Kıbrıs Barış Harekâtı ne zaman başladı? Kıbrıs Barış Harekâtı’nın parolası nedir? Kıbrıs Barış Harekâtı’nın sonuçları nelerdir? / Cumhuriyet / 20 Temmuz 2022
Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK), Kıbrıs’ta Türklerin Rumlar tarafından uğradığı baskı ve zulmü önlemek ve Ada’da barış ve huzuru tesis etmek amacıyla gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden 48 yıl geçti. Kıbrıs Barış Harekâtı ne zaman başladı? Kıbrıs Barış Harekâtı’nın parolası nedir? Kıbrıs Barış Harekâtı’nın sonuçları nelerdir?
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI NEDEN YAPILDI?
Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan ile Kıbrıs’taki Türk ve Rum toplumları arasında 1959’da imzalanan Zürih ve Londra anlaşmalarıyla kuruldu. Anlaşmada imzası bulunan 3 ülke Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü oldu.
Kıbrıs Türkleri ve Rumları arasında ortaklık temelinde, uluslararası antlaşmalar uyarınca 1960’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda iki halka eşit siyasi hak ve statü verildi.
Kıbrıs Rum tarafı, Cumhuriyet’in kurulmasının akabinde Kıbrıs Türklerini devlet kurumlarından izole etme, Ada’daki varlıklarını sona erdirme ve Yunanistan ile birleşme (Enosis) yolunu açmaya yönelik girişimlerini sürdürdü.
Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıslı Rumların tek taraflı güç kullanımıyla Anayasa’yı feshetmelerinden sonra 1963’te fiilen son buldu.
Türkiye, darbenin ardından 1960 Garanti Antlaşması gereği ilk aşamada diplomatik girişimleri önceledi.
Bu noktada 17-18 Temmuz 1974’te Türkiye ile İngiltere arasında darbenin ardından atılabilecek adımlara yönelik Londra’da görüşmeler de yapıldı.
İstişarelere garantör devlet olarak Yunanistan da davet edildi ancak Yunanistan’daki cunta yönetimi görüşmelere katılmadı.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile İngiltere Dışişleri Bakanı James Callaghan arasındaki görüşmelerde İngiltere’ye ortak müdahale teklifinde bulunuldu.
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI NE ZAMAN BAŞLADI?
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve Yardımcısı Erbakan, İngiltere’nin olumsuz cevap vermesi üzerine, garantörlük hakkını kullanarak ve Ada’daki Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nın başlaması kararını aldı.
Harekat, dünyaya Ecevit’in yaptığı tarihi, “Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnızca Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz.” açıklamasıyla duyuruldu.
Barış harekatıyla Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakının önüne geçilirken Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve varlığı güvence altına alındı.
Türkiye, 20 Temmuz 1974’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 353 sayılı kararı ile İngiltere ve Yunanistan’a “barışın yeniden tesisini sağlamak üzere müzakerelere başlama” çağrısında bulundu ve 22 Temmuz 1974’te harekatı durdurdu.
Bunun üzerine garantör ülkelere bir araya gelerek Kıbrıs meselesinin çözümü için görüşmelere başladı.
25 Temmuz 1974’te toplanan 1’inci Cenevre Konferansı, 30 Temmuz 1974’te imzalanan Cenevre Deklarasyonu’nu ile son buldu.
Deklarasyonda, Yunanistan ve Rumlar tarafından işgal edilen Türk anklavlarının (bölgelerinin) acilen boşaltılması ile Ada’da barışın ve anayasal düzenin yeniden tesisini teminen dışişleri bakanları arasında müzakerelere devam edilmesi öngörüldü.
Öte yandan deklarasyonla Ada’da Kıbrıs Türk toplumu ile Kıbrıs Rum toplumu olmak üzere iki özerk yönetimin mevcudiyeti ilkesel olarak tanındı.
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NIN PAROLASI NEDİR?
