Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile New York’ta 28 Eylül’de yaptığı görüşme sonrasında basına açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında, Genel Sekreter Guterres’e teşekkür ederek, küresel kriz ve zorluklarla mücadelede sergilediği cesur liderlikten dolayı kendisini kutladı.
Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı açıklamada şunları belirtti:
“Bu yıl ikinci kez Genel Sekreter ile yüz yüze toplantı gerçekleştirdik. Hatırlanacağı üzere, Nisan ayında New York’ta yine buradaydım.
Kıbrıs Türk tarafının tutumu açık ve nettir. Doğal haklarımızın, yani egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün kabul edilmesi durumunda, Kıbrıs sorununun kökten çözümü için yeni ve resmi bir müzakere sürecinin başlamasına hazırız. Federal temele dayalı müzakereler, yarım asrı aşkın bir süredir farklı süreçlerde sürdürülmüştür. Federal temele ilişkin müzakereler, Kıbrıs Rum halkının 20 yıl önce ayrı ayrı yapılan eşzamanlı referandumlarda Kıbrıs Türk halkı tarafından kabul edilen kapsamlı Annan Planı’na ezici bir çoğunlukla hayır oyu kullanmasından dolayı başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Federal bir çözüm için yapılan son ve nihai girişim 7 yıl önce Crans-Montana’da çökmüş olup, bunun nedenlerine Genel Sekreter de şahit olmuştur.
Kıbrıs’ta artık gerçekçi, sürdürülebilir ve iki devletin iyi komşuluk ilişkileri ve işbirliği içinde olabileceği bir çözümü sağlayacak yeni bir öneri sunuyoruz.
Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve iki ayrı devlet vardır. Her iki taraf da 60 yılı aşkın bir süredir kendi kendini yönetmektedir.
Geçmişe tekrardan dönmek istemiyoruz. Refah içerisinde, istikrarlı bir şekilde geleceğe bakmak istiyoruz. Kıbrıs Adası’nı bu bölgede bir barış feneri haline getirebiliriz. Bunu başarmanın yolu; tükenen ve geçersiz temeldeki müzakerelerde ısrar etmek değil, denklemin dışında düşünebilmektir.”
Genel Sekretere müzakere yoluyla çözüme olan bağlılığını yinelediklerini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, iki tarafın çeşitli konularda eşitliğe dayalı ve yarar sağlayıcı şekilde yapacağı işbirliğine, diplomasi ve diyaloğa öncelik verilmesine ilişkin görüşünü ortaya koyduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Hepimizin bildiği üzere, Genel Sekreter’in Özel Temsilcisi Sayın Holguin’in görev süresi Temmuz ayında sona erdi. Yapılan çalışma faydalıydı ancak olumlu sonuç vermedi. Ortak bir zemin bulunmaması nedeniyle bundan sonra atılacak adımları ve adamızın geleceğini görüşmek üzere bir toplantı düzenlenmesi ihtimali için Genel Sekreter ile görüştük” dedi.
Bu toplantının öze ilişkin unsurları içermeyeceğine, resmi bir müzakere olmayacağına ve elbette tükenen federal temele ilişkin unsurları içermeyeceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, iki taraf arasındaki güveni zedeleyen engelleyici politikaları da ele aldıklarını söyledi.
“Kıbrıs Rum liderliği şu anda baskıcı davranışlar ortaya koyarak, yatırımcıları tutuklamakta, yüksek öğrenim kurumlarımızı itibarsızlaştırmaya ve turizm acentelerinin KKTC’ye tur düzenlemelerini engellemeye çalışmaktadır” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin Kıbrıs Türk ekonomisini yok etmeyi hedeflediğine işaret etti. “Bu durum sadece adada yaşayan halklar arasındaki iletişime zarar vermekle kalmamakta, aynı zamanda sonuç odaklı diyalog için uygun bir atmosfer yaratma çabalarını da yok etmektedir” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a BM’nin 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Kıbrıs’a ilişkin sözleri dolayısıyla teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Sayın Erdoğan yaptığı konuşmada, halkımın doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temaslardan yararlanmasını engelleyen adaletsizliğe ve izolasyonun devam etmesine değinmiş, dünyanın KKTC’yi resmen tanıması ve diplomatik, siyasi, ekonomik ilişkiler kurması gerektiğine dikkat çekmiştir” dedi.
Uluslararası toplumun, Kıbrıs Türk halkına yönelik insan hakları ihlallerinin sona erdirmesinin ve son 60 yıldır Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık dışı ve haksız izolasyonun kaldırılmasının zamanının geldiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, “Özellikle gençlerimiz için umut olmaya hazırız. Mücadelem, halkımın temel insan haklarını geri alması içindir ve bu uğurda, bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim” dedi.
Ersin Tatar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile de bir görüşme gerçekleşti
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 27 Eylül’de New York’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul etti.
Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu nedeniyle temaslarda bulunmak amacıyla New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul etti
New York’taki Türkevi’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilciliğindeki kabulde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için bir temsilcilik tahsis etmesinin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, temsilciliğin siyasi boyutu yanında manevi değeri olduğuna dikkat çekti.
-Özel’in Sosyalist Enternasyonal’deki tepkisi
Kıbrıs milli davasında birlikte hareket edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda AKEL temsilcisinin, Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğunu ileri sürmesi nedeniyle Özel’in önce salonu terk etmesi ardından cevap vererek tepki göstermesinin kendisini mutlu ettiğini ifade etti.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın bu yıl 50’nci yıl dönümünün kutlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, harekatın emrini veren dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit ve başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan’ı rahmetle andı, şehitlere rahmet diledi ve gazilere şükranlarını sundu.
