Tarih ideolojilerden ayrı düşünülemez. Nasıl bir sistem inşa ediyorsanız, geçmişten seçtikleriniz, gördükleriniz ya da görmedikleriniz de ona göre olacaktır, olmaktadır.
Bu nedenledir ki, egemen tarihin öğretileri tartıya çıkarılsa, anlatılmayanlar ve doğru sanılan yanlışlar, anlatılan gerçeklere ağır basacaktır.
Bir idare düşünelim ki, başka toprakları işgal sırasında öldürülen insan sayısından çok daha fazlası, yönetilen topraklardaki kılıçtan geçirilen halk olsun. Ve bu durum tarihin konusu olmasın. Örneğin, bin insanın diri diri yakılması, binlerce insanın kuyulara doldurularak öldürülmesi, on binlerce insanın kılıçtan geçirilmesi, koca şehirlerin yakılarak yerle bir edilmesi gibi olayları, bu tarihlerde görmek mümkün değildir. Olayın kendisi anlatılmadığı için, sebebi de olmaz zaten.
Selçuklu ve Osmanlı tarihleri boyunca neredeyse her birkaç yılda bir gerçekleşen, bazıları onlarca yıl süren halk isyanları da görülmez bu tarihlerde. Birkaç cümle ile “isyan” deyip geçiştirilir.
“Boynu bükük hak aşığı” diye gösterilen Yunus Emre’nin, Anadolu’yu karış karış dolaşan bir halk önderi olduğu, isyanlara önderlik ettiği, bu sebeple de asılarak öldürüldüğü bilinmez.
Fıkralarından başka yönü anlatılmayan Nasrettin Hoca’nın, Ahi Evran denilen kişiliğin kendisi olduğu, Kayseri, Kırşehir, Nevşehir gibi Anadolu kentlerinde ortaklaşmacı düzenler kurduğu, ortaklaşmacı fikirleri, Alevi inancı, Anadolu kültürü ve esnaflığı ile harmanladığı, öğretileri kaleme alıp sonraki nesillere aktardığı, Moğol istilasına karşı halkı örgütlediği ve savaştığı da anlatılmaz. Komik ve tonton biri diye anlatılır sadece.
“Kadın Ana”, “Kadıncık Ana” diye bilinen Fatma Hatun’un Ahi Evren’in (Nasreddin Hoca) eşi olduğu, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Eskişehir başta olmak üzere Anadolu illerinde Baciyan-ı Rum (Anadolu Bacıları) teşkilatı kurduğu, bu kadınların aynı zamanda savaşçı oldukları da anlatılmaz.
Pir Sultan hakkında, Babailer hakkında, Kaygusuz Abdal, Köroğlu ve niceleri hakkında da resmi tarihlerde bir şey bulmak mümkün değildir.
Eğitim, bilim ve sanat, genellikle iktidarlarla iyi geçinen eğitimli azınlığın tekelindedir. Onlara reva görülür, sistemin sağladığı ayrıcalıklı olanaklarla devamı sağlanır. Tarihler, halkın neden cahil kaldığı, eğitimin, sanatın, bilimin, halkın yaşamına neden yansımadığı üzerinde durmaz.
Tarihler, işgalleri kahramanlık öyküleriyle meşru kılar, devamı için kültürel zemini sıcak tutar, ama fethedilen topraklarda halkın nasıl geçindiği, devlet idaresinin halka nasıl yansıdığı ile yeterince ilgilenmez.
EKSİK SAYFALAR
Osmanlıyı, fetihleri ve şaşalı yaşamı ile imrendirerek sunanlar, saltanatın kimlere hangi yolla geçtiğine üstü örtük şekilde değinirler.
Bugün Osmanlı idaresinin nasıl seyrettiğini ela alacağız. Anlatılmayan, boş bırakılan o geniş aralıklarda neler olduğuna bakacağız.
Şaşıracağınızı söylemeliyim.
Tahta çıkarken bazı padişahların kardeşlerini öldürdüğü anlatılır. Ancak iktidara gelen otuz altı padişahtan sadece dördünün şehzade kardeşlerini öldürmediğini öğrenmek, sanırım şaşırtıcı olacaktır.
On dört padişahın tahttan zorla indirildiğini, sanırım çoğumuz bilmiyorduk.
Osmanlı beylerinin kimi Türk beyliklerini tasfiye etmek için Bizans İmparatorları ile işbirliği yaptığını da duymayan vardır.
Çetin Altan, Osmanlı saray silsilesi hakkında güvenilir kaynakları bir araya getirere kitaplaştırıyor. 1991 yılında Afa Yayınlarında basılan “Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar” isimli kitap, şu kaynaklardan yararlanıyor;
- Cihannüma / Neşri
- Tarih-i Saf / Bostanzade Yahya Efendi
- Osmanlı Tarihi / Ord. Prof Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı
- Osmanlı Tarihi / Ord. Prof. Dr Enver Ziya Karal
- Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl / Prof. Dr. Ahmet Mumcu
- İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi / İsmail Hami Danişmend
- Tevarih-i Al-i Osmanı (Osmanoğullarının Tarihi) / Aşık Paşazade
- Suikastler ve Ayaklanmalar Tarihi / Nurdoğan Taçalan, Turgut Etingü
- Ana Britannica
Bu yazıya, “Çetin Altan’ın Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar kitabının özeti” demek, yanlış olmayacaktır.
Lafı fazla uzatmadan, Osmanlı saltanat tarihinin eksik parçalarını doldurmaya çalışalım.
DEHŞET DENİZİ
Olay şöyle başlıyor;
- Osmanlı Beyliğinin kurucusu Osman Bey, amcası Dündar beyi oklayarak öldürür.
