada görev süresi 6 yıldır.
Bir kişi sadece İKİ defa seçilebilir. Anayasa sıfırlandığına ve yeni bir devlet kurulduğuna göre, eski Cumhurbaşkanları da iki defa seçilebilirler.”

Yapabilir mi? Yani Erdoğan, Putin gibi olabilir mi? Çok zor!
Olabilmesi için Erdoğan’ın “Tanrım Beni Baştan Yarat” şarkısını söylemesi gerek!

Putin, yakın dövüş uzmanı, bizimki yürümekten aciz!
Putin, tam bir atlet, bizimki fanila bile değil!
Putin, Strateji ustası, bizimki okeyde taş ustası!
Putin, Askerliğini SAT Komandosu olarak yapmış, bizimki kantin subayı!
Putin, Rus İstihbaratını yönetmiş, bizimki Abdullah Bahçeli’yi bile zor yönetiyor!

Sözün Özü; Zor dostum zor, Hemde çok zor…

Sağlık ve başarı dileklerimle

22 Mayıs 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

CHP’NİN İZMİR MİTİNGİ

19 Mayıs 2025 CHP İzmir Mitingi hakkındaki görüşümü aktarmak isterim.
Öncelikle, şimdiye dek çok sayıda miting düzenlemiş bir siyasetçi olarak, bana göre doğru olan bir kuralı aktarayım.
Mitingler, hiçbir zaman bir siyasi partinin o ildeki gücünün göstergesi olamaz. Eğer bu işi biliyorsanız ve partinizin maddi olanağı varsa, taşıma şeklinde, dilediğiniz sayıda insanı meydana toplayabilirsiniz.

İzmir Mitingi CHP açısından başarılı bir “Bölge Mitingi” oldu!
Mitingde, ne CHP’nin dediği gibi 2 Milyon kişi vardı, ne de AKP’nin dediği
70 Bin kişi!
Toplanan kalabalık CHP’nin 2 Milyon hedefinin çok altında idi.
Katılanların çoğu, CHP’yi desteklemekten öte, Erdoğan ve AKP’nin Laik Cumhuriyet, Hukuk anlayışı, Demokrasi dışı uygulamalara karşı olduklarını belirtmek için geldiler.
Özel’in, konuşmaya başlamasından bir süre sonra, katılanların önemli bir bölümü meydandan ayrıldı.

İddiamız şudur;
CHP İzmir’de süratle kan kaybetmektedir.
Bunda Kılıçdaroğlu ile başlayan, Özel ile hızlanan, Cumhuriyetin Değerlerinden kopuşun etkisi büyük olmuştur!

Özel’in PKK Narko-Terör Örgütü Bölücübaşının taleplerine destek vermesi, İngiliz-Rus casusları olan hain Seyit Rıza ve hain Şeyh Said’e sevgi-saygı duyması, bu taleplerden “Eşit Vatandaşlık”, Resmi Eğitim Öğretim dili olarak Türkçenin yanına Arapça-Kürtçenin eklenmesi, Ulus Devleti ve Üniter Yapıyı bozacak AB Yerel Yönetimler Özgürlük şartına tam destek vereceğini söylemesi, CHP’den kopuşu hızlandıracaktır.

Rakamlara bakalım;
31 Mart 2019 Yerel Seçimi CHP’nin İzmir oyu; 1.549.693 idi.
“ “ 2024 “ “ “ “ “ ; 1. 292.118 oldu.
5 Yılda İzmir’de CHP oyu ne kadar düşmüş ; 257.575 kişi düşmüş.

2019 İzmir Seçmen Sayısı; ; 3. 253.745 idi.
2024 İzmir “ “ ; 3. 459. 970 oldu
5 Yılda İzmir’de Seçmen ne kadar artmış 206. 225 kişi artmış.

Yani İzmir Seçmen Sayısı 5 yılda 206.225 kişi artmasına rağmen,
CHP’nin aldığı oy 257.575 kişi eksilmiş.

