Emperyalizme bağımlılık sürecinde cumhuriyetin planlı, halkçı ve kamucu ekonomisinin tasfiye edilmesi ile yerleştirilen vahşi kapitalizm ve ulusal güvenliği ABD emperyalizminin eşkıya örgütü olan NATO’nun kollarında arayan politikalar, AKP iktidarı döneminde daha da hızlanmış, ülkemizin hızla uçuruma sürüklenmesine yol açmıştır.
- Bağımsızlık, cumhuriyet, ulusal bütünlük, laiklik ve emekçi sınıfların yaşam koşulları, hiç bu kadar tehdit yaşamadı.
- Cumhuriyet ekonomisi tasfiye edilmiş, emperyalist tekellerin işgali gerçekleştirilmiştir.
- Yarattıkları tarihin en büyük ekonomik krizi, emekçi sınıfların üzerine yıkılmaktadır.
- Emperyalizmin ürettiği ve palazlandırdığı irtica ile bölücülük, emperyalizmin amaçları için buluşturulmaya çalışılmaktadır.
- Cumhuriyet ve laiklik karşıtları TBMM tarihinde olmadığı kadar sayısal güce ulaştırıldılar.
- Yeni anayasa girişimleri, cumhuriyet fikrinin kalan izlerinin tasfiyesini amaçlamaktadır.
- Emekçi sınıf ve tabakaları hiç olmadığı kadar ezecek olan bu karşı devrimci dalganın, halkta tepkilere de yol açacağı da başka bir gerçektir.
YENİ GÖREV
Türkiye’nin sosyalistleri, tarihte hiç olmadığı kadar önemli bir görevle karşı karşıyalar.
Sosyalist örgütlerden herhangi birinin, bu karşı devrimci dalgaya göğüs gerebilme ve yükselecek emekçi direnişine önderlik edebilme gücünün olmadığı da ortada.
“Sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya, bağımsız Türkiye” istiyorsa sosyalistler, kırk parçaya bölünmüş, etkisi azaltılmış kuvvetlerini birleştirmeleri, kaçınılmaz görevdir, zorunluluktur.
Kaldı ki sorunlar ve ihtiyaçlar, sadece sosyalistlerin sağlayacağı birlikle de aşılamayacak önemdedir, büyüklüktedir.
Bu büyük yıkıntı ve geçmişte olmadığı kadar kabarma olasılığı görünen halk hareketi, sosyalistlerin, aynı özlemleri duyan Atatürk devrimcileri ile birleşmesini de zorunlu kılmaktadır.
Birleşmenin oturacağı zemini gerçekçi şekilde saptayan devrimci önder Mehmet Bedri Gültekin, şu şekilde formülleştirmişti;
- Tam bağımsız Türkiye için!
- Cumhuriyet ve laiklik için!
- Planlı, halkçı ve kamucu ekonomi için!
- Gerçek halk iradesi için, halkçı parlamenter sistem için!
YENİ ÖNEMLİ GELİŞMELER
Bu program, hem günümüzün temel sorunlarıdır, hem de sosyalistlerin ve sosyalistlerle Kemalistlerin birleşme zeminidir.
Bu ihtiyaçların dayandığı bugünlerde, başka önemli gelişmeler de olmaktadır.
1-) Farklı amaçları varmış gibi gösterilen sistemin ortakları, iktidardaki ve muhalefetteki partiler, 1980 sonrasında amaç edindikleri emperyalist planların faturasını yaşamaya başlamışlardır.
İktidardaki AKP hızla erimekte, eridikçe diktatörlük eğilimi kabarmakta, bu yolda attığı adımlar ise çöküşünü daha da hızlandırmaktadır. Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından atacağı adımların, çöküşü çok daha hızlandıracağı açıktır.
Muhalefet ise, 1980 sonrasındaki yeni örgütlerinin emperyalist planları “program” olarak kabul etmesi yüzünden, 90’lı yıllarda ortak oldukları iktidarların uygulamaları yüzünden, muhalefette iken iktidarların gerici adımlarına verdiği destekler yüzünden, halkçılığı rafa kaldıran iktidar kopyası ihaleci belediyeleri yüzünden, partilerden Atatürk ideolojisini ve Atatürkçüleri tasfiye etmeleri yüzünden, toplumdaki itibarları ile, çözümsüzlükleri ile, dağılan, çözülen örgütleri ile çökmektedirler.
Özetle, iktidarı ve muhalefeti ile sistemin sorumluları, sistemle birlikte çökmektedirler.