- Orhan Gazi, Yarhisar Rum Beyinin kızı Holorifa, Bizans Komutanı Kantakuzen’in kızı Teodora ve Bizans İmparatoru III. Andronikos’un kızı Asporçe ile evlenir.
- Nilüfer Hatun adı verilen Holorifa Birinci Murat’ın, Teodora Halil’in, Asporçe da İbrahim’in annesidir.
- 1356’da Şehzade Halil kayıkla İzmit Körfezi’nde gezerken Ceneviz korsanlarınca kaçırılarak Foça’da esir edilir. Bizans İmparatoru Yuannis, Foça Beyi’ne yarısı Orhan Gazi’den olmak üzere 90 veya 100 bin altın vererek 1959’da Halil’i kurtarır.
- Birinci Murat, iki kardeşini, Halil ve İbrahimi ve ağabeyi Süleyman Paşa’nın oğlu Melik Nasır’ı öldürür. Oğlu Savcı Bey’in gözlerini kızgın demirle dağlayarak kör eder, sonra da idam ettirir.
- Murat, yakın dostu Bizans İmparatoru 5. Yuannis ile Anadolu’da başkaldıran bazı beylerin bastırılmasında işbirliği yapar.
- Yıldırım Beyazıt, 1389’da 1. Kosova Savaşında babası 1. Murat (Hüdavendigar) öldürülünce, daha savaş sürerken kardeşi Şeyzade Yakup’u boğdurarak öldürür. Babasının ölümünü de kendisinin sağladığı anlatılır.
- Birinci Beyazıt üç kadın almıştır. Germiyanoğlu Süleyman Beyin kızı Devlet Hatun, Bulgar Prensi Konstantin’in kızı Olga ve Kosova Savaşında ölen Sırp Kralı Lazar’ın kızı Olivera.
- Bu üç kadından Süleyman, Mustafa, Musa, İsa, Mehmet ve Kasım adında altı oğlu doğar.
- 1402 yılında Ankara Savaşında Yıldırım Beyazıt’ın Timur’a yenilerek esir edilmesi ve sonra da ölmesinin ardından, Yıldırım Beyazıt’ın oğullarının, birbirini öldürdükleri 11 yıllık dönemden sonra, 1413’de Mehmet Çelebi tahta oturur.
- 1405’de İsa Çelebi hamamda boğularak öldürülür.
- 1410’da Süleyman Çelebi öldürür.
- 1413’de Musa Çelebi öldürülür.
- Mustafa Çelebi canını kurtarmak için Bizans’a kaçar. Daha sonra ortaya çıktığında ise “Düzmece Mustafa” diye karalanır.
- Birinci Mehmet (Çelebi) 1421’de öldürülür.
- Murat Hüdavendigar’ın Kosova Savaşında bir Sırplının hançeri ile öldürülmesi nasıl beklenmedik bir durum ise, Birinci Mehmet Çelebi’nin ölümü de öyledir. Bir gün avda domuza mızrak atarken inme inerek attan düşer. Edirne’de saraya yakındır av yeri ve saraya getirilir. Askerleri merek eder, görmek isterler. Dışarıya çıkarak askerlere görünür. Nasıl olursa ertesi gün sesi kesilir, dili tutulur, akşama da ölür. Zehirle öldürülmüştür.
- Ancak Mehmet Çelebi’nin ölümü 40 gün saklanır. İki vezir ve iki gılman bilir sadece. Bu dört kişi Mehmet’in karnını açarak bağırsaklarını, akciğer ve karaciğerini bedeninden çıkarıp cesedi yıkarlar. (Muhtemelen iç organları çürüme yüzünden çevreye koku yaymasın diyedir. M.A.) Çıkardıkları organları da odayı kazarak oraya gömerler. Sonra da ölüyü kefenleyerek yatağa yatırırlar.
- Bütün bunlar, yeni hükümdar belli oluncaya kadar, Bizans İmparatorunun elinde bulunan Çelebi Mustafa’nın ortaya çıkarak iktidarda hak iddia etmesini önlemek içindir. Korku filmidir sanki olanlar.
- İkinci Murat iktidara oturur. Düzmece Mustafa denilen amcası Mustafa Çelebi ile savaşır. Yakalayarak 1422 yılında Edirne hisar burcuna astırır.
- 13 yaşındaki küçük kardeşi Şehzade Mustafa, öldürüleceği korkusuyla Karamanoğlu’na sığınır. Sonra Bizans imparatorunun da sağladığı olanaklarla taht için ortaya çıkar. İkinci Murat, Küçük Mustafa’yı çeşitli entrikalarla İznik’te yakalar. 1423 yılında boğarak öldürür.
- İkinci Murat, sonra da küçük kardeşleri Mahmut ve Yusuf’un da gözlerini dağlatır.
- Fatih Mehmet ve sonrasında ise, hiçbir hareket yapmamış olsalar bile, sadece şehzade oldukları için öldürülmenin hak sayıldığı dönem başlatılır.
- İlginçtir ki, amca Mustafa Çelebi’yi, kardeşi Mustafa’yı öldüren, kardeşleri Mahmut ve Yusuf’un gözlerini dağlatan İkinci Murat, daha 42 yaşındayken kendi isteği ile (!) tahtı bırakıyor. Taht hırsı uğruna kardeşlerinin bir kısmını boğdurup, diğerlerinin de gözlerini dağlatan adamın, “tahtı kendi isteği ile bırakması” inandırıcı gelmiyor.
