İnandıklarını açıkça söyleyip savunamayan insan korkaktır.
Kendi özünü, değerlerini bilmeyip, öğrenmeyip kasıtlı olarak söylenen yalanlara inanan insan ise cahildir.
Korkaklar ve cahiller bir “Ulusun” başına gelebilecek önemli dertlerdendir.
Bundan daha tehlikelisi ise, korkaklar ve cahillerden oluşan bir kadronun dış güçler tarafından ülke yönetimine getirilmesi ve ülkenin dinamik güçlerinin de basit menfaatler uğruna bu ihanete ortak olmalarıdır.
*Adam, “Ümmetçidir.” Ulus fikrini onaylamaz ve “Türk Ulusundan” nefret eder.
Demokrasiyi, kafasında ve gönlündeki “Şeriat Devletine” gitmek için bir araç olarak görür ama bunu açıkça ve mertçe söyleyecek yüreği yoktur.
“İkiyüzlülük” denilen takiyye ruhuna işlemiştir. Hem demokrasinin olanaklarından yararlanır, hem de buradan elde ettiği güçle demokrasinin köküne kibrit suyu döker.
*Adam, Milyarlarca Dolarlık bir serveti yönetir. Türk Devletini yıkıp ve yerine “Anadolu İslam Devletini” kuracak çalışma ve kadrolaşma için şeytanla işbirliği yapar. Çan sesini, ezan sesine tercih edip yabancı istihbarat örgütlerinin kucağında oturur. Ama sözüm ona Türkiye’ye hizmet ettiğini söyler!
Bu ikisi de, korkaktır. İnandıklarını söyleme cesaretleri yoktur. Lafa geldi mi, delikanlılığı ve millet sevgisini kimseye bırakmazlar, ama sinsi-sinsi “köstebekler” gibi ülkenin altını oymaya devam ederler.
Türk Ulusu ve Türk Milleti aynı şeydir. Biri Öztürkçedir, diğeri Osmanlıcadır.
Türkler 15 Bin yıl evvel Anadolu’ya gelmiş, yazıyı bulmuş ve Anadolu’nun dip kültürünü oluşturmuşlardır.
Gerçek tarihi bilmeyen ve tarihimizi “Malkoçoğlu-Karaoğlan” gibi resimli romanlardan okuyanlar buna inanmazlar. Bizlere hala 1071 masalını anlatırlar.
Fakat Sovyet Bilim Akademisi Üyelerinden Şliyenski- Kâzım Mirşan- Servet Somuncuoğlu- Prof. Dr. Mustafa Aksoy- Prof.Dr Mehmet Bayraktar- Prof.Dr İskender Öksüz- Prof. Dr. Faruk Sümer- Prof. Dr. Osman Karatay- Prof. Dr. Ahmet Taşağıl- Prof. Dr. Semih Güneri- Alman-Avusturyalı bilim adamları bu gerçeği ispat etmişlerdir. Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar on binlerce kaya ve mağara yazıtları da bu gerçeği doğrular.
Devlet kuran halka “Ulus-Millet” denir. Türkiye de yaşayan herkes beraberce savaşarak, can vererek Türk Ulusunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurdu. “Türk Ulusu” adı altında birleşen herkes, bu çerçevede inanışlarını-etnik kökenlerini-dillerini-kültürlerini yaşamakta özgürdürler. Kendi etnik kökenini “Türk Milleti” ile eşit tutanların, buna inanıp “Konuyu TBMM’ye getirip çözeceğiz” diyen zavallıların ve bunu bizlere dayatanların amaçlarının kendi devletlerini kurmak olduğunu çok iyi biliyoruz.
PKK taşeronu Kürtçü-Bölücüler şunu açıklamak zorundadırlar;
-Türk Ulusundan istediklerinizi Kuzey Irak’ta niçin yapamadılar?
-Kuzey Irak’ta Anayasalarını Kürtçe yazamadılar. Önce Arapça yazdılar sonra Soranice’ye çevirdiler.
-Kuzey Irak’ta Kürtçenin 14 lehçesinden sadece Soranice konuşmak serbesttir. Diğerleri yasaktır.
-Kuzey Irak’taki Üniversitelerde ve cemaat okullarında “İngilizce” konuşulur.
Değerli Okurlar;
Demokrasiye şaşı bakan tarikat ve cemaat artıklarının Türkiye’mizi ne hale getirdiklerini beraberce izliyoruz. Bunların ilk yıkmak istedikleri kale Türk Ordusudur. İslam Dininin son ordusu olan şerefli Türk Ordusunda neredeyse Atatürkçü Komutan kalmadı.
“İslam’ın Son Ordusu” deyişini bilerek kullanıyorum. Müslüman Arap ülkelerinin hangisinde bizdeki gibi bir “Milli Ordu” var? Eğer bunlarda Türk Ordusu gibi bir ordu olsa, İsrail bunların hepsini üst üste koyup, bir seferde halledebilir miydi?
Türk Ordusu, gerçek İslâm’ın-Türk Ulusunun-Demokrasimizin koruyucusudur.
Türk Ordusunun her biri çok iyi yetişmiş, haysiyet timsali Komutanlarının, sahte-düzmece dijital delillerle saldırıya uğramasının bir sebebi, Türk Milletinin
“Ulus Devlet” yapısı altında, birlik içinde, inananların inançlarını Allah rızası için yaşamasını engellemek içindir. Diğer sebep ise “Dinler Arası Diyalog” aldatmacasıyla küresel haçlıların dünyaya “tek din” yayma gayretleridir.
Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ve Şanlıurfa gezisini izledik. DİTAM’da (Nereden fonlandığını bildiğimiz, Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi) yaptığı konuşmada dile getirdiği, Kürdistan-Ana Dilde Eğitim, Türk Ordusunun Kuzey Irak’ta operasyon yapmaması gibi, Türk Milletinin kabul etmeyeceği ifadelerini kaydettik! Elbette ki önce ittifak ortaklarının düşüncelerini öğrenmek isteriz. Sonra ve son kez uyarılarımızı yaparız…
AKP Çözüm Sürecinin Akil İnsanları, Soros-Tesev destekli, Taraf eskisi gazeteciler
birlikte Türkiye’yi ikinci bir “Çözüm Süreci İhaneti” için yönlendirme gayretindeler. Boşuna heveslenmesinler. Bu elemanlara rağmen, Kürt kökenli kardeşlerimizle bir ve beraber yaşamaya devam edeceğiz. Sonsuza kadar!
Türk Ulusunun sabrını daha fazla zorlamamalarını öneririm.
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 13 Mart 2022