Yıllardır anlatıyoruz, yazıyoruz, uyarıyoruz, uzmanları dinleyin, diyoruz.
Tarımı bitiriyorsunuz, kıtlık-pahalılık gelir, insanlarımız sıkıntıya düşer, satın alamaz, sağlıklı beslenemezler diyoruz, sanki duvara konuşuyoruz, anlatamadık, inandıramadık!
Mevlana “Ne söylersen söyle, ne kadar söylersen söyle, söylediklerin karşıdakinin anlayabildiği kadardır” diye boşuna dememiş!
Devlet Planlama Teşkilatını kapatırsanız, tarımda planlamayı es geçerseniz ve üç-beş ithalatçı para kazansın diye “Paramız var, dışardan alırız” diyen uluslararası tarım tröstlerinin adamını Tarım Bakanı yaparsanız, insanları pazardan bile bir şey alamaz hale getirirsiniz.
İki temel üründen söz edelim;
2002 yılında nüfus başına yılda 80 kgr patates üretiyorduk.
2002 yılında nüfus başına yılda 32 kgr soğan üretiyorduk.
2021’de nüfus başına yılda 55 kgr patates, 27 kgr soğan ürettik. Üstelik bu hesapta 10 milyon Suriyeli yok! Üretmezsen, nasıl pahalanmasın ki?
Hz. İsa’nın müritlerinden biri çarşıda dolaşırken önünden birinin şimşek gibi geçtiğini görür. Dikkatlice bakınca koşanın Hz. İsa olduğunu anlar ve ardı sıra
o da koşmaya başlar ve sonunda Hz. İsa’yı yakalar ve sorar; “Ya Hazret, bu neyin koşusu, neden kaçarsın?”
Hz. İsa; “Ahmaklıktan kaçıyorum, peşimde bir ahmak vardı” diye yanıt verince, müridi sorar, “Sen mucizeler yaratmış İsa’sın, niye bir ahmaktan kaçasın ki?”
Hz. İsa; “Bak ben bir niyazımla hastayı iyileştirir, körü gördürebilirim. Ama bir ahmağa asla bir şey anlatamam, onun için kaçmaktayım!” (Hanri Benazus’tan alıntıdır)
AKP, 2002 yılında tarımda kendi kendine yeten dünyadaki yedi ülkeden biri olan Türkiye devraldı! Geldiğimiz yere bakın. Uluslararası Tarım Tröstlerinin rehini olmuş AKP, Türkiye’yi 130 ülkeden tarım ürünü ithal eden bir zavallı ülke durumuna düşürdü!
Şu an ayçiçeği ekim zamanı! Çiftçi yine ekmeyecek! Çünkü önünü göremiyor!
Ekse temelli batacak! Hollandalı “Avro Milyarderi” Binali; Ekin kardeşim, girdiler pahalıymış boşverin, siz her yeri ekin, diye akıl veriyor! Kolaysa gel de sen ek Binali!
Bunu diyeceğinize, tohuma-gübreye-zirai ilaca-mazota vereceğiniz desteği ve hasat sonunda ürünü kaç liradan alacağınızı açıklasanız ya!
AKP’yi sandıkta göndermeden hiç birimize rahat, huzur bereket yok!
Ahmaklığın bir kötü yanı da bulaşıcı olmasıdır.
Tarımda yapılan ahmaklıkları aç kalarak, sağlıksız beslenerek ödüyoruz.
Ya siyasetteki ahmaklıkları? Cumhuriyeti ve özgürlüklerimizi kaybederek mi ödeyeceğiz?
AKP’yi kim gönderecek? Siyaset Kurumu, değil mi? Yani muhalefet!
Yıllardır adeta bağırıyoruz; AKP’yi sandıkta yenmek istiyorsanız, bunun altın anahtarı Merkez ve Merkez Sağdaki oyların AKP’den geri alınmasıdır, diye!
Cumhuriyete ve değerlerine yürekten inanan, Atatürk ilke ve devrimlerine sadık, inancını sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yaşayan mütedeyyin kesimlere saygılı, laikliği-sosyal hukuk devletini-çağdaşlığı savunan kadroları biraraya getirmek şarttır dedik! Demedik mi?
Millet İttifakının unsurlarından CHP ve İYİ Parti ne yaptı?
Ülkeyi içinden çıkılmaz hale getiren iki tane AKP larvasını koyunlarına aldılar!
İki yıldan fazladır, bu iki larvayı Fox-Habertürk-Halk-Tele1-KRT televizyonlarına her gün çıkarttılar.
Sabah Babacan, öğle Davutoğlu- akşam Babacan-gece yine Davutoğlu! Parlatmaya çalıştılar. Ne oldu?
Bu ikili CHP ve İYİ Partiye öyle bir deklarasyona imza attırdılar ki, ha bu deklarasyona imza atmışlar ha Sevr benzeri bir anlaşmaya! Üstelik bunca parlatmaya rağmen iki larvanın toplam alacakları oy %1-1,5 arası! %2 bile değil!
Bu yapılmak istenene “Olmazı Oldurmaya Çalışmak” denir ki, beyhudedir.
Sorumluluk ve vebal Türk Tarihi önünde Kılıçdaroğlu ve Akşener’indir…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 03 Nisan 2022