- Sarayda gücü elinde tutanlar, 2. Murat tahttan uzaklaştırılınca, çocuk yaştaki Mehmet’i (Fatih) tahta oturturlar. Ancak Edirne üzerine haçlı seferi başlamıştır ve çocuk Mehmet’in bununla baş etmesi mümkün değildir. 2. Murat’ı yeniden tahta oturturlar. Savaş kazanılınca da, 2. Murat yeniden tahttan uzaklaştırılır. Ancak bu kez uzaklaştırma başka türlüdür. Gariptir ki, Mehmet Çelebi gibi 2. Murat’a da inme iner ve ölür. O da zehirlenmiştir. Daha 49 yaşındadır.
- Oğlu İkinci Mehmet’e (Fatih) tahtın devredilmesi için Manisa’dan Edirne’ye gelmesi gerekmektedir. Ancak yol 16 gün sürecektir. Bu 16 gün boyunca da 2. Murat’ın öldüğü gizlenir. Ölümü gizlenen ikinci padişahtır.
- İkinci Murat, öldürüleceğini anlamış olmalı ki, ölümünden iki buçuk yıl önce vasiyetini açıklar. “Beni Bursa’ya gömün, ama yanımda kimseyi istemem” demiştir. Bu da oldukça ilginçtir.
- İkinci Mehmet (Fatih) 1451’de üçüncü kez tahta oturtulduğunda 19 yaşındadır. İlk iş olarak emzikteki kardeşi Ahmet’i boğdurtur.
- 2. Mehmet, 21 yıl sonra yazacağı kardeş katliamına onay veren yasa için bir eğilim başlatmış oldu. Emzikli Kardeşi Ahmet’in cenazesini, babası İkinci Murat’ın cenazesi ile Bursa’ya gönderir.
- Fatih’in kardeş katliamı yasası, Kanunname-i Al-i Osman’a şu şekilde eklenir; “Ve her kimseye evladumdan saltanak müyesser ola, karındaşların nizam-ı alem içün katlitmek münasibdür; ekser-i ulema tecviz etmiştür; onunla amil olalar”
- Kanun, 2. Mehmet’in son Vezir-i Azam’ı Karamani Mehmet Paşa zamanında yayınlanmış, metni Nişancı Leyszade Muhammed İbni Mustafa Paşa yazmıştır.
- Kardeş katliamı yasası çıkaranlar, “saltanat büyük kardeşin hakkıdır” da diyebilirdi. Ama dememiş. Erken davranan, saraydan, yeniçeriden destek bulan, koltuğa oturup kardeşlerini boğmaya başlar. Bu gelenek artık yasa olmuştu.
- 2. Mehmet’in katliam yasası, Magna Karta’nın özgürlükler ve insan hakları bildirgesinden 262 yıl sonradır.
- Emzikli kardeşini boğarak tahta oturan İkinci Mehmet, Karaman seferine çıkarken Bizans ile anlaşma yapar. Bizans’ın elinde bulunan Çelebi Mehmet’in oğlu olduğu sanılan Şehzade Orhan’ı bırakmasınlar diye, Çorlu çevresini Bizans’a ikram eder. Ayrıca önceki padişahlar gibi, yılda 3. 000 altın ödemeye devam eder.
- 2. Mehmet Fatih 30 yıl iktidarda kalmış, 49 yaşında ölmüştür. Zehirlendiği iddiası kuvvetlidir. Onun “Bizans’ı yıkmak yerine onun başına geçme hevesi”, içten içe derin tepkilere yol açmıştır.
- Aşıkpaşazade, Fatih’in suikaste kurban edildiğini şöyle anlatır:
“Vefatına sebep ayağında zahmet vardı.
Tabipler ilacından aciz oldular.
Sonra bütün tabipler toplandılar.
El birliği ile karar verdiler.
Ayağından kan aldılar.
Sancısı daha da arttı.
Şarab-ı fariğ verdiler
Allah rahmetine vardı.
Tabibler şerbeti ki verdi Han’e
O han içti şarabı kane kane
Ciğerin doğradı şerbet o hanın
Hemin dem zari etti yane yane
Didi neyçün bana kıydı tabibler
Boyadılar ciğer-i canı kane
Isabet etmedi tabib şarabı
Tımarları kamu vardı ziyane”
Tabibler hane çok taksirlik ittü
Budur doğru sözüm düşme gümane.”
- Fatih’in ölümünden sonra oğulları Şehzade 2. Beyazıt ve Şehzade Cem, iktidar kavgasına tutuşurlar.
- Vezir-i Azam Karamani Mehmet Bey, Beyazıt’a haber gönderirken, el altından Cem’e de haber gönderir. Cem’e de haber gönderildiğini öğrenen Yeniçeriler, Karamani’yi parçalayarak öldürür, konakları yağmalarlar.
- Cem Rodos Şövalyelerine sığınır.
- Beyazıt ile pazarlığa giren Şövalyeler, Osmanlı kuşatmasından da çekindikleri için Cem’i Fransa’ya kaçırırlar. Fransa Kralı, Şövalyeler ve Papa anlaşırlar. Cem Papalığa teslim edilir.
- İkinci Beyazıt, kardeşi Cem’i öldürmeleri için 1495 yılında Papalığa 300.000 altın teklif eder. Fransa Kralı bunu öğrenince Cem’i Papadan alır. Ama Cem zehirle ölür. Papa, Cem’i zehirleyerek teslim etmiştir.
- Cem’in öldürüldüğü duyulunca halk tepki gösterir diye korktuklarından, cesedi ölümden dört yıl sonra teslim alarak Bursa’ya getirirler.
- 2. Beyazıt, tahta çıktıktan sonra Edirne’de ziyafet verir. Mehmet Fatih’in eski Vezir-i Azam’larından, Cem Sultanın oğlu Oğuz Han’ı da destekleyen Gedik Ahmet Paşa’yı da çağırır ziyafete. “Ölüm” işareti olan kara kaftan hediye eder. Yeme sonunda Cellatlar Paşayı boğarak öldürürler.