Bu düşüş İzmir’in hangi İlçelerinde yaşanmış?
Narlıdere’de %20 / Güzelbahçe’de %18 / Dikili %16,9 / Selçuk %16,6
Menemen%15,2 / Çiğli %14,2 / Gaziemir %%13,6 /Ödemiş / %12,2 /
Konak %11,6 / Seferihisar %11,4 / Menderes %%11,3 / Bayraklı %9,7 /
Bornova %9,4 / Karabağlar %9,3 / Buca %9,1 / Torbalı % 8,6 /
Karşıyaka %8,2 / Foça %8 / Balçova %7,8 / Aliağa %3,8 / Kemalpaşa %3,5 /
Çeşme %3,5 / Urla %1,6 /Karaburun %1,3…

Şunu diyebilirsiniz;
Serdaroğlu, sana ne? CHP’nin oy kaybetmesi ile neden ilgilisin!
Tasası sana mı düştü?

Konu sadece CHP olsa haklısınız. Bizler DOĞRU Parti olarak önümüzdeki Yerel Seçimde İzmir Büyükşehir Belediyesini nasılsa geri alacağız.
Daha önce yaptık, yine yaparız.

İçinde bulunduğumuz İHANET ORTAMINDA CHP’yi tarihi bir yanlıştan döndürmeye çalışıyoruz.
İzmirli seçmen Atatürkçüdür, Demokrattır, Mücadelecidir, ülkemizin bölünmesine asla izin vermez. Bölücüleri, Ümmetçileri, Şeriatçıları ve onlarla beraber olanlara geçit vermez.

CHP’yi bir kez daha uyarıyoruz;
Bırakın Emperyalistlerin ve Küresel Çetelerin kavuğunu sallamayı!
Bırakın DEM’in peşine takılmayı! Bırakın Sezgin Tanrıkulu/Veli Ağbaba, Namık Tan gibi Türk Düşmanlarını. Yüzünüzü Türk Milletine dönün.
Siz hala Atatürk’ün kurduğu partiyiz iddiasında iseniz, Atatürk ile gram ilişkisi olmayan Davutoğlu-Babacan gibi AKP Larvalarıyla niçin birliktesiniz?

Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Sırrı’nın peşine takılıp, onu yüceltmenin, o salonda Öcalan denen caninin mektubunu alkışlamak mıdır Atatürkçülük?
Aklınızı başınıza alın. Yoksa seçmen sayısının arttığı İzmir’de, bırakın artıştan pay almayı, kendi oyunuzu da kaybedersiniz…

Sağlık ve başarı dileklerimle

21 Mayıs 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

KURUMSALLAŞMAMIŞ SİYASET

Maalesef bugüne kadar, ülkemizde siyaseti kurumsallaştıramadık.
Gerek lise mezunlarına kadar eğitimli gençlerimizi Çanakkale ve Kurtuluş Savaşımızda yitirmemiz, gerek iç-dış kışkırtmalarla yapılan darbeler, gerek,
Emperyal Devletlerin bir türlü bitmeyen-tükenmeyen “Türkleri Anadolu’dan sürmek” hayalleriyle içimizde sürekli hain yaratmaları, gerekse Kaht-ı Rical denilen yetişmiş insan azlığı ve ekonomik zorluklar nedeniyle siyaseti kurumsallaştıramadık!
Siyaset kurumsallaşmayınca da, ülkemizde “Devlet Adamı” ve “Siyaset Adamı” yetişmiyor. Yetişmeyince de çözülmesi çok basit olan toplumsal olaylar kangren haline geliyor!

Çok Partili siyasi yaşama geçtiğimizden bu yana gördüğümüz liderlerden
İnönü-Menderes-Demirel-Ecevit gibi “Devlet Adamı” kalitesinde bir siyasetçi yetiştirebildik mi?

Mevcut Genel Başkanlar iyi niyetli kişiler olabilir. Ama, son teknolojik ve dijital gelişmelerle, gittikçe küçülen dünyada her alandaki acımasız mücadeleyi, fikri oluşumunu tamamlayamamış, tarihimizi bilmeyen milletimizi tanımayan, tartışma kültürü yerine biat etme kültürü ile yetiştirilmiş, merdiven altı yalanlarına inanmış, cahil cesaretine sahip
birer “Kasaba Particisi” seviyesindeki siyasetçilerimizin ülkemizi getirdikleri
yer maalesef bulunduğumuz yerdir. Ne bekliyorduk ki?

Recep Tayyip Erdoğan, Özgür Özel, Devlet Bahçeli, Musavvat Dervişoğlu,
Tuncay Bakırhan, Ali Babacan- Ahmet Davutoğlu, Fatih Erbakan şu an TBMM’de bulunan Genel Başkanlarımız değil mi?

