Dewlet Bahçeli’nin “Dış Politika” konusunda yazılarını kim hazırlıyorsa,
bilin ki o kişinin İsrail’e çok fazla sempati duyduğu kesindir.
Bildiğiniz gibi Bahçeli sağlıklı iken dahi, konuşmalarını promter denen camdan okurdu! Bahçeli doğaçlama konuşmaya kalktığında ise sonuç tam bir felaket oluyordu. Bu tespiti, MHP Grup toplantıları sırasında prompter cihazı bozulunca “Marie Antoinette-Ekmek-Pasta, Pasta- Paris- Sok ta Sok”
diye takılıp kalmasında kahkahalarla izlemiştik!
Ayrıca 78 yaşındaki Bahçeli’nin, Uluslararası hiçbir toplantıda Türkiye’yi savunan bir konuşma yaptığını görmemiştik.
Bu kez Bahçeli, Kudüs konusunda, CB Erdoğan’ı desteklemek için yazılı bir metin yayınladı.
Bahçeli, “Kudüs’ü yüz yıl önce bırakmak zorunda kaldık. Ancak bu kez kaderine terk etmeyeceğiz, etmemeliyiz. Çünkü Kudüs düşerse tarih düşer, İslam zaafa uğrar. Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur!
ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı TRÇ (Türkiye-Rusya-Çin) ittifakı kurulmalıdır!”
Allah, rezil edeceği kişinin önce aklını alırmış.
Kudüs’ü kaybetmeyecekmişiz! Kudüs şu an bizim mi?
Bahçeli ve Erdoğan’ın patronu Sarıkafa Deli Trump, Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak ilan etmedi mi? ABD Büyükelçiliği binasının taşınmasını Kudüs’e taşınmasının emrini Trump vermedi mi? Neden sesinizi çıkarmadınız?
Gazze’de insanlar açlıktan can verirken, Trump “Burasını tatil ve eğlence merkezi yapacağız” dediğinde Cumhur İttifakı olarak iktidar değil miydiniz?
TRÇ İttifakını kuralım diyor Bahçeli! (Türkiye-Rusya-Çin)
Bu sözün aslı, yüzümüzü Batı’dan çevirelim, Batı ile imzaladığımız her ittifaktan çıkalım demektir. (AB Konseyi-Ekonomik Anlaşmalar-NATO dahil)
Eğer Türkiye’ye bugün saldırmayı düşünenler, saldıramıyorsa, Türk Devletinin gücü ve NATO içindeki az sayıdaki dostlarımız sayesindedir.
Ayrıca, son dönemde Rusya ve Çin ile ittifak yapan üç ülke var.
Bunlar Suriye-Irak-İran! Rusya ve Çin bu ülkelerin tamamını satmadı mı?
Aziz Türk Milleti;
Türk Devleti, AKP’den önce kendisine yakışan bir dış politika uygulardı.
Bu dış politikanın temelinde, Ortadoğu’yu çok iyi tanıyan, bu bölgenin hemen her yerinde savaşmış Gazi Mustafa Kemal’in kurguladığı “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” politikasıdır.
Atatürk’e, Laik Cumhuriyete, Demokrasiye kökten karşı olan AKP, maalesef her alanda yaptığı gibi, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana vücut bulmuş dış politikamızı da mezhep ve etnik köken üzerine inşa etmeye kalkmış ve yüzüne gözüne bulaştırmıştır.
Büyük Devletlerin dış politikaları, yılların birikimiyle, uzun vadeli olarak belirlenir. Böyle ciddi bir konuda, aklına geleni söylemek veya bilgisiz danışmanların yönlendirmesiyle konuşmak, EBLEH kelimesinin tam karşılığıdır.
Aziz Türk Milleti;
Vatan savunmasında gereğinden fazla merhamet, vatana ihanettir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk… Kimse unutmasın!