- Sonra da İstanbul muhafızı İskender Paşa’ya şu fermanı gönderir; “Kulum İskender! Sana vasıl olduğu gibi bilesin ki Gedik’i tepeledim; gerekir ki sen de Cem’in oğluna mecal vermeyüp boğdırasın ki gayet mühimdir…”
- İskender Paşa 1483’de, Cem’in öldürülmesinden 12 yıl önce, Cem’in oğlu Oğuz’u boğdurur.
- İkinci Beyazıt iktidardayken, oğulları arasında taht kavgası başlar.
- Yavuz, babası Beyazıt’ı tahttan indirerek öldürür.
- İkinci Beyazıt, 1. Beyazıt ve 2. Murat’tan sonra tahttan zorla indirilen ikinci hükümdardır.
- Sekiz çocuğu olan İkinci Beyazıt, 60 yaşına geldiğinde, sadece üç çocuğu kalmıştır; Ahmet, Korkut ve Selim. Kalan üç oğul taht kavgasına tutuşunca, Beyazıt büyük oğlu Ahmet’i hükümdar yapmaya çalışır. Bunu öğrenen küçük oğul Selim, Beyazıt’ı sıkıştırarak söz alır. Ama Beyazıt sözünü tutmayarak ferman çıkarır: “Muazzelen Ahmet Han’ı getirün ve benim fermanımı yerine getirün, mülkü sahibine virem, tahtı varisine telsin kılam…”
- Fermanı öğrenen Selim, 40 bin kişilik ordu ile babasının olduğu Karıştıran Ovası’na gelir. İki kuvvet çarpışırlar. Selim’in kuvvetleri dağılır, Selim kaçar.
- Beyazıt tahtı Ahmet’e vermek için İstanbul’a gelir.
- Ahmet’in babasından izin istemek için 3.000 kişi ile İstanbul’a geldiğinde, Yeniçeriler “Ahmet’i istemezük” diye ayaklanır. Vezir-i Azam’ın ve vezirlerin evlerini yağmalarlar. Ahmet Anadolu’ya döner, Şehzade Mehmet’in Vali olduğu Konya’yı kuşatır.
- Yeniçeriler Selim’de ısrar edince 2. Beyazıt çaresiz Selim’i İstanbul’a çağırır. Selim babasıyla sarayda değil, açık havada at sırtında görüşmek ister. Beyazıt, çaresiz şekilde tahtı Selim’e bırakarak sarayı terk eder.
- Baba Beyazıt, zorla indirildiği tahtı oğlu Selim’e bırakırken, tek isteği 2 milyon akçe ile Dimetoka’ya gitmektir. Selim “tamam” der. Ama 2. Beyazıt daha Dimetoka’ya varmadan, Çorlu yakınlarında aniden ölür. Zehirlenmiştir. Nisan 1512.
- 1. Beyazıt’ı Timur Ankara Savaşında devirmişti. 2. Beyazıt’ı da, oğlu Selim devirir ve öldürür.
- Cem’in oğlu Oğuz’u koruduğu için Vezir-i Azam Gedik Ahmet Paşayı öldüren, yeğeni Oğuz Han’ı boğduran, kardeşi Cem’i, öldürülmesi için Papa’ya 300.000 altın göndererek öldürten, oğlu Selim tarafından darbe ile tahttan indirilen, sonra da öldürülen İkinci Beyazıt için, kendi ağzından türküler yakılmıştır;
“Benim ekmeğimi tahvif edenler
Beni koyup Selim Şah’a gidenler
Hakikat rahına doğru varanlar
Görün beyler bana nitti Selim Şah”
- 2. Beyazıt’ın Selim’e (Yavuz) tek şartı vardı; “Sana karşı koymadıkları sürece kardeşlerini öldürme”. Yavuz, tamam anlamında “hı hı” der.
- Ancak Yavuz, şahzade boğdurmaya önce ölmüş ağabeylerinin çocuklarından başlar;
- Şehinşah’ın oğlu Mehmet’i ve Alemşah’ın oğlu Osman’ı boğdurur.
- Sonra kardeşlerine sıra gelmiştir.
- Korkut’un güvendiği kişilerin ağzından, Korkut’u ayaklanmaya teşvik eden mektup gönderir. Korkut bu oyuna düşer. Selim tertibi ilerleterek Korkut’u yakalatır ve boğdurarak öldürür.
- Selim, Şehzade Korkut’un oğlu’nu yanında rehin tutuyordu. Korkut’tan sonra oğlunu, yeğenini de boğdurdu.
- Sonra Şehzade Ahmet…
- Yavuz Selim, önce Şehzade Ahmet ile mektuplaşan Vezir-i Azam Koca Mustafa Paşa’yı boğdurtur.
- Sonra Korkut’a uyguladığı tertibin aynısını Ahmet’e de uygular. Devlet adamları ağzından mektuplar yazar, kışkırtır sürekli; “Şehzadelerin ve Vezir-i Azam Koca Mustafa Paşa’nın katlinden çok muzdarip ve zor durumdayız. Ordunuzla Bursa’ya gelirseniz, size hemen iltihak edeceğiz…”
- Ahmet inanır mektuplara. Bursa’yı kuşatmak için yola çıkar. Yenişehir ovasında ordular karşılaşır. Ahmet mektupların yalan olduğunu orada anlar, ama iş işten geçmiştir. Ordusu bozulur ve kendisi yakalanır. Ahmet küçük kardeşi Selim’den hayatını bağışlamasını ister. Selim kulak bile asmaz. Hemen boğdurttu.
