PUDRA VE ÜZÜM

serdaroğlu

AKP’nin Saray ve Trol takımları, pudrayı fazla kaçırınca, CB seçimlerini kazanmak için her türlü alçaklığı yapmaktan geri durmuyorlar. Önümüzdeki günlerde sizlere “Bu kadar da olmaz” dedirtecek kumpasları anlatacağım. Örtülü ödenek nasılsa emirlerinde, harca harcayabildiğin kadar, hesap soran mı var?

“Bir gün tavşan ormanda koşuyormuş. Yolda esrar içen zürafaya rastlamış!
-Zürafa kardeş, bırak böyle şeyleri, gel koşup sağlıklı yaşayalım, demiş ve beraberce koşmaya başlamışlar, İlerde kokain çeken fil’i görmüşler. Onu da ikna edip koşmaya birlikte devam etmişler.
Ormanın en serin yerinde kendine eroin enjekte eden Aslanı görünce tavşan;
-Aslan kardeş, bırak bu zararlı işleri, gel koşalım, demiş!
Aslan iyice gerinip, tavşana öyle bir yumruk atmış ki, tavşan sırtüstü düşmüş!
Zürafa sormuş; Aslan kardeş niye vurdun tavşana?
-Bu manyak ne zaman extasy içse sapıtır ve bütün ormanı peşinden koşturur. Görmediniz mi, kendime grip aşısı yapıyorum, beni eroinman yaptı! Sizlere kim bilir ne dedi?”

Bizim bademler de aynı fıkradaki tavşan gibi, üzümü bolca yiyince, pudraya da bulaşınca bir hoş oluyorlar. AB’ye girdik diye gündüz havai fişekler patlatıp bayram yaptılar, Avrupa Birliği müzakereleri askıya aldı, bademlerde tık yok…

15 Temmuz’u, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının yerine ikame etmek ve Türk Milletinin gözünü boyamak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar!
Ne yaparlarsa yapsınlar da önce şu sorulara yanıt versinler;
-2004 yılı ağustos ayında yapılan MGK toplantısında “Fethullah Gülen Cemaati bir terör örgütüdür, tedbir alınsın” kararını dönemin Başbakanı Erdoğan niçin uygulamadı ve Bakanlar Kurulundan sakladı? Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, yeni yazdığı kitabının 123 ve 124’üncü sayfalarında bu konuda şunları yazdı; “MGK kararı Başbakanlığa gelince, konuyu Sayın Başbakana açtım. Beraberce sümen altına kaldırmaya karar verdik. Bu karar Bakanlar Kurulunda imzaya açılmadı. Siyasi ve toplumsal risk Sayın Başbakanımızın, hukuki risk ise benimdir!” Bu durumda FETÖ’nü koruyan, destekleyen, devletin güvenlik güçlerinin takibinden kaçıran (1) numaralı kişi Erdoğan, (2) numaralı kişi ise Ömer Dinçer’dir, bu ikili terör örgütüne yardım ve yataklık yaptılar desek, yanlış mı söylemiş oluruz?

-17/25 Aralık 2013 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet-Sıfırlama rezaletleri ortaya çıkmasaydı FETÖ, 2002-2013 yıllarında olduğu gibi, yine devletin en önemli birimlerinde olmaya devam edecek miydi?

-Türk Silahlı Kuvvetlerinden “İrtica” sebebiyle atılan subayları hangi AKP’li Belediyeler işe aldılar?

-7 Şubat 2012 de MİT Müsteşarı Savcılık tarafından ifadeye çağrılıp tutuklanmak istendi. Başbakan Erdoğan 24 saatte yasa değişikliği yaparak MİT Müsteşarını kurtardı. Aynı tarihte Erdoğan “Bu tuzak paralel yapının işidir” demişti. Erdoğan neden o zaman FETÖ ile mücadeleye girmedi de 17/25 olaylarından sonra başlattı?

-Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığında ve MİT Müsteşarlığındaki FETÖ militanları, kimlerin oluru ve tezkiyesi ile buralarda yuvalandılar?

-2004 ağustos MGK kararını saklayan Erdoğan, FETÖ-CIA iş birliğinin farkında değil miydi?

– “Ilımlı İslam” ve “Dinlerarası Diyalog” tuzağının bir CIA planı olduğunu ve FETÖ’nün de bu planın uygulayıcısı olduğunu, FETÖ’nün yurt dışındaki okullarında çalışan her 3 kişiden birinin CIA elemanı olduğunu ve bu okulların birer CIA istihbarat ve taşıma noktası olarak kullanıldığını, Başbakan Erdoğan ve MİT Başkanı bilmiyorlar mıydı?

-Darbe kalkışması esnasında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza neden otopsi yapılmadı? Bunların nasıl bir ateşli silahla öldürüldükleri, bu silahların Türk Ordusunun envanterinde olup olmadığı niçin araştırılmadı?
Neden kamuoyuna bu konuda bilgi verilmiyor?

-Köprüde kafaları kesilerek öldürülen zavallı askerlerimizi kimler katletti?
Niçin bir kişi bile yakalanmadı? Köprüde SADAT militanlarından, Sedat militanlarına kadar herkes vardı da neden bir tek polis yoktu?

-Darbe girişimine katılan uçak ve helikopterlerin (kara kutuları) niçin incelenmedi? Bunların kullandığı bombalar ve mühimmatın sayımı neden yapılmadı? Emniyet Genel Müdürlüğü önünde gece vakti dağıtılan silah ve mühimmat için kim emir verdi? Hangi yasaya göre birilerine silah dağıtıldı?
Bu silahlar geri toplanıp balistik kontrolleri neden yapılmadı?

-Cumhurbaşkanı neden “Darbeyi bana eniştem haber verdi” dedi? Başbakan Binali o sırada tünelde ne yapıyordu? Arabasında yedek pantolonu var mıydı?

Hadi bakalım, bu günlük bu kadar soru yeter. Kime danışacaksanız danışın ama mutlaka yanıtlayın. Bu ve benzeri sorulara açık-net-doğru ve belgeli yanıtlar vermediğiniz sürece, bu ölüm oyununun adı “TEK ADAM’A GEÇİŞTİR”

Not; CB seçimi, olması gereken zamanda yani 18 Haziran’da olmalıdır.
Çünkü o tarihte yapılacak seçim için YSK, Erdoğan’ın adaylığını ONAYLAYAMAZ!
Ve Erdoğan aday olamaz…

Sağlık ve başarı dileklerimle

05 Şubat 2023
Rifat Serdaroğlu

 

Exit mobile version