İkinci harekat “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla başladı
Konferansın 8 Ağustos’ta başlayan ikinci aşamasında, Yunanistan, Ada’da yeni anayasal düzenin kurulmasına yönelik tüm teklifleri reddetti ve anayasaya ilişkin varılacak bir uzlaşma için Türk birliklerinin geri çekilmesini ön koşul olarak ileri sürdü.
Ayrıca ikinci toplantıya kadar Rum ve Yunan askerlerinin Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu ancak çekilmedikleri gibi saldırılar da sürdü.
2’nci Cenevre Konferansı görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayınca 14 Ağustos’ta “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci aşaması başladı ve 16 Ağustos’ta ateşkes ilan edildi.
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NIN SONUÇLARI NELERDİR?
Türkiye’nin başlattığı harekat başarıyla sonuçlanırken Ada’da yaşayan Kıbrıs Türk halkının güvenliği sağlanarak Ada’ya barış hakim oldu.
İkinci harekat sırasında geri çekilen Rum askerleri, geçtikleri Türk köylerini yakarak silahsız insanları katletti. Toplu katliamlar ve mezarlar, harekatın bitiminde ortaya çıkarıldı.
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Türk ordusu 498 şehit verirken, Kıbrıs Türkleri genel olarak ise 1672 şehit verdi.
Harekatın ardından Kıbrıs Türkleri kendi yönetimlerini kurdu.
Kıbrıs’ta mevcut sınırların çizilmesine olanak sağlayan harekatın hemen ertesine Kıbrıslı Türkler, 1 Ekim 1974’te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi’ni kurdu.
Ardından Kıbrıs Türklerinin devlet yapısını kökleştirme, anayasa yapma ve çok partili sisteme geçme gibi tecrübeler yaşadığı Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) 13 Şubat 1975’te ilan edildi.
KTFD Meclisi, 15 Kasım 1983’te oy birliğiyle aldığı bir kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kurulduğunu ilan etti.
KKTC’nin ilanı, Kıbrıs Türk halkının Ada’daki siyasi yaşamını devlet olgusuyla dünyaya ilan ettiği önemli bir dönüm noktası olurken Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkı da ilan edilmiş oldu.
____________________________________________________________________
Stelyo Berberakis /Atina / 20 Temmuz 2019
Kıbrıs Harekâtı: 49 yıl önce bugün Atina’da neler yaşandı?
KAYNAK,GETTY IMAGES
Bu haber ilk olarak 20 Temmuz 2019 tarihinde yayımlanmıştır. / BBC Türkçe
Yıl 1974, günlerden 20 Temmuz Cumartesi. Atina’da sıcaklık 39 derece.
Saatler 13:00’ü gösterdiğinde Atina Teknik Üniversitesi’ne başlamadan önce Yunancamı geliştirmek için yabancıların eğitim gördüğü dil kursundayım.
Yunancayı sökebilmek için aynı kursta eğitim gören ve yanımda oturan İngiliz sefaretinin iki elemanı “Seninkiler adaya çıktı haberin var mı?” diye sordu.
Hangi adaya kimler çıkmış?
19 yaşımda “ada” deyince aklıma hep uzun sahiller, pırıl pırıl deniz ve çadır kurmak gelirdi.
İngiliz diplomatlar, “Türkler Kıbrıs’a çıktı. Haberin yok mu?” diye açıklık getirince, “Allah Allah! dedim. “Yunan radyoları birşey söylemiyor ki” diye saf halimle etrafıma bakındım.
Kimsede öyle bir panik hali yoktu. İngiliz diplomatlar “Evine dönsen iyi olur. Birazdan haber yayılınca panik yaşanacak” diyerek sınıftan ayrıldılar. Ben de çıktım.
3 kilometre mesafedeki evime troleybüsle gidene kadar, radyolar saat 15:00 gibi “Türk askerleri Kıbrıs’a çıktı, Savaş başlıyor” şeklindeki anonsların eşliğinde marşlar çalmaya başladı.
Yunanistan’da hala 1967’de darbe yapan albaylar cuntasının yönetimi vardı.