Sağlık ve başarı dileklerimle
20 Eylül 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
SİLAH ARKADAŞLIĞI
Silah arkadaşlığı, Askeri terminolojide ve gündelik dilde, birlikte savaşa katılmış, aynı cephede omuz omuza mücadele etmiş Askerler arasındaki özel ve derin bağa verilen isimdir.
Bu bağ, sadece bir mesleki ilişki olmanın ötesinde, hayatın en zorlu ve riskli anlarını paylaşmaktan doğan, sıradan dostluklardan çok daha güçlü bir sadakat, güven ve kardeşlik duygusu içerir.
Silah arkadaşlığı, görev sona erdikten sonra bile devam eder ve genellikle ömür boyu süren bir dostluğa dönüşür. Birbirine “Kardeşim” diye hitap etmeleri de bu ilişkinin ne kadar özel ve samimi olduğunu gösterir.
Bu kavram, Askeri rütbe veya statüden bağımsız olarak, sadece bitlikte mücadele etmiş olmanın getirdiği eşsiz bir onur ve kardeşlik simgesidir!
“Silah Arkadaşlığı” ilk kez, Türk Ordusunun üst makamlarına liyakat ve kendi becerisiyle gelemeyen gevşek paşaların, iktidarla işbirliğine gidip, silah arkadaşlarını satmalarıyla bozuldu.
Türk Devletine ve Türk Milletine hizmet etmek yerine, iktidar yalakalığını tercih eden bu komutan müsveddeleri, KUMPAS olayları ve iftiralarla zindanlara atılan “Silah Arkadaşlarıyla” hiç ilgilenmediler. Bir anda ekonomik çöküntüye uğrayıp, dara düşen aileleri de yalnız bıraktılar.
Türk Devletinin kendilerine emanet ettiği “KOZMİK ODA” bilgilerinin, terör örgütlerinin eline geçmesini engel olamayan sözde komutanlar, kendilerinin
Silah Arkadaşlarının, sahibi Türk Milleti olan ORDUEVLERİNE girişlerini yasakladılar!
Her biri birer onur abidesi olan, bedel ödeyen Atatürk’ün Ordusunun subayları Orduevlerine giremezken, takkeli-cüppeli “İmamın Ordusunun” elemanları başköşede konuk edilir hale geldi.
Atatürk’e en ağır hakaretleri yapan bu soysuzlar Genelkurmay Başkanı tarafından ziyaret edildi, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen Teğmenler, Atatürk’ün Ordusundan atıldı!
Komutan sıfatı o kadar değersizleştirildi ki, Anıtkabir’de siyasi slogan atılmasına ve üzerlerini Polislerin aramasından bile utanmadılar!
Türk Ordusu’nun üniformasını 28 yıl taşımış, sınır içinde ve dışında çok sayıda operasyona katılmış, çatışmalara girmiş, ABD’nin kendisine verdiği madalyayı kabul etmemiş Emekli Albay Orkun Özeller, Kripto FETÖ’CU yargıçlar tarafından ORDU da tutuklandı!
Bu durum tüm Türk Milletini derinden yaralamıştır. Bizler bu yarayı da sarar sarmalar iyileştiririz de, Albay Özeller’in muvazzaf veya emekli Silah Arkadaşları tarafından, ORDU Adliyesinde yalnız bırakılması bizi son derece üzdü.
İnanıyorum ki, Ordu ve çevre illerdeki Atatürkçüler Albayımızı yalnız bırakmayacaklar. Albayı ölümle tehdit eden mafya kırığı Bahçeli ve kripto Ülkücü müsveddeleri de Türk Milletinin yüzüne bakamaz hale gelecekler.
CHP Genel Başkanına gelince;
Sırrı Süreyya için hastaneye ziyarete gittiniz, Öcalan Komisyonuna Milletvekili verdiniz, Silivri’ye onlarca defa gittiniz. Albay Özeller için neden tek laf etmediniz? Bahçeli ve Öcalan ikilisi rahatsız olur diye mi?