- Korkut’u da Ahmet’i de kementle boğan, Kapıcıbaşı Sinan Ağa’dır.
- Ahmet’in oğullarından Alaaddin, Kahire’ye kaçmış, orada vebadan ölmüştür.
- Diğer oğul Murat, Şah İsmail’in yanına kaçar, orada ölür.
- Kasım, Memluk Sultanı Gavri’nin yanına kaçar. Selim Mısır’ı işgal edince yakalanır zindana atılır. Selim’in adamları Kasım’ı boğarak kafasını kesterler ve Selim’e götürürler.
- Fatih’in, “karındaş katli yasası”, yeğenlere, padişah kızlarının çocuklarına, torunlara, bebeklere kadar uzamıştır artık.
- Yavuz Selim, babasını, iki ağabeyini, altı yeğenini ve 3 Vezir-i Azam’ı öldürtmüştür.
- Bunca cinayete rağmen 8 yıl tahtta kalır. Sırtında çıban çıkar, 1520’de ölür.
- Selim öldüğünde 1 erkek, 6 kızı vardır. Yavuz Selim’in oğlu Süleyman’ın (Kanuni), öldüreceği erkek kardeşi yoktur. Tahta çıktıktan sonra, gizli tutulmuş bir erkek kardeşi olduğunu öğrenir ama ona dokunmaz. Adı Üveys Paşa’dır.
- Ama Kanuni Süleyman, iki oğlunu ve bazı torunlarını, amcası Cem’in oğluyla torununu öldürür.
- Kanuni Rodos Adasını ele geçirince, Rodos Şövalyeleri ile adanın teslim anlaşmasına gizli bir madde koydurur. Şövalyeler, zehirlenen Şehzade Cem’in oğlu Şehzade Murat ile oğlu Cem’i, karısını ve iki kızını tutuklayarak Süleyman’a teslim ederler. Şehzade Cem’in dünyaya gelmekten başka kabahati olmayan bedbaht varisi, 27 Aralık 1522 tarihinde Şehzade Murat ile oğlu Cem boğularak öldürülür, karısı ve iki kızı İstanbul’a gönderilir.
- Kanuni Süleyman, Hurrem Sultan olarak adı değiştirilen Raksolan’ın tertiplerinin de etkisiyle Vezir-i Azam İbrahim Paşa’yı uykusunda boğdurur. Mart 1536
- Kanuni Süleyman, Hurrem Sultan ve vezir-i Azam Rüstem Paşanın Şehzade Mustafa’yı İran Şahı ile gizlice yazıştığı şeklindeki düzmece mektupları ve tertibi sonucu, oğlu Şehzade Mustafa’yı yedi dilsiz cellada boğduruyor. Ağustos 1553. Mustafa’yı kurtarmaya çalışan adamları da oracıkta öldürülür.
- Şehzade Mustafa’yı boğan cellâtlardan saray hademesi Zal Mahmut, daha sonra Vezir yapılır.
- Şehzade Mustafa’nın öldürüldüğünü öğrenen Yeniçeriler Vezir-i Azam Rüstem Paşa’ya karşı ayaklanırlar. Kanuni Yeniçerileri sakinleştirmek için Rüstem Paşayı görevden alır.
- Taşlıcalı Yahya Bey, Mustafa için şu beyiti yazıp söyler; “Meded meded ki cihanın yıkıldı bir yanı / Ecel Celalileri aldı Mustafa Hanı…”
- Kanuni’nin Hurrem Sultan’dan doğma kamburumsu ve şair ruhlu oğlu, Mustafa’nın ölümüne tanık oluyor. Öz kardeşlerinden daha çok sevdiği Mustafa’nın öldürülmesine dayanamaz, aynı yıl ölür.
- Şehzade Murat’ın öldürülmesinin ardından, küçük yaştaki oğlu da Kanuni’nin emriyle annesinin kucağından alınarak boğdurulur.
- Kanuni’nin oğulları birbirine düşerler. Hurrem Sultan’ın akıl almayacak tertipler kurarak tahta geçirmeye çalıştığı Sultan Beyazıt İran’a kaçar. Orada çocuklarıyla birlikte boğularak öldürülür.
- Mustafa’nın ölümünden ötürü Yeniçerilerin suçladığı Vezir’i azam Rüstem Paşa, Kanuni’nin ve Hurrem Sultanın damadı idi. Görevden alınarak yerine Kara Ahmet Paşa getirilir. Bu kez Hurrem Sultan ve Rüstem Paşa’nın kızı Mihrimah Sultan, Kara Ahmet Paşa’ya kumpas kurarak öldürtürler. Böylece Rüstem Paşa yeniden göreve getirilir.
- Hurrem Sulltan, Mihrimah Sultan ve Rüstem Paşa üçlüsünün, Kanuni’ye öldürttükleri şöyledir;
- Vezir-i Azam Makbul İbrahim Paşa ( Şehzade Mustafa yanlısı olduğu için)
- Şehzade Mustafa
- Vezir-i Azam Kara Ahmet Paşa.