Bu Genel Başkanlardan “Siyasal Fikrini”, “Siyaset Felsefesini”, Siyaset Programını” içselleştirmiş, toplumla paylaşmış, birbirleriyle “Hizmet Yarışına” girecek bir Genel Başkan gösterebilir misiniz?

Bunlardan “Dünya Siyaset Tarihini” Türkiye Cumhuriyeti Tarihini”, “Türk ,, Tarihini” okuyan, inceleyen, ders çıkaran biri var mı?

Marx, Nietzsche, Konfüçyüs, Hayyam, İbni Sina, Ahmet Yesevi, Nizamülmülk gibi düşünürleri okuyan biri mevcut mu?

TBMM’de bir Onur Öymen, bir Kamran İnan, bir Fatin Rüştü Zorlu, bir Şükrü Saraçoğlu, bir İhsan Sabri Çağlayangil bulabilir misiniz?

Siyaset Biliminin temelini oluşturan bu kişileri bilen anlayan var mı?
Anlayan birileri varsa da, anladığını içselleştiren ve bunları topluma aksettiren biri var mı?

Mesela, CB Erdoğan’ın bunlardan haberi var mı?
Olsa, Türk Devletinin yararına olmuş bir diplomatik zaferi var mı?
Olmadığı için “LOZAN’I bize zafer diye anlattılar” diyebiliyor, olmadığı için BOP EŞBAŞKANI gibi bir Türk Siyasetçisi için utanç sebebi olan, bir ihanet makamını kabul edip onunla övünebiliyor.

Tarihini bilmediği için, 54 Bin insanının hayatını çalan, uyuşturucu bağımlısı
bir caniyi ve PKK Narko-Terör Örgütünü Türk Devletinin muhatabı yapıyor!

Adı DEVLET olan bir zavallı siyasetçi, PKK Narko-Terör Örgütünün katil başını, “Kurucu Önder” olarak tanımlayabiliyor!

Erdoğan, Bahçeli, Hizbullahçı Yapıcıoğlu bilseler ve kendilerini Türk Milletinin onurlu birer ferdi olarak görseler, Lozan’a ve 1924 Anayasasına ahlaksızca saldırılmasına izin verirler miydi?

Özgür Özel kendisini yetiştirmiş olsaydı, Kıbrıs’ta Rumları-Ege Adalarında Yunan’ı haklı gören ve onlardan yana taraf olan, Öcalan çocuğu DEM’cileri
destekler ve ülkemizin felaketine sebep olacak 1921 Anayasasını benimser miydi?

Peki ne yapacağız?
Toptan bir yenilemeye gideceğiz, gitmeliyiz!
Avrupa’nın huzuru için Ülkemizi Sığınmacı deposu yapandan da, Avrupa ile para için “Sığınmacı Geri Alım Anlaşması” imzalayandan da,
Diyaneti-Tarikatı yolsuzlukta yandaş, oğlancılık ve kadına şiddette, ekonomimizi perişan eden, dünyanın en büyük enflasyonunu bize yaşatan bu ekibi, iktidarıyla-muhalefetiyle toptan değiştirmeliyiz!
İnşallah akıl üstün gelir…

Sağlık ve başarı dileklerimle

20 Mayıs 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

19 MAYIS ŞAFAĞI YENİDEN SÖKECEK

Atatürk, Dünya Türklerinin-Türk Milletinin ve Türk Milleti çatısı altında yaşamaktan ve T.C Vatandaşı olmaktan gurur duyan herkesin ÖNDERİDİR… Herkes şunu dikkatle okusun ve hiç unutmasın;
Başta Anıtkabir Komutanı olmak üzere taa Genelkurmay Başkanına kadar olan tüm sorumlular!
Eğer, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı” etkinlikleri kapsamında, yine bir avuç YOBAZ’IN Anıtkabir’e doldurulup slogan atmalarına ve ATATÜRK’ÜN AZİZ RUHUNU taciz etmelerine göz yumar,
izin verirseniz, bilin ki DOĞRU Parti siyasi sorumluluk aldığında, rütbeleriniz sökülecek ve ER olarak, Anıtkabir Meydanının temizlenmesinde görevli olacaksınız. DOĞRU Parti bu verdiği sözü tutmazsa, onu da Allah kahretsin!
Anıtkabir’i koruyamayan, Türk Devletinin Kurucusuna, kabri başında hakaret edilmesini engelleyemeyen komutan, TÜRK ASKERİ DEĞİLDİR…