Marketlere hücum
Ablam Sofia haberi duyunca iş yerinden eve gelmişti. Hemen herkesin yaptığı gibi yanıbaşımızdaki markete girdik. İnsanlar çılgıncasına rafları boşaltıyordu. Süt, yoğurt, ekmek, peynir, pirinç, zeytinyağı, tereyağı, ne varsa çantalara dolduruluyordu.
KAYNAK,STELYO BERBERAKIS / Sofia ve Stelyo Berberakis
Biz ablamla Atina’ya yeni gelmiştik. Şaşkınlık içinde ne yapacağımızı bilemeden; biz de raflara bir göz attık. İki makarna paketinden başka hiç bir şey kalmamıştı. İki paket makarna ile eve döndük ve hemen Ankara’daki anne ve babamızı telefonla aramaya çalıştık..
O dönemlerde telefon hatları oldukça iptidai olduğu için yurt dışı aramalar Yunan PTT’si (OTE) aracılığıyla ve sırada bekleme usülü ile yapıldığı için 3 saat sonra bağlantı kurabildik. Onlar da panik halindeydi. Kıbrıs Harekâtı’nı bizden önce öğrenmişlerdi.
KAYNAK, AFP / Türk askerinin Kıbrıs’a çıkmasından sonra, Stelyo ve ablası Sofia Berberakis, diğer Atinalılar gibi marketlere hücum etti.
Onlar bize “Yollarda Türkçe konuşmayın” biz de onlara “Peki ama siz de Rumca konuşmayın” diye öğüt verdik ve konuşmamızı bitirdik ve beklemeye koyulduk.
Atina cadde ve sokakları ana baba gününe dönmüştü.
Henüz 5 gün önce, 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ta darbe yapan Yunan cunta yönetimi seferberlik ilan etmişti.
‘Kimin için, ne için savaşacağız?’
Yunanistan’da cunta yönetimize direnen gençler; “Kimin için, ne için savaşacağız? Kahrolsun cunta” sloganları atıyor; bir yandan da Meriç sınırına hareket eden trenlere bindiriliyorlardı.
Aynı anda, daha sonra Bodrum’daki arkadaşlarımızdan öğrendiğimiz kadarıyla, “Yunanistan’la savaş çıkıyor” endişesiyle aynı panik ortamı yaşanıyor, insanlar Bodrum’u terketmeye başlıyordu.
20 Temmuz’u takip eden günlerde Yunan cuntası yönetimi bırakmış; Paris’te sürgünde bulunan Yunan siyasetçi Konstantin Karamanlis’i Atina’ya çağırmıştı. 7 yıllık cunta yönetimi dize gelmişti.
KAYNAK, GETTY IMAGES / Cunta yönetimi, Kıbrıs harekatının ardından Paris’te sürgünde bulunan Karamanlis’i göreve çağırdı.
Savaş endişeleri arasında Karamanlis’i Paris’ten getiren özel uçak, on binlerce cunta karşıtı tarafından coşkuyla karşılanmıştı. Karamanlis uçağın merdivenlerinde göründüğünde savaş korkusunu üzerinden atanlar, cunta yönetimini lanetleyen sloganlar atıyordu.
Karamanlis başkanlığında toplanan siyasetçiler ve askeri yetkililer, durum değerlendirmesi yaptıklarında, Yunan ordusunun savaşacak güçte olmadığı anlaşıldı. Buna rağmen, Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri harekatının yayılmasını önlemek amacıyla iki askeri uçak dolusu Yunan komandosu Kıbrıs’a gönderildi.
Kıbrıs’taki Türk harekatına direnen Rum askerleri “Türk uçakları” sandıkları Yunan uçaklarını düşürecekti. O savaş hengamesinde bir Türk savaş uçağı da Kıbrıs adasına yönlenen ve “Yunan savaş gemisi” sandıkları bir Türk savaş gemisini (Kocatepe) bombalayarak batıracaktı.
Kıbrıs Sorunu’un çözümünü öngören müzakereler ise o günden bugüne devam ediyor.