*
Burada bir parantez açarak Hurrem Sultan ve karısı Mihrimah Sultan ile cinayetlerin ve tertiplerin kurucularından biri olan Vezir-i Azam Rüstem Paşa’nın kanlı servetine bakalım;
- 1.700 köle
- 2.900 savaş atı
- 1.106 deve
- Yedi yüz bin sikke-i hasene (altın)
- 5.000 dikilmiş kaftan ve elbise
- 1.700 adet üsküf (Yeniçeri subaylarının giydiği yarısı arkaya sarkan uzun sarık)
- 500 altın eyer
- 600 gümüş eyer
- 130 çift altın üzengi
- 1.500 gümüş at başlığı
- Kalıp altın (miktarı belli değil)
- Nakit altın (miktarı belli değil)
- Gümüşle karışık altın (miktarı belli değil)
- Gümüş eşya (miktarı belli değil)
- Mücevherat (miktarı belli değil)
*
- Kanuni Süleyman’ın kalan iki oğlu Selim ve Beyazıt, Hurrem Sultan’ın çocuklarıydı. Hurrem, Kanuni’den önce ölünce, Beyazıt’ı destekleyen Hurrem de olmayınca, vezirler Lala Mustafa Paşa’nın ve Rüstem Paşa’nın kışkırtmaları ile çocuklar birbirine düşerler. Saf değiştiren vezirlerin de oyunlarıyla Kanuni de Selim’i destekleyince Beyazıt eşi ve dört oğlu ile İran’a kaçar.
- Kanuni Süleyman, İran Şahı Tahmasb Han’a üç kez mektup yazarak oğlu Beyazıt’ın ya teslim edilmesi ya da idam edilmesini ister. Selim ve Kanuni, İran Şahı’na paralar teklif ederler. Nihayet Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa, Lapıcıbaşı Sinan Ağa ve Selim’in adamı Çavuşbaşı Ali Ağa’dan oluşan üç kişilik üçüncü heyet, Şah’ı razı ederek dört oğlu ile Beyazıt’ı teslim alırlar ve orada hepsini boğarlar. Tarih 1561
- Beyazıt’ın beşinci oğlu ise annesinin kucağından alınarak boğdurulur.
- 2. Selim’in yedi oğlan, dört kız, 11 çocuğu vardır.
- Şehzade Mehmet, Selim’den önce ölüyor.
- Selim ölünce Vezir’i Azam Sokullu Mehmet Paşa öldüğünü İstanbul’daki diğer çocuklardan saklayarak Murat’ı gizlice çağırtıyor ve tahta oturtuyor.
- Sokullu’nun yardımıyla tahtı ele geçiren 3. Murat, ilk olarak 5 kardeşini boğduruyor. Süleyman, Mustafa, Cihan, Abdullah ve Osman Şehzadeleri öldürüyor.
- Babasının cenazesinin ardından, 5 kardeşin cenazeleri saraydan çıkarılır. Beşi de aynı gün, 21 Aralık 1574’te gömülürler.
- 3. Murat dönemi, Kofru Adası Valisinin, Türk korsanlara esir düşen kızının, Safiye Sultan diye bilinen Bofu’nun dönemidir.
- 3. Murat’ın annesi de, Yahudi kökenli Nurbanu Sultan’dır. Bofu’yu sevmeyen Nurbanu, oğlu Safiye’den soğusun diye oğluna 40 gözde, 500 de cariye temin eder. 3. Murat’ın bu gözde ve cariyelerden 100’den fazla çocuğu olır. Kendisi 49 yaşında öldüğünde yaşayan çocuklarının sayısı, 20 erkek, 27 kız olmak üzere 47’dir.
- Safiye Sultan’ın (Bofu) oğlu Mehmet, tahta 3. Mehmet olarak geçer ve erkek kardeşlerinin tamamını, 19’unu da boğdurur.
- Boğdurduğu şehzadelerin 2’sinden hamile kalmış olan iki cariyeyi de, ne olur ne olmaz diye denize atarak boğdurur.
- Bunlara ek olarak 16 yaşındaki büyük oğlu Şehzade Mahmut’u da boğdurur
- Şehzade Mahmut’un annesini de denize atarak öldürür.
- 3. Mehmet’in sağ kalan iki oğlu Ahmet ve Mustafa idi. Büyük oğul Ahmet tahta geçer. Ahmet sünnetsiz olduğu için ne olur ne olmaz diye Mustafa’yı öldürmezler, “deli” diye zindana atarlar. Daha sonra sünnet olan Sultan Ahmet’in yedi oğlu olur.
- Öldüğünde en büyük oğul 13 yaşında olduğu için, “henüz küçük” diye Ahmet’in kardeşi Mustafa tahta geçirilir. 1617
- Tahtta üç ay kalan Mustafa da “deli” diye indirilir.
- Yerine 13 yaşındaki büyük oğul, Genç Osman diye bilinen 2. Osman geçer. 1618
- Çocuk padişah, altı kardeşini kafese kapatır. Bir süre dokunmaz.
- Ancak 3 yıl sonra Lehistan seferine çıkarken ne olur ne olmaz diye en büyükleri olan Şehzade Mehmet’i boğdurur. 1621
- Genç Osman, 1622 yılında Yeniçeriler tarafından alaşağı edilerek Yedikule zindanına atılır, burada hayaları sıkılarak öldürülür. Mayıs 1622
- Genç Osman’ın ölümünden sonra Deli Mustafa tekrar tahta oturtulur. Ancak Eylül 1623’de deliliği gerekçesiyle yeniden indirilir.
- Yerine 1. Ahmet’in büyük şehzadesi, 11 yaşındaki 4. Murat tahta çıkarılır.
- 4. Murat, Revan seferine çıkarken arkayı sağlama almak niyetiyle, kardeşleri Şehzade Beyazıt ile Şehzade Süleyman’ı boğdurur. 1635
- Bağdat seferine çıkarken Şehzade Kasım’ı boğduruyor.
- 28 yaşında ölen 4. Murat’ın, oğlu olmadığı için yerine kalan son kardeşi 1. İbrahim geçer.
- Amcası Deli Mustafa gibi o da delidir. 8 yıl tahtta kalır.
- Askeri ocaklardan vergi almaya kalkınca Şeyhülislam ile birleşen Yeniçeriler, tahttan indirir. Yerine 7 yaşındaki büyük oğlu 4. Mehmet getirilir.