Öcalan Komisyonunda bir Kadın Profesör, Öcalan’ı takdir eden konuşmalar yapacak, ama Türk Subayı “Halkı Ayrıştırmak” iddiası ile zindana atılacak!
Bu zulme dağlar dayanmaz, dağlar. Türk Milletinin sinir katsayısı süratle artmaktadır. Herkes hareketlerine sözlerine dikkat etmek zorunda!
Sağlık ve başarı dileklerimle
19 Eylül 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
SEN GELMEDEN ÖNCE
Çevremizdeki tüm komşularımızla barış içinde yaşıyorduk!
Türk İnşaat sektörü yurtdışında Libya-Irak-Suriye-Rusya’da çok başarılı işler yapardı!
Çevremizdeki devletlerin hepsinde Türk Büyükelçisi vardı!
Dünyada, TARIMDA kendi kendine yeten 7 ülkeden biri idik.
Turizm gelirlerimiz, en önemli döviz ve istihdam kaynağımızdı!
Sanayi üretimimizin %75’i Avrupa Birliği ülkelerine satılırdı!
Kimse kimsenin etnik kökeni ile ilgilenmez, kardeşçe yaşanırdı!
PKK terör örgütü bitirilme noktasındaydı!
İŞID-DEAŞ-EL KAİDE-EL NUSRA-İHVAN gibi terör örgütleri Türkiye’de SIFIR seviyesinde idi! Sen geldin, Türkiye terör örgütlerinin “ASKERLİK ŞUBESİ” oldu!
O zaman AB Bakanımız yoktu ama AB ile ilişkilerimiz gelişmekteydi!
Bakanlar saygın kişilerdi. Senin Bakanların gibi İran’lı dolandırıcıların ÖNÜNE YATMAZLARDI!
Emekli İkramiyesiyle küçük bir EV, küçük bir OTO alınırdı!
FETÖ’NUN yargıdaki piçleri, henüz Kozmik Odaya girmemişti!
Ülkesi için savaşmaktan kaçan 13 milyondan fazla korkak Suriyeli, ekmeğimize ortak değildi!
2 Milyondan fazla “ABD ASKERİ” Afganlı içimizde değildi!
Tüm okullarımız Milli Eğitim Bakanlığımızın denetiminde idi. Tarikatların değil!
Kaçak Kurslar açmanın cezası 3 yıl hapis idi. Sen bunu serbest bıraktın!
İmralı’daki bebek katili, hücresinde tek başına idi! Öcalan TBMM’ye gelsin diyeni Türk Milleti tükürükle boğardı!
Habur gibi bir rezalet görmemiştik!
PKK yöneticileri ile Oslo’da yapılan pazarlık utancını yaşamamıştık!
Sen Gelmeden Önce; Okullarımızda gururla “Milli Andımızı” okurduk!
Sen Gelmeden Önce, “Ne Mutlu Türküm Diyene” ilkesinin etrafında birleşirdik!
Sen Gelmeden Önce, Büyük Atatürk’e, açıkça “Deccal-Ayyaş-Kefere Kemal” diye hakaret eden hiçbir hain devlet sofrasında ağırlanmamıştı!
Sen gelmeden önce, hiçbir Devlet Adamı, oğlu ile Haram Para konuşması yapmadı!
Sen gelmeden önce, üniversiteyi kazanan gençlerimiz PARASIZLIKTAN okullarını bırakmamıştı.
Bunların hepsini sen yaptın, sen!
Zamanında evinde renkli televizyon yokken, şimdi televizyonların, gazetelerin sahibi oldun. Hanlar, hamamlar, milyar dolarlar-avrolar da cabası!
Verdiğin zarar yetmedi mi! Bi huzur ver be arkadaş, bi huzur…
Sağlık ve başarı dileklerimle
18 Eylül 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