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, Rum tarafının Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü ve 3 yıl sonra Kıbrıs Türklerine saldırıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, 1963 yılından beridir Kıbrıs Türkü’nün tecrit altında bulunduğunu vurguladı.
BM’de alınan 186 numaralı geçici kararla Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru hükümeti olarak tanındığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, alınan kararın üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen Rumların tüm Kıbrıs’ı temsil ediyormuş gibi hareket ettiğini kaydetti.
Rumların dünyayı kandırmaya devam ettiğine, Kıbrıs Türkü’nün ambargo ve izolasyonlar altında yaşadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün mağdur edilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Kıbrıs’ta yeni bir milli siyaset belirlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 18 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni siyasetle ilgili tezkerenin oy birliğiyle kabul edilmesinin kendisini ve Kıbrıs Türkü’nü çok mutlu ettiğini vurguladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77, 78 ve 79’uncu BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, “Kıbrıs Türkü’ne uygulanan ambargoların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı” yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tescil edilmeden görüşmelere başlanmayacağının” vurgulandığını kaydetti.
Kıbrıs’ta iki devletin; su, enerji, çevre ve doğal kaynaklar gibi birçok konuda işbirliği yapabileceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin Batı ve Kuzey Akdeniz’de, Kıbrıs Türkü’nün ise Ada genelinde haklarının bulunduğunu vurguladı.
“Tanınmamış olsak da egemen devlet olarak Türkiye ile işbirliği içerisinde zenginlikleri paylaşma konusunda önemli bir noktadayız” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, yeni siyasetin jeopolitik ve jeostratejik gelişmeler dikkate alınarak gündeme geldiğini söyledi.
-“İşgalci diyenler gaf işliyor”
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta işgalci olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Bunu söyleyenler gaf işlemektedir. Türkiye Cumhuriyeti 50 yıldan beridir Kıbrıs’ta barışın, huzurun ve güvenin teminatıdır. Kıbrıs Türklerine ve Kıbrıs Rumlarına barış gelmiştir. 50 yıldan beridir kimsenin burnu kanamamıştır” ifadelerini kullandı.
İngiliz Üsleri ve başka ülkelerin sürdürdüğü faaliyetlerle Güney Kıbrıs’ın lojistik bir merkez haline getirildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Orta Doğu ve Gazze’de yaşananlardan dolayı Güney Kıbrıs’ın bir hedef haline gelebileceğini vurguladı.
Kıbrıs’tan 60 kilometre uzaklıkta olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ın garantör ülkesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Yunanistan’ın ise Kıbrıs’tan bin kilometre, Avrupa Birliği’nin merkezinin 2 bin kilometre ve İngiltere’nin 3 bin kilometre uzaklıkta olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Tatar, yanı başında bulunan Kıbrıs’ın ulusal çıkarlarının Türkiye için çok önemli olduğuna değinerek, Kıbrıs’ın Mavi Vatan ve Gök Vatan’da Türkiye için jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli olduğunun altını çizdi.
1974 yılındaki darbeyle indirilen Makarios’un, 19 Temmuz 1974’te BM binasında “Yunanistan’ın işgalci olduğunu söylediğini” hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Makarios’un konuşmasında, Yunanistan’ın Kıbrıs’ta darbe yaptığını ve Kıbrıs’ı işgal ettiğini açıkladığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Makarios’un, görevini yapması ve düzeni sağlaması için garantör ülke olan Türkiye’ye bir nevi çağrıda bulunduğuna dikkat çekti.
-Özel: “Konu Kıbrıs olduğunda hakları koruma noktasında en iddialı partiyiz…. Kıbrıs ile tarihsel bağlarımız var”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında Türkevi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilciliğinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Genel Başkan Özel, 1970’lerde İhsan Sabri Çağlayangil’in bir bilgisayar firmasından satın aldığı ve öngörüsüyle kazandırdığı Türkevi’nin 2017 yılında restore edilerek ortak kullanıma açıldığını, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dostlarına güven verdiğini ve dost olmayanların imrenerek baktığı bir yer olduğunu söyledi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı ve CHP Başkanlığı koltuğunu miras bıraktığını aktaran Özgür Özel, genel başkan seçildikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptığını, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılında ise ikinci ziyaretini gerçekleştirdiğini ifade etti.
CHP Genel Başkanı Özel, bir arada olmanın güç verdiğini, söylemlerde ve ortak savunulan değerlerde bir arada durup, fikir alışverişinde bulunup, riskleri değerlendirmenin önemli olduğunu vurguladı.
Dünyanın 77 ülkesinden temsilcilerin yer aldığı Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda gündem başkayken, AKEL temsilcisinin Türkiye’nin işgali ile ilgili bir ifade kullandığını dile getiren Özel şöyle konuştu:
“Kimse tepki vermeyince salonu terk ettik. Konuşması bitince söz aldık. Türkiye’nin kuvvetli ve haklı tezlerini söyledik. Kıbrıs’a barış götürdüğümüzü, karşımızda direnemeyecek bir kuvvetin olduğunu, işgal niyetinde olsaydık Adanın tümünü alabileceğimizi ifade ettik. O günden bugüne çok uluslu toplum ne bekliyorsa Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerine getirdiğini ancak anlaşmazlıkların sebeplerinin başkaları olduğunu söyledik.”
Yapılan açıklamanın Türkiye ve siyasi muhatapları üzerinde etki yarattığına işaret eden Özel, “Türk ordusuna işgalci denildiğinde ve Kıbrıs Barış Harekatı hukuk dışı olarak ifade edildiğinde, uluslararası hukuk anlamında mahkum edilmeye çalışıldığımızda, tüm gündemleri terk edip, gerçekleri anlatmak için gündemi meşgul etmek lazım” diye konuştu.
Gündem Kıbrıs