- Deli İbrahim ise, hapsedildiği yerden Vezir-i Azam Sofu Mehmet Paşa ve Şeyhülislam’ın adamları tarafından çıkarılarak boğdurulur. 35 yaşındadır.
- 4. Mehmet, babaannesi Kösem Sultan’ın kendisini zehirletmeye çalıştığını öğrenir ve perde ipiyle boğdurulur Kösem Sultanı.
- 30 yıllık iktidarın ardından Avcı diye de bilinen 4. Mehmet, 1887’de tahtan zorla indirilir. Yerine kardeşi 2. Süleyman getirilir.
- Ağabeyi Avcı 4. Mehmet’in 30 yıllık iktidarı süresince kafeste tutulan 2. Süleyman, çıkarılarak pis elbiselerinin üzerine kaftan giydirilip tahta oturtulur. 9 Kasım 1687
- Avcı Mehmet ise, iki oğlu Mustafa ve Ahmet ile birlikte kafese konur.
- 2. Süleyman 4 yıl tahtta kalır. 49 yaşında öldü. 1691
- Yerine 48 yaşındaki kardeşi 2. Ahmet geçer. O da 4 yıl kalır. 43 yıl boyunca bir kafesin içinde iki ağabeyinden sonra tahta çıkmayı beklemiş, 3 yıl 8 ay 25 gün koltukta oturmuş ve ölmüştür. 1695
- Sıra Avcı Mehmet’in büyük oğlu 2. Mustafa’ya gelir. O da 8 yıl iktidarda kalır. Yeniçeri ayaklanması ile indirilir.
- İsyancılar 2. Mustafa’nın kardeşi 3. Ahmet’i padişah yaparlar.
- Tahttan indirilen 2. Mustafa çok yaşamaz, 29 Ocak 1704’te 41 yaşında ölür.
- 18. Yüzyılda padişah öldürmeleri de, şehzade katliamları da durmuştur artık. Saltanat babadan oğla değil, büyük kardeşten diğerlerine geçmektedir artık. Ancak bu da Prof. Dr. Ahmet Mumcu’ya göre “seniorat” denilen yeni bir siyasal cinayet türü başlatmıştır. Sarayın bir odasında zindan hayatı yaşatılan, ancak sınırlı sayıda cariye irtibat kurulabilen, yaşarken ölüm biçimidir. Cariyelere gebeliği önleyici şeyler içirilir, buna rağmen gebe kalınmışsa çocuk doğar doğmaz elinden alınır ve öldürülür. Bu gelenek muhtemelen 19. Yüzyıla kadar devam eder.
- 2. Mustafa’nın yerine 3. Ahmet geçer. Vezir-i Azam Damat İbrahim Paşadır ve Lale devri başlamıştır. İcadından bu yana 289 yıl geçmiş olan matbaanın, nihayet Osmanlı topraklarına, İstanbul’a gelmesine izin verilir.
- İktidarda 27 yıl kalan 3. Ahmet, Patrona Halil isyanı ile 1730 yılında devrildi.
- Böylece 36 Padişahtan 14’ü devrilmiş, tahttan zorla indirilmiştir
- 3. Ahmet ile başlayan Lale Devri’nin saltanat eğlenceleri sürerken, Rusya Tebriz’e, İran da Osmanlı hudutlarına girer.
- Osmanlı’ya savaş açılmıştır, susmak olmaz. Ama Ahmet savaşı da sevmiyor. Halkın gözünü boyamak lazımdır. Büyük bir savaş alayı düzenlenir ve Üsküdar’a geçilir. Bütün donanma da, kıyı boyunca Boğaz’a açılmıştır. Bu tören 4 saat sürmüştür.
- Bu tiyatroyu Nurdoğan Taçalan ve Turgut Etingü, Suikastler ve Ayatlanmalar Tarihinde şöyle anlatmaktadırlar; “Bir yandan padişahın tuğları çekiliyor, 3. Ahmet, çevresindeki uzun sorguçlu silahlı muhafız takımı arasında at sırtında gidiyordu. Arkada saratın ileri gelenleri, padişahın kılıcını, yedek sarığını, aptes ibriğini taşıyordu. Halkta savaş ilanını düşündürecek her şeye başvurulmuştu. Fakat Kadıköy’e gelindiğinde alay dağılmış, herkes kasırlara ve Boğaziçindeki yalılara dönerek yeniden zevk ve sefa alemlerine dalınmıştı. Bu aldatmacanın foyası çabucak ortaya çıkmış, halkın kızgınlığını daha da artırmıştı”
- Devamını Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’dan okuyalım; “İki ay geçmeden İstanbul Kadısı Zülali Hasan Efendi ile Ayasofya Vaizi İspirzade Ahmet Efendi’nin de teşviki ile Patrona Halil ayaklanması başladı. İsyancılar Damat İbrahim Paşanın, iki diğer damadın ve Seyhülislamın kellesini istiyordu. Ama bu kelleleri isteyenlerin sayısı 37 kişi idi. Padişahın kızkardeşi Hatice Sultan, “isyancılara istedikleri kelleleri ver tahtı kurtar” diyordu. Padişah isyancılara diri diri vermek istemediği Damat İbrahim Paşa ile diğerlerinden yetkiyi alarak kapı arasına gönderdi. Üç damat burada boğuldu, cesetleri bir öküz arabasıyla At Meydanına gönderildi.”
- İsyancılar sürükleyerek sarayın önüne getirdikleri cesedin ölen İbrahim Paşa olmadığını iddia eder, gerçeğini isterler. 3. Ahmet,“gerçeği değilse gerçeğini göndeririz” der ve 2 Ekim 1730’da tahtı bırakır.