2-) 13 Eylül 2023 itibarinde 132’ye çıkan siyasi parti sayısı, Cumhuriyet tarihinde zirvedir. Bu durum, hem sistemin hangi hızla çöktüğünü, hem de toplumdaki arayışı göstermektedir.
Sistemin çöküşü ve sistem partilerindeki çöküşler hızlandıkça,toplumdaki seçenek arayışları da tırmanmaktadır.
3-) 2015 sonrası ekonomide frenlerin boşalması, ekonomik krizin tahrip gücünün her yıl daha da artması, sadece toplumdaki seçenek arayışlarını tırmandırarak mantar biter gibi yeni partilerin kurulmasına yol açmadı.
Toplumun önderleri şapkalarını önlerine de koymaya, sorunlarla güçlerindeki dengesizliği anlamaya ve benzer kuvvetlerle yan yana gelmek zorunda olduklarını görmeye yol açtı.
Vatansever kesimlerde görülen bu kavrayışlar ve yeni yönelişler, denilebilir ki son 60 yılın zirvesidir. Sosyalisti, Atatürkçüsü, milliyetçisi ile bağımsızlık, halkçılık, kamuculuk ve laiklik isteyen cumhuriyetçi kuvvetler, son yarım yüzyıldır hiç bu kadar birleşme, bir araya gelme özlemi yaşamamıştı.
Dahası, birlikte hareket etme ya da birleşme yönündeki hemen hiçbir adım karşılıksız kalmıyor.
Bu tarihi olgunluktur, tarihi fırsattır.
4-) Türkiye sosyalistlerinin geçmişin ergen ve hırçın davranışlarından epeyce uzaklaşmış olmaları, ayaklarının Türkiye topraklarına daha çok basması, cumhuriyet devrimine ve Atatürk’e bakışların düzelmeye başlaması, önemlerinin kulis sohbetlerinden çıkarılarak yazılara, nutuklara taşınması, halkın ve işçi sınıfının daha anlaşılmaya başlanması, başka bir önemli ve tarihi gelişmedir.
Türkiye sosyalistlerinin olgunlaşmaya başladığı söylenebilir.
5-) Sosyalistlerle ilgili başka bir önemli gelişme de, ayakların suya ermesidir. Hemen her örgüt, sorunların büyüklüğü ile kendi özel güçleri arasındaki farkı daha gerçekçi kıyaslayabilmektedir.
Ezberdeki bir nakarat olmaktan çıkarılarak gerçek bir kılavuz olmaya başlayan “materyalizm”, yani “somut durum”, yani “hayatın gerçekleri”, sosyalist örgütler arasında görüşme konuşma trafiğini hızlandırmakta, çeşitli durumlar için birlikte hareket etme, hatta “tek partide, tek disiplinde ve tek programda birleşme” eğilimlerinin yeşermesine yol açmaktadır.
6-) Atatürk’ün deyişi ile “işte bu ahval ve şerait içinde” durumu kavrayan Sosyalist Cumhuriyet Partisi (SCP) ve Toplumcu Kurtuluş Partisi 1920’nin (TKP 1920) birleşmeleri,
- Devasa sorunlar altında kıvranan ülkemize ve halkımıza karşı duyulan sorumluluğun gereğidir.
- Sistemin, sistemle birlikte çöken iktidarın ve muhalefetin yarattığı yıkıntının altında kalan halkımıza, halkçı ve devrimci bir seçenek yaratma, büyüyecek bir karargâh yaratma sorumluluğudur.
- Patlamak üzere olan kitlelere önderlik edecek, ama doğru bir rotada önderlik edecek bir devrimci kuvvet yaratma yolunda atılmış adımdır.
- Giderek hızlanan çare arayışlarına, hızlanan görüşme ve bir araya gelme arzusuna, doğru bir programla ışık tutma sorumluluğudur.
- Sosyalistler için tarihteki anlamlı sayılabilecek ayrılık sebeplerinin artık tarih olduğu gerçeğinin kavranmasıdır.
- Bir araya gelmek, birleşmek için “cesur tutum almaları gereken” sosyalistler ve Kemalistler için, örnek tutumdur. Bu yöndeki özgüvendir. Özgüvenle atılacak atak adımların, günümüzün en önemli devrimci görevi olduğu hatırlatmasıdır.
- Türkiye Sosyalist Partisi adıyla birleşen SCP ve TKP 1920’yi kutluyor, Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkı için, Atatürk’ün başlattığı milli demokratik devrimi tamamlamak arzusunda olan vatanseverler için, umut dolu yarınlar diliyorum.
Mehmet AKKAYA
(Türkiye Sosyalist Partisi Genel Başkan Yardımcısı)