19 Mayıs; Hem Atatürk’ün doğum günü, hem Nutuk’un yazılmaya başlandığı yıl, hem Bağımsızlık Mücadelesinin ilk adımı, hem de Gençlik Bayramının tarihsel sürecinin başlangıcıdır…

Türk Gençliğine, hiç unutmamaları gereken bazı noktaları aktarmalıyız!
Bugün gelen isimsiz bir yazıdan alıntı yapmak isterim;
MÜHRE KUŞU nedir? (Mühre Kuşu, Avcıların, sesiyle kendi cinsinden olan kuşları, başına toplaması için bir kafes içinde bıraktıkları çığırtkan kuştur!)

-Bu ülkede Türk Milliyetçilerini, sahte Milliyetçi Siyasetçilerle avladılar!
Abdullah Bahçeli’nin görevi bu idi! Ermeni kökenli katil Öcalan’a, 54 Bin insanımızın hayatını çalan, 400 Milyar Dolardan fazla varlığımızı boşa harcatan caniye, yol açan baş roldeki Mühre Kuşlarından biridir.
PKK Narko Terör Örgütünün başına KURUCU ÖNDER diyen ve bu haini Atatürk ile bir tutmaya kalkan Ermenistan hayranı Bahçeli’dir.
Bölücü İKİZ YASALARI, TBMM’den geçirten Bahçeli’dir.
Giderayak hala Türk Milletine olan kinini kusmaktadır…

-Bu ülkede Atatürk sevenleri avlamak için, CHP’yi sahteleştirerek Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel ile Mühre Kuşu yaptılar. Veli Ağbaba-Sezgin Tanrıkulu-Namık Tan gibiler ve Kürtçü Bölücüler baş rolü oynadı.
6’lı Masa denilen kumpas ile ilk kez 1921 Anayasasını örnek alan CHP’dir.
Mayıs 2010 yılından bu yana, her sıkıştığında Erdoğan’ın önünü açtılar.
Ekmelettin denen Siyasal Ümmetçiyi CB Adayı olarak gösterdiler.
İslam’da olmayan RUHBAN sınıfı gibi görev yapacak DİYANET AKADEMİSİNE oy verdiler.
Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı İngiliz ve Rus Ajanı Şeyh Said ve Seyit Rıza’ya saygı duyduklarını Genel Başkanları defalarca söyledi.
Ülkemizi, Yugoslavya gibi paramparça yapacak “Eşit Vatandaşlık-Arapça Kürtçe’nin eğitim ve öğretim dili yapılmasını hep desteklediler.
Ülkeyi eyaletlere bölecek AB Yerel Yönetimler Özgürlük Şartını uygulayacaklarını Kurultaylarında ilan ettiler.
22 yıl boyunca ülkeyi Afganistan’a döndürmek için çalışan BOP Eşbaşkanı Erdoğan’a, “Gel beraber olalım, yumuşayalım, normalleşelim” diyen CHP Genel Başkanıdır…

-Bu ülkede, inancını Allah rızası için yaşayan mütedeyyin kesimleri avlamak-soymak için, dindar gibi gözüken, (Dinsiz Dinci Partileri) AKP- HÜDA PAR-MHP’yi) Mühre Kuşu yaptılar.
Laik Cumhuriyeti-Hukuk Devletini bizzat (Kripto FETÖ’culara ve AKP’li yargı mensuplarına) parçalattılar.

-Binlerce yıldır birlikte yaşadığımız Kürt Kökenli kardeşlerimizi, Feodal yapı muhafızları olan Şeyh-Şıhlar ile sömürüp, kışkırttılar. Onların acılarını istismar edip, kendilerini (DEM Partiyi) Kürt Kardeşlerimizin sahibi olarak yutturmaya çalıştılar.
Bakın Sevgili Gençler, Sizlerle rakamları konuşturalım ve DEM’ci Ağaların, Beylerin, Uyuşturucu kaçakçılarının ne derece güçlü olduklarını görelim;
Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde 23 İlimiz var.
23 İl’in toplam nüfusu 15 Milyon 500 bin.
23 İl’deki seçmen sayısı, 9 Milyon.
Son Genel Seçimde DEM İttifakının bu 23 İl’deki aldığı oy; 2 Milyon 600 bin.
23 İldeki seçmenlerimizin % 28’i DEM İttifakı tercih etmiş, %72’si ise başka partilere oy vermiştir.
Bu oylar, DEM ve Emek Platformunun oylarıdır. Ayrıca bu oylar, Ana Muhalefet Partisinin, “Kent Uzlaşması gereği” sandık temsilcisi bulundurmadığı 17 İl’de yoğun baskı ve korkutma ile alınmış oylardır.
Gördüğünüz gibi, ülkemizin her köşesinde Türk Milletinin ezici çoğunluğu hakimdir…