- 3. Ahmet’in tahta iken, küçük amcası 2. Ahmet’in yeğeni Şehzade Mahmut’u boğdurduğu anlatılır.
- 3. Ahmet’in yerine devrik ağabeyi 2. Mustafa’nın oğlu 1. Mahmut geçer.
- 1754 -1757 arasında üç yıl iktidarda kalan 3. Osman da, küçük amcası 3. Ahmet’in yeğeni veliaht Şehzade Mehmet’i boğduruyor.
- 3. Selim’in Nizami Cedit dönüşümlerine karşı Kabakçı Mustafa ayaklanması olur. 3. Selim Kabakçı’yı sakinleştirmek için 11 adamını Kabakçı’ya gönderir. Kabakçı’nın adamları 11 kişiyi parçalar, ama sakinleşmezler. “Sultan Selim’i isteriz” derler. Selim bunun üzerine tahtı bırakmak zorunda kaldı.
- Selim tahtı bırakınca 4. Mustafa tahta çıkar.
- Serhat Beyi Alemdar Mustafa Paşa, 4. Mustafa tahta geçtikten bir yıl sonra padişahın da onayı ile ordusunu alarak İstanbul’a gelir. 28 Temmuz 1808’de Babıali’yi basarak Çelebi Mehmet’ten sadaret mührünü alır.
- Alemdar saraydan içeri girerken 4. Mustafa’nın adamları 3. Selim’i hançerleyerek öldürdüler.
- 3. Selim ile birlikte, öldürülen padişah sayısı 4’e çıkmıştır; 2. Beyazıt, 4. Mustafa, Genç Osman ve 3. Selim.
- Alemdar Mustafa Paşa 4. Mustafa’nın yerine Şehzade 2. Mahmut’u çıkarır.
- 4. Mustafa, tahttan indirilen 10. Padişah olmuştur.
- Ancak 2. Mahmut, ağabeyi 4. Mustafa’yı boğdurur. 1808
- Yeniçeriler yeniden ayaklanır. Vezir-i Azam’lığa getirilen Alemdar Mustafa Paşa’yı öldürdüler.
- 2. Mahmut 31 yıl kalır tahtta. Yeniçeri Ocağını kılıçtan geçirerek ağaca astırır. 1826’da Yeniçeri ocağının kaldırılmasına, “Hayırlı Vaka” anlamında, Vaka-ı Hayriye denilir.
- 1839’da 2. Mahmut ölünce, yerine geçen 16 yaşındaki Abdülmecit 22 yıl kalır koltukta. 1861’de ölür.
- Yerine Abdülaziz geçer. O da 35 yıl kalır iktidarda. Bu dönemde devlet boğazına kadar borca girer. 30 Mayıs 1876’da sarayın önde gelenleri tahttan indirirler. İndirildikten 4 gün sonra bileklerini kesmiş olarak ölü bulunur.
- Abdulaziz, tahttan zorla indirilen 11. Padişahtır.
- Abdülaziz’in yerine Abdülmecit’in büyük oğlu 5. Murat geçer. O da 4 ay kalır tahtta. 31 Ağustos 1876’da indirilir, Çırağan Sarayında gözaltına alınır.
- Abdulmecit ile birlikte tahttan indirilen padişah sayısı 12 olur.
- 5. Murat’ın nazırları, gizlice 2. Abdülhamit ile anlaşırlar. 5. Murat’a ruh sağlığını kontrol ettirmeye razı ederler. Avrupa’dan getirilen doktorlar “ruh sağlığı bozuk” raporu verir. Tahttan indirilir.
- 1876’da tahta çıkan Abdulhamit, 33 yıl tahtta kalır. 1909’da tahttan indirilir. 13. Devrik padişah olmuştur.
- 31 Mart 1909’da gerici isyan olur. Mahmut Şevket Paşa’nın Komutasındaki Hareket Ordusu Selanik’ten gelerek isyanı bastırır. Ayaklanmayı kışkırtan 2. Abdulhamit’tir. İndirilme sebebi budur. Götürüldüğü Selanik’te üç yıl kaldıktan sonra Beylerbeyi Sarayına getirilir. 1918’de orada ölür.
- 1909’da 65 yaşında tahta çıkarılan Reşat, 9 yıl kalır.
- Vahdettin 1918’de 57 yaşında tahta çıkar. 1922’de İngiliz zırhlısına binerek ülkeden kaçar. Koltuğunu terk eden ve ülkeden İngiliz zırhlısı ile kaçan padişah olarak, devrik padişahların 14. Olarak tarihe geçer.
SONSÖZ
Özetin sonuna gelirken, Çetin Altan’ın şu değerlendirmesini aktarmak gerek;
- “Osmanlının ne zaman kimlerle anlaştığı, dövüştüğü ortada… Hıristiyanlar kadar Müslümanlarla da savaşmış, Müslümanlarla anlaştığı kadar Hıristiyanlarla da anlaşmış, kendine özgü, garip ve geometrisiz bir egemenliktir Osmanlılık… İbretle bakılacak yönleri, imrenilecek yönlerinden daha çoktur.
- “Cumhuriyetten bu yana “Kadın hakları” konusunda çeşitli örgütler kurulmuş, önemli atılımlar gerçekleştirilmiş, ateşli demeçler verilmiş, alevli söylevler söylenmiş, makaleler, kitaplar yazılmış, filmler ve televizyon dizileri yapılmıştır.
- Nedense kimsenin aklına padişah karısı olduğu için çocukları öldürülmüş bahtsız ve acılı anneleri arada sırada anmak, mezarlarına bir buket gül bırakmak gelmemiştir.” Çetin Altan
Mehmet Akkaya