Merdan Yanardağ, tahliye sonrası açıklama yaptı

IMG_20231005_210608_133

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında, 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında, 2 yıl 6 ay hapis cezası ve tahliye kararı verildi. Kararın ardından Merdan Yanardağ tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi’nden tahliye edildi. Yanardağ, “terör örgütü propagandası ve suçu ve suçluyu övme” suçlarından 101 gündür tutuklu bulunuyordu.

Çağlayan Adliyesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında konuşan Merdan Yanardağ, amacının herhangi bir terör örgütü övmek olmadığını ifade etti ve “Bu dava Türkiye’nin demokratikleştirilmesi mücadelesi verenlere gözdağıdır” dedi.

Hakkında 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenen Yanardağ için hazırlanan iddianamede, “örgüt liderini siyasi mahkum olarak değerlendiren ve rehin olarak tutulduğunu iddia eden açıklamalarının bütün halinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek nitelikte olduğu” belirtilmişti.

Merdan Yanardağ, TELE1’de yayınlanan “4 Soru 4 Yanıt” programında Abdullah Öcalan’ın tecridinin kaldırılması gerektiğini söylemiş, bunun üzerine Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kanal hakkında inceleme başlatmıştı. Ardından Merdan Yanardağ, hakkında açılan soruşturma kapsamında 27 Haziran’da tutuklanmıştı.

Duruşmada savcılığın ikinci bir montaj video üreterek suç uydurduğunu ileri süren Yanardağ, “AKP iktidarının izlediği politikaları eleştirdim. Durduk yere Öcalan’ı övmüşüm gibi bir sonuç ortaya çıkarıldı” diye konuştu.

Yanardağ, davanın düşürülmesini, tahliye edilmeyi ve beraatını talep etti. Savcılık ise Yanardağ’ın tutukluluğunun devamını ve “terör örgütü propagandasından” ceza almasını istedi. Mahkeme, Yanardağ için 2 yıl 6 ay hapis cezası ve tahliye kararı verdi.

Ayşenur Arslan, Halk TV

Merdan Yanardağ, dün Halk TV programcısı Ayşenur Arslan’ın başına gelenleri örnek verdi ve “Bunları toplumsal intihal diye değerlendiren bir savcılık var” dedi.

Yayının çok küçük bir kısmından sonuç çıkarıldığını söyleyen Yanardağ şöyle devam etti: “Orada söylenen hiçbir şey suç değil, hiçbir terör örgütü ve suçu övülmemiş, propaganda yapılmamış. Tutuklanmama sebep olan programda PKK terör örgütünün eylemini öven bir yaklaşım ya da değerlendirme yok. İktidar, İmralı’yı seçimlere ve siyasete müdahale için siyasal bir araç olarak kullanıyor. Onun üzerinden tehdit ediyor siyasi aktörleri.”

AKP’li Galip Ensarioğlu’nun sözlerini hatırlatan Yanardağ, “Ensarioğlu diyor ki, ‘Çözüm süreci bitti ama tekrar başlayabilir. PKK şiddetin muhatabıdır, onunla şiddet konuşulur geri kalan halkla konuşulur. Öcalan ila Kandil arasında fark var. Öcalan daha samimiydi iyi niyetliydi.’ Savcılık bunları neden iddianameye koymamış? Aleyhime tweetler konmuş ama onlar da kırpılmış. Lehime olan tweetleri de aleyhime zannedip koymuşlar. Ensarioğlu’nun söylediği hiçbir şey davada yok” diye konuştu.

Yanardağ’ın savunmasının ardından konuşan avukat Başar Yaltı da bu davanın gazeteciliğe karşı bir dava olduğunu söyledi. Yaltı, Yanardağ’ın tutuklanmasını “gözdağı” olarak nitelendirdi.

Gezi Parkı tutukluları

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili davadan tutuklu olanlar cezaevinde olduğu için kendi tahliyesine sevinemediğini belirten Merdan Yanardağ “Bugüne kadar gösterilen dayanışma nedeniyle kamuoyunun, Türkiye’nin demokrasi güçlerinin, ileri güçlerinin, medya kuruluşlarının, basın meslek örgütlerinin, sendikaların, siyasi partilerin çok geniş bir desteği vardı. 

Hapishanede dayanışma önemli. Ben tahliye olduğum için sevdiklerime, yakınlarına kavuştuğum için mutluyum ama aynı zamanda içinde derin bir yarayla… Can var içeride, Osman var, Tayfun var. Orada esir alınmış gibi, ağır bir saldırı altındalar ve imha edilmeye çalışılıyorlar. İçeride çok sayıda suçsuz arkadaşımız var. Devlete infaz yasasını herkese eşit ve adil bir şekilde uygula demeyi suç saydılar. Mahkeme bir hesaplaşma mahkemesiydi. Mahkemede ben kendimi değil basın ve ifade özgürlüğünü, kişi haklarını savundum, savunmaya çalıştım” dedi.

Yanardağ ” Burada, rejimin simgesi olan Silivri Cezaevi’nde olumlu tek bir şeyden söz edilebilir. O da buradaki güvenlik emekçilerinin iyi niyetidir. Onun dışında burası rejimin zulmünün simgesidir. Benim tutuklanmam, 14-28 Mayıs seçimlerinin ilk siyasal sonucudur. Çünkü rejimin ahlaki ve siyasal meşruiyetinin sorgulanmasının gerektiği bir yerde, seçimlerin adil ve demokratik bir ortamda yapılmadığı, hile iftira ve kara propagandaya dayalı bir seçimden sonra iktidara yeniden gelindiğini sorgulamamız gereken bir aşamada benim seçilmem tesadüf değil” ifadesini kullandı.

Exit mobile version