Sevgili Gençler;
Bayramınızı gönülden kutlarken, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak için önünüzde tek yol var! Atatürk İlke ve Devrimleri!
DOĞRU Partinin hedefi Atatürk İlke ve Devrimlerinin, Türk Devletinin her kademesinde yeniden etkin olmasını sağlamaktır.
Sizlerden ricamız, hangi Genel Başkanların birer Mühre Kuşu olduğunu, hangi Genel Başkanların üç kuruşluk çıkar uğruna, Cumhurbaşkanlığı gibi yüce bir makamı pazarladıklarını, kimlerin gerçek Atatürk’çü ve Gazi Mareşal Mustafa Kemal’in Askeri olduklarını iyi araştırın. Tüm Genel Başkanların TV’lerde tartışmaları için baskı yapın.

Bayramınız kutlu olsun. Her şey gönlünüzce dilediğiniz gibi gerçekleşsin!

Sağlık ve başarı dileklerimle

19 Mayıs 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

MÜŞİR/MAREŞAL HACI

Yaşanmış bu olayı sizlere daha önce anlatmıştım.
Fakat AKP’nin son yasa teklifi bu olaya “Cuk” diye oturunca, tekrar etmek farz oldu.

Ordinaryüs Profesör Dr. Mazhar Osman (Usman), Ruh-Sinir Hastalıkları Uzmanı idi. Türkiye’de ilk modern ruh sağlığı hastanesini (Bakırköy) kuran Türk Hekimidir. Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ı yetiştiren kişidir.

F. K. Gökay İstanbul Valisi olarak atanınca gazeteciler, bu atamayı nasıl karşıladığını sorar!
Hoca; Fahrettin çok hırslı biridir. Üniversitede Ord. Prof. Dr olunca daha üst görev olmadığından Vali olmak istedi. Yakında Milletvekili- Bakan olmak isteyecektir. Olabilir de! Daha sonra Başbakan ve Cumhurbaşkanı! Bunlar da olabilir ama durmaz ki! En sonunda tövbe, Peygamber olmak isteyecektir. İşte o zaman onu bana yani, hastaneye getireceklerdir. Ama iyileştirebilir miyim, bilemiyorum…

İETT çalışanı Erdoğan da siyasette basamakları aceleyle tırmandı. Hırslı biriydi. Hırsı hep aklının üstündeydi. İstediğine ulaşamayınca çılgına dönerdi! Kendisini önseçimde geçen rakibini dövmek için kovalaması, seçim kurulu Yargıcına “Ana avrat dümdüz gitmesi” onun için olağandı.

İstanbul Belediye Başkanı oldu, görevden alındığında 1 MİLYAR DOLAR sahibi olduğu yazıldı ama yalanlanmadı! Sırasıyla Genel Başkanlık-Milletvekilliği- Başbakanlık-Cumhurbaşkanlığı makamlarını gördü. Üniversite diploması olup olmadığı hala bilinmiyor ama çok sayıda çakma “Fahri Doktora Diploması” var! BOP Eşbaşkanlığı Diploması ve Yahudi Cesaret Madalyası bile var!

Başka verilecek makam kalmadı ki verelim derken, Erdoğan, istediği Subayı yargı kararı olmadan TSK’dan atabilme yetkisi istedi! İşte bu olmadı!
Yakında, Duşakabinoğulları ve Tahtakafaoğulları üniformalarından sonra, Mareşal üniforması ile dolaşırsa şaşırmayın!

Türkiye’de şimdiye kadar iki kişiye Mareşal rütbesi verilmişti!
Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Mareşal Fevzi Çakmak’a!
Bunlara var da, dünya liderine niye yok?
Hadi ona da Mareşallik verelim, doyacak mı?
Tabii ki doymaz! Sonra Peygamber olmak isteyecek!

İşte o zaman gaipten bir ses duyacak;
“Ya Azrail, git görevini yap, onu bana getir…

Sağlık ve başarı dileklerimle

18 Mayıs 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

Exit mobile version