Devlet, kurumlar bütünüdür!
Yasama-Yürütme-Yargı-Siyasi Partiler-TSK-Bürokrasi-Eğitim Kurumları-Sendikalar-STK-Dernekler-Özel ve Kamu Bankaları-Şirketler, en geniş anlamda ülkemizin kurumlarıdır.
Bazı kurumlar devlete aittir. Bunların çalışma koşullarını devlet koyar ve denetleme kurumlarıyla bunları denetler. Bazı üniversiteler devletin, bazıları özeldi r. Fakat YÖK gibi tamamını denetleyen devlet kurumları vardır.
Bankalar ve finans kuruluşlarının da bir kısmı devletin, bir kısmı özel sektöründür. Fakat bunların da çalışma koşullarını devlet koyar ve BDDK gibi devlet kurumları ile kurallara uyulmasını sağlar.
Yani devlet dediğimiz varlık, kurumlardan ibarettir. O zaman devletin gerçek sahibi, milleti sevindiren de, üzen de kurumlardır!
Bölgemizde ve yurdumuzda hesabı olan emperyalist devletler, emellerini gerçekleştirebilmek için uygun araç olarak AKP’yi kurdurdular ve iktidara gelmesi için ciddi destekler verdiler.
2003 yılından itibaren sayıları 35-50 arasında değişen CIA stratejistleri, AKP’ye yol göstermek için Ankara-Kızılay’da özel bir binada çalıştılar…
Devletin gerçek sahibi olan Türk Milletinin gözü önünde Cumhuriyetimiz tarafından kurulan Devlet Kurumlarını teker teker felç ettiler!
AKP, önce Yargıyı bozdu ve Yargıyı ilk olarak FETÖ’ya teslim etti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in talimatıyla, Danıştay Üyelerinin 3/4’ü, Yargıtay Üyelerinin tamamı, FETÖ’nun listelerinden seçildi!
Devletin Yargı Erkine tecavüz edenler koltuklarında kaldı, on binlerce gariban suçsuz yere zindanlara atıldı! Muhalefet Partilerinin tamamı, trene bakar gibi seyrettiler…
AKP-FETÖ-CIA, kurdukları kumpasla Türk Ordusunun Komuta Heyetini perişan ettiler. Genelkurmay Başkanı “Terör Örgütü kurmak” suçlamasıyla, dört metrekarelik hücreye atıldı. Katil ve uyuşturucu kaçakçısı için özel cezaevi açıldı! Askeri Okullar, Askeri Hastaneler AKP tarafından kapatıldı. FETÖ yetiştirmesi, CIA devşirmesi Özel paşalar Türk Milletine-Atatürk’e ihanet ettiler!
Yalnızca konuşan tüm Muhalefet Partileri, yine trene bakar gibi seyrettiler!
Yürütme erkini Başbakan, Bakanlarını döverek zaten tamamen tekeline almıştı!
Yasamayı ise, AKP-Erdoğan-Gül-Arınç-Davutoğlu-Babacan yönetiminde
“Tek Adam’a devredip bitirdiler. TBMM artık işlevsiz bir kurum haline getirildi!
Her ele geçirilen ve felç edilen kurumun gücü “Tek Adam” tarafından kullanılmaya başladı. STK’lar-üniversiteler-sendikalar ve dernekler, ya yöneticilerinin çocukları milletvekili yapılarak ya da korkutularak rehin alındılar…
Şu an görünen, AKP ve Erdoğan’ın devletin her birimine hakim olduğudur.
Daha doğrusu, AKP ve Erdoğan öyle zannetmekte!
Binlerce yıllık devlet düzenini değiştirmek, yıkmak cemaat-tarikat artıklarının harcı değildir.
Yakında Uluslararası Ceza Mahkemesinde ve yurt içinde Yüce Divanda yargılanacak Badem ekibi, Türk Devletine ve Türk Milletine verdikleri zararın hesabını verecektir.
Türk Milleti artık şu gerçeği kabullenmek zorundadır.
İçine atıldığımız tarikat-cemaat-bölücülük-mafya çukurundan çıkmamız için mutlaka ve mutlaka birlik içinde olmamız şarttır.
Türk Tarihi boyunca karşılaştığımız ihanet çetesinin hakkından ancak
“Milli İttifak” yoluyla çıkabiliriz. Herkese ihtiyacımız var.
Siyaset çoğunlukla Allah vergisi ve cesaret işidir.
Türk Devletini, Cumhuriyeti, Demokrasiyi koruyup yeniden ayağa kaldırmak için muhalefette bulunan tüm partilerimizin Genel Başkanları en önde olmalıdır.
Hattı Müdafaa yoktur, Sathı Müdafaa vardır. O satıh tüm vatandır, demişti Atatürk.
Birlik olup, Türk Milletini ayağa kaldıracağız. Türk Milletinin gücü Yeri-göğü titretir…
Not; Türk Milleti soyuluyor diye bas bas bağırıyoruz, zavallılar davul zurna ile soyulduklarını kutluyor! Eyy akıl, nereye kaçtın?
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 22 Aralık 2021
Yorumlar kapalı.